Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

sadece ismini söledim


melonss

Önerilen İletiler

Hoyrat Sevdam

Benim duvarlarım pembeye çalmaz sevgili! Dudaklarımdan hiç yapay tohumlara bulanmış süslü kelimeler çıkmadı. Yüzüne haykıdıysam bu sevdanın adını; "Varlığımsın, yoluna baş koyduğumsun" dedim. Sana her gelişimde çıkınımda ya sevdanın ateşi oldu, ya bir kavga sebebi...

Benim ağıtlarım hiçbir kavalda ses bulmaz sevgili! Ben ağıdımı senin ikliminde yakmışım, senden başkası duymamıştır. Seni bulduğum zemheri dağının doruğunda, henüz açmamış her bir tomurcuğun kulağına kendi adımı okudum. İçini ısıtan her öpücüğünde, sen diken diken açıverdin çiçeğim. Benim ağıtlarım ellerime batan dikenlerineydi, sesim yalnız sesin kulaklarınaydı. Yıkılışımı da senden başkası görmezdi sevgili.

Benim senden başka korkum olamaz sevgili! Sen yüzünü ayrılığa döndüğünde, başıma sevdam yıkılır ve yığılırım toprağa. Yaşanmış değildir bendeki ölüm nöbetleri. Cesur, umursamaz bir benlikten çıkar; aciz, korkak, yüreğinde kalmanın pazarlığını yapan bir benliğe dönüşürüm. Ben gözlerine bakınca sen bana ışığımsın derdin hep. Bilemedin sevgili çiçeğim, o ışık senin gözlerinden aksedendi gözlerime. Asıl sen benim ışığımsın be sevgili. Asıl ben korkarmışım karanlığından...

Benim sevdam daha doğarken hoyratmış be sevgili! Şimdi sen itiraz yağmurlarında boğuyorsun beni. Ellerim seni tutunca incitiyorsa eğer, kaybetmek istemeyişindendir. Sen sevdam olunca benliğimde olmuşsun. Yakalandığım bütün çöl fırtınalarında senin gözlerini de yakmışım. Düştüğüm her zindanda seni de sürüklemişim kör kuyulara. Sevdam beni her yakışında sen de yanmışsın ey kadersiz sevgili. Bir özür borcum mu var? Bu sevdanın kabalığı bağışla sevgili.

Ve sevgili; kalemimden çıkan her şeyin senin için olduğunu biliyorken sevdamız kvıılcımlanırsa, o güzel gözlerin buğulanırsa, senden nefret edemem diyebilirsen içinden, hoyrat da olsa bu sevdanın hatrına beni de bağışla sevgili..

Seni seviyorum yüreğimin devrimi.

 

 

gittin gideli her gece ihtilaller oluyor senden habersiz bende

 

.........melons........

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 248
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Islak Bakışlı Aşk

 

 

Bulmak içimdeki dokunulmuşluğu oysa yokluklara doluyum,yalnızlıklarıma sitem edercesine.

Sana yakın sessizlikle duran hayallerime kızıp düşünüyorum seni.

Yalnız bıraktığım aşkımı senden,oysa kendimden sakladığım doludizgin hayallerimi yutup şarkılarla ağlıyorum kendime!

Akşamlar tanımakla bırakıp sen benimsin demek istediğim saniyeleri öldürmekle asıp bırakıyorum dilimi anlamaksızın ağlayışlarımı.

Dinle ve özle seni bensiz seven dünyayı. Günahlarımı asıp yargıladığım rüzgarlar Allah'a inanan yüreğimi sanada inanmakla yalnızlıklara bırakıyorum yüreğimi tutan güzelliklerde gizlenen sensizlikler yalnızlıklar kırıp bırakıp terkedip bana kalıyor özlüyorum seni tanımak istercesine.

Çabalar sarfetmek tanımakla geçer oysa ne çok tanıyorum kendimde seni,güneşe bıraktığım ıslak bakışlarımı sende bekliyorum inleyen çaresiz sevgiyi yücelten okşatan sevgilerde bekler romanım acılar arttıkça özlenen çiçekler kokar güzelliklere der yüreğim sen olduğun sevgilerde nerde gizlisin ben nerde.?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kahverengi Gözlerini Özledim

 

 

O uğruna canımı adadığım kahve gözlerini özledim. Baharlar doğacak birazdan karakışın kalktığı topraktan...Gülen orkideler filizlenecek taze dalların arasında.Kış uykusundaki yüreğimi gülen kahverengi gözlerinle uyandır. Her yerde sen varsın. Nereye baksam o gözlerin..Bıkmadan usanmadan hep aynı gözlere dalıp gitmek..Gecenin koynunda yıldızları değil de gözlerinin hayalinde sabahlamak.....

 

Yokluğunda karanlıklar düşüyor avuç içime.. Ve sen gittin gideli takvimler aynı tarihte asılı.. Saatler geçmek bilmiyor yokluğunun duraklarında.. Yalancı soğuklar kapın eşiğinde sevdamı zorluyor.Tahta beşikler sırtıma dişlerini geçiriyorlar sanki..Her sabah sensizliğe uyanmak; ölümün soğuk kucağında uyanmak gibi acı ne yazık ki.

 

Nerdesin ey kahve gözlüm..Meğer seni unutmayacak kadar çok sevmişim.Meğer saçının bir teline çoktan şu ömrümden vazgeçmişim...Ve öyle özledim ki seni...Özlemlerimi anlatmakta kifayetsiz dilimde ıslanan heceler..Özlediğimsin şu fakir yürekte...En çokta uğruna canımı verecek kadar sevdiğim kahve gözlerini özledim...

 

Buzdan yangınlar körüklüyor sensizliğimi..Mevsimler hep gittiğin saatte kalmış. Terkettiğin son şehir de yalnızlıklarda yağmalanmış.Turnalar bile göç yollarını benden uzaklara çevirdiler..Güneş bile eskisi bile ısıtmıyor..Ellerim yansa da alevlerin ortasında yüreğim üşüyor yüreğim !. Acıkıyorum vakitsiz.. Bir karın tokluğuna, bir ekmek tadına değildi açlığım...Sevgine, güzel gözlerine acıkmıştı...Susuz çeşmelere bir yufum sevgini içmek için koşuyordum...Susuzluğum sendin...Bir kez görsem baharı andıran gülüşlerini...Kana kana içerdim yüreğinden sevginin güzelliklerini...

