Φ melonss Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 Hoyrat Sevdam Benim duvarlarım pembeye çalmaz sevgili! Dudaklarımdan hiç yapay tohumlara bulanmış süslü kelimeler çıkmadı. Yüzüne haykıdıysam bu sevdanın adını; "Varlığımsın, yoluna baş koyduğumsun" dedim. Sana her gelişimde çıkınımda ya sevdanın ateşi oldu, ya bir kavga sebebi... Benim ağıtlarım hiçbir kavalda ses bulmaz sevgili! Ben ağıdımı senin ikliminde yakmışım, senden başkası duymamıştır. Seni bulduğum zemheri dağının doruğunda, henüz açmamış her bir tomurcuğun kulağına kendi adımı okudum. İçini ısıtan her öpücüğünde, sen diken diken açıverdin çiçeğim. Benim ağıtlarım ellerime batan dikenlerineydi, sesim yalnız sesin kulaklarınaydı. Yıkılışımı da senden başkası görmezdi sevgili. Benim senden başka korkum olamaz sevgili! Sen yüzünü ayrılığa döndüğünde, başıma sevdam yıkılır ve yığılırım toprağa. Yaşanmış değildir bendeki ölüm nöbetleri. Cesur, umursamaz bir benlikten çıkar; aciz, korkak, yüreğinde kalmanın pazarlığını yapan bir benliğe dönüşürüm. Ben gözlerine bakınca sen bana ışığımsın derdin hep. Bilemedin sevgili çiçeğim, o ışık senin gözlerinden aksedendi gözlerime. Asıl sen benim ışığımsın be sevgili. Asıl ben korkarmışım karanlığından... Benim sevdam daha doğarken hoyratmış be sevgili! Şimdi sen itiraz yağmurlarında boğuyorsun beni. Ellerim seni tutunca incitiyorsa eğer, kaybetmek istemeyişindendir. Sen sevdam olunca benliğimde olmuşsun. Yakalandığım bütün çöl fırtınalarında senin gözlerini de yakmışım. Düştüğüm her zindanda seni de sürüklemişim kör kuyulara. Sevdam beni her yakışında sen de yanmışsın ey kadersiz sevgili. Bir özür borcum mu var? Bu sevdanın kabalığı bağışla sevgili. Ve sevgili; kalemimden çıkan her şeyin senin için olduğunu biliyorken sevdamız kvıılcımlanırsa, o güzel gözlerin buğulanırsa, senden nefret edemem diyebilirsen içinden, hoyrat da olsa bu sevdanın hatrına beni de bağışla sevgili.. Seni seviyorum yüreğimin devrimi. gittin gideli her gece ihtilaller oluyor senden habersiz bende .........melons........ Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 Islak Bakışlı Aşk Bulmak içimdeki dokunulmuşluğu oysa yokluklara doluyum,yalnızlıklarıma sitem edercesine. Sana yakın sessizlikle duran hayallerime kızıp düşünüyorum seni. Yalnız bıraktığım aşkımı senden,oysa kendimden sakladığım doludizgin hayallerimi yutup şarkılarla ağlıyorum kendime! Akşamlar tanımakla bırakıp sen benimsin demek istediğim saniyeleri öldürmekle asıp bırakıyorum dilimi anlamaksızın ağlayışlarımı. Dinle ve özle seni bensiz seven dünyayı. Günahlarımı asıp yargıladığım rüzgarlar Allah'a inanan yüreğimi sanada inanmakla yalnızlıklara bırakıyorum yüreğimi tutan güzelliklerde gizlenen sensizlikler yalnızlıklar kırıp bırakıp terkedip bana kalıyor özlüyorum seni tanımak istercesine. Çabalar sarfetmek tanımakla geçer oysa ne çok tanıyorum kendimde seni,güneşe bıraktığım ıslak bakışlarımı sende bekliyorum inleyen çaresiz sevgiyi yücelten okşatan sevgilerde bekler romanım acılar arttıkça özlenen çiçekler kokar güzelliklere der yüreğim sen olduğun sevgilerde nerde gizlisin ben nerde.? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 Kahverengi Gözlerini Özledim O uğruna canımı adadığım kahve gözlerini özledim. Baharlar doğacak birazdan karakışın kalktığı topraktan...Gülen orkideler filizlenecek taze dalların arasında.Kış uykusundaki yüreğimi gülen kahverengi gözlerinle uyandır. Her yerde sen varsın. Nereye baksam o gözlerin..Bıkmadan usanmadan hep aynı gözlere dalıp gitmek..Gecenin koynunda yıldızları değil de gözlerinin hayalinde sabahlamak..... Yokluğunda karanlıklar düşüyor avuç içime.. Ve sen gittin gideli takvimler aynı tarihte asılı.. Saatler geçmek bilmiyor yokluğunun duraklarında.. Yalancı soğuklar kapın eşiğinde sevdamı zorluyor.Tahta beşikler sırtıma dişlerini geçiriyorlar sanki..Her sabah sensizliğe uyanmak; ölümün soğuk kucağında uyanmak gibi acı ne yazık ki. Nerdesin ey kahve gözlüm..Meğer seni unutmayacak kadar çok sevmişim.Meğer saçının bir teline çoktan şu ömrümden vazgeçmişim...Ve öyle özledim ki seni...Özlemlerimi anlatmakta kifayetsiz dilimde ıslanan heceler..