Φ Sumisali Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2005 Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2005 Gerçek Atatürkçülük nedir? ATATÜRKÇÜLÜK (KEMALİZM); Türk Milleti'nin bugün ve gelecekte tam bağımsızlığa, huzur ve refaha sahip olması, devletin millet egemenliği esasına dayandırılması, aklın ve ilmin rehberliğinde Türk kültürünün çağdaş uygarlık düzeyi üzerine çıkarılması amacıyla temel esasları yine Atatürk tarafından belirtilen devlet hayatına, fikir hayatına ve ekonomik hayata, toplumun temel müesseselerine ilişkin gerçekçi fikirlere ve ilkelere ATATÜRKÇÜLÜK denir. ATATÜRKÇÜLÜK; emperyalizmin düşmanıdır, anti - emperyalisttir. Tam bağımsız Türkiye'den yanadır. Özgürlükçüdür. İnsan Hakları savunucusudur. Hertürlü terörün karşısındadır. Yobazların, Vurguncuların, Çıkarcıların düşmanıdır... ATATÜRKÇÜLÜK; yirminci yüzyılın yüz akı, ulusal direnişlerin temelindeki "tam bağımsızlık" harcıdır. ATATÜRKÇÜLÜK; ulusal bağımsızlık demektir, ulusal kurtuluş demektir, antiemperyalist bilinç demektir! ATATÜRKÇÜLÜK; aşırı sağa ve aşırı sola ödün vermeyen, kişi haysiyet ve onuruna inanan, ulusal, akılcı ve insancıl bir görüştür. ATATÜRKÇÜLÜK; Atatürk'ü bütün yönleriyle ve eserleriyle tanımak, sevmek, benimsemek, tanıtmaya ve sevdirmeye çalışmaktır. Başka bir ifadeyle Atatürk'ün ideolojisini, ülkü ve eserlerini eksiksiz öğrenip tam olarak gerçekleştirmek, yüceltmek ve aynı yoldan Türk Ulusu'nu Çağdaş Uygarlık Düzeyine ulaştırmak için bütün gücümüzle çalışmaktır, diyebiliriz. ATATÜRKÇÜLÜK; siyasi bir öğreti değil, bir dünya görüşüdür. Türkiye'nin ve Türk Ulusu'nun gerçeklerine, gereksinimlerine ve yeteneklerine en uygun gelen, denenmiş başarılı sonuçları alınan bir öğretidir. ATATÜRKÇÜLÜK; herhangi bir yabancı siyasal akım ya da ideoloji ile açıklanamaz. Atatürkçülük, Türk halkının ve Türk yurdunun tabiatından, tarihinden doğmuştur. ATATÜRKÇÜLÜK; Türkiye'nin gerçeklerinden doğmuş bir düşünce sistemidir. Türk Milleti'nin iradesiyle oluşmuş, tarihi bir gelişmenin ürünüdür. Atatürkçülük, herşeyden önce millete haklarını tanıma ve tanıtmadır; millet egemenliğinin ifadesidir. Atatürkçülük bir kurtuluştur, milletçe bağımsızlığa kavuşmadır. Atatürkçülük, modern bir toplum hayatı yaşama demektir. ATATÜRKÇÜLÜK; "halkçılık", "laiklik", "cumhuriyetçilik", "devrimcilik", "devletçilik" ve "milliyetçilik" olmanın ötesinde, değişen nesnel koşullar karşısında, bu ilkeler çerçevesinde sürekli tutumlar takınmaktır. Atatürkçülük, kesinlikle salt ileriye açık bir ideolojidir. Atatürkçülüğü yorumlarken bazı farklı noktalara varılabilmesi olasıdır. Ancak Atatürkçülük'te olmayan şey; "tutuculuk" ve "statükoculuk"tur. Atatürk'ün düşünceleri nesilden nesile aktarılacak bir put değil; yönlendirici bir dünya görüşü ve dünyanın dinamik bir yorumudur. ATATÜRKÇÜLÜK; •Tam Bağımsızlık Yanlısıdır Atatürkçülük emperyalist güçlere karşı, ilk kez başarıya ulaşan İstiklâl Savaşları'ndan sonra tam bağımsız ve milli Cumhuriyet kurarak dünyadaki mazlum milletlere örnek olmuştur. Atatürk, tam bağımsızlığı koruyabilmek için sosyo-ekonomik alt yapıda da halkın yararına değişiklikler yapmayı amaç sayar. •Halkçıdır, Demokratiktir, Sosyaldir ve Barışçıdır Çağdaş uygarlık seviyesine erişmek için, sadece siyasal yüzeyde ve üst yapıda kalmayarak, sosyal ve ekonomik altyapıya yönelme ve bu yapıda halkı, halk için, halkın gücü ile kalkındırmayı amaçlar ve bunları da sınıf kavgalarına yol açmadan sosyal barışı gerçekleştirmek için, devletin yapıcı, planlayıcı, düzenleyici ve emredici rolünü ön planda tutmayı ve böylece az gelişmiş bir sosyal yapıdan kurtulmayı amaçlar. •Müsbet İlme ve Hür Duyguya Dayanır Sanat ve bilim dallarında, bu yurdun gerçeklerine ve ihtiyaçlarına göre yaratıcı gücü harekete geçirir. Bunu, laik akılcı hür bir düşünüşle müsbet ilme ve hür duyguya dayanarak gerçekleştirir. Yalnız bu kaynaklara başvurarak araştırma ve denemelerini sürdürür. •Dinamiktir Atatürkçülük, sadece fikir planında da kalmayarak, yenilik ve gelişme düşmanı tutucularla savaşmayı emreder. Bu bakımdan anti-emperyalist, laik, ilerletici ve yürüyüş halinde bulunan dinamik, sürekli bir kalkınma hareket ve sistemidir. Alıntı
Φ perfeck Gönderi tarihi: 6 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 6 Mart , 2006 Gerçek Atatürkçülük nedir? ATATÜRKÇÜLÜK (KEMALİZM); Türk Milleti'nin bugün ve gelecekte tam bağımsızlığa, huzur ve refaha sahip olması, devletin millet egemenliği esasına dayandırılması, aklın ve ilmin rehberliğinde Türk kültürünün çağdaş uygarlık düzeyi üzerine çıkarılması amacıyla . . . . Atatürkçülük, sadece fikir planında da kalmayarak, yenilik ve gelişme düşmanı tutucularla savaşmayı emreder. Bu bakımdan anti-emperyalist, laik, ilerletici ve yürüyüş halinde bulunan dinamik, sürekli bir kalkınma hareket ve sistemidir. bu fikirler senin derlemenmi? kimden alıntı ? bu kemalizm din hakkında hiç bir şey söylemiyormu? yoksa dini yobazlık olarakmı tanımlıyor eğer böyleyse kemalizm kendini halk a nasıl inandıracak kemalizm in mayası türkiyede niye tutmadı bunların cevabını merakla bekliyorum Alıntı
Φ bihaber Gönderi tarihi: 12 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 12 Mayıs , 2006 bu fikirler senin derlemenmi? kimden alıntı ? bu kemalizm din hakkında hiç bir şey söylemiyormu? yoksa dini yobazlık olarakmı tanımlıyor eğer böyleyse kemalizm kendini halk a nasıl inandıracak kemalizm in mayası türkiyede niye tutmadı bunların cevabını merakla bekliyorum esselam aleyküm hakikaten perfect çok hos ya daha nediyeyimki söz birakmamissin......................... Alıntı
Φ ASTSUBAY_MERT Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2006 Atatürk ün ilke ve inkılaplarına uyacagıma her dagim o yüce insanın yolunu izleyecegime ve izletecegime şehit kanı için vatan topragı için ve şanlı bayragım için canımı seve seve verecegime VATANIM VE NAMUSUM ÜZERİNE AND İÇERİM...SAYGILAR.. Alıntı
