Φ muki Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2007 Görevi bırakmaya hazırlanan Sezer, veto kararları, kırmızı ışıkta beklemek, hastanede kuyruğa girmek gibi ilginç davranışlarının yanı sıra 7 yılda yaptığı tasarrufla da anılacak. Sezer 7 yılda Köşk bütçesinden 46 milyon YTL artırıp Maliye’ye iade etti. Ayrıcalıkları reddeden Sezer, seçim günü, mükerrer oy kullanmayı önlemek için parmak boyama uygulamasını da yaptırdı. Görevlilerin "Sizi herkes tanıyor, mükerrer oy kullanmazsınız, boyamaya gerek yok" açıklamasına rağmen Sezer parmağını boyattı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 16 Mayıs’ta sona eren görevinden eylül ayında ayrılmaya hazırlanırken, 7 yıllık görev süresinde ilginç rekorlarıyla anılacak. Görev süresince bir cumhurbaşkanına tanınan yasal ayrıcalıkları minimum düzeyde kullanan, geleneksel olarak tanınan ayrıcalıkların ise (kırmızı ışıkta beklemek, hastanede kuyruğa girmek, annesinin cenaze törenine sivil plakalı araçla ve benzin parasını kendi cebinden ödeyerek gitmek gibi) neredeyse tümünü reddeden Sezer, Cumhurbaşkanlığı’nın resmi internet sitesinde 7 yıllık tasarruf tablosunu da ilan etti. Sezer, 7 yılda Çankaya Köşkü’ne verilen ödenekten toplam 46 milyon YTL (46 trilyon lira) tasarruf ettirdi ve bu parayı Maliye’ye iade etti. Kendisini seçen DSP-MHP-CHP koalisyonu döneminde kanun ve atamalara yaptığı vetolarla dikkat geçen, AK Parti iktidarının neredeyse tüm bürokrat atamalarını veto ettiği için “vekaletle yönetim” dönemine sebep olan Sezer’in görevi olarak yapmak zorunda oldukları dışında, eski cumhurbaşkanlarına benzemeyen uygulamaları şöyle: PERSONELİ AZALTTI, KIRMIZI IŞIKTA BEKLEDİ Göreve geldiğinde ilk işi, selefi Süleyman Demirel dönemindeki personeli azaltmak oldu. 40 civarındaki başdanışmandan sadece 4’ünün kalmasını istedi. Garson, aşçı, temizlikçi, büro görevlisi gibi personel sayısını minimuma indirdi. Köşk’teki telefon konuşmalarını kısıtladı, özel konuşmaların bedelini konuşan personelden aldırttı. Köşk’te mesai düzeni başlattı. Saat 17.00’de mesai bitince tüm memurlar evine gitti. Demirel’e her sabah yapılan check-up uygulamasını kaldırdı; şehir içinde kortejine eşlik eden ambulansı geri gönderdi. Köşk’ün koruma müdürlüğüne tahsis edilen 14 aracı iade etti; bir eskort ve koruma aracı dışında güvenlik önlemi istemediğini söyledi. Trafikte kendisine güvenlik nedeniyle tanınan “geçiş üstünlüğü” hakkını hiç kullanmadı, her kırmızı ışıkta diğer araçlarla birlikte, yeşil ışığın yanmasını bekledi. BİR KERE ŞORTLA GÖRÜNTÜLENEBİLDİ Özal döneminde Cumhurbaşkanlığı kullanımına tahsis edilen Okluk Koyu’ndaki yazlık köşke hiç gitmedi. Sezer'in 7 yılda gazetecilere 'yakalandığı' tek an. Yaz dönemi çalışmalarını kısa süreli olarak Atatürk döneminden kalma İstanbul’daki Huber Köşkü’nde sürdürdüğü sayılmazsa, görev süresince hiç tatile çıkmadı. Bir kez Huber Köşkü’nde şortla yürürken görüntülenebildi. Resmi toplantılar dışında, konser, tiyatro gösterilerini kaçırmamaya çalıştı. Piyanist Fazıl Say’ın, Nâzım Hikmet için bestelediği eseri ayakta alkışladı. Yılda birkaç kez markete alışverişe gittiğinde görüldü. Makam aracına sivil plaka taktırarak alışverişe gitti, kasada cebinden çıkardığı parayla ödeme yaparak dikkat çekti. Hiçbir düğüne gitmedi, görevi sırasında evlenen oğlunun Köşk’te aile içinde yapılan mütevazı düğününün masraflarını, o sırada yanan elektriğe kadar kendi cebinden ödedi. Düşerek bileğini kıran