Özlediğimsin şu fakir yürekte...En çokta uğruna canımı verecek kadar sevdiğim kahve gözlerini özledim... Buzdan yangınlar körüklüyor sensizliğimi..Mevsimler hep gittiğin saatte kalmış. Terkettiğin son şehir de yalnızlıklarda yağmalanmış.Turnalar bile göç yollarını benden uzaklara çevirdiler..Güneş bile eskisi bile ısıtmıyor..Ellerim yansa da alevlerin ortasında yüreğim üşüyor yüreğim !. Acıkıyorum vakitsiz.. Bir karın tokluğuna, bir ekmek tadına değildi açlığım...Sevgine, güzel gözlerine acıkmıştı...Susuz çeşmelere bir yufum sevgini içmek için koşuyordum...Susuzluğum sendin...Bir kez görsem baharı andıran gülüşlerini...Kana kana içerdim yüreğinden sevginin güzelliklerini... Her kaldırım yokluğunda bestelenmiş matemine şahit.Yaz sonunda başlayan bahara adanmış sevdam kışın ortasında bitmemeli. Gülen gözlerini karakışın ayazlarında görmeliydim..Kışa inat, ayaza inat gözlerinde üşümemeliyim.. İçimdeki tüm denizler durgun.Bir gelsen gözlerinle ufuklarımı kahverengiye boyayacağım..Ah bir gelsen kahverengi gözlerin.. Rüzgar, eteklerine fırtınaları doldurup inadına sensiz kalan sırtıma esiyor..Rıhtımlar bile ıslak tıpkı sana ağlayan gözbebeklerim gibi...Yalnızlığa demirlenmiş gemiler gibi sensizliğinin limanında gönül teknem..Hani kahverengi tonun en güzel sana yakıştığı gözlerin var ya ben onları özledim..Gel de bir kez gülsün zifiri karanlıklara boyanmış yıldızlarla sensiz gecem..Dilimde hep ayrılık şarkıları ve düz bildiğim yollarım bile hep yokuş...İniyorum sandığım yollarda bile meğer ben ayrılıkların yokuşunda sana ilerliyorum...Kuru ayazla savrulmadan kahve gözlerinle düş baharlarımın avuçlarına...Süzül bir küçük serçe edasıyla yüreğimin durgun sularına.... Öleceksem bir kez tadacağım sonsuzluğu..Ama ben sensizlikte her gün kahve gözlerinin hasretine ölüyorum.Ben seni yüreğinle özledim..Bir sabah uykusuz gözlerime güneşin sıcaklığıyla gel..Bir gece kahve gözlerinle yıldızlara çağır beni..Yeter ki o kahve gözlerin çağırsın beni... Gelmeyeceğini bilsem de bana yetiyor kahverengi gözlerin....Bir gün yıldız olup düşersem rüyalarına bırak yaşayayım seni...Bir saniyelik hayallerimde bile benimle ol..Gözlerim sabah ayrılığına uyansa da bırak hayallerde bari kahverengi gözlerinden doyasıya öpeyim... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Bir Kibritlik Sevgi Kelimeler anlamsız, sevgisizse eğer, Gözlerin bakarken ağlar, sevgisizse eğer. Ellerinin sıcaklığı buz kesilir, sevgisizse eğer. Hayata sımsıkı sarılmak, Yaşamak, doyasıya yaşamak. Gülebilmek, acılara meydan okumak. Kışın soğuğunda, yüreğini ısıtmaya, Bir kibritlik sevgi de... Yeter. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Kış Gülü Yüreğimin dibinde yeni bir gül açmış, Burcu burcu kokar, yakar içimi. Yandan bakar kalbim sana. Senin yüreğinde neler var? Ben bu ellerin eliyim güzelim. Ellerim ellerden, gözlerim gözlerden uzak. Yüreğim taş olmuş, Goncalarım kömür. Böylesine delice gülmeyi, Bin yıl unutmuş dudaklarım. Yüreğimin derinliklerinde kaybolmuşum. Ne tarafa baksam, gördüğüm boşluk. Yüreğim taş, goncalarım kömür, Yüzümde bir arsız gülüş, İçim buruk, sevgiye hasret. Delirtme beni be güzelim... .............melons........... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Seni seviyorum O kadar çok seviyorum ki Her günüm sensiz her günüm inan ölümüm Sanki idam sehpası kurulmuş da Son anlarımı yaşıyor gibiyim Sana bu kadar çok tutulmamın sebebini anlayamadım Mantıklı olacak bir yanıt bulamıyorum Mantığım yetmiyor Düşünceleri duyguları okuyabilme yeteneğim de Körelmiş halde sevgin karşısında Aradaki farkları mesafeleri bilmeme rağmen Sana aldanıyorum galiba Gözlerim köreldi Ay ışığı gibi parlayan Baktığımda içimi eriten güzel ışıl ışıl gözlerinle Eriyip duruyorum seni görünce Sen galiba en son ve zor aşkım olacaksın Seni seviyorum Sana seni sevdiğimi haykırıyorum Dizelerimle seni çok seviyorum Canım benim canımı almaya aday güzel Seni sevdiğimi biliyorsun Düşüncelerin ve ben…. Koskoca bir muammayız galiba Ama sana şunu söyleyeyim Göründüğüm gibi değilim Tutucu değilim Sol kanadım yaralı soldayım Hayat beni çok çabuk büyüttü Yaşadıklarımı içimde sakladıklarımı İçimde saklı tutuğum çocuksu afacanı bir görsen Aldandığını görürsün Ama ne nafile Ben ademlikler içindeyim Ademlik aguş açmış Ah u zar gönlüme Sen bir kanarya olup konmuşsun kalbime Sabah akşam ötüp duruyorsun Benim seni sevdiğim yazdığım dizelerim gibi Sana haykırıyorum dizlerimle Seni seviyorum güzel gözlü Canan 2)(D) Sana inanamayacağın kadar çok bağlandım Sebebini bilmezsem de Galiba ilk kez sebepsiz bir şekilde aşık oluyorum Yaşadığım aşklara kıyasla Sen benim en zor sevdam olacak gibisin Belki de beni sona götürecek sevda Ölüp diriliyorum Bağrımda kor bir ateşsin Seni sevdiğimi yazdım Seni sevdiğimi haykırdım Binlerce insanın okuyacağı dizelerde Ama kılın bile kımıldamayacak Çünkü Yara benim Sevda benim Aşk benim Acılarım benim Mazide bıraktığım sol yanım benim Görünüşüme gizlenen itikat benim Her şeyim yaşadıklarım ölümlerden dönüşlerim Yıkılmadan ayakta duruşlarım Sevdalarım Her şeyim benim Aşk leylasıdır mecnun Aşk Aşk Aşk Kutsaldır Aşkın sağı solu olmaz Olsaydı sana tutulmazdı Kalbimin olmadığı sağ yanım Sen benim olmak istemezsin belki de Beni sevmiyorsun belki de Beni sevmiyorsun belki de Nefret bile ediyorsun belki de Benden Ama şunu bil ki seni sevdim SENİ SEVİYORUM GÜZEL KIZ. 18.06.2007 ..................melons.......... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Lâl Konuşsam kan dolar ağzım, Dilimden yaralıyım. Suyunu akıtarak, yiyemedim hayatı. Acı bir tebessümdü sevdalarım. Kaç kez geçtim kendimden, Kendimi bulamadım. Siyahtı zamanın rengi Önünde ağladım. Kanadı göz kapaklarım. Büyüdüğümü, kaybolduğumda anladım. Düşmüştü düşlerim, Künyemden silinmişti adım. .............melons............. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Takılmışım Bir sen'e öyle hızlı geçmişki zaman sensiz farkında bie değilim yılların boşa geçmedi elbette ömür seninle dolu dol yaşadım her bir saniyeyi şimdi saat sensizliği on geçiyor su akıp gitmekte ömürden tek tek ayrılan zaman gibi bense takılmışım bir sen'e saymaktayım yerimde... bakma bu kederli satırlara gözlerim hala ıslak değil ellerim titremiyor eskisi gibi öyle eskiden kalma bir alışkanlık işte hani sen öğretmiştin ya! vakti geldiğinde çekip gidersem üzülme diye attım bütün geceleri koynuma ne olur ne olmaz gelmiyor sabahların bitmiyor gecelerin şimdi saat sensizliği beş geçiyor rüzgar deli gibi esmekte bense takılmışım bir sen'e saymaktayım yerimde... hatırladın değil mi aşk bahçemizi? güzel günler üzerine ettiğimiz yeminleri bitmesin diyerek ağladığın günleri tebessüm ederek göz bebeklerim olduğun ve haykırdığın anı sevgini kulaklarımda hala hiç bitmeyeceğini sandığım soluğun bitecekmiş meğerse! meğerse sendeki bu ateş saman aleviymiş on altı yaş heyecanı belkide şimdi saat hiç bir haltı geçmiyor yağmurunda yağacağı yok zaten bense takılmışım bir sen'e yürüyorum durmadan bilmediğim bir meçhule... .............melons...... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Göz Tutulması herkesten sakladığım sırrımsın, kendimden bile sırra kadem bastığım gün anlamıştım yerinde bıraktığın boşluğun büyüyeceğini. Dolduramadı hiç kimse; Hiçbirine olmadı yüreğimin sana biçtiği elbise. 'ard arda' geliyorsun ölü günlerde. önce birin, sonra ötekin kalmıyorsun... göz tutulması sadece ................melons....... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Gözlerini Dik Gözlerime Konuşma, öylece dur karşımda, Gözlerini dik gözlerime. Hani bir şarkı varya; "Gözler yalan söylemez" diye Anlıyorum gözlerinden, "seviyorum" desen de demesen de. Gözlerin diyorki bana, "Seni seviyorum hem de çok" "Fakat bu işin sonu yok" Gözlerin diyorki bana, "Beni sevme benden yar olmaz sana" Olsun gülüm! Ruhun benim ya, kalbin benim ya, Gerisi vız gelir bana. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2007 Tek Başınada Yaşanır Aşk Seviyorum seni Sen beni sevmesende Sanki sen beni sevmeyince Bu gönül seni benden vazmı geçecek Adı aşk olmayacak mı sana duyduğum hislerin Seni görmese bu gönül Sevgisin bi şey mi azalacak Karşılık vermesen aşkına Aşkı aştan sayılmayacak mı? Gönül bu karşılığı olmadan da sevebilir, Aşk tek başınada yaşanabilir Gönül bu görmeden de sevebilir Hisleriyle, duygularıyla. Gönül bu hiçbir engel tanımaz Yaşadığı aşkı kalbinden söküp atamaz Gönül bu Bir sevdadır peşinden koştuğu istese de yakalayamaz, Yakaladıysa da, sevdadır artık onun adı Siz istemeseniz de o sizin peşinizi bırakmaz. .............melons............. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2007 Tek Bir Aşk Tek bir itirafın güzelliğinde başladı sana olan sevgim, Tek bir bakış o an, Tek bir kelime, Tek bir dileniş,aşk için Yani onurlu bir dileniş... Tek bir fedakarlığın mucizesinde başladı sana olan sevgim, Tek bir sesleniş o an, Tek bir sıcaklık... Ve büyüne kapılmıştım çoktan, Tek bir kerede düşürmüştün tuzağına Ve düşmüştüm farketmeden... Tek bir dilek, Tek bir arzu olmuştun artık benim için Tek bir SEVGİLİ ............melons.......... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2007 Zor Aşk seni sevdiğimi söyleyemedim şimdi çok pişmanım biliyorum,beni unuttun ama ben seni unutmadım hakkım değil sana ''bana geri dön beni sev ''demek ama içimdeki bu aşkı öldürmek onu yani seni bir çırpıda sökmek seni unutup, tekrar sevmek çok zor ,çok zamanı geri sarmak kadar senin bana dönmen kadar benim seninle olmam kadar ..............melons............ Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 14 Temmuz , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 14 Temmuz , 2007 sonucu da bizlerle paylasir isen sevinirim... saygilar tarihe bir bakarmisin selamlar Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2007 Ben Şair Değilim Yanlış anlamayın, Ben bir şair değilim. Duyguların sarhoşuyum sadece. Bir an kelimeler Birikir dudaklarımda Kâğıdı önüme alır Mürekkebine karışırım Kelimelerin. Kuşları yazar Dallarına konarım ağaçların. Rüzgârla at koştururum, Ve gri bulutlardan düşerim yağmurların. Yanlış anlamayın, Ben bir şair değilim. Çığlıklarını dinlerim sadece Martıların. Denize bakar bakar, Bir balık solungacında Nefes alırım. Bir midye kabuğunda Vururum sahillere. Önce kır saçlı bir hayat kurar Sonra, Düşlerine karışırım Çocukların. Anaların ağıtlarında dolaşırım. Türküleri olurum Geçilmez, sarp dağların. Bu şehri içime çeker çeker Bitiririm. Nerde bir sokak varsa, Cebime atarım. Param yoktur benim Ben gariban doğmuşum Eğer varsa cebinde bir şeyler Buruşuk kâğıtlara yazılmış Şiirlerim var. Her sokak başında Beni bekleyen bir yalnızlık, Ve kurulmamış düşlerim… Yanlış anlamayın, Ben bir şair değilim. Tutkunuyum sadece Mevsimlerin. Bir ilkbahar eser Kırık penceremin deliğinden. Götürür beni, Rutubet kokan anılardan, Kendimi bir kelebek kozasında bulurum Yeniden doğar, Yeniden bir hayat kurarım kendime. Bir bakmışım ki bir kahraman olmuşum; Tahta kılıcımla, Tahta atımla, Savaşlar yaşamış. Kitaplardan bir ülke kurmuşum kendime. Yanlış anlamayın, Ben bir şair değilim. Serserisiyim sadece Bu kentin. Sigaram yoktur dudaklarımın arasında, Ama hep bir ıslık vardır. Bir de, Bir dilencinin duaları… Yanlış anlamayın, Ben bir şair değilim. Biraz melankoliyim sadece. Karanlıkları severim, Loş ışıklı odalarda Yalnız kalmaları, Ve bir de Tıkırtısına karışmayı severim Geçilmez zamanların ....................melons..................... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2007 Sensizlik Yine hüzün rüzgarları esiyor gönlümde, Yanlızlığın ve sessizliğin çığlığı duyuluyor. Bir başka geçiyor sensiz geceler, Bir başka aydınlanıyor sensiz günler. Geçtiğin yollara baktıkça gidişin geliyor aklıma, Su gibi akıp gittiğin günleri hatırlıyorum. Sana engel olamadığım için kendime kızıyorum, Ve 'NEDEN' diye soruyorum!... NEDEN?.. Senin için yazdığım satırları okuyorum rüzgarlara, Seni nekadar sevdiğimi söylemeleri için, Kulağına fısıdamaları için, Sessizce dinle,duyacaksındır. .............. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2007 Denk Değiliz 1) Biz denk değiliz Bunu kabul etmek zorundayım Sana karşı olan sevgimin karşısında Gözlerim körelmemeli Körelirse sana bağnazca tutulurum Diye düşünüyorum son birkaç gündür Bu düşünceler arasında şunu da kabul etmek zorundayım Güzel gözlü Sana bağnazca tutulmuş haldeyim Seni düşünmeden duramıyorum Her yanımdasın Hayatımı kuşatmış haldesin Aldığım nefestesin Seni inanamayacağın kadar çok seviyorum Ve bu tutkum bana acılar yaşatıyor Sana kavuşamazsam yıkılırım aldığım son nefesim olursun Bunun farkında bile değilsin Seni bir daha göremezsem acılara Mahkum olurum Sevdan karşısında Bitap haldeyim Ama biz denk değiliz 2) Artık nesnel düşünüyorum Zifiri karanlıklardan benliğimi çekerek Seni ciddi ciddi düşünmeye başladım Düşüncelerini duygularını okuyorum Ve seni düşünüyorum Kendimi ve sevgini bir kenara atarak Seni düşünüyorum Ve denk olmayan yönlerimiz beliriyor bir anda karanlıklardan Senin de düşündüğün farkları buluyorum Gözlerindeki anlam belki bir şey ifade etmiyor Beni sevmiyorsun bile aklından bile geçmiyorum Belki Yani anlayacağım gibi biz denk değiliz galiba Ben boşuna sana bu kadar bağlandım Doğrusu içinde bulunduğum sıkıntılı dönemden Kurtuluş için bir nebze olsun soluk almak gibi Bir şey galiba sana karşı beslediğim sevda Ama şundan eminim ki Seni ölümüne seviyorum Seni seviyorum Beni sevmeme ihtimaline rağmen Seni ölümüne seviyorum ÇİĞ tanesi Ömrümün son DEMİM Tüm dengesizliklere rağmen Seni seviyorum…. ..............melons........... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2007 Daha Sana Dokunamadım Bile Bu küçük odanın her yerini doldurdum seninle. Her eşyada sen varsın. Yılların hüznünü solumuş duvarları ilk defa neşeyle tanıştırıyorsun. Bu yüzden seni o kadar çok seviyorlar ki onlar… Seninle olabilmek için her daim beni de bırakmıyorlar. Biliyorlar çünkü senin bende olduğunu. İçimin bir parçası olduğunu… Ve bana da seviniyorlar biliyorum. Bazen çehreni bana göstermek için çırpınıyorlar. Hüzünle baş başa olduğumu anladıkları an seferber ediyorlar seni. Sanki yılların hüznünü taşımak yormamış onları. O yaşlı kapı bile hep kapalı artık senle beni odada baş başa bırakmak için. Aşk denen şey bu olmalı. Küçük odada her şeye resmini çizebilmek… Ve işte bu küçük odada yaşayabilmek kocaman hayalleri. Tutup düşleri elinden her gece sana getirmek… Bak yine sendeyim umutlarımla. Onlara seni anlatıyorum. Seni gösterip, işte bu, sizi yaşatan diyorum. Bir anda sıyrılıyorum tüm geçmişimden. Dalıyorum hiç korkmadan engin denizlerine. Oysa yüzme bilmiyorum ben. Sen