Φ i'tezele Gönderi tarihi: 22 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 22 Mart , 2008 Cennet ve cehennem kavramları, ölümden sonra var olacak hayatı soyuttan somuta taşımak için kullanılan vaadlerdir, mecazlar değil! . . . Bu sadece bir yorumdur, islamın kendisi değildir.... Hani diyorsunuz ya, ilahi kaynaklı diye kayıtsız şartsız herşeyi kabul etmek uyuşturcu zihniyete sebep olur; sizin yaptığınız da aynı bunun gibi, ilahi kaynaklı olmadığını düşünerek muhteviyatı doğru düzgün irdelemeden ''değildir'' diye hüküm vererek, kör zihniyetin sadece reddeden kolonlarına sarılmaktır. Bir teoriye tek bir bakış açısı ile yaklaşılamaz. Yazımı okursanınz bir bardağa bile aynı anlayışla bakamayız demiştim. Din ki bundan çok daha karmaşık bir düzenektir. Elbetteki görüşler olacaktır. Ve siz sn. yarasa, görüşü hiçe sayarak nasıl olsa yalan dolan diye inancın kendisine saygzılık ettiğiniz gibi, bu inanç ile ilgili bir ekole ve bu ekolün sağlam mayası olan bir konuya da saygızızlık ediyorsunuz. Üstelik anlamadan. Din felsefesi de bir düşünce alanıdır ve tanrıya inamasanız da yürütülen her fikri tanrı yok zaten diye baştan değilleyemezsiniz. Bunu yapabilmek için, o emeği sizin de vermeniz gerekir. Onun dışında -endişe ile yazıyorum- mecazlar zaten sembolik anlatımlardır. Ancak semboller daha kapsamlıdır. Saygılar Alıntı
Φ patika06 Gönderi tarihi: 22 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 22 Mart , 2008 en çok neyi merak ediyorum biliyormusunuz; diğer taraftaki yüz ifadenizi... Alıntı
Φ hoppa Gönderi tarihi: 23 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 23 Mart , 2008 en çok neyi merak ediyorum biliyormusunuz; diğer taraftaki yüz ifadenizi... Bende bu dünyadaki adaletsizliklerin hesabını sorarken allahın yüz ifadesini çok merak ediyorum. Alıntı
Misafir YARASA Gönderi tarihi: 23 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 23 Mart , 2008 muhteviyatı doğru düzgün irdelemeden ''değildir'' diye hüküm vererek, kör zihniyetin sadece reddeden kolonlarına sarılmaktır. Var umuduyla felsefe yapmak gibi mi? Bir teoriye tek bir bakış açısı ile yaklaşılamaz. Kaç değişik bakış açısı ile yaklaşılır? Benim bir bakış açım var o da bilim ve gerçeklik üzerie kurulu... Siz bir teoriyi kaç değişik akış açısı ile ele alırsınız? Farklı açılardan yaklaşmak o teoriyi, kendi içinde değerlendirirken gerekir. O teoriyle taban tabana zıt düşünürken, hangi açıdan bakarsanız bakın onu kurtaramazsınız... Yazımı okursanınz bir bardağa bile aynı anlayışla bakamayız demiştim. Bardağa neresinden bakarsak bakalım. Gerçeklik bir tanedir. Baktığımız yöne göre değişmez... Bunu daha önce tartışımştık sanırım ha? Din ki bundan çok daha karmaşık bir düzenektir. İnsan tarihi kadar eski bir düşünce yöntemi elbette karmaşık olacaktır. Ancak istediği kadar karmaşık olsun, temeli çürükse yapacak bir şey yoktur! Çürük bir temel üzerine kurulu gökdelenin her katını gezip incelemeye, o gökdelende oturmayı düşünmüyorsanız gerek yoktur. Kaldı ki ben o gökdelende oturmayı düşünmüyorum. Temeli çok çürük. Depremlere dayanıksız... Dİğer taraftan o gökdelenin nasıl inşaa edildiğini merak edenler zaten incelemektedirler Elbetteki görüşler olacaktır. Elbette... Ve siz sn. yarasa, görüşü hiçe sayarak nasıl olsa yalan dolan