Φ delta11 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2006 Kusura bakma ama baştan savma bir yazı olmuş.Bu dediklerinin tümü Atatürk'ün arkasına sığınarak türlü dümenler çevirenlerin lafları. Atatürkçülük tek cümleden ibarettir : Hayatta en hakiki mürşit ilimdir! Bir işe kalkışacağın zaman,bir yenilik yapacağın zaman Atatürk'ün adını ağzına pelesenk gibi dolamak ona saygı değil ancak senin zayıflığını ya da bir üçkağıt çevirdiğini gösterir.Herkesin bir beyni var ve doğruya ulaşmak için yol da işaret edilmiş : ilim! İlke ve inkılapları ile devrimlerine gelince;ta ilkokul çağlarından beri herkese okutulan derslerde anlatılır.Bunlardan biri de tekke ve zaviyelerin kapatılmasıdır.Sizce bu devrim gerçekten yapılmış mı,yapılmış ise nasıl olmuş da bugün hertaraf bu tip yerlerle dolu?Yoksa bir de üzerine karşı devrim mi yapılmış?Madem ateşli bir Atatürkçüsünüz,buyrun bu inkılabını da hayata geçirin,yobazlık falan şikayetleri ortadan kalksın. üstüne tam bağımsızlığımızı da ne hikmetse 83 yıldır birtürlü kazanabilmiş değiliz.Demek yanlış giden birşeyler var.Meselelere daha objektif bakmanız dileğiyle... Alıntı
Φ Ömer Muhtar Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2006 Gerçek Atatürkçülük nedir? ATATÜRKÇÜLÜK (KEMALİZM); Türk Milleti'nin bugün ve gelecekte tam bağımsızlığa, huzur ve refaha sahip olması, devletin millet egemenliği esasına dayandırılması, aklın ve ilmin rehberliğinde Türk kültürünün çağdaş uygarlık düzeyi üzerine çıkarılması amacıyla temel esasları yine Atatürk tarafından belirtilen devlet hayatına, fikir hayatına ve ekonomik hayata, toplumun temel müesseselerine . . . Atatürkçülük, sadece fikir planında da kalmayarak, yenilik ve gelişme düşmanı tutucularla savaşmayı emreder. Bu bakımdan anti-emperyalist, laik, ilerletici ve yürüyüş halinde bulunan dinamik, sürekli bir kalkınma hareket ve sistemidir. arkadasım benim merak ettiğim atatürk adlı sahsiyet gerçekten varmı yani bize anlatıldığı gibi vasıflara sahip milliyetçi falancı filancı kurtarıcı bilmem ne önder.yani bu mustafa kemal su zamanın Karzai si saddam ı Ladin i olamazmı yani yetiştirilmiş kullanılmıs belirli çizgiler üztüne kondurulmus.demeki varsayım mustafa kemal de bi varsayım..tarihi yok gecmişi yok yok yok bide latifesi var Atatürk ün ilke ve inkılaplarına uyacagıma her dagim o yüce insanın yolunu izleyecegime ve izletecegime şehit kanı için vatan topragı için ve şanlı bayragım için canımı seve seve verecegime VATANIM VE NAMUSUM ÜZERİNE AND İÇERİM...SAYGILAR.. evet gerçekten mistik bir yazı yanlız senin gibi bu ikonlara tapan derleme and lar söyleyenlerin çoğu geçmişte jön bugün liberal olup karargahlarda oturup görev verildiğinde tayin olmamak için türlü dolaplar cevirip iş nutuk a gelince döktüren bir kavim bu kemalistler yazık kapalı kutu tarih ve ufacık bir bilgiyle büyük önder büyük andlar ne diyelim sanada eyvallah Alıntı
Φ sahtoo Gönderi tarihi: 9 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 9 Ocak , 2007 Kemalizm derken neden eğitimden Bahsedilmemiştir? Perfek dediğin gibi kemalizm bu ülkede tutmasaydı bugün Atatürk bukadar anılmazdı! Alıntı
Misafir Değil Öyle Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2008 Atatürkçülüğe tamamen karşıyım. Terimden de anlaşılacağı gibi Atatürk ticareti yapan kişi demektir. Atatürke ait her şeyin başkalarınca sahip olunması ve bir nevi pazarlanarak kar elde edilmek istenmesi durumudur. Oysa ki yasalar son derece açık ve nettir. Fikri sanat eserleri kanuna göre bir kişiye ait telif hakları ödenmedikçe alıntı yapılamaz. Yapılırsa bu yasalar yolu ile 2 den 6 yıla kadar cezalandırılır. Savcıların bu duruma bir an önce el koyarak bu aymazlığa bir son vereceğine inanmak ve böyle bir ülkede yaşamak istiyorum. Çok yazık ÇOOOK! Alıntı
Φ Süzgeç! Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2008 Atatürkçülüğe tamamen karşıyım. Terimden de anlaşılacağı gibi Atatürk ticareti yapan kişi demektir. Atatürke ait her şeyin başkalarınca sahip olunması ve bir nevi pazarlanarak kar elde edilmek istenmesi durumudur. Oysa ki yasalar son derece açık ve nettir. Fikri sanat eserleri kanuna göre bir kişiye ait telif hakları ödenmedikçe alıntı yapılamaz. Yapılırsa bu yasalar yolu ile 2 den 6 yıla kadar cezalandırılır. Savcıların bu duruma bir an önce el koyarak bu aymazlığa bir son vereceğine inanmak ve böyle bir ülkede yaşamak istiyorum. Çok yazık ÇOOOK! Atatürkcülük; Atatürk ticareti yapan kisiyse, dincilik kimin ticaretini yapandir? Atatürkcülerin; Atatürk adiyla rant elde ettiklerini görmedim ama, dincilerin din adina talan yaptiklarina her günki gazete mansetlerinde rastlamak mümkün,helede bugünlerde. Simdi sizin deyiminizle; Muhammedin kuranindanda alinti yapmak, telif haklarini önplan`a cikarmiyormu? Alıntı