tutuyorsun elimden, korkma diyorsun, korkma! Korkmuyorum, sahiden korkmuyorum sevgili. Sözlerin yüreğime nefes gibi doluyor, gözlerin ufkumu açıyor. Güç veriyorsun bana. Yüzüyorum yüzüyorum yorulmuyorum. Yıldızlar geldi yine yanı başıma. Seni anlatıyorum. Tebessüm ediyorlar. Huşu içinde dinliyorlar. Her gece anlatıyorum her gece dinliyorlar. Bıkmadan. Bir serap gibi girişin içime… Sonra ete kemiğe bürünen sen… Gözlerinin içine dalıyorum. Çılgınca koşuyorum, durup dinlenmeden varmak istiyorum vatanıma. Tüm engelleri kaldırıyorsun önümden. Canımın ta içine işliyorsun. Seni seviyorum diyorum, içim titriyor. Hiç bu kadar dolu olmamıştı bu iki kelime. “Seni seviyorum.” Sanki yüreğimden kopuyor bir parça dilime taşınıyor, ordan sana. Bir daha söylüyorum, bir daha. Her söylediğimde hissediyorum yüreğimin ılık ılık dolduğunu senle. Aşk denen şey bu olmalı işte. Sustuğunda bile gözlerin anlattığı şey. Sevişmelerimiz geliyor aklıma. Dudağında yakıyorum kendimi. Atıyorum alevlere. O an sanki dünyanın tüm rengi siliniyor. Her şey yok oluyor. Tek seni görüyorum, seni hissediyorum ve seni yaşıyorum. Başka hiçbir şey kalmıyor bende. Her şeyi yoluna seriyorum. Yüreğimi vermişim sana, aklımı da bırakıyorum. Fısıldıyorum seni ne çok sevdiğimi ama sonra susuyorum hep, sen de susuyorsun. Oysa ne çok şey söylüyor suskunluğumuz. Karaya vuran dalgalar gibi vuruyor içime içime sessizlik… Aşk bu olmalı. Aniden uyanmak uykudan ve bilmek o anda çok uzaklarda adının söylendiğini. Çok uzaklarda olduğunda bile duyabilmek seni… Aynı anda kelimeleri çarpıştırmak ve gülümsemeyle susmak… Aynı şeyi düşündük yine. Seni seviyorum. Ama daha sana dokunamadım bile… Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2007 İnternette Dürüstlük Beni okuyorsanız eğer, buralara kadar ulaştıysanız yani, sizin de bu ortamda dostluk ve sevgi aradığınızı ya da er geç arayacağınızı düşünüyorum... Birbirimizi görmeden, tanımadan ve sadece "hissederek" yürüttüğümüz dostluk ilişkisi yaşamımızdaki diğer ilişkilerden çok farklı gelişiyor.. Gerçek yaşamda önce fizikleriyle, giyim kuşamlarıyla, sonra da fikirleriyle ve yaşam görüşleriyle, zihinleriyle tanışırız insanların.. Oysa burada, sanal ortamda, önce fikirler ve görüşler ön plandadır, birbirimizi zihinlerimizle tanırız, severiz (ya da sevmeyiz) ve bazen de tanımak isteriz, görüşür tanışırız.... Değer verir, dost oluruz.. Çok sevdiğim bir şair ve filozofun, Halil Cibran'in sözlerini yazım süresince paylaşacağım sizlerle: "Dostunuz size aklından geçenleri açıklarken ne -hayır-ı ne de -evet-i ona söylemekten korkmayınız. Ve o sustuğunda yüreğiniz onu dinlemeyi sürdürsün; Eğer dostun senin içindeki denizin alçalacağını bilmek zorundaysa, bırak yükseleceğini de bilsin.. Yalnızca zaman öldürmek için aranılan dost nedir ki ? O, sizin ihtiyacınızı karşılamak içindir, yoksa anlamsız boşluğunuzu değil.. Ve dostluğunuzun uyumunda bırakın kahkahalar yükselsin ve zevkler paylaşılsın..." Bazen bu büyü bozulmasın diye, dürüst olamadığımız için, bu tanışmayı istemeyiz. Karşımızdakinin dürüstlüğü veya bizimki, bir şekilde kafamızda hep dürüstlüğü sorgularız, güvenmek isteriz yazılana, dostlarımıza.... Gerçekten o kişi mi... Gerçekten böyle mi düşünür... O mu gerçekten bizim etkilendiğimiz... Sevgi duyduğumuz... Yoksa yalan mı bize söyledikleri.... yoksa... yoksa... bize sevgiden bahseden, yüce duyguları bayrak etmiş kişi, evinde eşini veya çocuklarını döven biri mi? En azından, insanları iddia ettiği kadar sevmiyor olabilir mi? Zaman içinde tanıdıkça kuşkular başlayacaktır... Hiç kimse yalanı sürekli sürdürecek kadar zeki değildir...Ve hiç kimse de bu yalanlara sonsuza kadar inanacak kadar saf değil... Dürüstlük, özgürlük demektir ve özgürlük kısıtlanmamalıdır asla... "Özgürlüğünüz, kendisine vurulmuş olan zincirlerinden kurtulduğunda, daha büyücek bir özgürlüğe zincir olur..." Sürdürmeye çalışacağımız yalan, hatırlamak zorunda olduğumuz uydurma kişilik en çok kendimizi rahatsız edecektir bir gün..... İnsan karşıısındakini bir süre aldatabilir belki... Hatta uzun bir süre de bunu devam ettirebilir... Ama, kendini kandıramaz, bunu hep sürdüremez... Sürdürürse, kişilik sorunları başlayacaktır, yarattığı kahramanı yaşatmaya çalışırken, kendisini yaralamış, hatta öldürmüş olabilir... Ne kaybederiz oysa, ne olur boyumuz kısa veya uzun ise, zayıf veya şişman isek.... Sağlığımız yerinde veya değil ise... Eksiklerimiz varsa... Paramız olsa veya olmasa... Veya o filmi görmemişsek, o şiiri duymamışsak.... Ya da o ülkeye gitmemişsek... Sesimiz güzel değilse... O konuya yabancı isek.... Söylediğimiz yaşta değilsek... Manken-fotomodel bir kadın veya atletik vücuda sahip bir erkek değilsek.. Ya