Φ *NATALIA* Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2007 Mübarek Ramazan Bayramını sevdiklerinizle beraber sağlıklı, neşe ve huzur içinde geçirmeniz dileğiyle.. Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2007 Evet meleğim,ayaklarımın ucuna basarak geldim ve bayram şekerlerimi bıraktım.Bayramın kutlu olsun tekrar.... peki neden ucundasın ayaklarının..ben başka türlü olmasını dilerdim.. ama sen öyle istiyorsan öyle olsun.. seninde bayramın tekrar kutlu olsun.. Mübarek Ramazan Bayramını sevdiklerinizle beraber sağlıklı, neşe ve huzur içinde geçirmeniz dileğiyle.. teşekkür ederim Nataliacım.. Alıntı
Misafir ADAMIN_BIRI Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2007 Bazan bir şair, tek şiirle, bir başka şairin yüzlerce şiirini yok eder. gönlüne sağlık. Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 14 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 14 Ekim , 2007 Bazan bir şair, tek şiirle, bir başka şairin yüzlerce şiirini yok eder. gönlüne sağlık. söz güzel.. size mi ait..? teşekkür ederim İlyada.. Alıntı
Φ ErdalAktas Gönderi tarihi: 14 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 14 Ekim , 2007 KIPKIZIL BİR GÜNEŞİN ÖNÜNDE MASMAVİ BİR YELKENLİDİR HAYAT . ALIR GÖTÜRÜR SENİ BİLİNMEYEN UZAKLARA, SEVDA MAVİDİR MAVİ İSE UMUT VE SEN YÜREGİNİ HEP MAVİ TUT DOSTUM... iyi bayramlar..dilerim... sevgili diloş.. :: Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 14 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 14 Ekim , 2007 ne kadar naziksiniz Erdal Aktaş.. dileğiniz ve bayram tebrikiniz için çok teşekkür ederim..sizinde bayramınız kutlu olsun.. Alıntı
Φ ErdalAktas Gönderi tarihi: 14 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 14 Ekim , 2007 sustum!... ........... uzaklığını ölçüyorum şimdi.. mesafeler artıyor içimde.. yollar büklüm büklüm..yollar dikine...(noktam derinleşiyor gitgide) sen bilmiyorsun kilometre taşlarını kaç kez saydım dersin... bir tanesi bile yoktu kapının önünde... bir kürek kor ateş bulup üfledim yüreğime... Tayyibe Atay ..alıntı size ben teşekkür ediyorum.. Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 14 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 14 Ekim , 2007 diloşum canım benim..... son akşamına yetiştim bayramın, geç kalmış sayılmam dimiii? sonuçta hala bayram bak bunlarda şekerciklerimmmmm :) bayramın kutlu olsunnnnnn !!!!!!!!!!!!! nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz kalınca anlar insan... görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir; sevmeninkini yalnızlık... sevdiklerinle geçen her gün bayramdır. yoğun bakımda sancılı geceyi ya da kangren olmuş bir ilişkiyi bitirmek de öyle... vuslat da bayramdır öte yandan... endişe içinde beklediğinden mektup almak, telefonda ansızın sesini duymak, deli gibi burnunda tütenin boynuna sarılmak bayramdır. en acıktığın anda dumanı tüten bir somunun köşesini bölmek, korktuğunda güvendiğine sarılabilmek, dara düştüğünde dost kapısını çalabilmek bayramdır. "ona güvenmiştim, yanılmamışım" sözü bayramdır. hiç aldatmamış, aldanmamış olmak bayram... alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta ölebilmek bayram..." bayramın kutlu olsun arım balım peteğim Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 14 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 14 Ekim , 2007 sustum!.............. uzaklığını ölçüyorum şimdi.. mesafeler artıyor içimde.. yollar büklüm büklüm..yollar dikine...