 

Her kaldırım yokluğunda bestelenmiş matemine şahit.Yaz sonunda başlayan bahara adanmış sevdam kışın ortasında bitmemeli. Gülen gözlerini karakışın ayazlarında görmeliydim..Kışa inat, ayaza inat gözlerinde üşümemeliyim.. İçimdeki tüm denizler durgun.Bir gelsen gözlerinle ufuklarımı kahverengiye boyayacağım..Ah bir gelsen kahverengi gözlerin..

 

Rüzgar, eteklerine fırtınaları doldurup inadına sensiz kalan sırtıma esiyor..Rıhtımlar bile ıslak tıpkı sana ağlayan gözbebeklerim gibi...Yalnızlığa demirlenmiş gemiler gibi sensizliğinin limanında gönül teknem..Hani kahverengi tonun en güzel sana yakıştığı gözlerin var ya ben onları özledim..Gel de bir kez gülsün zifiri karanlıklara boyanmış yıldızlarla sensiz gecem..Dilimde hep ayrılık şarkıları ve düz bildiğim yollarım bile hep yokuş...İniyorum sandığım yollarda bile meğer ben ayrılıkların yokuşunda sana ilerliyorum...Kuru ayazla savrulmadan kahve gözlerinle düş baharlarımın avuçlarına...Süzül bir küçük serçe edasıyla yüreğimin durgun sularına....

 

Öleceksem bir kez tadacağım sonsuzluğu..Ama ben sensizlikte her gün kahve gözlerinin hasretine ölüyorum.Ben seni yüreğinle özledim..Bir sabah uykusuz gözlerime güneşin sıcaklığıyla gel..Bir gece kahve gözlerinle yıldızlara çağır beni..Yeter ki o kahve gözlerin çağırsın beni...

 

Gelmeyeceğini bilsem de bana yetiyor kahverengi gözlerin....Bir gün yıldız olup düşersem rüyalarına bırak yaşayayım seni...Bir saniyelik hayallerimde bile benimle ol..Gözlerim sabah ayrılığına uyansa da bırak hayallerde bari kahverengi gözlerinden doyasıya öpeyim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Bir Kibritlik Sevgi

Kelimeler anlamsız, sevgisizse eğer,

Gözlerin bakarken ağlar, sevgisizse eğer.

Ellerinin sıcaklığı buz kesilir, sevgisizse eğer.

Hayata sımsıkı sarılmak,

Yaşamak, doyasıya yaşamak.

Gülebilmek, acılara meydan okumak.

Kışın soğuğunda, yüreğini ısıtmaya,

Bir kibritlik sevgi de...

Yeter.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kış Gülü

Yüreğimin dibinde yeni bir gül açmış,

Burcu burcu kokar, yakar içimi.

Yandan bakar kalbim sana.

Senin yüreğinde neler var?

Ben bu ellerin eliyim güzelim.

Ellerim ellerden, gözlerim gözlerden uzak.

Yüreğim taş olmuş,

Goncalarım kömür.

Böylesine delice gülmeyi,

Bin yıl unutmuş dudaklarım.

Yüreğimin derinliklerinde kaybolmuşum.

Ne tarafa baksam, gördüğüm boşluk.

Yüreğim taş, goncalarım kömür,

Yüzümde bir arsız gülüş,

İçim buruk, sevgiye hasret.

Delirtme beni be güzelim...

 

.............melons...........

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Seni seviyorum

O kadar çok seviyorum ki

Her günüm sensiz her günüm inan ölümüm

Sanki idam sehpası kurulmuş da

Son anlarımı yaşıyor gibiyim

Sana bu kadar çok tutulmamın sebebini anlayamadım

Mantıklı olacak bir yanıt bulamıyorum

Mantığım yetmiyor

Düşünceleri duyguları okuyabilme yeteneğim de

Körelmiş halde sevgin karşısında

Aradaki farkları mesafeleri bilmeme rağmen

Sana aldanıyorum galiba

Gözlerim köreldi

Ay ışığı gibi parlayan

Baktığımda içimi eriten güzel ışıl ışıl gözlerinle

Eriyip duruyorum seni görünce

Sen galiba en son ve zor aşkım olacaksın

 

Seni seviyorum

Sana seni sevdiğimi haykırıyorum

Dizelerimle seni çok seviyorum

Canım benim canımı almaya aday güzel

Seni sevdiğimi biliyorsun

Düşüncelerin ve ben….

Koskoca bir muammayız galiba

Ama sana şunu söyleyeyim

Göründüğüm gibi değilim

Tutucu değilim

Sol kanadım yaralı soldayım

Hayat beni çok çabuk büyüttü

Yaşadıklarımı içimde sakladıklarımı

İçimde saklı tutuğum çocuksu afacanı bir görsen

Aldandığını görürsün

Ama ne nafile

Ben ademlikler içindeyim

Ademlik aguş açmış

Ah u zar gönlüme

Sen bir kanarya olup konmuşsun kalbime

Sabah akşam ötüp duruyorsun

Benim seni sevdiğim yazdığım dizelerim gibi

Sana haykırıyorum dizlerimle

Seni seviyorum güzel gözlü

Canan

 

2)(D)

Sana inanamayacağın kadar çok bağlandım

Sebebini bilmezsem de

Galiba ilk kez sebepsiz bir şekilde aşık oluyorum

Yaşadığım aşklara kıyasla

Sen benim en zor sevdam olacak gibisin

Belki de beni sona götürecek sevda

Ölüp diriliyorum

Bağrımda kor bir ateşsin

Seni sevdiğimi yazdım

Seni sevdiğimi haykırdım

Binlerce insanın okuyacağı dizelerde

Ama kılın bile kımıldamayacak

Çünkü

Yara benim

Sevda benim

Aşk benim

Acılarım benim

Mazide bıraktığım sol yanım benim

Görünüşüme gizlenen itikat benim

Her şeyim yaşadıklarım ölümlerden dönüşlerim

Yıkılmadan ayakta duruşlarım

Sevdalarım

Her şeyim benim

 

Aşk leylasıdır mecnun

Aşk

Aşk

Aşk

Kutsaldır

Aşkın sağı solu olmaz

Olsaydı sana tutulmazdı

Kalbimin olmadığı sağ yanım

 

Sen benim olmak istemezsin belki de

Beni sevmiyorsun belki de

Beni sevmiyorsun belki de

Nefret bile ediyorsun belki de

Benden

Ama şunu bil ki seni sevdim

SENİ SEVİYORUM

GÜZEL KIZ.