Misafir Değil Öyle Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2008 Atatürkcülük; Atatürk ticareti yapan kisiyse, dincilik kimin ticaretini yapandir? Atatürkcülerin; Atatürk adiyla rant elde ettiklerini görmedim ama, dincilerin din adina talan yaptiklarina her günki gazete mansetlerinde rastlamak mümkün,helede bugünlerde. Simdi sizin deyiminizle; Muhammedin kuranindanda alinti yapmak, telif haklarini önplan`a cikarmiyormu? Hayır çıkarmaz çünkü burada telif hakkını ödeme zorunda olan Muhammeddir. Muhammed Tanrının sözlerini söylerken, telif ödediğine dair bir belge gösterememiştir. Zira ortada karşı tarafa ait bir alındı belgesi yoktur, bu kitabın kendisine verildiğini sadece kendisi söylemekte ve bunu doğrulayacak üçüncü bir şahıs bulunmamaktadır. Bu yüzden bu kitabın çalıntı olarak değerlendirilmesi ve gereken işlemlerin yapılması gereklidir. Bu tahsilat bugün hala Ehli Beyt soyundan gelenlerden tahsil edilebilir mesela. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 bu fikirler senin derlemenmi? kimden alıntı ? bu kemalizm din hakkında hiç bir şey söylemiyormu? yoksa diniyobazlık olarakmı tanımlıyor eğer böyleyse kemalizm kendini halk a nasıl inandıracak kemalizm in mayası türkiyede niye tutmadı bunların cevabını merakla bekliyorum Atatürkçülüğün mü mayası tutmadı Türkiye'de? O yüzden mi Atatürk'ün 15 yılda yaptıklarını yıkmak için 70 yıldır uğraşıyorlar ve hala başaramadılar!? Atatürkçülük, salt batı kaynaklı akımlara bakılarak anlaşılamaz. Köklerini bütünüyle bu topraklardan, bu kültürden almış, batı düşün dünyası ile biçimlenmiş ve yine bu toplumca içselleştirilmiştir. Atatürk İlkelerini ortaya atan kişi tek başına Atatürk değildir ve Atatürk'ün böyle bir iddiası da hiçbir biçimde olmamıştır. Kurtuluş Savaşı sürecine bakarsanız, benimsenin ilkelerin toplumca zamanla içselleştirildiğini görürsünüz; Ulusalcılık, Halkçılık, Devletçilik ve Devrimcilik; halkın iradesi ve kurtuluş yöntemi, azim ve kararı ile vücut bulmuştur. Laiklik ile Cumhuriyetçilik ise bunların birer sonucudur. Her ne kadar biz "Tepeden İnmeci" olarak tanımlasak bile, tepeden inmeci olmasına karşın halk bu iki ilkeyi çok güzel bir biçimde benimseyebilmiştir. Benimseyemeyenler ise temel olarak zaten bu ilkelere karşıt dünya görüşüne sahip güruhlar içerisinde yetişen kesimdir; halkın bütünü değildir. Çünkü halkın ideolojik bir yönelimi ve saplantısı bile yoktur o dönemde. Kurtuluş için neleri uyguladıysa ya da daha doğrusu onu kurtuluşa hangi yöntem ve irade kavuşturduysa; o yöntem ve iradeyi kabul etmiştir. İşte bu açıdan "Atatürkçülük", halkın kendi iradesinin ve azminin "Kavramsallaşmış" durumundan daha fazla ya da daha az birşey değildir. Bugün ise, Ulusun kendi yüreğinden çıkararak biçimlendirdiği bu kendi ilkelerine, ulusa yabancılaştırılmaktadır. Ve kendi bağrından çıkarmadığı ilkelere yeniden bağlı kılınmaya çalışılmaktadır. Biz hep Atatürk'ün stratejisinin en baştan beridir belli olduğu düşüncesine alıştırıldık. Atatürk belki en baştan beri Devrimci ve Cumhuriyetçiydi, ancak olayları ve olguları adım adım kendisi düzenlememiştir; Çünkü bir Tanrı ya da Peygamber değildir. Zaten kendisi de yaptıklarının gökten vahiyle alınmadığını Ve deneyimlerinden doğal olarak ortaya çıktığını özellikle vurgular. Kurtuluş savaşı ve sonrasında Devrimler sürecinde yanılgıları, çelişkileri, eksiklikleri elbette oldu. İşte tam olarak da bu yüzden, gerisinde hiçbir dogma ve ayet bırakmadığını söyler... Ve onun asıl "Devrimci" yanı da buradadır tam olarak. Devrim'in aslında bir süreç meselesi olduğunun, Yenilikçilikten, Aydınlıktan ve İlkelilikten taviz vermeden Sürekli Ulusal bütünlüğün yararına değişebilmekten yanadır. Bu yönüyle Atatürkçülük ne bir dindir, ne bir doktrindir, ne de bilimsellikten uzak bir ideolojidir. Sorgulanabilir, eksikleri tanımlanabilir ve yenilenebilir. Özü budur... Özü, toplumun ortak iradesi, emeği ve bilincidir. Siz bu "ortak irade"ye bakınca "Siz isterseniz halifeliği bile geri getirirsiniz" ya da "halk istiyorsa elbette laiklik de gidecek" gibi bir zihniyeti de görebilirsiniz. Ancak gelebileceği söz edilen şey, toplumun kendi azim ve kararı ile, tarihin getirisi ile varlığını ve söz hakkını yitirmiş olan bir kurumdur. Gidebileceği söylenen şey ise; toplumun yine hazır olduğu ve kültürel olarak da bünyesinde bulundurduğu bir yapıdır, ilkedir. Ayrıca halkı, eğitimsizliğe mahkum bırakarak, Halifeliğin gelmesini istemeyi kendi iradesiymiş gibi koşullamak Ya da Laikliğin gitmesini istemeyi yine kendi iradesiymiş gibi kabul ettirmek, daha doğrusu halkı o yönde koşullamak ne kadar gerçekçidir? Sen halkı eğitimsiz bırakacaksın, dinsel hurafelere ve dogmalarla yaşamaya mahkum edeceksin; Sonrada "isteseniz halifeliği getirirsiniz" ya da "halk isterse laiklik elbet gidecek" diyerek onları buna koşullayacaksınız... Bu aydınca mıdır? Oysa Atatürk ilkeleri, ulusun kendi öz deneyimi ve birikimi ile ortaya çıkmıştır. Kısaca Atatürkçülük ileriye yöneliktir. Bir adım bile duraksamaz... Patenti Atatürk'e ait değildir, Atatürk'ün kendi uydurduğu bir ilkeler bütünü de değildir. Harcı öncelikle toplumun kendi emeği ve çabasıdır, birikimidir; azmi ve kararıdır. Varlığını bu ulusun kendi iradesinden bulmuştur. Atatürk ise bu ilkeler bütününün farkedilmesini sağlayan, Halkın bunu farketmesi yönünde önderlik eden Ne yazık ki bu ulusun yetiştirebildiği Tek Kişidir... Ve yine ne yazık ki; Daha başka Atatürk'ler yetiştiremeyeceğimize inandırıldığımız için Atatürk'ü neredeyse putlaştırıyor ve Atatürkçülüğü din sanan art niyetli pusuya yatmış çakallarla karşılaşıyoruz. Oysa yine Atatürk'ün kendisi, bu ulusun daha nice Mustafa Kemaller yetiştireceğini söylemiştir... Saygılarımla... Alıntı
Φ uyaN Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 Atatürk'ün Türk diline verdiği önemi herkes bilir. Özelliklede Atatürk-çü-lerin çok iyi bilmesi lazım! Türk dilinde; cı-,ci,cu-,cü,-cü,-çı,-çi,çu,çü gibi ekler sadece meslek takılarında kullanılır. Örnek: Simit-çi, Kahve-ci, Gözlük-çü vb... Türk dilinin bu özelliğini bildiğimiz halde neden bu Atatürk-çü-lük de direniyoruz ki? Aynı şey din-ci- ler içinde geçerlidir.. Atatürk-çü-lük diye birşeyin olabilmesi için Atatürk'ün "kendine ait!" bir düşüncesi, bir teorisi olması gerekir. Atatürk'ün kendine ait olan tek düşüncesi "Güneş Dil Teorisi"dir. Atatürk'ün ilkeleri kendine ait bir düşünce-sistem değildir. Olan bir sistemi kullanmaktır! Eğer, "Güneş Dil Teorisi"ni kendilerine örnek alarak, kendilerini Atatürk-çü- olarak gören kişiler varsa onlarda; ırkçı ve faşist olan insanlardır! Öğrencilik günlerimizden bugüne kadar bizlere öğretilen Atatürk-çü-lüğün esasında, "vatansever, vatanperver" gibi açılımlarla öğretilseydi bugün, Atatürk-çü-lüğü kabul etmeyenlerin, Atatürk'ü sevmeyenlerin; "Onlardan bu ülkeye hayır gelmez!" tarzında ki düşüncelerde ortadan yok olurdu. Atatürk hakkında söz açılmışken biraz daha ileriye gideyim... Şuan ülkeyi yöneten kişi ben olsam, Atatürk soy adını geri alırdım. Şuan ülkeyi yöneten kişi ben olsam, Atatürk-çü- terimini Türkçe lûgatından kaldırırdım. Şuan ülkeyi yöneten ben olsam, Atatürk'ün "diktatör" olduğunun yanı sıra Atatürk'ün "hafız" olduğunu eğitim kurumlarında öğretirdim. Şuan Genelkurmay Başkanı olsam, Atatürk'ün Çanakkele savaşında aldığı notları sansürsüz yayınlardım. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 Atatürk'ün Türk diline verdiği önemi herkes bilir. Özelliklede Atatürk-çü-lerin çok iyi bilmesi lazım! Türk dilinde; cı-,ci,cu-,cü,-cü,-çı,-çi,çu,çü gibi ekler sadece meslek takılarında kullanılır. Örnek: Simit-çi, Kahve-ci, Gözlük-çü vb... Türk dilinin bu özelliğini bildiğimiz halde neden bu Atatürk-çü-lük de direniyoruz ki? Aynı şey din-ci- ler içinde geçerlidir.. Atatürk-çü-lük diye birşeyin olabilmesi için Atatürk'ün "kendine ait!" bir düşüncesi, bir teorisi olması gerekir. Atatürk'ün kendine ait olan tek düşüncesi "Güneş Dil Teorisi"dir. Atatürk'ün ilkeleri kendine ait bir düşünce-sistem değildir. Olan bir sistemi kullanmaktır! Eğer, "Güneş Dil Teorisi"ni kendilerine örnek alarak, kendilerini Atatürk-çü- olarak gören kişiler varsa onlarda; ırkçı ve faşist olan insanlardır! Atatürk Güneş Dil Teorisini, Batının "Batı Merkezli Tarihçilik Anlayışı"na karşıt bir görüş olarak ortaya atmıştır. Bu teoriye sapkın bir biçimde bağlı değildir. Kendisi bizzat, araştırmacılara: "Bu teoriyi benimsiyorsanız niçin benimsediğiniz, benimsemiyorsanız niçin benimsemediğinizi araştırınız ve anlatınız" demiştir. Darwin bile döneminin kabullerinden etkilenerek Batılı insan tipinin daha medeni ve kültürü kaynağı olduğunu benimserdi. Atatürk bu düşünceyi sarsmak için kuramını ortaya atmıştır ve başarmıştır. Bilimsel bir gerçek midir; değildir... Ancak önemli bir yere sahiptir. Öğrencilik günlerimizden bugüne kadar bizlere öğretilen Atatürk-çü-lüğün esasında, "vatansever, vatanperver" gibi açılımlarla öğretilseydi bugün, Atatürk-çü-lüğü kabul etmeyenlerin, Atatürk'ü sevmeyenlerin; "Onlardan bu ülkeye hayır gelmez!" tarzında ki düşüncelerde ortadan yok olurdu. Atatürk hakkında söz açılmışken biraz daha ileriye gideyim... Şuan ülkeyi yöneten kişi ben olsam, Atatürk soy adını geri alırdım. Şuan ülkeyi yöneten kişi ben olsam, Atatürk-çü- terimini Türkçe lûgatından kaldırırdım. Şuan ülkeyi yöneten ben olsam, Atatürk'ün "diktatör" olduğunun yanı sıra Atatürk'ün "hafız" olduğunu eğitim kurumlarında öğretirdim. Şuan Genelkurmay Başkanı olsam, Atatürk'ün Çanakkele savaşında aldığı notları sansürsüz yayınlardım. Bunları hangi sağ duyu! ile söylediğinizi merak ediyorum. Savlarınızı temellendirir misiniz? Alıntı
Φ uyaN Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 [quote name=Tengeriin boşig' Bunları hangi sağ duyu! ile söylediğinizi merak ediyorum. Savlarınızı temellendirir misiniz? Bilinen fakat açıklanyanları yazmak için sağ duyuya ihtiyaç olduğunu zannetmiyorum. Asıl bilinenleri saklamak için say duyaya ihtiyaç vardır kanaatimce. Görüşlerimin temelini maddeler halinde sıralamak yerine kısa bir açıklama yaparak açıklayayım; Herkes çok açık şekilde biliyor ki, bu ülkede yıllardır Atatürk üzerinden siyaset yapılıyor. Hele ki CHP'nin son yıllarda ki Atatürk eksenli siyaseti insanları çileden çıkartacak duruma gelmiştir. Neyse bu başka bir konu... Atatürk hakkında çıkan kitapları okuduğumuzda hayallerimiz de ki Atatürk'ün bir anda yok olmasına sebep veriyor. Çünkü Atatürk bizden biriydi sanırım buna da karşı çıkan yoktur. Atatürk soyadına karşıyım çünkü; Atatürk soyadı Atatürk istemediği halde verilmiştir. Bu olayı birçok kaynaktan bulmak mümkündür. Bugün sadece Atatürk değil, kendimizi bile düşündüğümüz de durumun ne kadar kötü olduğunu anlayabiliriz. İstemediğimiz birşeyi bize verseler ve biz ömrümüzün sonuna kadar o birşey ile yaşasak, vefatımızdan sonra da onunla anılsak ne kadar hoşumuza giderdi? Atatürk'ün demokrat olduğunu kimse idda edemez. Demokratlığın karşıt anlamı diktatörlük dersek pek yanlış olmaz sanırım. Ama bu diktatörlüğü aşırı derecede abartıp, mübalağa üstüne mübalağa eklemek de Atatürk'e haksızlık olur! Belki de bunun adına "ılımlı diktatörlük" diyebiliriz. Atatürk hakkında çıkan kitapları okuduğumda fark ettim ki Atatürk'ün müthiş bir din bilgisi var. Biraz daha derinlemesine okuduğum zaman ise Atatürk'ün "hafız" olduğuna karar verdim. Çünkü; Bir mevlüthan'ın okuduğunu birebir çevirebilen, bir meclis esnasında, din görevlisinin yaptığı ayet açıklamasını eksik görüp, o ayeti eksiksiz açıklayıp ve devamında "Sizden din görevlisi olmaz" diyerek o din görevlisinin işine son vermesi Atatürk'ün "hafız" olduğu inancımı tamamen doğruladı. Zaten o dönemi düşündüğümüzde, Atatürk'ün sosyal yaşantısını dolayısıyla Osmanlı'yı incelediğimizde Atatürk'ün "hafız" olmasının gayet normal bir olay olduğununda farkına varabiliriz. Eğer, Mustafa Kemâl'i iyisiyle, kötüsüyle tanıtmak istiyorsak bunları okullarımızda öğretmeliyiz. Genelkurmay başkanlığı Atatürk'ün Çanakkale notlarını derleyip kitap haline getirmiş. Kitabı okuyamadım Ya sınırlı sayıda basılmış ya da piyasada yok. Atatürk notlarında şöyle diyor; "Bu savaş, askerlerimizin okuduğu Kur'an-ı Kerimle, okumayı bilmeyenlerin Şehâdedleriyle,iman ve inançla kazanılmış bir zaferdir." diye not düşmüştür. Fakat Genelkurmay başkanlığı bunları sansürleyip de yayınlamıştır. Bu sansür olayını birebir kitap dan okuyup görmedim ama o sansürlenen notların fotokopisini gördüm. Bu olay Genelkurmay Başkanlığının, Atatürk ve Türk halkına yapmış olduğu çok büyük bir yanlış ve haksızlıktır. Başka bir yanlış ise Atatürk'ün çok değer verdiği Türk dilidir. Ve dolayısıyla Atatürk-çü-lük teriminde uygulanan dil hatasıdır. Ve Atatürk'ün kurdurduğu Türk Dil Kurumu buna hâlâ göz yummaktadır aynı Atatürk-çü-ler gibi. Umarım azıcık olsun merakınızı giderebilmişimdir. İyilikler... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 Bu kadar saçma birşey daha görmedim. Atatürk'ü sizin "Benim kanaatimce" dediğiniz sanrınıza göre mi tanımlayacağız? Bilinen fakat açıklanyanları yazmak için sağ duyuya ihtiyaç olduğunu zannetmiyorum. Asıl bilinenleri saklamak için say duyaya ihtiyaç vardır kanaatimce. Tabi, bu da ilginç bir tespit... Görüşlerimin temelini maddeler halinde sıralamak yerine kısa bir açıklama yaparak açıklayayım; Hadi bakalım... Herkes çok açık şekilde biliyor ki, bu ülkede yıllardır Atatürk üzerinden siyaset yapılıyor. Hele ki CHP'nin son yıllarda ki Atatürk eksenli siyaseti insanları çileden çıkartacak duruma gelmiştir. Neyse bu başka bir konu... Atatürk hakkında çıkan kitapları okuduğumuzda hayallerimiz de ki Atatürk'ün bir anda yok olmasına sebep veriyor. Çünkü Atatürk bizden biriydi sanırım buna da karşı çıkan yoktur. Doğrudur... Atatürk soyadına karşıyım çünkü; Atatürk soyadı Atatürk istemediği halde verilmiştir. Bu olayı birçok kaynaktan bulmak mümkündür. Bugün sadece Atatürk değil, kendimizi bile düşündüğümüz de durumun ne kadar kötü olduğunu anlayabiliriz. İstemediğimiz birşeyi bize verseler ve biz ömrümüzün sonuna kadar o birşey ile yaşasak, vefatımızdan sonra da onunla anılsak ne kadar hoşumuza giderdi?. Eğer Atatürk soyadından rahatsız olsaydı, kendi kurduğu devlette bu soyadını reddedebilirdi öyle değil mi? Ayrıca kendi soyadından rahatsız olan birisi için tüm hukuki yollar açıktır, o zaman da açıktı. Bununla birlikte hiçbir anayasa, kişinin kendi talebi olmadan bir Soyisim değişikliğine gidemez. Atatürk, bu soyadını yıllarca taşımıştır ve eğer istemeseydi, değiştirmek için çok zorlanacağını sanmıyorum. Diyelim ki nefret bile ediyordu; kendisi değiştirmeyi talep etmemiş ve hatta o soyadını kabul etmiş. Adamın boğazına çöküp zorla vermediler değil mi o soyismini? Size ne oluyor? Atatürk'ün demokrat olduğunu kimse idda edemez. Demokratlığın karşıt anlamı diktatörlük dersek pek yanlış olmaz sanırım. Ama bu diktatörlüğü aşırı derecede abartıp, mübalağa üstüne mübalağa eklemek de Atatürk'e haksızlık olur! Belki de bunun adına "ılımlı diktatörlük" diyebiliriz.. Pardon ama özgün bir yorum yaptığınızı mı sanıyorsunuz? Değil 1920-1930 süreci, bugün bile tam anlamı ile demokrat bir yönetici var mıdır? Ya da henüz Demokrasi ile yönetilen bir ülke var mıdır? Ayrıca çok komiktir ki; ya demokrat ya da diktatör ayrımı yapabiliyorsunuz. Komik olmayın, Türkiye bugün hala demokrat bir ülke değil... Buna dayanarak Recep Tayyip Erdoğan gibi bir yöneticinin bile Diktatör olduğunu söylemeye vicdanım elvermez. Ayrıca Atatürk silahlı bir politik örgüt kurmadığı gibi parti denemelerinde de bulunmuştur. Sistem değiştiren bir ülkede çalkantıların ve tökezlenmelerin yaşanması oldukça normaldir. Siz yüzlerce yıllık duraklamayı 15 yılda aşmaya çalışmayı çok kolay bir şey sanıyorsunuz sanırım. Yine de Atatürk, Diktatörlük olarak adlandırılabilecek bir yapı kurmamıştır. Demokrasiyi yerleştirememiş olması, onu diktatör yapmaz... Atatürk hakkında çıkan kitapları okuduğumda fark ettim ki Atatürk'ün müthiş bir din bilgisi var. Biraz daha derinlemesine okuduğum zaman ise Atatürk'ün "hafız" olduğuna karar verdim. Çünkü; Bir mevlüthan'ın okuduğunu birebir çevirebilen, bir meclis esnasında, din görevlisinin yaptığı ayet açıklamasını eksik görüp, o ayeti eksiksiz açıklayıp ve devamında "Sizden din görevlisi olmaz" diyerek o din görevlisinin işine son vermesi Atatürk'ün "hafız" olduğu inancımı tamamen doğruladı. Zaten o dönemi düşündüğümüzde, Atatürk'ün sosyal yaşantısını dolayısıyla Osmanlı'yı incelediğimizde Atatürk'ün "hafız" olmasının gayet normal bir olay olduğununda farkına varabiliriz. Eğer, Mustafa Kemâl'i iyisiyle, kötüsüyle tanıtmak istiyorsak bunları okullarımızda öğretmeliyiz.. Atatürk'ün İslam hakkında çok şey biliyor olması bir yana, kendisi gençliğinde Mevlevi ayinlerine bile katılmıştır. Bu onu Mevlevi mi yapar? Ayrıca Atatürk'ün kendisi gerçekten Hafız olsa bile, kendisi hiçbir zaman bunu dile getirmemiştir ve dinsel tercihini söz konusu dahi yapmamıştır. İnsanların, istemedikleri soyadları ile anılmalarından rahatsızlık duyacak kadar hassas olan siz; Atatürk kendisini nitelemediği halde onu nasıl olurda "Hafız" olarak niteleme haddini kendinizde görebilirsiniz? Bu bir çelişki değil midir? Adamın kendisi bunu sorun yapmamış, dile getirmemiş; size ne oluyor? Genelkurmay başkanlığı Atatürk'ün Çanakkale notlarını derleyip kitap haline getirmiş. Kitabı okuyamadım Ya sınırlı sayıda basılmış ya da piyasada yok. Atatürk notlarında şöyle diyor; "Bu savaş, askerlerimizin okuduğu Kur'an-ı Kerimle, okumayı bilmeyenlerin Şehâdedleriyle,iman ve inançla kazanılmış bir zaferdir." diye not düşmüştür. Fakat Genelkurmay başkanlığı bunları sansürleyip de yayınlamıştır. Bu sansür olayını birebir kitap dan okuyup görmedim ama o sansürlenen notların fotokopisini gördüm. Bu olay Genelkurmay Başkanlığının, Atatürk ve Türk halkına yapmış olduğu çok büyük bir yanlış ve haksızlıktır. Gidin aslından okuyun, ondan sonra bir fikir belirtin. Atatürk'ün bahsettiğiniz söylemi, onun en meşhur söylemlerinden birisidir. O kitaba ihtiyacınız yok, google'da bile ararsanız mutlaka bulursunuz... Genel Kurmay'ın yaptığı bir haksızlık yoktur, hemen her Atatürk