(noktam derinleşiyor gitgide) sen bilmiyorsun kilometre taşlarını kaç kez saydım dersin... bir tanesi bile yoktu kapının önünde... bir kürek kor ateş bulup üfledim yüreğime... Tayyibe Atay ..alıntı size ben teşekkür ediyorum.. ne kadar hoş bir şiir..tekrar teşekkürler.. diloşum canım benim..... son akşamına yetiştim bayramın, geç kalmış sayılmam dimiii? sonuçta hala bayram bak bunlarda şekerciklerimmmmm bayramın kutlu olsunnnnnn !!!!!!!!!!!!! nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz kalınca anlar insan... görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir; sevmeninkini yalnızlık... sevdiklerinle geçen her gün bayramdır. yoğun bakımda sancılı geceyi ya da kangren olmuş bir ilişkiyi bitirmek de öyle... vuslat da bayramdır öte yandan... endişe içinde beklediğinden mektup almak, telefonda ansızın sesini duymak, deli gibi burnunda tütenin boynuna sarılmak bayramdır. en acıktığın anda dumanı tüten bir somunun köşesini bölmek, korktuğunda güvendiğine sarılabilmek, dara düştüğünde dost kapısını çalabilmek bayramdır. "ona güvenmiştim, yanılmamışım" sözü bayramdır. hiç aldatmamış, aldanmamış olmak bayram... alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta ölebilmek bayram..." bayramın kutlu olsun arım balım peteğim yetiştin Bonibonum yetiştin.. nasılda özlemişim seni.. seninde kutlu olsun bayramın.. şekerlerde tıpki senin gibi.. Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 14 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 14 Ekim , 2007 ayyyy !!! çok sevdim bu albümü Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2007 Bidenem sayfama bıraktığın şiir çok güzeldi kısa ama anlamlı bir şiirdi... bayram geldi gitti her güzel şey gibi kısa zamanda bitti... artık önümüzdeki bayramlara bakıcaz... Ve her şey hızla yetişti sonra Sarı bir günün kahverengi yarınına. Yıkılmış bir ağacın üstünde yıllarca oturdum da Gözleri avına benzeyen bir avcıydım sanki Ağaç da çürümüş zaten Kazımış, oymuş bir yerlerinden gelip geçen onu Ağaç mı, içi yıllarla dolu bir kutu mu Çözmek için mi acaba içlerindeki bir gizi -Gizi mi, bir giz gereksinmesini mi- Yoklamışlar orasından burasından Kim bilir. Ama sessizlikten başka ne bulmuşlar Önemsiz bir iki anıdanbaşka Ya insan kılığında ya da bir dekor taşkınlığında Sorarım ne bulmuşlar Çoktan yeni bir umuda dönüşmüştür onlar da Anılar. Oysa bambaşka şeyler olmalıydı ağaçta Kazılmış, oyulmuş yerlerinde ağacın Buruk mayhoş, daha çok da bir zehir tadındaki Bir şeyler olmalıydı. Ve sanki Yıllar var ki saklamışım orda ben Saklamışım anlaşılan Odasında yapayalnız doğuran bir kadının Dışa vurmak istemediği Ya da pek gereksinmediği O iniltiyi andıran Duyurulmayan her şeyi. Ve her şey dönüştü işte Kahverengi bir çarşambadan Sapsarı bir cumartesiye. Ansızın bir rüzgar çıktı demin Çölde yanıt arayan alaycı bir rüzgar Kolalı bir örtü gibi acıtıyor yüzümü Yakıyor gözkapaklarımı da Toplayıp getiriyor anılarımı bir bir Uzun yolları hiç sevmeyen anılarımı. (Kaç türlü girilirdi anılardan içeri? 1 - İşte bir zambağın özsuyunun içilişi gibi 2 - Süt emer gibi bir memeden Bütün renklerin ve bütün kokuların bir anda bilinişi 3 - Dibini kazıyor alanlar: dünyanın iç çekişi.) Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2007 bayramın nasıl geçti Diloşum.. menekşelerim var.... Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2007 Bidenem sayfama bıraktığın şiir çok güzeldi kısa ama anlamlı bir şiirdi... bayram geldi gitti her güzel şey gibi kısa zamanda bitti...artık önümüzdeki bayramlara bakıcaz... bencede güzeldi..öyle bulmasaydım sana armağan edermiydim hiç.. Leylamın defterinde de arz ettiğiniz gibi bizim bayram geçmedi valla.. bu münasebetle ben tekrardan bayramınızı kutlar,saadetler dilerim.. bayramın nasıl geçti Diloşum..menekşelerim var.... ah bitanem.bana bayram demeyin.. sonra anlatırım.. ama bu menekşeler varya bitirdi beni.. son zamanlarda aldığım en güzel çiçek.. canım gökkuşağım.. Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2007 bu da kendime..ve bu defterin sakinlerine.. Kimbilir kaç baharı birlikte uğurladık seninle... Kimbilir kaç yazı karşıladık kan ter içinde... İlhamısın ergenlik şiirlerimin, o ilk Haziran’dan beri... Yaşgünlerimin fener alayı, ilkyaz günahlarımın tanığısın... Tanığısın yüzüme düşen gözlerin, tenime değen ellerin... Senle başlayıp, sende bitirdim bunca yılı... Sendin hararetli yılsonu muhasebelerimin değişmez takvim yaprağı... Tutkunum sana... sadık, itaatkar ve hayran.. ... Yarim Haziran...! *** Hasretle bekleyip iple çektim gelişlerini çoğu zaman... Sen hep iki bahar arasında, hazlar zamanı çıkageldin; eteklerinde ilkyaz coşkuları ve isyanlarla... Haziranlarda aşık, haziranlarda pişman, haziranlarda ergen oldum. İşte burada yıllar yılı getirip, iadesiz taahhütsüz önüme atıverdiğin eski yaşlar... kimi hakkınca yaşanmış, kimi belki hiç yaşanmamış... kimi çocuk, kim genç, kimi olgun... Her serin baharın ardından yaz kokulu yıldız müjdeler taşıdın bana... hararetli ve çıplak Temmuz akşamları vadettin... peşisıra hazan geldiğini hissettirmeksizin bir süre... Gün oldu tomurcuk olup çiçek çiçek boy verdin; gün oldu şiddet yüklü bir öfke bulutuna tutunup seller yağdırdın gecikmiş bahar dallarının üzerine... hazırlıksız... insafsız... Öncesiz ve sonrasız aşklarda oyaladın beni... Kimi gerçek, çoğu yalan... Zamanla ibadet eder gibi sevmeyi öğrettin...üzerine kırağı düşmüş beyaz bir gül kadar taze... bir o kadar kusursuz... Anladım ki, Haziran'da sevmek yaman... Yarim Haziran..! *** Ocaklar kurdum sıcacık... Aşım, eşim, işim oldu katıksız, riyasız... Oğullar ve gecikmiş heyecanlar verdin bana... Gidemediğimiz uzak denizleri çocuklarımıza isim yaptık... onlar yüzsün diye yüzemediklerimizi... Geride kırık dökük onlarca Haziran bırakarak karşıladık yarınları... Ve sen bağışladın hatalarımı yılsonu bilançolarında... Sorguda ele vermedin beni... Tanıyamadılar kimlik tesbitinde bedenimi, kalbimi... Kimbilir kaç sırrı sakladın... kaçını ele verdin... o gecikmiş hesaplaşmalarda... Sen ilkyazdan alıp güze açarken kapılarını... ben yazın sarhoşluğundan sonbahar serinliğinde aydım. Seni beklerken kendime vardım. Yadsıyamam: Sevildim ve sevdim çoğu.. zaman... Müsebbibi sensin... Yarim Haziran...! *** Kalbim büyüse de büyümedi içimdeki çocuk.. ... ama zamanla olgunlaştı Haziranlarım Yeni gelenler sonbahara daha yakın şimdi... Eski mektuplar ve sepya renkli fotoğraflarla dolu bir albümde hayatım... Haziran doğumlu... Kulağımda bir şiir Hasan Hüseyin'den artakalan: '"Sokaktayım/gece leylak ve tomurcuk kokuyor/yaralı bir şahin olmuş yüreğimi uy anam anam.../Haziran'da ölmek zor"... Lakin doğmak da zor Haziran'da... Yaz kapıyı çalsa da; ... biliyoruz sonu hazan... Yine de seviyorum seni... Yarim Haziran..! Can Dündar Alıntı