 

18.06.2007

..................melons..........

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Lâl

 

 

Konuşsam kan dolar ağzım,

Dilimden yaralıyım.

Suyunu akıtarak, yiyemedim hayatı.

Acı bir tebessümdü sevdalarım.

Kaç kez geçtim kendimden,

Kendimi bulamadım.

Siyahtı zamanın rengi

Önünde ağladım.

Kanadı göz kapaklarım.

Büyüdüğümü, kaybolduğumda anladım.

Düşmüştü düşlerim,

Künyemden silinmişti adım.

 

 

 

.............melons.............

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Takılmışım Bir sen'e

öyle hızlı geçmişki zaman

sensiz farkında bie değilim yılların

boşa geçmedi elbette ömür

seninle dolu dol yaşadım her bir saniyeyi

şimdi saat sensizliği on geçiyor

su akıp gitmekte

ömürden tek tek ayrılan zaman gibi

bense takılmışım bir sen'e

saymaktayım yerimde...

 

bakma bu kederli satırlara

gözlerim hala ıslak değil

ellerim titremiyor eskisi gibi

öyle eskiden kalma bir alışkanlık işte

hani sen öğretmiştin ya!

vakti geldiğinde çekip gidersem üzülme diye

attım bütün geceleri koynuma

ne olur ne olmaz

gelmiyor sabahların

bitmiyor gecelerin

şimdi saat sensizliği beş geçiyor

rüzgar deli gibi esmekte

bense takılmışım bir sen'e

saymaktayım yerimde...

hatırladın değil mi aşk bahçemizi?

güzel günler üzerine ettiğimiz yeminleri

bitmesin diyerek ağladığın günleri

tebessüm ederek göz bebeklerim olduğun

ve haykırdığın anı sevgini

kulaklarımda hala hiç bitmeyeceğini sandığım soluğun

bitecekmiş meğerse!

meğerse sendeki bu ateş saman aleviymiş

on altı yaş heyecanı belkide

şimdi saat hiç bir haltı geçmiyor

yağmurunda yağacağı yok zaten

bense takılmışım bir sen'e

yürüyorum durmadan bilmediğim bir meçhule...

 

 

.............melons......

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Göz Tutulması

herkesten sakladığım sırrımsın, kendimden bile

sırra kadem bastığım gün anlamıştım

yerinde bıraktığın boşluğun büyüyeceğini.

Dolduramadı hiç kimse;

Hiçbirine olmadı yüreğimin sana biçtiği elbise.

'ard arda' geliyorsun ölü günlerde.

önce birin, sonra ötekin kalmıyorsun...

göz tutulması sadece

................melons.......

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gözlerini Dik Gözlerime

Konuşma, öylece dur karşımda,

Gözlerini dik gözlerime.

Hani bir şarkı varya;

"Gözler yalan söylemez" diye

Anlıyorum gözlerinden, "seviyorum" desen de demesen de.

 

Gözlerin diyorki bana,

"Seni seviyorum hem de çok"

"Fakat bu işin sonu yok"

Gözlerin diyorki bana,

"Beni sevme benden yar olmaz sana"

Olsun gülüm! Ruhun benim ya, kalbin benim ya,

Gerisi vız gelir bana.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tek Başınada Yaşanır Aşk

 

 

 

Seviyorum seni

Sen beni sevmesende

Sanki sen beni sevmeyince

Bu gönül seni benden vazmı geçecek

Adı aşk olmayacak mı sana duyduğum hislerin

 

Seni görmese bu gönül

Sevgisin bi şey mi azalacak

Karşılık vermesen aşkına

Aşkı aştan sayılmayacak mı?

 

Gönül bu karşılığı olmadan da sevebilir,

Aşk tek başınada yaşanabilir

Gönül bu görmeden de sevebilir

Hisleriyle, duygularıyla.

 

Gönül bu hiçbir engel tanımaz

Yaşadığı aşkı kalbinden söküp atamaz

Gönül bu

Bir sevdadır peşinden koştuğu istese de yakalayamaz,

Yakaladıysa da, sevdadır artık onun adı

Siz istemeseniz de o sizin peşinizi bırakmaz.

 

.............melons.............

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tek Bir Aşk

Tek bir itirafın güzelliğinde başladı sana olan sevgim,

Tek bir bakış o an,

Tek bir kelime,

Tek bir dileniş,aşk için

Yani onurlu bir dileniş...

 

Tek bir fedakarlığın mucizesinde başladı sana olan sevgim,

Tek bir sesleniş o an,

Tek bir sıcaklık...

Ve büyüne kapılmıştım çoktan,

Tek bir kerede düşürmüştün tuzağına

Ve düşmüştüm farketmeden...

 

Tek bir dilek,

Tek bir arzu olmuştun artık benim için

Tek bir SEVGİLİ

............melons..........

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Zor Aşk

seni sevdiğimi söyleyemedim

şimdi çok pişmanım

biliyorum,beni unuttun

ama ben seni unutmadım

 

hakkım değil sana

''bana geri dön beni sev ''demek

ama içimdeki bu aşkı öldürmek

onu yani seni bir çırpıda sökmek

seni unutup, tekrar sevmek

çok zor ,çok

 

zamanı geri sarmak kadar

senin bana dönmen kadar

benim seninle olmam kadar

 

..............melons............

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Ben Şair Değilim

Yanlış anlamayın,

Ben bir şair değilim.

Duyguların sarhoşuyum sadece.

Bir an kelimeler

Birikir dudaklarımda

Kâğıdı önüme alır

Mürekkebine karışırım

Kelimelerin.

Kuşları yazar

Dallarına konarım ağaçların.

Rüzgârla at koştururum,

Ve gri bulutlardan düşerim yağmurların.

 

Yanlış anlamayın,

Ben bir şair değilim.

Çığlıklarını dinlerim sadece

Martıların.