Araştırmaları Merkezinde ya da İnkılap Tarihi Enstitülerinde konu ile ilgili yeterli derecede kaynak ve kürsü vardır ve söylediğiniz konu, en bilinen konulardan birisidir. Salt Genel Kurmay'ın o kitabına bile ihtiyacımız yok; Atatürk'ün kendi yazdığı Anafartalar muharebeleri ile ilgili kitabı bile çok kolay bir biçimde bulunabilir. Başka bir yanlış ise Atatürk'ün çok değer verdiği Türk dilidir. Ve dolayısıyla Atatürk-çü-lük teriminde uygulanan dil hatasıdır. Ve Atatürk'ün kurdurduğu Türk Dil Kurumu buna hâlâ göz yummaktadır aynı Atatürk-çü-ler gibi. Umarım azıcık olsun merakınızı giderebilmişimdir. İyilikler.... Merak gidermekten ziyada ziyadesiyle gülmeme neden oldunuz. Hayatımda bu kadar az bilgi ile bu kadar iddialı konuşan birisini daha görmemiştim; İyi bir deneyim oldu... Ancak kendimi hatalı görüyorum: Ben nasıl oldu da böyle mantıksız bir iletiye deper verip de böyle uzun bir yanıt verebildim! Çıldırmış olmalıyım. 1 Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 Eğer Atatürk soyadından rahatsız olsaydı, kendi kurduğu devlette bu soyadını reddedebilirdi öyle değil mi? Ayrıca kendi soyadından rahatsız olan birisi için tüm hukuki yollar açıktır, o zaman da açıktı. Bununla birlikte hiçbir anayasa, kişinin kendi talebi olmadan bir Soyisim değişikliğine gidemez. Atatürk, bu soyadını yıllarca taşımıştır ve eğer istemeseydi, değiştirmek için çok zorlanacağını sanmıyorum. Diyelim ki nefret bile ediyordu; kendisi değiştirmeyi talep etmemiş ve hatta o soyadını kabul etmiş. Adamın boğazına çöküp zorla vermediler değil mi o soyismini? Size ne oluyor? Tengeerin kardeşim ben böyle **** ****** iddialar duymadım şimdiye kadar. Yok soyadından rahatsızmış, yok G.Kurmay saklıyormuş, yok Atatürkçülük diye bir kelime olmazmış, yok bilmemne...Bunlar ABD teşvikiyle İslamı ''Ilımlı İslam '' yaptıkları gibi şimdi de Atatürk'ü '' Ilımlı Diktatör '' ve hafız yapıp radikallere Atatürk'ü pazarlamaya çalışıyorlar. Sonra da kalkmışlar CHP Atatürk üzerinden siyaset yapıyor diye bir slogan üretmişler. Atatürk'ün ilkelerini es geçip kişiliği ve tercihleri üzerinden siyaset yapmanın adı ne oluyor peki? Afetinan, 21 Haziran 1935'te Atatürk'e bir gazeteci tarafından sorulan "mesut musunuz" sorusuna onun verdiği cevabı bir kitabında şöyle belirtmiştir: "Mesutum, çünkü muvaffak oldum." (Afetinan, 1971, s.105). Atatürk soyadını aldıktan yedi ay sonra böyle bir cevap vermesi onun yeni Türk kimliğini geliştirdiğine ve Türkler'in ebeveyni olduğu inacına uygundur. Ankara Üniversitesi Türkİnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi S37-38,Mayıs-Kasım 2006,s.211-230 Atatürk'ün 125. Doğum Yıldönümü, Anma Töreni Ankara Üniversitesi, 5 Ekim 2006 Atatürk Soyadı, Modern Türk Kimliği ve Bu Kimliği Koruma Sorumluluğu Prof. Dr. Vamık VOLKAN Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 Atatürk'ün İslam hakkında çok şey biliyor olması bir yana, kendisi gençliğinde Mevlevi ayinlerine bile katılmıştır. Bu onu Mevlevi mi yapar? Ayrıca Atatürk'ün kendisi gerçekten Hafız olsa bile, kendisi hiçbir zaman bunu dile getirmemiştir ve dinsel tercihini söz konusu dahi yapmamıştır. İnsanların, istemedikleri soyadları ile anılmalarından rahatsızlık duyacak kadar hassas olan siz; Atatürk kendisini nitelemediği halde onu nasıl olurda "Hafız" olarak niteleme haddini kendinizde görebilirsiniz? Bu bir çelişki değil midir? Adamın kendisi bunu sorun yapmamış, dile getirmemiş; size ne oluyor? Alıntı
Misafir Yakisikli Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 Ataturku karalamaktan vazgecelim artik, Ataturk cok kisa zaman icerisinde bugune kadar gelmis gecmis bircok devlet adaminin yapamiyacagi cok seyi 15 yillik cok kisa bir surede gerceklestirmistir.. bunu ister kabul edin isterse etmeyin... Gerek yaptigi devrimlerle olsun gerekse ulke yonetimi olsun kisa surede butun Turkiye Cumhuriyetinin halkinda cok buyuk bir yer kazanmistir ve herzaman halki icin calismis ve herzaman halkini sevmis saymistir oyleki ondan sonra gelen hic bir hukumet onun kisa surede basarilara attigi imzanin bir tanesine imza atamamistir aksine herzaman Ataturkun golgesi altinda yasamis ve yasamaya devam etmektedir.. Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 Atatürk'ün Türk diline verdiği önemi herkes bilir. Özelliklede Atatürk-çü-lerin çok iyi bilmesi lazım! Türk dilinde; cı-,ci,cu-,cü,-cü,-çı,-çi,çu,çü gibi ekler sadece meslek takılarında kullanılır. Örnek: Simit-çi, Kahve-ci, Gözlük-çü vb... Türk dilinin bu özelliğini bildiğimiz halde neden bu Atatürk-çü-lük de direniyoruz ki? Aynı şey din-ci- ler içinde geçerlidir.. Atatürk-çü-lük diye birşeyin olabilmesi için Atatürk'ün "kendine ait!" bir düşüncesi, bir teorisi olması gerekir. Atatürk'ün ilkeleri kendine ait bir düşünce-sistem değildir. Olan bir sistemi kullanmaktır! cı-,ci,cu-,cü,-cü,-çı,-çi,çu,çü gibi ekler sadece meslek takılarında kullanılmaz, aynı zamanda felsefi veya ideolojik veya doktriner akımları başlatan kişiliklere ithafen o akımı tanımlamak için de kullanılır. Tarihte hiçbir filozof, düşünür, bilim adamı tamaen diğer görüşlerden bağımsız bir özgün düşünce, buluş getirmiş değildir. Çünkü, bilgi yığınsaldır.Eşyanın tabiatı gereği her düşünür, filozof, bilim adamının kendinden öncekilerden etkilenmesi doğaldır. Bir düşünceyi, buluşu, düşünsel bir akımı özgün kılan ondan önceki düşüncelerde ileriye doğru bir sıçrama yaptırması ve hem özel koşullara hem de benzer koşullara genelleştirilebilmesidir. Atatürk'ün ilke ve inkılapları, Anadolu topraklarında verilen bir kurtuluş hareketi sonrası, yüzyıllarca ortaçağı yaşayan ve son döneminde emperyalist sömürüye maruz kalan bir milletin en kısa zamanda nasıl çağa ayak uydurup,tam bağımsız olabileceğini göstermesi bir yana tüm müslüman mazlum