Editörden Aylık Yazılar / Yorumlar / Açıklamalar Ana Sayfa|Reklam|İletişim|Başlangıç|Bookmark|English   
Bu sayfayı arkadaşınıza tavsiye edin..!   



Hicri Köroğlu
Mesaj ve Tartışma Panosu

1962 yılında eğitim için Amerika’ya geldi. Minessota (ABD) Ünersitesinden makine mühendisliği diplomasını aldıktan sonra Californiya Üniversitesinde feza dinamiği üzerine ihtisas yaptı.

Otuzdört yıllık bir iş hayatından sonra, 2002 yılında bilgisayar teknoloji müdürlüğü yaptığı şirketinden emekli oldu.

Editöre yanıt vermek veya konu hakkında düşünce eklemek veya eksik olan bir bölümü tamamlamak için lütfen Mesaj Panosu'nu kullanın.

 

 

ŞİRKET İMPARATORLUKLARI

       Dünyadaki önemli gelişmeler arasında, geçmişin devlet biçimlerinden biri olan imparatorlukların, yerlerini şirket imparatorluklarına bırakmaları da vardır. Silah gücüyle değilde, para gücüyle kurulan bu yeni imparatorluklar, geçmişin imparatorlukları kadar güçlüdür. Exxon-Mobil, British Petrolium (BP), Tayota veya General Motors Corporation (GMC) gibi şirketler, insan yaşamını yönlendirmede Roma, Osmanlı veya İngiliz imparaturlukları kadar güçlüdür. Ekonomiye (paraya) dayanan bu imparoturlukların, başlangıcı, tam bilinmemekle beraber, benim inancıma göre en aşaği 50 yıl öncesine varır. Ayrıca Amerika’daki ekonomik gelişmeler, bence bu başlangıca büyük hız kazandırmıştır.

Kırkbeş yıl önce Amerika’ya geldiğimde GMC dünyanın en büyük şirketiydi. GMC yanında Esso (sonra Exxon, daha sonra Exxon-Mobil), Ford ve Chrysler gibi başka büyük şirketlerinde bulunmasına rağmen, ekonominin hemen hemen her dalında birçok küçük veya orta boylu şirketler vardı. Şirketlerin birleşerek devleşmesi henüz moda değildi ve cürosu 400 milyar dolara yaklaşan Wal Mart’ın adı bile duyulmamıştı. Ayrıca, küçük şirketlerin en önemli amacı, kısa zamanda yüklü bir para karşılığında büyük bir şirkete satılmak değildi.

Halk alışverişini genelde küçük bakkaliyelerde, hırdavat, elektronik veya giysi dükkanlarında yapar, saçını mahalle berberlerinde kestirir, birasını mahalle barlarında içer ve “fast foodunu” “diner” denen kutu gibl lokantalarda yerdi. O zamanların “super marketleride”, şimdikilerle kıyasla gülünç gelecek kadar küçüktü. Yani “superlikle” bir ilgileri yoktu. Büyük mağazaların bulunduğu mall denilen kapalı, klimalı, ve modern alışveriş merkezleri yeniydi. (1956’da açılan Minnesota’daki Southdale, dünyanın ilk kapalı ve klimalı mall’u olduğunu iddia eder.)

Minnesota’daki öğrenciliğim sürecinde genelde yukarda söz ettiğm yerleride aliş verişimi yapar, ve saçımı her zaman okulun yakınandaki berberde kestirirdim. Berber dükkanın sahibi saçımı kesen kişiydi ve her defasında okulum ve ailemle ilgili sorular sorardı. Okul, gençlik ve sıla derdinden olacak ki, iş dünyasında bir hayli zamandır başlamış önemli gelişmeleri göremiyorduk. Birkaç yıl içinde, berber dükkanları ulusal büyük şirketlerin branşları olacak, “dinerlar” yavaş yavaş tarihe karışacaktı. Bu gelişmeleri o kadar saflıkla izliyorduk ki, okulu bitirmeden bir iki yıl once kampusumuzun yakınında açılan şehrimizin ilk McDonald’s’ı pek önemsememiştik. Yirmi yıl içinde Gaziantep’te bile bir McDonald’s olacağını nerden bilebilirdik? Hava yolları, petrol, uçak, gida ve başka şirketlerin birleşmesi o zaman bile sık sık gündemdeydi, fakat biz tüketici sınıfı işlerin nerelere kadar gideceğini kestirecek yetenekte değildik. O günlerde Arkansas eyaletinden çıkıp ülkenin her küçük şehrinin küçük esnafını ortadan kaldıran Wal Mart’ı henüz bilmediğimiz gibi, bilseydik bile herhalde bize kadar uzanamayacağını düşünürdük. Moğolların Hindistana girdiğini duyan Bağdatlılar, zamanla Moğolların Bağdat’ı yerle bir edeceğini tahmin edebilirler miydi?