Denize bakar bakar,

Bir balık solungacında

Nefes alırım.

Bir midye kabuğunda

Vururum sahillere.

Önce kır saçlı bir hayat kurar

Sonra,

Düşlerine karışırım

Çocukların.

Anaların ağıtlarında dolaşırım.

Türküleri olurum

Geçilmez, sarp dağların.

Bu şehri içime çeker çeker

Bitiririm.

Nerde bir sokak varsa,

Cebime atarım.

Param yoktur benim

Ben gariban doğmuşum

Eğer varsa cebinde bir şeyler

Buruşuk kâğıtlara yazılmış

Şiirlerim var.

Her sokak başında

Beni bekleyen bir yalnızlık,

Ve kurulmamış düşlerim…

 

Yanlış anlamayın,

Ben bir şair değilim.

Tutkunuyum sadece

Mevsimlerin.

Bir ilkbahar eser

Kırık penceremin deliğinden.

Götürür beni,

Rutubet kokan anılardan,

Kendimi bir kelebek kozasında bulurum

Yeniden doğar,

Yeniden bir hayat kurarım kendime.

Bir bakmışım ki bir kahraman olmuşum;

Tahta kılıcımla,

Tahta atımla,

Savaşlar yaşamış.

Kitaplardan bir ülke kurmuşum kendime.

 

Yanlış anlamayın,

Ben bir şair değilim.

Serserisiyim sadece

Bu kentin.

Sigaram yoktur dudaklarımın arasında,

Ama hep bir ıslık vardır.

Bir de,

Bir dilencinin duaları…

 

Yanlış anlamayın,

Ben bir şair değilim.

Biraz melankoliyim sadece.

Karanlıkları severim,

Loş ışıklı odalarda

Yalnız kalmaları,

Ve bir de

Tıkırtısına karışmayı severim

Geçilmez zamanların

 

 

....................melons.....................

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sensizlik

Yine hüzün rüzgarları esiyor gönlümde,

Yanlızlığın ve sessizliğin çığlığı duyuluyor.

Bir başka geçiyor sensiz geceler,

Bir başka aydınlanıyor sensiz günler.

 

Geçtiğin yollara baktıkça gidişin geliyor aklıma,

Su gibi akıp gittiğin günleri hatırlıyorum.

Sana engel olamadığım için kendime kızıyorum,

Ve 'NEDEN' diye soruyorum!... NEDEN?..

 

Senin için yazdığım satırları okuyorum rüzgarlara,

Seni nekadar sevdiğimi söylemeleri için,

Kulağına fısıdamaları için,

Sessizce dinle,duyacaksındır.

 

 

..............

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Denk Değiliz

1)

 

Biz denk değiliz

Bunu kabul etmek zorundayım

Sana karşı olan sevgimin karşısında

Gözlerim körelmemeli

Körelirse sana bağnazca tutulurum

Diye düşünüyorum son birkaç gündür

Bu düşünceler arasında şunu da kabul etmek zorundayım

Güzel gözlü

Sana bağnazca tutulmuş haldeyim

Seni düşünmeden duramıyorum

Her yanımdasın

Hayatımı kuşatmış haldesin

Aldığım nefestesin

Seni inanamayacağın kadar çok seviyorum

Ve bu tutkum bana acılar yaşatıyor

Sana kavuşamazsam yıkılırım aldığım son nefesim olursun

Bunun farkında bile değilsin

Seni bir daha göremezsem acılara

Mahkum olurum

Sevdan karşısında

Bitap haldeyim

Ama biz denk değiliz

 

2)

Artık nesnel düşünüyorum

Zifiri karanlıklardan benliğimi çekerek

Seni ciddi ciddi düşünmeye başladım

Düşüncelerini duygularını okuyorum

Ve seni düşünüyorum

Kendimi ve sevgini bir kenara atarak

Seni düşünüyorum

Ve denk olmayan yönlerimiz beliriyor bir anda karanlıklardan

Senin de düşündüğün farkları buluyorum

 

Gözlerindeki anlam belki bir şey ifade etmiyor

Beni sevmiyorsun bile aklından bile geçmiyorum

Belki

Yani anlayacağım gibi biz denk değiliz galiba

Ben boşuna sana bu kadar bağlandım

Doğrusu içinde bulunduğum sıkıntılı dönemden

Kurtuluş için bir nebze olsun soluk almak gibi

Bir şey galiba sana karşı beslediğim sevda

Ama şundan eminim ki

Seni ölümüne seviyorum

Seni seviyorum

Beni sevmeme ihtimaline rağmen

Seni ölümüne seviyorum ÇİĞ tanesi

Ömrümün son DEMİM

Tüm dengesizliklere rağmen

Seni seviyorum….

 

 

..............melons...........

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Daha Sana Dokunamadım Bile

Bu küçük odanın her yerini doldurdum seninle. Her eşyada sen varsın. Yılların hüznünü solumuş duvarları ilk defa neşeyle tanıştırıyorsun. Bu yüzden seni o kadar çok seviyorlar ki onlar… Seninle olabilmek için her daim beni de bırakmıyorlar. Biliyorlar çünkü senin bende olduğunu. İçimin bir parçası olduğunu… Ve bana da seviniyorlar biliyorum. Bazen çehreni bana göstermek için çırpınıyorlar. Hüzünle baş başa olduğumu anladıkları an seferber ediyorlar seni. Sanki yılların hüznünü taşımak yormamış onları. O yaşlı kapı bile hep kapalı artık senle beni odada baş başa bırakmak için.

 

Aşk denen şey bu olmalı. Küçük odada her şeye resmini çizebilmek… Ve işte bu küçük odada yaşayabilmek kocaman hayalleri. Tutup düşleri elinden her gece sana getirmek… Bak yine sendeyim umutlarımla. Onlara seni anlatıyorum. Seni gösterip, işte bu, sizi yaşatan diyorum. Bir anda sıyrılıyorum tüm geçmişimden. Dalıyorum hiç korkmadan engin denizlerine. Oysa yüzme bilmiyorum ben. Sen tutuyorsun elimden, korkma diyorsun, korkma! Korkmuyorum, sahiden korkmuyorum sevgili. Sözlerin yüreğime nefes gibi doluyor, gözlerin ufkumu açıyor. Güç veriyorsun bana. Yüzüyorum yüzüyorum yorulmuyorum.

