Misafir olivia Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2006 Yapılanların söylenenlerden, Görülenlerin göründüklerinden, Yıldızlara ulaşmaktan farksızlığına şahit oldum istemeden, Söylediğim her sözün önceden fotokopi edildiğinden habersizken, her sözümün dalgaya alındığı, duygularımınsa dikkate alınmadığı ortamlarda buldum kendimi, Yalancı oldum daha önceden yaptığı işi unutanların kemiksiz dillerine, Aşkı sevişmek sananların bana aşkı anlattıkları gibi yaşamayarak sevdim seni, Sen sevmeyi bilmesende, alt katımda oturanlar bile rahatsız oldular ölürken ruhum çıkıyor diye sessizce, Hala gözlerinin rengini bilmeden, yüzüne sevdiğim için bakamamanın verdiği utançla, Yokluğunda fonksiyonlarımın durduğunu bilerek seni sevmekten başka çaremin olmadığını bilmekten onur duyuyorum, Şimdimi? Şimdi savaştığım aşklardan galibiyetsizlikle elenirken yaptığım yanlışlıkları araştırıyorum...! Alıntı
Misafir ßL@D€-RUNN€R Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2006 iyi kusel bişi. ama şunu itiraf edeyim ki aşktan falan filan dan daha büyük sorunlarım var Alıntı
Misafir ßL@D€-RUNN€R Gönderi tarihi: 7 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 7 Ocak , 2007 Aşk bir sorun diildir kardeş. Aşkına kavuşamadıysan o senin için bi sorundur. Aşkına kavuşamadığından daha büyük bi sorunun varsa sonsuzluk çabandır Sanki hiç bitmicekmiş gibi yaparsın herşeyi fakat sonu mutlaka olucaktır. Bu yüzden herşeyi gönlünce yaşaman ve olumsuzluklara olumlu bakmayı öğrenmeni umuorum. Bakma böle dediğime kendim de çok olumlu bakmıorum hani çaktırma Saygılar. aslında tam olarak solemek istediğim aşka vakit ayıramayacak kadar yoğun olduğum sadece... sorunumu da hallettim hemde büyük sorunu ah bi gorsen başım nasıl bi belada şimdi zaten kurtulduğum yokta olumlu bakmaya çalışıyorum ama olaylara ole bakarsam aptallık derecesinde iyimserlik olur inan bana tavsiyen için saol yine de Alıntı
Misafir olivia Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2007 ama şunu itiraf edeyim ki aşktan falan filan dan daha büyük sorunlarım var Benimde valla.. Alıntı
Misafir kleopatra.07 Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2007 Sokakta giderken, kendi kendime Gülümsediğimin farkına vardığım zaman Beni deli zannedeceklerini düşünüp Gülümsüyorum............. Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 millet için yaşamamak lazım, hayata bir defa geliyorsun.. ama yinede hayat her zaman insana istediği şeyi vermiyor... bazen insanın tıkandığı nefes almakta güçlük çektiği anlarda oluyor. boğazında yumruk büyüklüğünde bir kütle varmışta seni nefessiz bırakıyormuş.. yada bir anda bütün iç organlarını aşağıya çekiyorlarmış gibi..böyle durumlarda en güzel kaçış yöntemi kendini alkole vermektir.iç içebildiğin kadar.. en azından sorun yada sorunlar neyse günün 24 saati yerine 22 saati düşünürsün ve daha az acı çekersin... itirafmı edecem bir itiraf etmem gerek değilmi, o zaman bende bi tane edeyim.. hayattan zevk almıyorum... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 millet için yaşamamak lazım, hayata bir defa geliyorsun.. ama yinede hayat her zaman insana istediği şeyi vermiyor...bazen insanın tıkandığı nefes almakta güçlük çektiği anlarda oluyor. boğazında yumruk büyüklüğünde bir kütle varmışta seni nefessiz bırakıyormuş.. yada bir anda bütün iç organlarını aşağıya çekiyorlarmış gibi..böyle durumlarda en güzel kaçış yöntemi kendini alkole vermektir.iç içebildiğin kadar.. en azından sorun yada sorunlar neyse günün 24 saati yerine 22 saati düşünürsün ve daha az acı çekersin... itirafmı edecem bir itiraf etmem gerek değilmi, o zaman bende bi tane edeyim.. hayattan zevk almıyorum... Vay beee... Şu sıralar aynı ruh halini paylaşıyormuşuz demek ki... Saygılarımla... Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 şu sağ altta yazan "yakında atarım kendimi, ama senden ne kadar uzağa düşerim onu bilemem" çok güzel bir söz, işte aynı ruh hali içerisinde olmamız bu yüzden olabilir kanımca ? ayrıca acizane fazla duygusallık insanı olduğundan daha fazla geriyor arada birazda gaddar olmak lazım, hiç istemesekte saygılarımla.. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 şu sağ altta yazan "yakında atarım kendimi, ama senden ne kadar uzağa düşerim onu bilemem" çok güzel bir söz, işte aynı ruh hali içerisinde olmamız bu yüzden olabilir kanımca ? ayrıca acizane fazla duygusallık insanı olduğundan daha fazla geriyor arada birazda gaddar olmak lazım, hiç istemesekte saygılarımla.. Fazla duygusal olmak zararlıymış... Çünkü daha kolay inanıyorsunuz... Daha çabuk kaptırıyorsunuz kendinizi... Gaddar olmak lazım belki ama insanın içinde yoksa öyle bir şey, gaddar olamıyorsunuz... Ne hayata karşı, Ne başkasına karşı, Ne de kendinize karşı... Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 gaddarlıkta göreceli, ben dediğiniz gibi kendinize olan gaddarlıktan bahsettim, başkası ile işim yok ne olursa kendime, öteki türlüde nasıl olsa duygusal bağlamda kendimize etmiyormuyuz amaaaannnn saygılar Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 gaddarlıkta göreceli, ben dediğiniz gibi kendinize olan gaddarlıktan bahsettim, başkası ile işim yok ne olursa kendime, öteki türlüde nasıl olsa duygusal bağlamda kendimize etmiyormuyuz amaaaannnn saygılar Zaten insanın en çok kendisine gücü yetiyor değil mi? Her neyse... Sonuçta başlangıcı olan her şeyin bir sonu mutlaka var... Ben hep bu sonu "Ölüm"ün belirlemesinden korkardım... Ancak başka unsurlarda var bu sonu meydana koyabilecek... Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 evet bu sonu belirleyen ve kendi hayatınız elinizden alınırken, hayalleriniz, umutlarınız, sevginiz vs.. bence en büyük unsurlardan biri insanın çaresiz kalması kendi hayatı kimliği üzerinde bazen yetersiz kalması... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 evet bu sonu belirleyen ve kendi hayatınız elinizden alınırken, hayalleriniz, umutlarınız, sevginiz vs.. bence en büyük unsurlardan biri insanın çaresiz kalması kendi hayatı kimliği üzerinde bazen yetersiz kalması... Kader denen şey bence bu işte belki de... Birileri karar verir... Birileri sonuca katlanır... Aynı insan kimi zaman ilki olur hayatta, Kimi zamanda ikincisi... İlki olduğunuzda daha metanetli ve umursamaz olabiliyorsunuz, Ama ikincisi olmanız "Çaresizlik" ile eş anlamlıdır... Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 aslında ilkide aynı ikinciside, sonuçta kader denen şey varsa her halukarda hayatınız zaten elinizden alınmış ve çaresizsiniz demektir. soru şu insan böle durumlarda polyanna' cılıkmı oynamalı yoksa daha da dibemi vurmalı. yani acı çekmek bazen insana gerçeklerden daha fazla mutluluk verir sürümcemede kalmak, gerçeği görmek onu yaşamak istemezsin çünkü. ss' mi ss' mi ? Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 aslında ilkide aynı ikinciside, sonuçta kader denen şey varsa her halukarda hayatınız zaten elinizden alınmış ve çaresizsiniz demektir.soru şu insan böle durumlarda polyanna' cılıkmı oynamalı yoksa daha da dibemi vurmalı. yani acı çekmek bazen insana gerçeklerden daha fazla mutluluk verir sürümcemede kalmak, gerçeği görmek onu yaşamak istemezsin çünkü. ss' mi ss' mi ? Valla dibe mi vurmalı bilmiyorum ama zaten deniz seviyesinin fersah fersah altında bulunuyor moralim şu an... Ama "İnsan" olarak dibe vurmamalıyız tabii ki... Ss mi? Ss mi? konusunda ise şunu söylemek istiyorum; Biliyorsun her ikiside birbirini tamamlar bunların. Bir denklemin iki parçası gibi. Ying-Yang gibi... O yüzden; Hem Ss, Hem de Ss... Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 çok politik bir cevap olmasına karşın yinede kabul bulunuyor insan olarak farklı düşüncelerde olmamız şart ama söz konusu olan kendimiz olunca! senin şuan fersah fersah deniz seviyesinin altında bulunman bence kimseye zarar vermez.. önemli olan senin bu durumu nasıl kabullendiğin yada bunun için göstermiş olduğun çaba.. dedim ya bazen acı çekmek olayın bütününü görmekten daha mutlu eder insanı Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 çok politik bir cevap olmasına karşın yinede kabul bulunuyor insan olarak farklı düşüncelerde olmamız şart ama söz konusu olan kendimiz olunca! senin şuan fersah fersah deniz seviyesinin altında bulunman bence kimseye zarar vermez.. önemli olan senin bu durumu nasıl kabullendiğin yada bunun için göstermiş olduğun çaba.. dedim ya bazen acı çekmek olayın bütününü görmekten daha mutlu eder insanı Olayın bütününü görmemek... Görmek istememek... Evet asıl mesele bu sanırım... Aslında hep örnek veririm şunu; Hayatımız kullandığımız defterler gibidir. Ben lisede kullandığım defterleri, çok yapraklı aldığım için bitiremezdim. Ertesi sen kullanmak için yarısı bom boş kalırdı. Kullandığım yarısını bantlar, Diğer yarısını bakşa bir ders için kullanmaya devam ederdim. Eski yazdıklarım o defterde hep dururdu, o defterin bir parçasıydı... Ama artık bantlıydılar ve kapalıydılar... Hiç açılmamak üzere... Defterimizde uyguladığımız bu şeyi, Hayatımızda da uygulayabilmek gerekiyor bazen ama çok zor olsa gerek bu... Yani eski yaşantılarımızı bantlayıp, Sadece hayatımızın bir parçası olarak geçmişte bırakmak, Ve hayatımızı yeni yaşantılara açmak... Onlar her zaman hayatımızın bir parçası olarak kalacaktır, Ama artık farklı bir boyuttadır... Sanırım ben böyle yapacağım... İlişkiler boyut değiştirebilir sanıyorum artık... Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 evet sorunun özü bencede anlamak isteyip anlamak istememek bende kendimden bir örnek vereyim, kendimden derken hani hababam sınıfı müzikleri melih kibar' ın müzikleri, hani sen bana defterlerini örnek verince acaba sende sadece eski hatıralar olarakmı kalıyor yoksa hep aklındamı kalmasına sebep oluyor ? işte tamda burda melih kibar'ın müzikleri, hızlı çalındığında neşeli ve heyecan verici bir duyguya kapılmamızı sağlarken.. aynı müzik yavaş çalındığında ise içimizi buruk hüzünlü ve ağlamaklı bir hal alır.. hal böyle oluncada yine en başa dönüyor insan, kaçıyor yada en az seni mutsuz eden neyse onu görüyor olmalı... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 evet sorunun özü bencede anlamak isteyip anlamak istememek bende kendimden bir örnek vereyim, kendimden derken hani hababam sınıfı müzikleri melih kibar' ın müzikleri, hani sen bana defterlerini örnek verince acaba sende sadece eski hatıralar olarakmı kalıyor yoksa hep aklındamı kalmasına sebep oluyor ? işte tamda burda melih kibar'ın müzikleri, hızlı çalındığında neşeli ve heyecan verici bir duyguya kapılmamızı sağlarken.. aynı müzik yavaş çalındığında ise içimizi buruk hüzünlü ve ağlamaklı bir hal alır.. hal böyle oluncada yine en başa dönüyor insan, kaçıyor yada en az seni mutsuz eden neyse onu görüyor olmalı... Aslında ben hatırlanmaya değer güzel anıları biriktirme taraftarıyım. Ama ne yaparsanız yapın, mutlaka sizin canınızı çok yakan anılarda var oluyor geçmişinizde. Onları söküp atmak çok çok daha zor. Yaşadığınız güzellikleri bile unutabiliyorsunuz bazen ama, Size yaşatılan acılar kalıyor hep bir iz olarak... O zaman yapmanız gereken tek şey kalıyor, O acılarla yaşamayı öğrenmek... Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 o zaman şu şarkıyı sölemek geliyor işte.. elimde yine kalemim yazıyorum seni sayfalara seneler seneler kitap olmuş anılarla gizlesem hiç fayda etmez söylesen de daha beter sorma neden,sorma neden en derinde en son arzum şu halimde sana yakın olsam yeter sorma neden neden geceler bu kadar sessiz neden rüyalar bu kadar uzak neden derler iyiler çok yaşamaz al bu canım senin al senin olsun acılarla yaşamak yacıları sevmemize ve yaşam şeklimizi şekillendirmemize sebep oluyor ? Alıntı
Φ yesilsu Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2007 mutlu insan ile mutsuz insan arasındaki fark , çoğu zaman birinin nekadar sıklıkla ve nedenli mutsuz olduğu değildir. mutsuzluk dönemini nasıl karşıladığıdır. mutlu insanlar hayatta kötü durumların kaçınılmaz olduğunu kabullenirler.paniğe kapılmayıp bu anının da geçeceğini bilirler.olumsuz duyguların altında ezilip bükülmektense, ılımlı bir tevekkül gösterirler. gerçek mutluluk tüm sorunlarından arındığın zaman değil senin sorunlarına olan bakışını değiştirdiğin zaman gelir.mesela bu sorunları hayatı ve insanları tanımak yada sabrı geliştirmek için fırsat olarak görebilirsin.çünkü zorluklar ve engeller olgunlaşmak ve belkide huzura kavuşmak için bir vasıta olabilir.. Alıntı
Φ braweheart Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2007 gerçek mutluluk tüm sorunlarından arındığın zaman değil senin sorunlarına olan bakışını değiştirdiğin zaman gelir. gerçekten çok guzel anlatrmış iki kelımeyle anlatım dıe buna derım Alıntı
Φ Senyour Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2007 Aşk tan ziyade neye Aşk diyoruz... Acı çekmekmi dir Aşk yoksa mutluluk mudur... Ama hersey yolunda gidiyorsa ozaman Aşk bitmiyor mu giden demiyormu sıkıldım ki acık demiyordur bahaneler öretiyordur... Aşk yoksa emekmidir ama emekte bu dunyada karsılık bulmuyor bir sekilde hakkın gasp ediliyor yoksa Aşk bile bile ateşemi atlamaktır... belkide Aşk kafa karışıklıgıdır mantıksızdır... itraf etmeliyim bundan dolayı seviyorum Aşkı.... Alıntı
Φ molina Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2007 aşk acı çekmek değildir.. aşk mutluluktan sarhoş olurken ona dokunmanın zewkini cıkarmaktır.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.