eşini sivil araçla acil servise ***ürdü. Röntgen çekilirken kuyruğa girip, sırasını bekledi. Yurt içi gezilerini minimumda tuttu, memleketi Afyon’a depremden sonra “geçmiş olsun” ziyareti için ve burada yaşayan annesinin ölümü üzerine cenaze töreni için gitti. Cenazeye giderken, aracına sivil plaka takılmasını istedi. HANUKA’YI KUTLADI AMA PAMUK’U KUTLAMADI Karşılama ve uğurlama törenlerini minimuma indirdi, resmi yemekler dışında Köşk’te hiç davet vermedi; eski cumhurbaşkanlarının iftar yemeği davetini hiç uygulamadı. Resmi davetlerde konuklara yerli marka şarap ikram ettirdi. Görev süresince hiçbir gazeteciye özel röportaj vermedi. Çığ gibi yağan randevu taleplerine rağmen çok az “kabul” yaptı. Kabullerde asgari ikram nedeniyle “Köşk’e giderken termosunuzu yanınıza alın” esprileri çıktı. Hıristiyanların Noel’inin yanı sıra Musevilerin Hanuka Bayramı’nı da kutlayan ilk cumhurbaşkanı oldu. Tüm kurtuluş ve kuruluş yıldönümlerinde kutlama mesajları yayınlamayı ihmal etmedi, ama Yazar Orhan Pamuk’u, dünyanın en önemli ödüllerinden Nobel ödülü almasına rağmen kutlamadı. NE KADAR HARCADI? 2001-2007 arasında Çankaya’ya verilen ödenek ve Sezer’in harcama tutarı şöyle: (2007 yılına ait harcama tutarı, 01.01.2007-30.06.2007 dönemini kapsıyor.) NE KADAR TASARRUF ETTİ? Ortalama 6.5 milyon YTL civarındaki yıllık tasarruf rakamı 2007’de aynen gerçekleşirse 7 yıllık toplam tasarruf 46 milyon YTL’yi geçecek. Köşk’ün son 3 yıllık ortalama bütçe ödeneğinin 30 milyon YTL düzeyinde olduğu düşünüldüğünde; Sezer 7 yılı geçen görev süresinde neredeyse toplam 1.5 yıllık ödeneğini Maliye’ye iade etmiş oldu. 2007 YILINDA YAPTIĞI YARDIMLAR Cumhurbaşkanlığı sitesinde, Sezer’in 2007 yılında yaptığı “nakdi yardım” tablosu da bulunuyor. Buna göre, Sezer bu yıl Türkiye Güçsüzler ve Kimsesizlere Yardım Vakfı’na 30 bin YTL, Kadıköy Sağlık Eğitim Merkezi Vakfı’na 20 bin YTL olmak üzere toplam 50 bin YTL ‘yardım’ yaptı. Buraya kadar alıntıdır. gelelim madalyonun öbür yüzüne 7 yıl boyunca çankayayı dünyaya kapattı bazı gençlerimizin bile hala cumhurbaşkanımızı tam olarak tanımıyor halbuki çankaya demek ülkenin tam üst noktası demektir türkiyemizin dış dünyaya açılması adını duyurabilmesi için daha ii şeyler yapamazmıydı demişsiniz. Şayet Sayın Sezer sizin dediğiniz gibi ülkenin üst noktasında Türkiyemizi dış dünyaya açılması, adını duyurabilmesi adı altında sülalece ve eş dostlarının sülalelerinle dış geziler tertip etseydi, har vurup harman savursaydı o zaman tasarruf etmiş olmayıp, maliyeyi onca borca sokmuş olurdu. Bundan sonraki Türkiyemizi iyi tanıtır artık sanırım. Gelsin dış geziler, gelsin tarikat şeflerine ve onlara kul köle olanlara iftar sofraları, gelsin har vurup harman savurmalar... Ama hepsi de Türkiyemizin adını duyurmak için unutmayalım... Ne demişler: DEVLET MALI DENİZ, YEMEYEN ***** Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2007 bu ülkeanayasayı bir kere delmekle bişey olmaz, benim memurum işini bilir,verdimse ben verdim ,dün dündür bugun bugundür diyen cumhurbaşkanlarına , siz isterseniz hilafeti bile geri getirirsiniz diyen başbakanlara alışkın olduğu için , oy kaybetmemek için gecekondulara ve her türlü sahtekarlığa göz yuman popülist belediyecilere alışkın olduğu için sezer gibi adam gibi adam bu halka 3 numara büyük geldi. türk halkı hiç bir zaman ülke çıkarını,hukukun üstünlüğünü ve sosyal adaleti düşünmemiş,sadece kendi çıkarını düşünmüştür.halkımız