 

Yıldızlar geldi yine yanı başıma. Seni anlatıyorum. Tebessüm ediyorlar. Huşu içinde dinliyorlar. Her gece anlatıyorum her gece dinliyorlar. Bıkmadan. Bir serap gibi girişin içime… Sonra ete kemiğe bürünen sen… Gözlerinin içine dalıyorum. Çılgınca koşuyorum, durup dinlenmeden varmak istiyorum vatanıma. Tüm engelleri kaldırıyorsun önümden. Canımın ta içine işliyorsun. Seni seviyorum diyorum, içim titriyor.

 

Hiç bu kadar dolu olmamıştı bu iki kelime. “Seni seviyorum.” Sanki yüreğimden kopuyor bir parça dilime taşınıyor, ordan sana. Bir daha söylüyorum, bir daha. Her söylediğimde hissediyorum yüreğimin ılık ılık dolduğunu senle. Aşk denen şey bu olmalı işte. Sustuğunda bile gözlerin anlattığı şey.

 

Sevişmelerimiz geliyor aklıma. Dudağında yakıyorum kendimi. Atıyorum alevlere. O an sanki dünyanın tüm rengi siliniyor. Her şey yok oluyor. Tek seni görüyorum, seni hissediyorum ve seni yaşıyorum. Başka hiçbir şey kalmıyor bende. Her şeyi yoluna seriyorum. Yüreğimi vermişim sana, aklımı da bırakıyorum. Fısıldıyorum seni ne çok sevdiğimi ama sonra susuyorum hep, sen de susuyorsun. Oysa ne çok şey söylüyor suskunluğumuz. Karaya vuran dalgalar gibi vuruyor içime içime sessizlik…

 

Aşk bu olmalı. Aniden uyanmak uykudan ve bilmek o anda çok uzaklarda adının söylendiğini. Çok uzaklarda olduğunda bile duyabilmek seni… Aynı anda kelimeleri çarpıştırmak ve gülümsemeyle susmak… Aynı şeyi düşündük yine. Seni seviyorum.

 

Ama daha sana dokunamadım bile…

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnternette Dürüstlük

Beni okuyorsanız eğer, buralara kadar ulaştıysanız yani, sizin de bu ortamda dostluk ve sevgi aradığınızı ya da er geç arayacağınızı düşünüyorum...

Birbirimizi görmeden, tanımadan ve sadece "hissederek" yürüttüğümüz dostluk ilişkisi yaşamımızdaki diğer ilişkilerden çok farklı gelişiyor..

 

Gerçek yaşamda önce fizikleriyle, giyim kuşamlarıyla, sonra da fikirleriyle ve yaşam görüşleriyle, zihinleriyle tanışırız insanların..

 

Oysa burada, sanal ortamda, önce fikirler ve görüşler ön plandadır, birbirimizi zihinlerimizle tanırız, severiz (ya da sevmeyiz) ve bazen de tanımak isteriz, görüşür tanışırız....

 

Değer verir, dost oluruz..

 

Çok sevdiğim bir şair ve filozofun, Halil Cibran'in sözlerini yazım süresince paylaşacağım sizlerle:

"Dostunuz size aklından geçenleri açıklarken ne -hayır-ı ne de -evet-i ona söylemekten korkmayınız. Ve o sustuğunda yüreğiniz onu dinlemeyi sürdürsün; Eğer dostun senin içindeki denizin alçalacağını bilmek zorundaysa, bırak yükseleceğini de bilsin.. Yalnızca zaman öldürmek için aranılan dost nedir ki ? O, sizin ihtiyacınızı karşılamak içindir, yoksa anlamsız boşluğunuzu değil.. Ve dostluğunuzun uyumunda bırakın kahkahalar yükselsin ve zevkler paylaşılsın..."

 

Bazen bu büyü bozulmasın diye, dürüst olamadığımız için, bu tanışmayı istemeyiz. Karşımızdakinin dürüstlüğü veya bizimki, bir şekilde kafamızda hep dürüstlüğü sorgularız, güvenmek isteriz yazılana, dostlarımıza....

Gerçekten o kişi mi...

Gerçekten böyle mi düşünür...

O mu gerçekten bizim etkilendiğimiz...

Sevgi duyduğumuz...

Yoksa yalan mı bize söyledikleri....

yoksa...

yoksa...

bize sevgiden bahseden, yüce duyguları bayrak etmiş kişi, evinde eşini veya çocuklarını döven biri mi? En azından, insanları iddia ettiği kadar sevmiyor olabilir mi? Zaman içinde tanıdıkça kuşkular başlayacaktır...

 

Hiç kimse yalanı sürekli sürdürecek kadar zeki değildir...Ve hiç kimse de bu yalanlara sonsuza kadar inanacak kadar saf değil...

 

Dürüstlük, özgürlük demektir ve özgürlük kısıtlanmamalıdır asla...

"Özgürlüğünüz, kendisine vurulmuş olan zincirlerinden kurtulduğunda, daha büyücek bir özgürlüğe zincir olur..."

 

Sürdürmeye çalışacağımız yalan, hatırlamak zorunda olduğumuz uydurma kişilik en çok kendimizi rahatsız edecektir bir gün.....

 

İnsan karşıısındakini bir süre aldatabilir belki...

Hatta uzun bir süre de bunu devam ettirebilir...

Ama, kendini kandıramaz, bunu hep sürdüremez...

Sürdürürse, kişilik sorunları başlayacaktır, yarattığı kahramanı yaşatmaya çalışırken, kendisini yaralamış, hatta öldürmüş olabilir...

Ne kaybederiz oysa, ne olur boyumuz kısa veya uzun ise, zayıf veya şişman isek....

Sağlığımız yerinde veya değil ise...

Eksiklerimiz varsa...

Paramız olsa veya olmasa...

Veya o filmi görmemişsek, o şiiri duymamışsak....

Ya da o ülkeye gitmemişsek...

Sesimiz güzel değilse...

O konuya yabancı isek....

Söylediğimiz yaşta değilsek...

Manken-fotomodel bir kadın veya atletik vücuda sahip bir erkek değilsek..

Ya da yaşamımızda olmadığını söylediğimiz birileri varsa...