diye inancın kendisine saygzılık ettiğiniz gibi, bu inanç ile ilgili bir ekole ve bu ekolün sağlam mayası olan bir konuya da saygızızlık ediyorsunuz. Saygıda kusur etmemek adına, hiç o konulara girmeyelim o zaman ha? Saygılı mı davranmış olacağız? Birileri yıkılmak üzere olan binaları, bilimi kendine alet ederek sağlammış gibi gösterirken bilime ve gerçekliğe saygısızlık etmiş olmuyor mu acaba? Üstelik anlamadan. Anlamadığım noktaları tekrar ederseniz sevinirim... Peki, ya anladıysam? Din felsefesi de bir düşünce alanıdır ve tanrıya inamasanız da yürütülen her fikri tanrı yok zaten diye baştan değilleyemezsiniz. Bunu yapabilmek için, o emeği sizin de vermeniz gerekir. Ne yapmak gerekir? Değillemeyelim o zaman, onaylayayım mı? Bu denli derin temellerinden zıtlaşan ve ayrılan görüşlered, üzgünüm yapacak bir şeyik yoktur... Saygılarımla.... en çok neyi merak ediyorum biliyormusunuz; diğer taraftaki yüz ifadenizi... Merak etmeyiniz, öldüğünüzde merak diye bir şey kalmayacaktır... Ayrıca, bu dünyada, diğer dünya korkusu ile ekşiyen yüz ifadelerinden olmaktansa, biraz cesur davranıp gerçekliklerle yüzleşmeyi ve hayatı sorgulamayı tercih ederim. Siz merakla bekemeye devam ediniz ekşi suratlarla Saygılar... Alıntı
Misafir maraba Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 en çok neyi merak ediyorum biliyormusunuz; diğer taraftaki yüz ifadenizi... Arap'ın Allahının yüz ifadesi, haksızlıklarından dolayı diğer toplumların Allahına ifade verirken nasıl olur acaba? Mesela zerdüşlerin Allah'ı (ahura mazda), kızılderilerin Allah'ı (manitu) haksızlıklardan dolayı hesap sorabilir. Soramaz demeyin. Aynı cevabı diğer toplumlar da size verebilir. Ama en doğrusunu söyleyen araplardır. Araplardan başka doğrucu toplum yoktur. Bunu unuttum. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 en çok neyi merak ediyorum biliyormusunuz; diğer taraftaki yüz ifadenizi... çok mutlu bir ifade olacak ! yanmaktan dolayı etlerimiz kaybolacak ve ortaya hiç durmadan sırıtan bir kuru kafa çıkacak ! sizde cennete gideceğinize çok emin görünüyorsunuz, öyleyse, inanılmaz bir vahşet içinde yanan milyarlarca insanı görüp Allah'ın ne denli merhamet ve ilim sahibi olduğunu, kendi yarattığı ve yönettiği varlıkları ne denli işkencelere maruz bıraktığını görünce, bende sizin yüz ifadenizi merak edeceğim ! saygılar Alıntı
Φ patika06 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 hayır, tabiki benim cennete gidecek gibi bir iddam veya garantim yok... günahlarım olmuştur ama Allaha olan inancım var, imanım var... belkide sizin kadar kalmam cehennemde her insan günah işler kimse kusursuz değildir, önemli olan Allaha ve onun merhametine sığınmaktır... Ayrıca Arapların dini gibi söylemlerle ırkcılık milliyetcilik yapmayın... İslam evrenseldir, Peygamberimiz ırkcılığı yasaklamıştır üstünlük Allah katındadır demiştir... oysa bakıyorumda yazılarında Türkleri aşşağılayan darwin daha bi hürmet görüyor aranızda... Alıntı