milletlerin kurtuluşu ve uygarlığı yakalaması için örnek olmuş bir düşünce sistemidir. Atatürk'ün kendine ait olan tek düşüncesi "Güneş Dil Teorisi"dir. Eğer, "Güneş Dil Teorisi"ni kendilerine örnek alarak, kendilerini Atatürk-çü- olarak gören kişiler varsa onlarda; ırkçı ve faşist olan insanlardır! Kuramın içeriği ve siyasi hedefleri [değiştir] Hermann Kvergić'in teorisinin ana fikri "Türk dilinin dünyada esas bir dil olduğu ve dünya dillerindeki birçok kelimenin de Türkçeden türediği"ydi. Güneş Dil Teorisinin tarih içerisinde oynadığı rol, Atatürk Devrimleri'ni anlamak açısından önemlidir. Ümmetten millete geçme aşamasında olan ve Batı karşısında kendisini aşağılanmış hisseden Türk milletine özgüven aşılamak Teorinin amaçları arasında görülmüştür. Teori, Atatürk Devrimleri'nin yıktığı düzenle ve Avrupa merkezci tarih teorileriyle hesaplaşma çabası olarak değerlendirilmektedir. Bundan dolayı bilimsel nedenlerden çok siyasi nedenlerle desteklenmiştir. Atatürk Türk Tarih Tezi'ni desteklemek için Kvergić'in hipotezini geliştirilmesini istiyordu. Çünkü kendisine güvenen ve saygı duyan bir millet bilincinin uyanmasını istiyordu. Avrupalı tarihçilerin Türkleri aşağılamasına yanıt olarak "Türk dili, Taş ve Maden devrinde kültür kelimelerini göç yolu ile yeryüzündeki dillere yayan kadim büyük bir kültür dilidir." mesajı verilecekti.[11]( Vikipedi ) Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 Kürt davasi halledildi simdi sira Atatürk'e geldi galiba! Atatürk'ten rahatsiz olanlar onun adini öne sürerek kelime oyunlari yapinca baya bir komik oluyor ortam.Tüm dünyanin kabul ettigi büyüklügünde herkesin hemfikir oldugu bir önder hakkinda ileri geri yazmak herne kadar özgürlükse inkar etmekte bir okadar ayiptir.Atatürk diktatörmüs!Atatürk gercek demokrat degilmis!Atatürk hafizmis!gibi ileri geri iddialar Atatürk'ün degerini daha cok arttirmaktadir.Ve Bosig'in dedigi gibi 70 yildir onunla ugrasanlara birkac yenisi daha eklenmis oluyor böylece. Atatürk'cü olmak özgür olmak bagimsiz olmak demektir,eger bunu idrak etmek zor degildir normal akilli insanlar icin. "Benim manevi mirasim ilim ve akildir.Benim Türk milleti icin yapmak istediklerim ve basarmaya calistiklarim ortadadir.Benden sonra beni benimsemek isteyenler bu temel mihver üzerinde akil ve ilimin önderligini kabul ederlerse manevi mirascilarim olurlar."Diyen bir önderi hala baska adlarla adlandirmak ancak art niyet olarak degerlendirilir. Son zamanlarda Atatürk'e saldirmak adeta bir meslek halini aldi.Bilgisayarin basina oturan yaziyor,ciziyor salliyor.Devir degisti,dün solcu olanlar devrimci olanlar bugün para nerede ise oraya dönüs yapmaktadir.Solculuk bir zamanlar modaydi simdi ise Atatür'e ve Silahli Kuvvetlere saldirma modasi basladi. Atatürk'ü demokrasi düsmani gösteren,ancak ABD askerinin Isgali altinda bulunan Irak'ta silahlarin gölgesinde secim olunca,"YASASIN Irak'a demokrasi geldi"diye sevinen ikinci Cumhuriyetcilerimiz var. Türkiye Atatürk ile üniter bir yapiya kavustu,bugün Atatürk'e demokrasi düsmani,diktatör diyenler Güneydoguda bir Federe Kürt devleti kurulmasi icin bölücülerle isbirligi yapmaktadirlar.Bunlarin Atatürk'ü sevmeleri beklenemez. Atatürk'e diktatör demokrasi düsmani diyenler onun sagliginda kurulmus olan 1945 yilina kadar tüm zorluklara ragmen faal olan ucak sanayii ve 5 ucak fabrikasini kapattiranlarin ülkeyi Amerikan kredilerine köle edenlerin torunlaridir.Ucak fabrikalarini kapatma sartiyla Türkiye'ye krediler verilmis ve ülkenin sanayiisi disa baglanmistir. Atatürk'e diktatör ve demokrasi düsmani diyenler onu yargilamaya calisanlar,bugün Türkiye'nin adim adim fasizme ve bölünmeye götürüldügünü farkedemeyecek kadar fikir yoksunlaridir. saygilarla 1 Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2009 Merak gidermekten ziyada ziyadesiyle gülmeme neden oldunuz. Hayatımda bu kadar az bilgi ile bu kadar iddialı konuşan birisini daha görmemiştim; İyi bir deneyim oldu... Ancak kendimi hatalı görüyorum: Ben nasıl oldu da böyle mantıksız bir iletiye deper verip de böyle uzun bir yanıt verebildim! Çıldırmış olmalıyım. Evet, aslında bu gibi iletilere cevap vermek boşa zaman kaybı... Alıntı
Φ uyaN Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2009 Kalpaklı Atatürk resminin Türk bayrağında ne işi var? Sizler Atatürk hayaliyle yaşamaya devam edin. Atatürk'ün öldüğünü, dünyanın değiştiğini, savunduğumuz davaların, siyasi görüşlerin geride kaldığını anladığınız zaman sizlerle uzun uzun konuşuruz. Küçük bir tavsiye, Milli mücadele dönemi, Cumhuriyet dönemini ufkunuzu genişletecek şekilde anlamak istiyorsanız Mehmet Âkif Ersoy'u okumanızı tavsiye ederim. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2009 Kalpaklı Atatürk resminin Türk bayrağında ne işi var? Kalpak, Teslimiyetçi ve Gelenekçi Osmanlı Fesi karşısında Devrimci ve Ulusçu Kalpak olarak ortaya çıktı. O yüzden Kalpak, Kurtuluş savaşının simgelerinden birisidir. Atatürk'ün başında o yüzden vardır... Atatürk'te o bayrakta, Kurtuluş Savaşının önderi olduğu için vardır... Küçük bir tavsiye, Milli mücadele dönemi, Cumhuriyet dönemini ufkunuzu genişletecek şekilde anlamak istiyorsanız Mehmet Âkif Ersoy'u okumanızı tavsiye ederim. Ufkumuz genişlediğinde senin gibi mi olacağız? Kalsın be birader! Alıntı