Ne fark eder dostluk adına..

Yalanların esiri olarak yaşamak ve bir gün her şeyden kaçmaktansa, dürüst olmayı denesek dostlarımıza ve kendimize...

Yarattığımız dünyanın birgün başımıza çökmesindense....

Daha kötüsü, bir başkasının dünyasını yıkmaktansa....

"Tıpkı okyanusun sahilinde durmadan kumdan kaleler yapan ve sonra da bir vuruşta gülerek yıkıveren çocuklar gibi. Oysa sizler kumdan kaleler yaptıkça okyanus sahile daha çok kum yığmaktadır. Ve yaptığınız kaleleri yıktıkça okyanus sizlere gülmektedir..."

Kendine mükemmel bir kişilik yaratmak çok kolay..

Zor olan,olduğunu dürüstçe olabilmek.....

En acı gerçeğin bile en güzel yalandan üstün olduğunu hatırla....

Dürüstlük temelinde oturan dostlukların daha değerli ve uzun ömürlü olacağını ta içinde biliyorsun...

Unutma, uzun vadede dürüstlük her zaman galip gelecektir...

Kendini zor olsa da, acı olsa da, kabullen...

Çünkü sen biriciksin, çok değerlisin. Sonradan acısını çekeceğin hayalleri yaratma..

"Acınız, idrakinizi kaplayan kabuğun kırılmasıdır. Nasıl ki, bir meyvanın yüreğinin güneşi görebilmesi için kabuğunun çatlaması gerekir, acı da sizin için öyledir. Kalbinizi güncel yaşantınızın mucizelerine hayran tutabilseydiniz, acınız mutluluğunuzdan daha az görkemli olmazdı. Tıpkı tarlalarınızdan geçip giden mevsimler gibi, yüreğinizin mevsimlerini de kabul edebilseydiniz, Pişmanlık ve üzüntülerinizin Kış'ında çevrenize huzur içinde bakabilirdiniz... Acılarınızın çoğu kendinizce seçilmiştir. İçinizdeki hekimin hastalıklı benliğinizi tedavi amacıyla verdiği tatsız ilaçtır... Bu nedenle, içinizdeki hekime güvenin ve uzattığı devayı sükunetle ve yatışarak için.."

Karşındakine güvenmek istiyorsan, dürüstlük arıyorsan, önce kendini güvenilir kılmalısın. Bunun da yolu bir; acı da olsa, zor da gelse kendinle tanış ve bize seni sun..

 

Çünkü biz seni seviyoruz, klavyenin tuşlarındakini sahte dostu değil, sadece ve tam da şu halinle seni...

 

 

ben sadece düşüncelerimi aktardım siz isterseniz yine yarattığınız kişi olmaya devam edin ....

 

ben olduğum gibiyim ... neysem oyum yani ismail arslan .. yanii

 

.........melons.......

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İki Gözüm

Biliyor musun iki gözüm; bugün ayın kaçı? Hangi mevsimdeyiz? Bahar mı, kış mı, sonbahar mı, yaz mı; inan farkında değilim. Sıla ne yana düşer, gurbet ne yanda? Nerdeyim, nasılım? Bilmiyorum.

Derdim, kederim ne biliyor musun?... Neşemi, sevimcimi, yaşama gücümü yitirdim. O coşkulu, mutlu, umutlu günlerimi ne de çok özlüyorum. Öylesine bir özlem ki bu; ne sen sor, ne ben söyleyeyim. Sevdiklerim, özlediklerim ve bana dost olanların her biri başka bir yerde; hiç birine kavuşamıyorum.

Dalları fırtınada kopmuş bir ağaç gibiyiz iki gözüm. Her dalımız bir sınır boyunda, her yaprağımız bir ülkeye savrulmuş. Bir yanımız vizeli, bir yanımız kaçak. Çocukluğumu, ilk gençliğimi, geçmişimi, memleketimi velhasıl eskiye ait herşeyimi nasıl özlüyorum biliyor musun? Özümü özlüyorum, özümü.....Kendim olabilmeyi, sözümde durmak için verdiğim çabayı, kendime dürüst olmak için kendimle olan mücadelemi, özümle barışık yaşamayı özlüyorum. En iyi sen bilirsin, bir huyumu terk etmek için sarf ettiğim gayreti. Doğaya, insanlara, hayvanlara, çocuklara olan sevgimi, tutkumu ve yüreğimdeki ateşi, dimağımdaki tadı da en iyi sen bilirsin.

Zaman geçiyor, hayat geçiyor, ömrümde akşam çanları çalmaya başladı bile. İnsanın mutlulukları, heyecanları, hayatı, yaşadıkları geride kalıyor iki gözüm. Bizim gibileri yıllar geçtikçe daha bir duygusallaşıyor. Toplumların gittikçe bencilleştiği, duyarsızlaştığı dünyamızda olup bitenler beni hüzünlendiriyor. Acaba bu durumun bilincinde ve farkında olan çevremizde kaç insan var Binbir düşünce üşüşüyor beynime. Anılarla, özlemlerle boğuşmak beni ayrıca yıpratıyor. İç acısıyla dolu, yaralı, bin yerinden vurgun yemiş bir gönülle acılara karşı umarsız olmaya çalışıyorum ama olmuyor. Belki bir gün son bulacak ufuklarda solar hüznümüz. Hala bir şeyler bekleyerek bulutsu bir sise gömülüyor her şey.

Şimdi ise, gülmek-ağlamak arası monoton bir hayatın girdabında kaldım. Üzerime ölü toprağı serpilmiş gibi. Silkinip çıkamıyorum. Gün ışığına, suya hasret sebzeler gibi tatsız ve tuzsuzum. İşte şimdi böyle bir insan oldum iki gözüm. Gayesiz ve huysuz . Evden sokağa her çıkışımda , penceremden dışarı her bakışımda, karabasan gibi çöken sis ve karanlık dokunuyor bana. Oysa ışık umut, umutsa hayat demektir. Ben mi o ışığı yitirdim, yoksa o ışık mı beni; bilmiyorum. Nedense hep geçmişe bir özlem duygusu büyüyor içimde... İşte böyle iki gözüm. Hangi gündeyiz? Bugün ayın kaçı? Hangi mevsimdeyiz ? Bilmiyorum.Bilsem de benim için artık hiç bir önemi yok..........