Φ zeyynepp Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2007 Bavulları hep toplu durmali insanın Bir gün telefonların hiç çalmayabileceği hesaplanmalı Tül perde arkasından misafir yolu gözlemekten vazgeçmeli Ihanetlere, terkedilmelere, bir başına bırakılmalara hazırıklı olmalı Yalnızlığa alışmalı Çünkü “omuz omuza” günlerin vakti geçti. Dayanışma, günümüzün borsasinin değer kaybeden hisse senetlerinden biri artık Bireyin keşif çağı, geride kırık dökük yalnızlılklar bıraktı. Terörün bile bireyselleştiği çağdayız. Zaman, birlikten kuvvet doğurma zamanı değil; Zaman, tek basina dimdik ayakta kalabilmeyi becerme zamanıdır Işte o yüzden alışmalı yalnızlığa… Sokaklar dolusu ıssızlıkla başbaşa yaşamayı göze almalı insan Güvendiği dağlardaki karlara bakıp ders çıkarmalı Hüzünlü bir şarkıyla paylaşılan gecelerde başını dayayacak bir omuz arama huylarından vazgeçmeli Sofrada tek tabağa, tabakta az yemeğe alışmalı Romanlardan, yalnızlığa yücelten paragraflar aşmalı evin en görünür duvarlarına “Yalnızlık paylaşılmaz/Paylaşılsa yalnızlık olmaz” Dizeleriyle başlamalı güne Telesekretere “Şu anda size cevap verebilecek kimse yok! ” denmeli, “Belkide hiç olmayacak…” cevapsızlığa, sessizliğe ısınmalı Oysa sessizlik haksızlığa alkıştır. Haklılığın onuru yaşatır insanı Susmanin utancı öldürür O yüzden en sessiz gecelerde “Doğruydu, yaptım” la teselli bulmalı insan. Feryada komşuların yetişmemesine, Soğuk duvar diplerinde sessizce ağlaşmaya alışmalı Kendiyle hesaplaşmaya çalışmalı Gece yastıkla ağlaşmaya, sabah aynayla gülüşmeye, Kendiyle hüzünlenip, kendiyle keyiflenmeye hazır olmalı Hep başını alıp gidebilecek kadar cesur, Ama hep kalıp savaşacak kadar gözüpek olabilmeli Sessizliği, sese dönüştürebilmeli. Ve sırt çantasını her daim hazır tutmalı insan, Yollarla barışmalı… Yalnızlığa alışmalı… Can Dündar ablam Can Dündar'ı sevdiğini biliyorum bu aralar bende yolculuk halındeyım...ömrüm yollarda geçiyo diyorum artık... bu yazıyı okuyunca aklımdan sen geçtin nide benim yolculuklarım Alıntı
Φ KARAKEDİ Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2007 Yol yok,sır yok,öz yok. Aradığın gerçek saklı değil.ONDAN SAKLANAN SENSİN... Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2007 Yol yok,sır yok,öz yok. Aradığın gerçek saklı değil.ONDAN SAKLANAN SENSİN... arif olsan anlardın ama durumun belli.. o halde anlıyacağın dilden konuşalım;bir daha civarımda gözükme..!!! Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2007 İğdem Yarim Haziran olan benim bikerem... Bendeniz Haziran çocuğuyum vede Can Dündar'ın bu isimli kitabını 2 defada okudum... Bak şinci çok fena kıskançlık damarım kabardı kendimi sakinleştiremiyciğim... Neyse hadi sana izin vereyim sen yabancı değilsin... Bir gece fena halde zılgıt yemiştim senden ve sen sonra çok üzüldüm biliyorum... Ve benim sana kırıldığımı sandın oysa ben sana kırılamayacak kadar alışkınım... Bana söylediğin tatlı sözler gibi benim için söyleyeceğin acı gerçeklerede hazırım ve en az tatlı olanlar kadarda önemsiyorum... Ben seni incitecek herşeye nasıl kendimi siper edeceksem seninde böyle yapacağını biliyorum... Ve dost kırılma pahasınada olsa gerçekleri söylemeli... Eğer dostun söylediğinden kırılacak olursa bir insan o yalanlarla avunan biri demektir... Benim senin doğrularına ve dostuluğua ihtiyacım var ki ben yanlış yaptığımda bile bana doğru düşüncesini söyleyendir benim