şark kurnazıdır.her zaman güçlüye yılışmıştır.....2000 yılındaki sezerle bugunkü sezer aynı adamdır.o zaman sezer güçlüydü halk sevgi gösterileri yapıyordu, şimdi RTE güçlü herkes sezere çamur atıyor. yok veto etmiş de hükümetin icraatını baltalamış.bu hükümet 900 küsur kanun çıkardı 60 küsurunu veto etti bu adam.milletvekilelrinin çoğu avukat.hukuğu bilen adamlar.oturup adam gibi kanun hazırlasalardı. ahmet necdet sezer hukuk adamıydı, devlet adamıydı.paşalardan bile daha iyi cumhurbaşkanlığı yaptı ve hiç bir zaman yetkisinin dışına çıkmadı. yeri geldi hükümete, yeri geldi paşalara yeri geldi kendisini seçtiren ecevite bile ağzının payını verdi. çok da iyi yaptı.doğruyu söyleyeni 9 köyden kovarlar zaten. Eline ve agzina saglik,anlayana sivrisinek saz anlamayana dacul zurna az demisler.Siz bu gercekleri binlerce defa tekrarlasanizda faydasi yok cünkü demissiniz ya,bu millet sark kurnazidir,güclüye yilisir evet aynen böyledir.Bu millet göreceksiniz yarindan itibaren aglamaya baslayacaktir,emekli ayligim az,iflasin esigindeyim,cocuklarimi okutamiyorum,ekmek parasi bulamiyorum,is bulamiyorum ve bunlarin benzeri sikayetlerle 5 yil boyunca aglar fakat secim zamani geldiginde kime oy versem diye sagas sola danisir,gazeteler kimi isaret ediyorsa ona oy verirler.,ve yine aglamaya devam xderler,bu hep böyle olmustur.ve olmaya devam edecektir.birileride halkimiz calisana oy verdi diyerek halk kahramanligina soyunur ve demokrasi havarisi kesilirler. Sezer gercek anlamda bir Cumhurbaskaniydi,özüyle sözüyle Atatürkcü durusuyla,dün ne idiyse bugünde aynidir,takiye yapmamistir yapmazt cünkü adam gibi adamdir.art niyetli degildir,yanar dönerde degildir.Giderayak Erdogana verdigi dersi Erdogan ömür boyu unutamiyacaktir siz bakmayin onun ucuz Kasimpasali durusuna, o ancak ucuz olanlari yaniltir, Sezer'i alkislayan halka onu yuhalattilar bu halk böyledir iste,ucunda mercimek kömür olursa olacagida budur.Nekadar haysiyettenyoksun bir durum var ortada,adam kendini zorla Cumhurbaskani sectirtmektedir,ve bundan o kadar mutluki daha Cumhurbaskani olmadan Sezere yakin olan valilerden basladi ise.Yani seriatci din taciri olmayan valilerden. saygilarla Alıntı
Misafir taunus Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2007 biz türkler her ne kadar hunlulara dayanan devlet geleneğine sahip olsak da göçebe bir kültürden geliriz,göçebe kültürde özel mülkiyet diye bişey yoktur.yerleşik toplumlardaki gibi bir arada yaşamanın getridiği kanun nizam bilinci de yoktur. bizde sosyal adalet kaygısı da yoktur.güçlünün dediği olur.kimin gücü kime yetiyorsa malını elinden alır ve kullanır.kural tanımazlık, yağmacılık, o zamandan göçebelikten kalma huylardır. komşumuz iran halkı bize göre çok daha köklü bir yerleşik yaşam deneyimine sahiptir.soyları medlere perslere kadar iner. kabul etmek lazım ki dünya uygarlık tarihine yazılı ve maddi katkıları bizden çok daha fazladır. ancak onlar da bizim gibi şark kurnazı insanlardır. şah reza (rıza değil reza) pehlevi tipik bir diktatördür.iran halkının ensesiznde boza pişirmiştir.(hem de büyük bir zevkle) pehlevinin güçlü zamanında acemler padişahım çok yaşaaaa derken, pehlevi güçten düşümeye başlayıp da mollalar güçlenince pehleviden kurtulmak için humeyni çok yaşaaa demişlerdir. iran 1979 dan beri molla yönetimindedir.iran halkı mutlu olamasa da iş işten geçmiştir. fakir ve sefil insanların önünde alternatif bırakılmayınca herşeye razı olrular herşeye şükrederler. türk halkı da iran halkı gibidir...