Uzun yıllar önce sevdamı yüreğime yükleyip geldiğim bu yabancı ülkede, koynunda volkanları taşıyan bir dağ gibi sustum. Suskunluğumu delicesine haykırmak isterken, içime ağuları akıttım ve öylece sustum. Kara bir diken gibi yuttum ve içime yığılıp öğlece kalakaldım. İçimdeki yangını, yüreğimdeki yarayı, gözlerimdeki damlayı sorma. Hasretlere dayayıp başımı, hüzünle geçip giden günlere, gecelere döndüm sırtımı iki gözüm. Yorgun, yetim ve yaralı. Gönlümün duvarına kocaman bir sevda resmi çizdim, bir de ateş yaktım ocağıma dağ gibi.Ki, okyanuslar söndüremez.

İnsanlar, var olalı beri kabullenmiş sevdayı. Herkes kendi sevdasının mecnunu; kendi hasretinin delisi olmuş. Kendi hikayesini, kendi sevdasını en büyük sanmış ve saymış; büyütmüş yüreğinde dağ dağ. Sabır sabır beyninin gergefine işlemiş. Benim sevdam da benim için dünyanın en büyük, en kutsal sevdası....

Ben ki, sevdanın çöllerinde ayrılıkların en büyük hasretini çektim Leyla ‘mın. Ferhat oldum dağları deldim. Kerem oldum yaktım kendimi. Pir Sultan oldum asıldım, Nesimi oldum yüzüldüm. Kavuşmak için gönlümü yollara düşürdüm. Horlandım, ezildim, hakaretlere, işkencelere maruz kaldım.

Yüreğimdeki yangını, gözlerimdeki hicranı sorma iki gözüm. Acılarımı kimsesizliğime yükleyip, uzayıp giden yollara düştüm. Yorgun, yetim ve yaralı. Aşık oldum, yaktım kendimi. İçimde bin yangınla çıktım yola. Sevgilime şiirler yazmak, şarkılar bestelemek, türküler yakmak en büyük ibadetimdi. Kavuşmak ise en inanılmaz hayalim.

Bilirim ki aşkın bahçesinden bir gül koklayan, şeyda bülbül olurmuş. Bilirim ki aşkın pınarından bir damla içen, ömrünce sarhoş gezermiş. Bilirim ki kavuşmak olmasa sevdalılar, ağlayı ağlayı kör olurmuş.

Aşk olmasa iki gözüm, içimde biriktirdiğim bu yangın olmasa, dolmasa iliklerime aşkın hasreti, bu yangın yüreğimi sarmasa, avuçlarımı yakmasa bu ateş, akar mı damarlarımdaki kan! Bir gün kavuşmak hayali olmasa, nasıl dayanılır bu yaşama, bu kimsesizliğe, bu gurbete, bu hasrete iki gözüm, nasıl!

 

Dokunma iki gözüm

Sorma bana

Ben kimim, adım ne, nereden geldim

 

Tut ki bir pınarım suyu kesik

Akamadım nazlı nehirlere tut ki

Susturulmuş binlerce türkü

Baştanbaşa aşk ve ateş

 

Tut ki incinmiş bir gülüşüm

Gecikmiş bir düş

Bir ateşin çemberinde

Yarım kalmış sevinçler kanayan

 

Tut ki kar altında sevincim

Bütün mevsimlere küsüm

 

Kanadı kırık bir serçeyim tut ki

Dağlarda koparılmış kınalı bir çiçek

 

Ateşin zulmünü gördüm

Suyun ihanetini

Baştanbaşa aşk

Baştanbaşa hasret

Susturulmuş

Milyonlarca türküyüm

 

Dokunma iki gözüm

Sorma bana

Ben kimim, adım ne, nereden geldim

 

Bir sarı çiçek

Bir sarmaşık

Belki çözer dilini yüreğimin

 

Upuzun yolların düğümlediği

Ve ihanetlerin kilitlediği..

 

 

,,,,,,,,,,,melons,,,,,,,

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İstifa Ediyorum

....biliyorum, dünyanın nimetleri sırf benim için yaratılmadı, ben üstün değilim, ben farklı değilim. duymak istiyorsan eğer bunuda haykırabilirim, sensiz en çok sevdiğim yaşamdan istifa ediyorum... ayrılıkların hepsi acı verir, ama en acısı vedalaşmadan yaşanan ayrılıklardır. belliki yetmiyor harfler, yetmiyor kelimelerin kısır dünyası. anlıyorum yer ile hayat arasında tariflere sığmayan bir aşk, hayran hayran seyredilmesi, doya doya yaşanması gereken bir çeşitlilik var. bakamıyorum geri kalana, bir gün gerçeği yok olur, sadece bu boya izleri kalırsa diye. yaşamak ne kadar kutsal oysa ki; nasılda mükemmel şu an... biliyorum. korkuyorsun benden. gözlerimden okuyorum, güvenmiyorsun bana. fakat seninde bilmediğin yanlarım var. aşık dolaştığım günler, söylediğim yanık ağıtlar, çizdiğim rengarenk resimler var. karanlık suretimi atıp bir tarafa, o an en saf halimle çıksam karşına, ne düşünürsün; inanırmısın bana... ben mutlak yalnızlığa sürüklenen bir serseri değilim. am bu sensiz boşluğun içinde tamamiyle yok olmadan anladım ne kadar çok güzel olduğunu. biliyorum, dünyanın nimetleri sırf benim için yaratılmadı, ben üstün değilim, ben farklı değilim. duymak istiyorsan eğer bunu da haykırabilirim, sensiz en çok sevdiğim yaşamdan istifa ediyorum... :((

 

 

........melons.....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gitme Ki, Üşümesin Baharlarım

 

 

Gitme, koca şehirde yapayalnızlık kalmak istemiyorum. Gidersen, sensizliğin içinde hangi duvar avutabilir beni ?..Bırakma beni karanlıklara...Alışkın değilim sabahları sensiz uyanmaya....Gitme umudum...Uçurumlardan esen rüzgarlarda tek başıma bırakma beni.....Acıya kanattığım umutlarımı toprakta ezip gitme...Düş yorgunu gecelerde her sokakta seni aramak acıtır yüreğimi.Her köşede sensizliğe ağıtlar yakmak sonum olur ömrümün. Dur gitme...İçimdeki çocuğun ağlayacak hali kalmadı...Gidersen, uykulara dalıp unutacağım mı sanıyorsun o gözlerini ?...Sorarım sana ; kolay mı tahta beşiklerde hasretini uyutmak ?....