dostum... Senin gibi, Frozen gibi ve Leylam gibi... O yüzden hiç endişe etme size darılmam ben... ne söylerseniz söyleyin haklısınız biliyorum... Ve sizi çok seviyorum... İğdelerin en güzeli... Şanslıyım ben sizi tanıdığım için... Bizim dostluğumuz bir forumla sınırlı kalmayacak... Ve kalmadıda... Çok ilerilere geçti şimdi hamdolsun... Bak sana çok sevdiğim bir şiir gönderiyorum küçük iskenderden... yağmura çok teşekkür ederim bu gece yalnızca cesedime yağdı bana bir şey olursa diye korktum seni birkaç saniye düşünürsem; düşünürken üşürsem diye korktum oturup siyah portakallar yedim oturup korkunç kitaplar okudum içimde bir sıkıntı gibi cinayet içimde bir sığıntı gibi telaş içimde felaket gibi bir merak hislerimin uzağına düştüm, şimdi çok üzgünüm şimdi çocukluğumun uzağına da düştüm daha da düşersem diye korktum seni birkaç saniye düşünürsem; ay kıvrılırsa diye kan kıvranırsa diye can sıçrarsa ölürken bir yerlere, daha da ölürsem diye korktum seni birkaç saniye düşünürsem; sessem, sersem bir heceysem eğer seni bir kelime edersem diye korktum seni kötü bir cümlede kullanırsam adını söylerken takılırsam, yalnış telaffuz edersem böyle bir günah işlersem tanrı affeder diye korktum yağmura çok teşekkür ederim bu gece yalnızca bu şiire yağdı sağol aşkım sağol kırık kolum, kesik bileğim, kırık yüzüm, kesik geleceğim, kırık sonsuzluğum her şeye rağmen yağmura bulanmış, güzel bir yazdı Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 19 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 19 Ekim , 2007 diloşum bugün saksı sardunyalarının bayramıymış haberin varmı sardunya pek bi meşgulmüş o yüzden..bizde bugün gidip sulayalım diyom kendisini pek sinirlisin bu günlerde fazla dolanmamak lazım yamacında sinirlenme bidenem..ne derler bilirsin ...''Her lafa verecek cevabım var fakat bir lafa bakarım lafmı diye,bir de lafı söyleyene bakarım ADAM mı diye...'' öptüm canem.. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 19 Ekim , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 19 Ekim , 2007 diloşum bugün saksı sardunyalarının bayramıymış haberin varmı sardunya pek bi meşgulmüş o yüzden..bizde bugün gidip sulayalım diyom kendisini pek sinirlisin bu günlerde fazla dolanmamak lazım yamacında sinirlenme bidenem..ne derler bilirsin ...''Her lafa verecek cevabım var fakat bir lafa bakarım lafmı diye,bir de lafı söyleyene bakarım ADAM mı diye...'' öptüm canem.. canem saksı sardunyalarını yaşatalım koruyalım güzelleştirelim derneğine üyeliğin varmı senin... yoksa beni sulamana izin veremeyeceğim. vede o lafı kim demişse çok isabetli demiş kendisini tebrik etmek isterim... tanırmısınız zatialilerini... laf ola beri gele ağzı olan konuşuyor da derler bidenem... iğdem sarmaşığın seni seviyor biliyon demi... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 20 Ekim , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 20 Ekim , 2007 Küçük şeylerle mutlu olan insanlar vardır onları bir küçük gülümsemeyle bile mutlu edebilirsiniz... Çok pahalı hediyeler almanız gerekmez ki zaten pahalı hediyeler onları mahcub eder siz yol boyu gördüğünüz kır çiçeklerinden bir küçük demet yaparsanız bundanda büyük mutluluk duyacaklardır... Hatta sizin onları mutlu etmek için birşey yapmanızada gerek yok aslında kalbini kırmayın yeter kendi küçük ve mutlu dünyalarında yağmurun ardından doğan gökkuşağıda yeter onlara... Hayatın ayrıntılarında