da yaşamımızda olmadığını söylediğimiz birileri varsa... Ne fark eder dostluk adına.. Yalanların esiri olarak yaşamak ve bir gün her şeyden kaçmaktansa, dürüst olmayı denesek dostlarımıza ve kendimize... Yarattığımız dünyanın birgün başımıza çökmesindense.... Daha kötüsü, bir başkasının dünyasını yıkmaktansa.... "Tıpkı okyanusun sahilinde durmadan kumdan kaleler yapan ve sonra da bir vuruşta gülerek yıkıveren çocuklar gibi. Oysa sizler kumdan kaleler yaptıkça okyanus sahile daha çok kum yığmaktadır. Ve yaptığınız kaleleri yıktıkça okyanus sizlere gülmektedir..." Kendine mükemmel bir kişilik yaratmak çok kolay.. Zor olan,olduğunu dürüstçe olabilmek..... En acı gerçeğin bile en güzel yalandan üstün olduğunu hatırla.... Dürüstlük temelinde oturan dostlukların daha değerli ve uzun ömürlü olacağını ta içinde biliyorsun... Unutma, uzun vadede dürüstlük her zaman galip gelecektir... Kendini zor olsa da, acı olsa da, kabullen... Çünkü sen biriciksin, çok değerlisin. Sonradan acısını çekeceğin hayalleri yaratma.. "Acınız, idrakinizi kaplayan kabuğun kırılmasıdır. Nasıl ki, bir meyvanın yüreğinin güneşi görebilmesi için kabuğunun çatlaması gerekir, acı da sizin için öyledir. Kalbinizi güncel yaşantınızın mucizelerine hayran tutabilseydiniz, acınız mutluluğunuzdan daha az görkemli olmazdı. Tıpkı tarlalarınızdan geçip giden mevsimler gibi, yüreğinizin mevsimlerini de kabul edebilseydiniz, Pişmanlık ve üzüntülerinizin Kış'ında çevrenize huzur içinde bakabilirdiniz... Acılarınızın çoğu kendinizce seçilmiştir. İçinizdeki hekimin hastalıklı benliğinizi tedavi amacıyla verdiği tatsız ilaçtır... Bu nedenle, içinizdeki hekime güvenin ve uzattığı devayı sükunetle ve yatışarak için.." Karşındakine güvenmek istiyorsan, dürüstlük arıyorsan, önce kendini güvenilir kılmalısın. Bunun da yolu bir; acı da olsa, zor da gelse kendinle tanış ve bize seni sun.. Çünkü biz seni seviyoruz, klavyenin tuşlarındakini sahte dostu değil, sadece ve tam da şu halinle seni... ben sadece düşüncelerimi aktardım siz isterseniz yine yarattığınız kişi olmaya devam edin .... ben olduğum gibiyim ... neysem oyum yani ismail arslan .. yanii .........melons....... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2007 İki Gözüm Biliyor musun iki gözüm; bugün ayın kaçı? Hangi mevsimdeyiz? Bahar mı, kış mı, sonbahar mı, yaz mı; inan farkında değilim. Sıla ne yana düşer, gurbet ne yanda? Nerdeyim, nasılım? Bilmiyorum. Derdim, kederim ne biliyor musun?... Neşemi, sevimcimi, yaşama gücümü yitirdim. O coşkulu, mutlu, umutlu günlerimi ne de çok özlüyorum. Öylesine bir özlem ki bu; ne sen sor, ne ben söyleyeyim. Sevdiklerim, özlediklerim ve bana dost olanların her biri başka bir yerde; hiç birine kavuşamıyorum. Dalları fırtınada kopmuş bir ağaç gibiyiz iki gözüm. Her dalımız bir sınır boyunda, her yaprağımız bir ülkeye savrulmuş. Bir yanımız vizeli, bir yanımız kaçak. Çocukluğumu, ilk gençliğimi, geçmişimi, memleketimi velhasıl eskiye ait herşeyimi nasıl özlüyorum biliyor musun? Özümü özlüyorum, özümü.....Kendim olabilmeyi, sözümde durmak için verdiğim çabayı, kendime dürüst olmak için kendimle olan mücadelemi, özümle barışık yaşamayı özlüyorum. En iyi sen bilirsin, bir huyumu terk etmek için sarf ettiğim gayreti. Doğaya, insanlara, hayvanlara, çocuklara olan sevgimi, tutkumu ve yüreğimdeki ateşi, dimağımdaki tadı da en iyi sen bilirsin. Zaman geçiyor, hayat geçiyor, ömrümde akşam çanları çalmaya başladı bile. İnsanın mutlulukları, heyecanları, hayatı, yaşadıkları geride kalıyor iki gözüm. Bizim gibileri yıllar geçtikçe daha bir duygusallaşıyor. Toplumların gittikçe bencilleştiği, duyarsızlaştığı dünyamızda olup bitenler beni hüzünlendiriyor. Acaba bu durumun bilincinde ve farkında olan çevremizde kaç insan var Binbir düşünce üşüşüyor beynime. Anılarla, özlemlerle boğuşmak beni ayrıca yıpratıyor. İç acısıyla dolu, yaralı, bin yerinden vurgun yemiş bir gönülle acılara karşı umarsız olmaya çalışıyorum ama olmuyor. Belki bir gün son bulacak ufuklarda solar hüznümüz. Hala bir şeyler bekleyerek bulutsu bir sise gömülüyor her şey. Şimdi ise, gülmek-ağlamak arası monoton bir hayatın girdabında kaldım. Üzerime ölü toprağı serpilmiş gibi. Silkinip çıkamıyorum. Gün ışığına, suya hasret sebzeler gibi tatsız ve tuzsuzum. İşte şimdi böyle bir insan oldum iki gözüm. Gayesiz ve huysuz . Evden sokağa her çıkışımda , penceremden dışarı her bakışımda, karabasan gibi çöken sis ve karanlık dokunuyor bana. Oysa ışık umut, umutsa hayat demektir. Ben mi o ışığı yitirdim, yoksa o ışık mı beni; bilmiyorum. Nedense hep geçmişe bir özlem duygusu büyüyor içimde... İşte böyle iki gözüm. Hangi gündeyiz? Bugün ayın kaçı? Hangi mevsimdeyiz ? Bilmiyorum.Bilsem