şark kurnazıdır. olylara kısa vadeli pratik geçici çözümler bulur.ama uzun vadede kaybedecekir. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 28 Ağustos , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 28 Ağustos , 2007 Ahmet Necdet Sezer benim için bu zamanın insanı değil... Böyle bir zamanda bu kadar tevazu ve dürüstlük normal karşılanmıyor... Bendeki yeri her zaman apayrı olacak... Ülkem adına ortaya koyduğu onurlu duruşu, düzenbazlığa geçit vermemesi, tasarrufçuluğu için teşekkür ediyorum... Ve... Çankaya bugün yeni Cumhurbaşkanı'nı karşılayacak... Hiç umut etmesemde hayırlı olmasını diliyorum... Umarım Abdullah Gül, Çankaya'nın ruhunu taşıyabilir ve umarım oraya çıkmanın lutfunu kaldırabilir... Ve dilerim ülkenin rejimine, anayasasına, hukukun üstünlüğüne, bütün kurumlarına bağlılık gösterir... Dilerim, söylediği gibi tarafsız olabilir... Dilerim şeffaf olur... (!) bütün bunları dilemek, bana çok ütopik gelsede yanılmayı umuyorum... Alıntı
Misafir maydanoz Gönderi tarihi: 28 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 28 Ağustos , 2007 Güle güle Sayın Cumhurbaşkanım, Bu konuda söylenecek şeyleri ,çok hoş şekilde dile getirdiğine inandığım bir yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Söylediği her şeye de canı gönülden katılıyorum. **** "Hayatta her şey ödenir.Geçmişin de bir bedeli olması, nedamet bile getirse, bir devletin kendisini yıkmak için yola çıkan zihniyete emanet edilmemesi gerekir...di. İşte siz, Sayın Necdet Sezer, bulunduğunuz makamda üniformasını çıkarmak ya da geçmişini inkar ve değişmek zorunda kalmayan, öncesi sonrasından farklı olmayan duruşunuzla, yurdumun tanık olduğum tarih diliminde, benim " cumhurbaşkanım" diyebildiğim tek devlet başımsınız. Siz, Sayın Cumhurbaşkanım, hiç "adam gibi" yapmak zorunda kalmadınız, çünkü adamsınız. "Vakur gibi" yapmadınız , çünkü vakursunuz. "Laik gibi " yapmak zorunda kalmadınız, çünkü laiksiniz. "Aklanmış gibi" yapmak zorunda kalmadınız , çünkü hiç karalanmadınız! Makamınıza layık olmaya çalışmanızgerekmedi, çünkü layıktınız. Demek cumhuriyetimizin laiklik bekası, buraya kadarmış, Sayın Cumhurbaşkanım. Türkiye yine var olur, cumhuriyet de nicelik ve nitelik değiştirip sürer bir zaman daha. Atatürk'ün açtığı, belki de hiç açılmaması gereken, çünkü hak edilmemiş bir utku parantezinin, sizinle kapanması onurlu bir sondur, Sayın Cumhurbaşkanım. Yedi yıldır bize verdiğiniz onur için, sağolun." Mine G. Kırıkkanat Vatan- 28 -Ağustos-2007 Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 28 Ağustos , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 28 Ağustos , 2007 Farkımız farkındalığımız... Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 28 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 28 Ağustos , 2007 dogrusu ile, yanlışı ile bir devir kapandı... bir çok görüşüne katılmadım ama Sayın Sezer bu ülkenin Cumhurbaşkanıydı ve yaptıkları da ülkemiz içindi, dogru veya yanlış.. makamını kendi kişisel çıkarı için kullanmadı, teşekkürler..saygıyla kalsın.. Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 28 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 28 Ağustos , 2007 Güle güle Sayın Cumhurbaşkanım, Bu konuda söylenecek şeyleri ,çok hoş şekilde dile getirdiğine inandığım bir yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Söylediği her şeye de canı gönülden katılıyorum. **** "Hayatta her şey ödenir.Geçmişin de bir bedeli olması, nedamet bile getirse, bir devletin kendisini yıkmak için yola çıkan zihniyete emanet edilmemesi gerekir...di. İşte siz, Sayın Necdet Sezer, bulunduğunuz makamda üniformasını çıkarmak ya da geçmişini inkar ve değişmek zorunda kalmayan, öncesi sonrasından farklı olmayan duruşunuzla, yurdumun tanık olduğum tarih diliminde, benim " cumhurbaşkanım" diyebildiğim tek devlet başımsınız. Siz, Sayın Cumhurbaşkanım, hiç "adam gibi" yapmak zorunda kalmadınız, çünkü adamsınız. "Vakur gibi" yapmadınız , çünkü vakursunuz. "Laik gibi " yapmak zorunda kalmadınız, çünkü laiksiniz. "Aklanmış gibi" yapmak zorunda kalmadınız , çünkü hiç karalanmadınız! Makamınıza layık olmaya çalışmanızgerekmedi, çünkü layıktınız. Demek cumhuriyetimizin laiklik bekası, buraya kadarmış, Sayın Cumhurbaşkanım. Türkiye yine var olur, cumhuriyet de nicelik ve nitelik değiştirip sürer bir zaman daha. Atatürk'ün açtığı, belki de hiç açılmaması gereken, çünkü hak edilmemiş bir utku parantezinin, sizinle kapanması onurlu bir sondur, Sayın Cumhurbaşkanım. Yedi yıldır bize verdiğiniz onur için, sağolun." Mine G. Kırıkkanat Vatan- 28 -Ağustos-2007 Geldiğinde bize rejim düşmanı olmadığını anlatmak ihtiyacı hissetmedin sen. Bilindik, alışıldık yolsuzluk dosyaların yoktu. Anayasa değişiklikleri ile korunman gerekmiyordu, ihtiyaç da duymadın, çıplaktın, vatandaştın, insandın benim gibi. Sana bu ümmetçiler, cemaatçiler, tarikatçiler AKEPEciler kızıyorsa şanındandır senin. Yobaza bunu bayram etmeyiz, buradayız bilesin; Sevgili Ahmet Necdet SEZER. Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 29 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 29 Ağustos , 2007 Sayın Sezer'in olağanüstü bir insan olduğu tanımlarına katılmıyorum. O bize Atatürk'ün öğrettiği devlet adamı tanımına uyan bir devlet adamlığı yaptı. Halkın efendisi gibi değil, halkın hizmetinde çalışan bir memur gibiydi. Atatürk'ten sonra gelen devlet adamların olması gerektiği gibi ama buyuk cogunlugunun işine gelmedigi için yapmadıgı ve halka unutturulan devlet adamlığını hatırlattı. Sayın Sezer üzerine düşen her görevi, yapması gereken herseyi birebir aynen yapmıstır. BUnları yaparken ayrıcalıklarını kendi şahsi cıkarları doğrultusunda asla kullanmamıştır. Asıl merak ettiğim bir konu var benim. Cumhurbasknalıgı tarafından yapılan tasarruflarınh miktarını açıklayan arkadaslara teşekkür ediyorum. Son beş yıldır, devletin yaptığı hayati önem tasıyan bir cok ihale Sayın Sezer tarafından inceleme altına alınmış ve iptal edilmiştir. BU ihalerin büyük kısmı akpye yakın iş adamlarına yada dolaylı yoldan akpyle ilişkili yurt dışı kaynaklı firmalara verilmişti. Yapılan iptallerden sonra acılan yeni ihalelerde yine aynı firmalar bu sefer daha yüksek meblaglarla bu ihaleleri almak zorunda kalmıslardır. Yani peşkeş cakilmeye calısan degerlerimizin yok pahasına satılacakken Sayın Sezer tarafından engellenmiştir. Bu sayede bes yılda kac milyar dolarlık kazancımız oldugunu, yada Sayın Sezer tarafında akp yandaslarının kac milyar dolar zarara girdiğini herhangi bir Gazeteci cıkıp arastırıp acıklayabilecek mi? Yoksa bu ulkenin butun kalemleri de objektifleri gibi , aynı cumhurbaskanlıgı makamı gibi ve meclis gibi akpnin kontrolu altınamı girdi? Akpnin Sayın Sezer'i sevmemesinin en buyuk nedeni Cumhurbaskanımızın ulke kaynaklarını korurken gösterdigi hassasiyetten baska birsey değildir. Yani tamemen duygusal... Cunku akp söz verdiği peşkeşleri cekememiştir. Ama artık yolları açık... Sayın Cumhurbaşkanım Sezer, sizin gibi büyük devlet adamlarının hala ülkemde var olduğunu bilmek bile umudumu yaşatmama neden oluyor. Verdiğiniz hizmetler için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ne kadar teşekkür etsem azdır. Siz hala benim Cumhurbaskanım'sınız. Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 29 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 29 Ağustos , 2007 Sayın Sezer'in olağanüstü bir insan olduğu tanımlarına katılmıyorum. O bize Atatürk'ün öğrettiği devlet adamı tanımına uyan bir devlet adamlığı yaptı. Halkın efendisi gibi değil, halkın hizmetinde çalışan bir memur gibiydi. Atatürk'ten sonra gelen devlet adamların olması gerektiği gibi ama buyuk cogunlugunun işine gelmedigi için yapmadıgı ve halka unutturulan devlet adamlığını hatırlattı. Sayın Sezer üzerine düşen her görevi, yapması gereken herseyi birebir aynen yapmıstır. BUnları yaparken ayrıcalıklarını kendi şahsi cıkarları doğrultusunda asla kullanmamıştır. Asıl merak ettiğim bir konu var benim. Cumhurbasknalıgı tarafından yapılan tasarruflarınh miktarını açıklayan arkadaslara teşekkür ediyorum. Son beş yıldır, devletin yaptığı hayati önem tasıyan bir cok ihale Sayın Sezer tarafından inceleme altına alınmış ve iptal edilmiştir. BU ihalerin büyük kısmı akpye yakın iş adamlarına yada dolaylı yoldan akpyle ilişkili yurt dışı kaynaklı firmalara verilmişti. Yapılan iptallerden sonra acılan yeni ihalelerde yine aynı firmalar bu sefer daha yüksek meblaglarla bu ihaleleri almak zorunda kalmıslardır. Yani peşkeş cakilmeye calısan degerlerimizin yok pahasına satılacakken Sayın Sezer tarafından engellenmiştir. Bu sayede bes yılda kac milyar dolarlık kazancımız oldugunu, yada Sayın Sezer tarafında akp yandaslarının kac milyar dolar zarara girdiğini herhangi bir Gazeteci cıkıp arastırıp acıklayabilecek mi? Yoksa bu ulkenin butun kalemleri de objektifleri gibi , aynı cumhurbaskanlıgı makamı gibi ve meclis gibi akpnin kontrolu altınamı girdi? Akpnin Sayın Sezer'i sevmemesinin en buyuk nedeni Cumhurbaskanımızın ulke kaynaklarını korurken gösterdigi hassasiyetten baska birsey değildir. Yani tamemen duygusal... Cunku akp söz verdiği peşkeşleri cekememiştir. Ama artık yolları açık... Sayın Cumhurbaşkanım Sezer, sizin gibi büyük devlet adamlarının hala ülkemde var olduğunu bilmek bile umudumu yaşatmama neden oluyor. Verdiğiniz hizmetler için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ne kadar teşekkür etsem azdır. Siz hala benim Cumhurbaskanım'sınız. Sevgili Lostsoul, Sayın Sezer'in olağanüstülüğü; dürüstlüğü ve millet sevgisinin ayrılmaz bir parçası olan vatan sevgisidir. Ne yazık ki bu zamanda Türkiye'de Sayın Sezer'in niteliklerini taşıyan devlet adamları az. İnsan isterdi ki, tüm devlet adamlarımız Sayın Sezer'in üstün niteliklerine sahip olsun. Sayın Sezer dürüstlüğü ve millet ve vatan seygisiyle tarihe damga vurmuş bir insandır. Hiçbir şey bulamadılar asık suratlı dediler. Bunu diyenler asık suratlı olmakla, ciddi bir insan olmanın ayırdını yapabilecek kapasitede olmayanlardı. Sayın Sezer hafızalarda saygı değer bir anı olarak kalacaktır. Ben de Sayın Sezer'e sonsuz teşekkürlerimi iletir, saygılar sunarım. Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 29 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 29 Ağustos , 2007 İsmet İnönü... Arkasında partisi vardı. Ordusu da. Kapı gibi! Celal Bayar... Partisi vardı. Cemal Gürsel... Ordusu vardı. Cevdet Sunay... Genelkurmay Başkanı. Fahri Korutürk... Kuvvet Komutanı. Kenan Evren... Ordusu vardı. Turgut Özal... Partisi vardı. Süleyman Demirel... Partisi vardı. Abdullah Gül... Partisi var. * Peki ya Sezer? * Ne onu oraya getiren "or" rütbesi vardı omuzlarında, ne de saldırıya uğradığı zaman ortalığı ayağa kaldıracak, savunacak partisi. * Bana sorarsanız, bi araba laf yazılıyor ama, Ahmet Necdet Sezer'in en önemli özelliği buydu... Cumhuriyet tarihinde, arkasında ordusu veya partisi olmayan ilk ve tek cumhurbaşkanı. * O nedenle, kurucu Mustafa Kemal'den sonra, en zor görevi kim yaptı derseniz... O yaptı. * Mümkün müydü Evren'e höt zöt yapmak? Hálá yargılamaya tırsıyorlar... Kim getirdi Cevdet Sunay'ı oraya? Meclis mi sanıyorsunuz? Sıkar mıydı, herhangi bir gazete çıksın da, Demirel'e manşetten sinkaf etsin? DYP iktidarı yıkmaz mıydı gök kubbeyi, o gazetenin başına? Özal'a bindirmeye kalkanlar, haşat edilmedi mi? Bakın Gül'e... İki kelime itiraz edeni memleketten kovmuyor mu partisi? * Hiçbiri yalnız değildi çünkü... Sezer hariç. * Kolay hedefti. * Tek başına geldi. Tek başına gidiyor. Savunmasız görüp kıyasıya çullananlara karşı "neyi korumaya çalıştığını" ise, gazeteler yazmadı, tarih dede yazacak... Eminim. Y.ÖZDİL 28.08.2007 Şimdi yazılanları okumaktansa hemen en alttaki alıntıya ve işaret ettiği kişiye bakanlar var aranızda, onlar kendilerini çok iyi bilir. Kartelci medya uşaklarının,maşalarının,sopalarının vs yazılarını getirip yazmayın diyorlar hani bunlar. Şimdi iki dakika susun, efendi olun ve okuyun. Anlamanızı beklemiyorum, mucizeler yaklaşık 1400 sene önce bitti, biliyorum. Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 29 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 29 Ağustos , 2007 Akpnin Sayın Sezer'i sevmemesinin en buyuk nedeni Cumhurbaskanımızın ulke kaynaklarını korurken gösterdigi hassasiyetten baska birsey değildir. Yani tamemen duygusal... ak partiyi bilmem ama benim şahsen karşı oldugum konu tamamen siyasi sebeplerdendir. kimi siyasi uygulamalarına şiddetle karşıydım ve ama bu demek degil ki her yaptıgı uygulamaya karşı oldum. kesinlikle, bulundugu makamı kendi kişisel ekonomik çıkarlarına alet etmedigi için takdiri hak ediyor. kimi şatafatlı uygulamaları istemedigi içinde önemli bir ayrıcalıgı vardı. sade bir hayat yaşamış olması diger liderlere örnek olacak en önemli yönüydü. bu anlamda saygıyı hakediyor, ''yigidi öldür ama hakkını teslim et'' demişler... kimi yanlış siyasi uygulamaları olmasaydı çok daha iyi olurdu. bilemiyorum, belkide kendi dogal kararları degildi bu yanlışlar, kim bilir. Alıntı
Misafir Sands Gönderi tarihi: 30 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 30 Ağustos , 2007 Gördüğüm kadarıyla herkes yorumu rejim üzerinden yapmış ben başka damardan gireyim, Adamcagızın yüzü birtek ayrıldıgı günlere dogru güldü,tamam iyi güzel muhalefetten daha güzel muhalefet etti direndi anayasa attı ayar çekti iyi güzelde bu adam için hiç diyor musunuz ya ''Adamın emdiği sütler burnundan geldi çöktü yüzü gülmez oldu'' bir işe elinizide siz atın mesele koltukta oturan değil koltukta oturtandır,hadi şimdi dogru kitap okumaya ve geleceğe daha ümitle bakmak için çalışmaya. İstatistikleri felan bir kenarı koyalım. BÜyük İsrail Projesi Dayanışma Ve Kaynaşma Dernegi Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.