Φ uyaN Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2009 Atatürk soyadına karşıyım; Türklerin atası Mustafa Kemâl değil. Ne ılımlıyım ne de İslam-cı-! Ne de Atatürk-çü-! Mustafa Kemal büyük adam, çok iyi işler başarmıştır bunları kimse inkâr edemez. Ama bunları kabullenmek Mustafa Kemâl'e fanatizm derecesinde bağlanmamı gerektirmez. Bağlanmamı gerektirmediği gibi aşağılamamıda gerektirmez. Aşağılıyan da yok zaten. Mustafa Kemâl'i yargılamak, sorgulamak, eleştirmek, onun hakkında kanaat getirmek herkesin hakkıdır. Ne siz ne de bir başkası bu hakka engel olamaz. Ki olmuyorsunuz da... Olamazsınız da... Sadece aşağılama ve küçük görme tarzında yazılar yazabilirsiniz. Birde yakıştırmalarda bulunabilirsiniz o kadar. Zaten o da sizin ne olduğunuzu ortaya koyar! Daha önce yazmayı unutmuşum. Yeni Türk bayrağında bulunan kalpaklı Mustafa Kemâl resmini... Değişime uğramayan zaten bayrağımız kalmıştı oda kalpaklandı! Alıntı
Φ hakanaytac Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2009 Atatürk soyadına karşıyım; Türklerin atası Mustafa Kemâl değil. Ne ılımlıyım ne de İslam-cı-! Ne de Atatürk-çü-! Mustafa Kemal büyük adam, çok iyi işler başarmıştır bunları kimse inkâr edemez. Ama bunları kabullenmek Mustafa Kemâl'e fanatizm derecesinde bağlanmamı gerektirmez. Bağlanmamı gerektirmediği gibi aşağılamamıda gerektirmez. Aşağılıyan da yok zaten. Mustafa Kemâl'i yargılamak, sorgulamak, eleştirmek, onun hakkında kanaat getirmek herkesin hakkıdır. Ne siz ne de bir başkası bu hakka engel olamaz. Ki olmuyorsunuz da... Olamazsınız da... Sadece aşağılama ve küçük görme tarzında yazılar yazabilirsiniz. Birde yakıştırmalarda bulunabilirsiniz o kadar. Zaten o da sizin ne olduğunuzu ortaya koyar! Daha önce yazmayı unutmuşum. Yeni Türk bayrağında bulunan kalpaklı Mustafa Kemâl resmini... Değişime uğramayan zaten bayrağımız kalmıştı oda kalpaklandı! evet cevap vermek gerekmektedir.. kimsenin atatürkçü olmak atatürk ü sevmek, atatürk ün düşüncelerine katılmak gibi bir zorunluluğu yoktur.. beğenmediğiniz, eleştirdiğiniz veya çağın gerisinde kaldığını iddia ederek yenilenmesi gereken veya topyekün bir kenara atılarak yeni ilkeler, yönetim şekli vs.. konularında önerilerinizi sunabilirsiniz..buna hiçbir engel yoktur..hele de bu konuda yeterince "özgür fikirli" olan akp iktidarı döneminde..zaten siz küfretmeye varacak sözler söyleyince mutlaka yüksek mertebelerden birine gelebilirsiniz..("siz" den kastım siz degilsiniz sayın uyan genel söylüyorum) atatürk ün ismine atıfta bulunarak bunu kabul etmediğinizi belirtmişsiniz..bunun türklerin atası olarak nitelendirildiğini, mustafa kemal i de türklerin atası olarak görmediğinizi söylemişsiniz..mesele şudur ki, atatürk ismi mustafa kemal e halk tarafından uygun bulunarak verilmiştir ve kurtarıcımız olarak görüldüğünden dolayı bu isim uygun bulunmuştur..yoksa türklerin gerçek atası olarak değil..bu şekilde kabul edersek hem saçmalamış hem de hata yapmış oluruz..zira bir arkadaşım da ironi yaparak "atakürt" demiştir ve kürtlerin kurtarıcısından vs.. bahsetmiştir..aynı doğrultuda bakarsak kürtlerin atası'ndan bahsetmiyoruz...ayrıca türk nitelemesi bu ülkede yaşayan kişilerin her birinin türk ırkından, kanından geldiği değil, bu topraklar üzerinde yaşayan yurttaşların ortak isminin türk olarak nitelenmesi söz konusudur..ancak bu yozlaştırıldığından dolayı, bireylerin kendisini kürt, ermeni, rum, vs.. kökenli olarak nitelendirmeleri, kendilerini o şekilde hissettikleri, hatta öyle olduklarından dolayı kendi kültürlerini, öz gelenek göreneklerini sergilemeleri engellendiğinden türk söylemi faşistlerin oyuncağı haline gelmiştir..ki onlar kafatası ölçmeye varan aşırılıklara girişmişlerdir..aynı doğrultuda atatürk ün ne mutlu türküm diyene sözü ne mutlu türk olana şeklinde yorumlanmıştır ki bu tamamen bir hurafedir..atatürk bu sözü dünyada faşizmin yükseldiği ari ırk araştırmalarının yapıldığı bir ortamda söylemiştir ki bu ayrıştırıcı değil, tamamen birleştirici bir sözdür..o nitelendirme türkiye cumhuriyeti toprakları üzerinde yaşayan yurttaşların ortak ismi olarak kullanılmıştır..zira geriye bakacak olursak osmanlı devleti zamanında da ırk anlamında bir türklük kavramı yoktu..osmanlılık vardı..türk nitelendirmesi dış ülkeler tarafından yapılmaktaydı..türkçülük anlayışı da bir kurtuluş fikri olarak osmanlıcılık, islamcılık gibi kurtuluş arayışları olarak ortaya çıkmıştır.. mustafa kemal i sorgulamak, eleştirmek tabi ki bir bireyin ne doğal hakkıdır ancak burada niyetin ne olduğu önemlidir.. iktidara yaranmak için mi, değiştirilemez ilkelere kastınız olduğu için mi yaptığınız önemlidir..bu konuda amaçlarınızın bunlar olmadığı konusunda herhangi bir şüphem yoktur..ancak bir durum da vardır ki siz eleştirebilirsiniz ancak atatürk ün ilkeleri hala daha değiştirilemez ilkeler konumundadır, bunlara kastetme amaçlı her türlü hareket ve hakaret suç kapsamına girer..ülkelerin kendi devlet adamlarını yasalarla koruma altına almaları gibi atatürk için de bu gereklidir ve olmalıdır..çünkü atılan adımlar onun değiştirilemez ilkelerine karşı olacak adımları cesaretlendirecektir..ancak tabi ki atatürk e hakaret unsuru içeren video yu bünyesinde barındıran youtube a erişimin engellenmesi de bir art niyettir..veya durumu abartıp atatürk ün resmini iyi çizemeyen ressamı hakaret gerekçesiyle cezalandırmaya çalışmak..kuşkusuz bunlar atatürkk ü büyütmez tam tersi ona karşı olabilecek tepkileri arttırır, antipatiye sebep olur.. yalnız sizin bir düşünce grubunu çapulcu olarak nitelendirmeniz büyük bir saygısızlıktır..lütfen sözlerinizi düzeltin veya art niyetli olan kesimlerle türkiyenin ezici çoğunluğunun hala daha kurtarıcı olarak gördüğü ve hatta aradığı kişiye gönül vermelerini bu kapsama almayın.. bütün bunlardan sonra ise merakımdan dolayı atatürk ün hangi fikrini, ilkesini beğenmediğinizi, neleri yanlış yaptığını neleri yapması gerektiğini düşündüğünüzü sıralayarak bu tartışmaya başlayalım..çünkü ben de bu konuda çokça meraklı olduğumdan dolayı bu tip bir karşı fikir aramaktayım.. lütfen körü körüne ve neden olduğunu bile bilmeden atatürk e karşı olanlarla aranıza bir sınır çekin.. saygılar.. 1 Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.