de benim için artık hiç bir önemi yok.......... Uzun yıllar önce sevdamı yüreğime yükleyip geldiğim bu yabancı ülkede, koynunda volkanları taşıyan bir dağ gibi sustum. Suskunluğumu delicesine haykırmak isterken, içime ağuları akıttım ve öylece sustum. Kara bir diken gibi yuttum ve içime yığılıp öğlece kalakaldım. İçimdeki yangını, yüreğimdeki yarayı, gözlerimdeki damlayı sorma. Hasretlere dayayıp başımı, hüzünle geçip giden günlere, gecelere döndüm sırtımı iki gözüm. Yorgun, yetim ve yaralı. Gönlümün duvarına kocaman bir sevda resmi çizdim, bir de ateş yaktım ocağıma dağ gibi.Ki, okyanuslar söndüremez. İnsanlar, var olalı beri kabullenmiş sevdayı. Herkes kendi sevdasının mecnunu; kendi hasretinin delisi olmuş. Kendi hikayesini, kendi sevdasını en büyük sanmış ve saymış; büyütmüş yüreğinde dağ dağ. Sabır sabır beyninin gergefine işlemiş. Benim sevdam da benim için dünyanın en büyük, en kutsal sevdası.... Ben ki, sevdanın çöllerinde ayrılıkların en büyük hasretini çektim Leyla ‘mın. Ferhat oldum dağları deldim. Kerem oldum yaktım kendimi. Pir Sultan oldum asıldım, Nesimi oldum yüzüldüm. Kavuşmak için gönlümü yollara düşürdüm. Horlandım, ezildim, hakaretlere, işkencelere maruz kaldım. Yüreğimdeki yangını, gözlerimdeki hicranı sorma iki gözüm. Acılarımı kimsesizliğime yükleyip, uzayıp giden yollara düştüm. Yorgun, yetim ve yaralı. Aşık oldum, yaktım kendimi. İçimde bin yangınla çıktım yola. Sevgilime şiirler yazmak, şarkılar bestelemek, türküler yakmak en büyük ibadetimdi. Kavuşmak ise en inanılmaz hayalim. Bilirim ki aşkın bahçesinden bir gül koklayan, şeyda bülbül olurmuş. Bilirim ki aşkın pınarından bir damla içen, ömrünce sarhoş gezermiş. Bilirim ki kavuşmak olmasa sevdalılar, ağlayı ağlayı kör olurmuş. Aşk olmasa iki gözüm, içimde biriktirdiğim bu yangın olmasa, dolmasa iliklerime aşkın hasreti, bu yangın yüreğimi sarmasa, avuçlarımı yakmasa bu ateş, akar mı damarlarımdaki kan! Bir gün kavuşmak hayali olmasa, nasıl dayanılır bu yaşama, bu kimsesizliğe, bu gurbete, bu hasrete iki gözüm, nasıl! Dokunma iki gözüm Sorma bana Ben kimim, adım ne, nereden geldim Tut ki bir pınarım suyu kesik Akamadım nazlı nehirlere tut ki Susturulmuş binlerce türkü Baştanbaşa aşk ve ateş Tut ki incinmiş bir gülüşüm Gecikmiş bir düş Bir ateşin çemberinde Yarım kalmış sevinçler kanayan Tut ki kar altında sevincim Bütün mevsimlere küsüm Kanadı kırık bir serçeyim tut ki Dağlarda koparılmış kınalı bir çiçek Ateşin zulmünü gördüm Suyun ihanetini Baştanbaşa aşk Baştanbaşa hasret Susturulmuş Milyonlarca türküyüm Dokunma iki gözüm Sorma bana Ben kimim, adım ne, nereden geldim Bir sarı çiçek Bir sarmaşık Belki çözer dilini yüreğimin Upuzun yolların düğümlediği Ve ihanetlerin kilitlediği.. ,,,,,,,,,,,melons,,,,,,, Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2007 İstifa Ediyorum ....biliyorum, dünyanın nimetleri sırf benim için yaratılmadı, ben üstün değilim, ben farklı değilim. duymak istiyorsan eğer bunuda haykırabilirim, sensiz en çok sevdiğim yaşamdan istifa ediyorum... ayrılıkların hepsi acı verir, ama en acısı vedalaşmadan yaşanan ayrılıklardır. belliki yetmiyor harfler, yetmiyor kelimelerin kısır dünyası. anlıyorum yer ile hayat arasında tariflere sığmayan bir aşk, hayran hayran seyredilmesi, doya doya yaşanması gereken bir çeşitlilik var. bakamıyorum geri kalana, bir gün gerçeği yok olur, sadece bu boya izleri kalırsa diye. yaşamak ne kadar kutsal oysa ki; nasılda mükemmel şu an... biliyorum. korkuyorsun benden. gözlerimden okuyorum, güvenmiyorsun bana. fakat seninde bilmediğin yanlarım var. aşık dolaştığım günler, söylediğim yanık ağıtlar, çizdiğim rengarenk resimler var. karanlık suretimi atıp bir tarafa, o an en saf halimle çıksam karşına, ne düşünürsün; inanırmısın bana... ben mutlak yalnızlığa sürüklenen bir serseri değilim. am bu sensiz boşluğun içinde tamamiyle yok olmadan anladım ne kadar çok güzel olduğunu. biliyorum, dünyanın nimetleri sırf benim için yaratılmadı, ben üstün değilim, ben farklı değilim. duymak istiyorsan eğer bunu da haykırabilirim, sensiz en çok sevdiğim yaşamdan istifa ediyorum... ( ........melons..... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2007 Gitme Ki, Üşümesin Baharlarım Gitme, koca şehirde yapayalnızlık kalmak istemiyorum. Gidersen, sensizliğin içinde hangi duvar avutabilir beni ?..Bırakma beni karanlıklara...Alışkın değilim sabahları sensiz uyanmaya....Gitme umudum...Uçurumlardan esen rüzgarlarda tek başıma bırakma beni.....Acıya kanattığım umutlarımı toprakta ezip gitme...Düş yorgunu gecelerde her sokakta seni aramak acıtır yüreğimi.Her köşede sensizliğe ağıtlar yakmak sonum olur ömrümün. Dur gitme...