California eyaletinde okula başladığımda, küçük şirketlerin yavaş yavaş ortadan kalkması ve şirketlerin değişik yöntemlerle devleşmesi önüne geçilemez bir ivme kazanmıştı. Küçük giysi mağazaları, büyüklerin önünde dayanamıyor, “dinerlar”, McDonald’s veya Burger King gibi devlerin karşısında siliniyorlardı. Tarihin büyük devletlerinin küçükleri yemesi gibi, büyük şirketler küçük şirketleri yok ediyordu. Ayrıca bankacılık, hava yolları, taşımacılık ve hemen hemen ekonominin her dalında kanunlar değişiyor ve şirketlerin birleşimesi/devleşmesi kolaylaşıyordu. Bankalar, örneğin, kendi eyaletleri dışında branş açamazken, kanun değişmiş ve Chase, City Bank, Bank of America gibi güçlü bankalar Amerika’nın her tarafına yayılmaya ve küçük bankaları ortadan kaldırmaya başlamışlardı.

Wal Mart gibi şirketler iş sahalarını genişletmiş, mağazalarında,ilaçtan tutunda, elektronik eşyaya kadar hemnen hemen her tür malı satmaya başlanmışlardı. Ayrıca büyük şehirlere giremeyecek diye düşündüğümüz Wal Mart, değil Amerika, dünyanın her tarafına yayılmış ve super (sonra hiper) olan marketleri bile ortadan kaldırmaya başlamıştı. Genelde Amerika merkezli bu gelişmeler, dev şirketler yaratmışsa da, henüz bunlar “imporatorluk” boyutlarına erişmemişti. Bunun gerçekleşmesi için de dünya ekonomisinin entegre olması, yani şirketlerin dünya çapında birleşip devleşmesi ve dünya ekonomisini kendi çıkarlarna göre yönlendirebilmeleri gerekiyordu.

Son 20-30 yıl içinde, ekonominin “globalleşmesi”, Avrupa Birliğinin genişlemesi ve NAFTA gibi serbest ticaret anlaşmaları büyük şirketlere imparatorluk yollarını açacak en önemli gelişmeler arasındadır. Böylece geçmişin değişik ırkların değişik coğrafyalarda kurdukları imparatorluklar yerrine, şirket imparatorluklar oluşmaya başlamış, geçmişlerin coğrafyası yerine yeni impararluklar kendi iş sahalarını domine etmeye başlamışlardır. Petrol alanında Amerika’dan Exxon-Mobil, İngiltere’den BP ve Hollanda’dan Shell, araba alanında ise Japonya’dan Tayota ve Honda, Amerika’dan GMC ve Ford ve Almanya’dan BMW bu tür şirket imparorlukların örnekleridir.

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde de benzer ekonomik gelişmeler söz konusudur., Migros ve Carrefour gibi şirketler örneğin, yakında küçük bakkal ve manavları, Koçtaş gibi şirketler de hırdavatla ilgili iş yerlerini tarihe gömecektir. Eski imparatorluklarla aynı dönemlerde var olan devletler gibi, gelişmekte olan ülkelerin şirketleri de, şirket imparatorlukların etkisi altında kalacaklar ve tarihin küçük ülkeleri gibi, haraket sahaları daha sınırlı olacaktır.

Bu gelişmelerin iyi veya kötü olduğunu bilemiyorum, fakat Wal Mart’ın Çin’in en büyük müşterisi olduğunu ve Çin için Wal Mart’ın Türkiye dahil, birçok ülkeden daha önemli olduğunu biliyorum. Dev şirketlerin insanlık üstündeki olumlu veya olumsuz etkisi her yerde çok tartışılan bir konudur. Bir taraftan Wal Mart gibi şirketlerin fakirleri (özellikle

Amerikadakileri) fakir kalmaya zorladığını söyleyenler vardır, öbür yandan bu gelişmelerin, telekomünikasyonda olduğu gibi, insanlığa çok olumlu katkısı olduğunu iddia edenler. Bu konunun daha çok tartışılacağını tahmin ediyor ve bu yeni düzen içindeki rolümüzün ne olduğunu merak ediyorum.

          

Yorum eklemek istiyorsanız, lütfen buraya tıklayınız...
 

Hicri Köroğlu

Bu sayfayı arkadaşınıza tavsiye edin..!  

Diğer Yazılar: Ana Sayfaya Dön

Bütün hakları saklıdır. izinsiz kopya edilemez ve kullanılamaz..! Yasal Uyarı (Disclaimer)
Copyright © 2000-2008 Stork Corporation-Turkish-Media.Com bir Stork Corporation Kuruluşudur...
Hicri Koroglu HİCRİ KOROGLU hicri koroğlu Hicri KÖROĞLU HICRI