gizlenmiş baharı, çiçekleri, yıldızları, güneşi ve ayı gördüklerinde de mutlu olurlar onlar... tek istedikleri kendi sınırlı yaşamlarında kurdukları güzel ve aydınlık dünyaya müdahale edilmemesidir... istedikleri sadece budur onlar sizin küçük ve mutsuz dünyanıza renk katarlar eğer bir damlada olsa sevgi varsa içinizde o gülü incitmeden resmini çizebilirsiniz ve sizde küçük şeylerden mutlu olmayı biliyorsanız kırılan bir kalbin ağırlığının altından kalkamazsınız... Allah'ın yarattığı en özel varlık insan... bütün tapınaklardan, bütün camilerden, bütün kiliselerden ve havralardan daha değerlidir... Onun kalbini kazanamayan hiçbir şey kazanamamıştır... bütün evren bir enerji bütünlüğü o bütünlüğün içinde kendi türüne bu kadar haksızlık eden başka bir canlı yok... vardım şehadet kapısına ENEL HAK dedim... kapı açıldı başım öne eğildi ben HİÇ'im dedim... tanıdığım insanlar içinde en özellerinden birisi sensin bu gördüğüm evrensel ayrıntı beni mutlu etmeye yetiyor... iğdem seni seviyorum... Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 20 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 20 Ekim , 2007 insanın olduğu her yerde ne yazık ki kötülüklerde iyiliklerin peşinden yol almakta..bazen dahada fazla..bir bayansanız nerde olursanız olun canınızı acıtmak kendi yoksunluğunu sizin üzerinizden güce dönüştürmek isteyenler sizi hiç tanımasalar bile ellerine geçen ilk fırsatta bildikleri tek yöntemle belden aşşağı vurarak susturmaya çalışırlar..ellerine ne geçer.. neden böyle bir yolu seçerler..tanımadıkları bir insanın mahremiyetine sözlerin en kirlileriyle neden dokunurlar.. buda o insanların vicdanlarıyla başbaşa kaldıklarında yüzleşecekleri gerçeklerden.. susturmaya çalışmaktan SUSMAYI unutmuşlaradır bu sözüm: Hangi gerçeğin kapısını çalsan,yalana açılıyorsa bahçesi..ne olduğunun,kim olduğunun,yada ne kadar dolu olduğunun bir önemide kalmaz.. sevgili diloş sen yine hesapsızca içindekileri dökmeye devam et arkadaşım..sende başkaları gibi kötüye kızıp iyiyi yakma..o her fırsatta koparılan ipe bir düğüm daha at ve gel. Sancılı bir sevinci yeni toplamışken daha Kapkara hüzünler yerleşti içime.. Oysa hesapsızca başlamıştım içimdekileri dökmeye. Uzaktan başlamıştım çırpmaya ellerimi.. Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 20 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 20 Ekim , 2007 Hani yeni yeni tanıştığımız sıralarda bana demiştin ya Diloşum; ''umarım yanındaki insan Kamuran'dır.'' Hani değildi,yoktu Kamuranlar hayatımızda,yanımızda,ama biz Çalıkuşu gibi savruluyorduk hep.. Hep böyle geldi,geçti,böyle de devam edecek muhtemel,yapabileceğimiz birşey yok bu konuda...Çeşit çeşit insanlar görüyor tanıyor,şaşırıyoruz..Kırılıyor,inciniyor,yaralanıyoruz..Dışarıdaki hayatımızda hassasiyetimiz,duygusallığımız,ince düşüncelerimiz yüzünden,anne oluşumuzdan bazen; ödün veriyor,geri çekiliyor,susuyoruz zaman zaman..Ama burada da olması gerekmiyor Diloşum..Senin her kelimenin sevgiyle,hayranlıkla,zevkle takipçilerinin yanında bir kişi başka maksatla takip etse ne çıkar..Görmeyen bir göz ,kavrayamayan,anlayamayan bir düşünce yapısı illaki olacaktır.Varsın anlamasın..biz anlıyoruz ya,biliyoruz ya,seviyoruz ya.. yazyağmurum.. ne olur yağmaya devam et.. Alıntı
Φ ayşegül Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2007 Diloşum,seni özledim... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.