İçimdeki çocuğun ağlayacak hali kalmadı...Gidersen, uykulara dalıp unutacağım mı sanıyorsun o gözlerini ?...Sorarım sana ; kolay mı tahta beşiklerde hasretini uyutmak ?.... Yıllarca cebimde biriktirdiğim gözyaşlarımı sende kurutmuşken gitme...Simsiyah bulutlar çöreklenmesin üzerime. Baharın koynunda uyanırken gözlerimi karanlıklara kapatmayayım...Gitme ince sızım...Uzak dağlarına yüreğimi sürüp sana koşmak isterdim ama sırtım kanlı ve yüreğim yaralı...Buğulu camlarda bıraktığım düş mavisi umutlarımı yetim bırakma...Sürgün misali yalnızlığında soğuk prangaları sırdaş bilmek istemiyorum...Yitik bir yüreğin baharlarında açmış dikenleri serme ellerime..Batarsa kanar, kanarsa yaşayamaz yüreğim....Gitme ..Ardından bakakalmasın gözlerim tozlu yollara...İsyanlara bürünmesin gülen yüzüm....Ne olur gitme alınyazım. Acılarımı tütünle sarıp bir sigara dumanında çekerken içime, gitme..Dayanamaz bu can gidişine...Rıhtımlara her gece gözyaşımı boşalttırma beni...Ezik yüreğimi karların üzerine serme...Sana koşan ayaklarımda hüznün kirli denizlerine sokma beni...Mavilerin arasında kaybolur giderim....Umutlarımı alıp gitme gül yüreklim... Hangi denize sığdırabilirim ki sensizliğin acılarını...Hangi ilaç dindirir sensizliğin sancılarını...Bu dert içimde kabuk bağlar..Solmak istemiyorum kırık aynaların suretinde...Hazanlar girer gelinciklerin gülümsediği bahçelere...Göğümden tüm göçmen kuşlar kanatlanır ucsuz bucaksız diyarlara...Dur gitme....Yalınayak sahillerde gezinmeyeyim....Ellerim dikenlerde avunmasın...Gidişinle yüreğimi yaralarda bırakma ne olur... Şiirlerim kederimle, yüreğim gidişinle ağlamasın...Gülen gözlerime hicranlar inmesin...Bereketin ıslattığı toprağıma siyah bulutlar çöreklenmesin...Uçurumlar büyümesin duvarlarda...Pencerelerde kalmasın ıslak gözlerim....Yorgun düşmesin ayaklarım...Gitme iki gözüm...Bırakma beni tek başıma firkatinde...Düş fakiri olarak gezinmek istemiyorum şehrin ölüm kokan sessizliğinde...Ne olur gitme sevdiğim. Uyandırma beni ayrılıklarınla..Gitme diyen dudaklarım senden sonra kanamasın....Üşümesin senin sevginle gülümseyen gönül bahçem....Acılarımı unutmuşken sancının kavrulduğu ateşlerde ısıtma beni...Benek benek açan çiçeklerim mevsimsiz solmasın...Saçlarına düşen yıldızlar göğsüme ayrılığının hançerini sokmasın..Gitme canımdaki son can... Senin gözlerinden, senin yüreğinden başka bir sığınağım yok sevdiğim.. Gitme ne olur...Yetim kalmasın yüreğim.... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2007 Bana Bir Şey Söyle Bana bir şey söyle, anlamını kimse bilmesin, tek ben anlayayım, Bakışlarından uzak olsamda sözlerinde cesaret bulayım, Güzelliğine değil, kişiliğine aldanayım, Bana öyle bir umut ver ki, ömür boyu o umutla avunayım, Bana kalbinde bir yer ver, bıraktığın gibi hep orda kalayım... .......melons..... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2007 Bana Her Gelişinde bana her gelişinde, kolları ardına kadar açık bir çocuk koşar içimde unuttuğum türküleri yeniden anımsarım gökyüzü daha bir aydınlanır daha da ısıtır güneş. dünya, bir günde iki kez dönerdi ekseninde. yüreğimde tüneyen, bütün kuşlar uçardı gülüşlerin, sevinç taşırdı geceme ben de bana gelirdim bana her gelişinde... ,,,,,,,,,,,melons...... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ melonss Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2007 Bana Kendinden Söz Et saçların bahar kokuyor ellerin üşümüş bana kendinden söz et... parça tesirli bir sözün vurduğu yüreğinden yerlere dökülürken yaşam kanının nasıl donduğundan, aysız ayaz biz sessizlik dimdik dururken kapıda içinde üşüyen küçük çocuktan söz et... gülümseyerek gelen güne “merhaba” derken. içinde sallanan zaman sarkacı on ikiyi vurur artık eski ”sen” olmadığını kabul etmenin gözlerine yenilgiyi nasıl çivilediğinin hüznüyle yakalanmaktan korktuğun için nereye kaçtığından söz et... vurup elimize sevgilerimizden bazılarını ölüm aldı, bazılarını yaşam. hangisine daha küskün oldugundan söz et. kilidi paslı anahtar işlemez kapılar önünde içinden mevsimler geçer avuçlarında kuruyan gülleri kime sakladığından söz et... kör bir limandır demir attığın ıssız, ışıksız bir gece sevdalanırsın sessiz usul kanayan yaralarını bir başına sarar tuzla dağlarsın kanayan yalnızlığından söz et. günlere kırgın geçersin ömrün içinden kül renginde zamanlar bırakırsın ardında gecenin siyah teninde yorgun uykuları bırakıp umutsuz avlulara kapılar açarsın bitmeyen yorgunluklarından söz et ayaz vurmuş toprağına cemre düşer kış ortasında çiçeğe durur dalların saçlarında bahar yeli karanlığı yırtan bir yıldız kayar... korkarsın bana korkularından söz et... ....melons.... 20 07 2007 /21 19 / Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.