 

Yıllarca cebimde biriktirdiğim gözyaşlarımı sende kurutmuşken gitme...Simsiyah bulutlar çöreklenmesin üzerime. Baharın koynunda uyanırken gözlerimi karanlıklara kapatmayayım...Gitme ince sızım...Uzak dağlarına yüreğimi sürüp sana koşmak isterdim ama sırtım kanlı ve yüreğim yaralı...Buğulu camlarda bıraktığım düş mavisi umutlarımı yetim bırakma...Sürgün misali yalnızlığında soğuk prangaları sırdaş bilmek istemiyorum...Yitik bir yüreğin baharlarında açmış dikenleri serme ellerime..Batarsa kanar, kanarsa yaşayamaz yüreğim....Gitme ..Ardından bakakalmasın gözlerim tozlu yollara...İsyanlara bürünmesin gülen yüzüm....Ne olur gitme alınyazım.

 

Acılarımı tütünle sarıp bir sigara dumanında çekerken içime, gitme..Dayanamaz bu can gidişine...Rıhtımlara her gece gözyaşımı boşalttırma beni...Ezik yüreğimi karların üzerine serme...Sana koşan ayaklarımda hüznün kirli denizlerine sokma beni...Mavilerin arasında kaybolur giderim....Umutlarımı alıp gitme gül yüreklim...

 

Hangi denize sığdırabilirim ki sensizliğin acılarını...Hangi ilaç dindirir sensizliğin sancılarını...Bu dert içimde kabuk bağlar..Solmak istemiyorum kırık aynaların suretinde...Hazanlar girer gelinciklerin gülümsediği bahçelere...Göğümden tüm göçmen kuşlar kanatlanır ucsuz bucaksız diyarlara...Dur gitme....Yalınayak sahillerde gezinmeyeyim....Ellerim dikenlerde avunmasın...Gidişinle yüreğimi yaralarda bırakma ne olur...

 

Şiirlerim kederimle, yüreğim gidişinle ağlamasın...Gülen gözlerime hicranlar inmesin...Bereketin ıslattığı toprağıma siyah bulutlar çöreklenmesin...Uçurumlar büyümesin duvarlarda...Pencerelerde kalmasın ıslak gözlerim....Yorgun düşmesin ayaklarım...Gitme iki gözüm...Bırakma beni tek başıma firkatinde...Düş fakiri olarak gezinmek istemiyorum şehrin ölüm kokan sessizliğinde...Ne olur gitme sevdiğim.

 

Uyandırma beni ayrılıklarınla..Gitme diyen dudaklarım senden sonra kanamasın....Üşümesin senin sevginle gülümseyen gönül bahçem....Acılarımı unutmuşken sancının kavrulduğu ateşlerde ısıtma beni...Benek benek açan çiçeklerim mevsimsiz solmasın...Saçlarına düşen yıldızlar göğsüme ayrılığının hançerini sokmasın..Gitme canımdaki son can...

 

Senin gözlerinden, senin yüreğinden başka bir sığınağım yok sevdiğim..

Gitme ne olur...Yetim kalmasın yüreğim....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bana Bir Şey Söyle

Bana bir şey söyle, anlamını kimse bilmesin,

tek ben anlayayım,

 

Bakışlarından uzak olsamda sözlerinde cesaret bulayım,

Güzelliğine değil, kişiliğine aldanayım,

 

Bana öyle bir umut ver ki, ömür boyu o umutla avunayım,

Bana kalbinde bir yer ver, bıraktığın gibi hep orda kalayım...

 

 

.......melons.....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bana Her Gelişinde

bana her gelişinde,

kolları ardına kadar açık

bir çocuk koşar içimde

 

unuttuğum türküleri

yeniden anımsarım

 

gökyüzü daha bir aydınlanır

daha da ısıtır güneş.

dünya,

bir günde iki kez dönerdi ekseninde.

 

yüreğimde tüneyen,

bütün kuşlar uçardı

gülüşlerin,

sevinç taşırdı geceme

 

ben de bana gelirdim

bana her gelişinde...

 

 

,,,,,,,,,,,melons......

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bana Kendinden Söz Et

saçların bahar kokuyor

ellerin üşümüş

bana kendinden söz et...

 

parça tesirli bir sözün

vurduğu yüreğinden

yerlere dökülürken yaşam

kanının nasıl donduğundan,

aysız ayaz biz sessizlik

dimdik dururken kapıda

içinde üşüyen küçük çocuktan söz et...

 

gülümseyerek gelen güne

“merhaba” derken.

içinde sallanan zaman sarkacı on ikiyi vurur

artık eski ”sen” olmadığını kabul etmenin

gözlerine yenilgiyi nasıl çivilediğinin

hüznüyle yakalanmaktan korktuğun için

nereye kaçtığından söz et...

 

vurup elimize

sevgilerimizden bazılarını ölüm aldı,

bazılarını yaşam.

hangisine daha küskün oldugundan söz et.

 

kilidi paslı

anahtar işlemez kapılar önünde

içinden mevsimler geçer

avuçlarında kuruyan gülleri

kime sakladığından söz et...

 

kör bir limandır demir attığın

ıssız, ışıksız bir gece sevdalanırsın

sessiz usul kanayan yaralarını bir başına sarar

tuzla dağlarsın

kanayan yalnızlığından söz et.

 

günlere kırgın

geçersin ömrün içinden

kül renginde zamanlar bırakırsın ardında

gecenin siyah teninde yorgun uykuları bırakıp

umutsuz avlulara kapılar açarsın

bitmeyen yorgunluklarından söz et

 

ayaz vurmuş toprağına cemre düşer

kış ortasında çiçeğe durur dalların

saçlarında bahar yeli

karanlığı yırtan bir yıldız kayar...

korkarsın

bana korkularından söz et...

 

 

....melons....

 

20 07 2007 /21 19 /

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.