Φ hoppa Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Ölmek mecazi, cennet ve cehennem kavramları ise -tıpkı adem'in dünyaya gönderilişi gibi- insanın gördüğü ve yaşadığı alanın dışında düşünememesi ya da ''dışarıda'' ve ''dışında'' bir alan tasavvur edememesi sebebiyle, algı ve idrak kapasitesi baz alınarak açıklanılımış sembollerdir. Ancak, sembolik anlatımlar olması onların olmadığı anlamına gelmez. Şöyle açıklanabilir, bir bardağa bile o zamana kadar gördüğümüz tüm bardakların önyargısı dışında bakamazken, cehennem düşüncesi de o zamana kadar kabul ettiğimiz cehennemin dışına çıkamaz. Bu durumda birden fazla cehennem olcaktır; ki bu cehennemin aslında dünya olabileceğine kadar bir çok düşünce açılımına sebebiyet verebilecek bir kabul olur. Bu durumda tasvir edilen bir tane cehennem olmalıdır ve ancak bunun açılımları olabilir; örneğin vicdan azabı, huzursuzluk, güvensizlik, sahipsizlik vs. Tüm bu mekanizmaların tüm insanlar için aynı ehemmiyeti taşımadığı da düşünüldüğünde, cehennemin insanları ''bir''leştireceği bir alan olabileceği düşüncesi doğar. Bu ''bir''leşme ile cehennem aslında oradaki insanların ta kendisi olcaktır. Ancak yine inaca göre, cehemmenden çıkıp cennete gideleceği de kabul edilir. Bu durumda cennet ve cehennem de özünde bir kavramlardır. Cennet de cehennem de insan'dır. Cennet ve cehhennem insanın açılımlarının sembolüdür. Cehennem insan düşüncesidir ve dediğim gibi düşüncenin miracının bir aşamasıdır. Saygılar Dinler sürekli kan kaybediyor. Bunun önünü alabilmek için cehennemi vicdanen kabul edilebilir hale getirmek lazım. Danimarka'da rahipler, İncil'de cehennem ile ilgili bir açıklamanın yer almadığını belirterek, dinle ilgili yeni açıklamalarda bu konuya yer verip vermemeyi tartışıyor. Danimarka'da artan cehennem ile ilgili tartışmaların, Norveç'te bu konuyla ilgili olarak yapılan ve 2010 yılına kadar bitirilmesi planlanan yeni İncil çevirilerinden kaynaklandığı bildirildi. Danimarka'nın Aorhus kentinde bir kilisede görev papaz Jacob Holm, gazetelere yaptığı açıklamada, cehennemin insanların hayattayken içlerinde yaşadıkları bir hal olduğunu belirterek, "İnsanların sonsuza kadar cezalandırıldığı bir cehennem hayatı yok. İncil'de de böyle bir tarif bulunmuyor" dedi. Cehennem tanımının ilk kez Ortaçağ'da yapıldığını ve İncil'e bu dönemde girdiğini kaydeden papaz Jacob Holm, "Tanrı bize sonsuz sevgisini bağışladığı için cehenneme göndermez" dedi. "Cehennem yoksa, cennet de yok" Tartışmaya katılan papaz Anders Dalgaard ise her şeyin zıttı ile var olduğunu kaydederek, "Cehennem yoksa, cennet de yoktur" iddiasında bulundu. Danimarka'da cehennem ile ilgili yaşanan tartışmalara İsveç gazeteleri de yer verdi. Nüfusun büyük çoğunluğunun Protestan olduğu Danimarka'da bu tartışmaların İncil'in yeni çevirisi çerçevesinde yürütüldüğü ve cehennem kavramının bu çevirilerde yer almayacağı kaydedildi. İsveç gazetelerinde bu haber ile birlikte yer alan anket sorusuna yanıt veren okurların yüzde 80'i de cehennemin var olduğuna inanmadıklarını belirtti. Alıntı
Misafir maraba Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Dinler sürekli kan kaybediyor. Bunun önünü alabilmek için cehennemi vicdanen kabul edilebilir hale getirmek lazım.. . . Cehennemde cızır cızır yanan insan etleri, onlardan çıkan yanık et kokuları olmazsa adaletin önemi mi olur? Hele bir de tomurcuk göğüslüler varki alemlere ibret. Arap fantezileri... Alıntı
Φ salanat Gönderi tarihi: 25 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 25 Mart , 2008 SAYGIYA DEĞER MÜSLÜMAN KARDEŞLERİM; bu güne kadar gösterdiğiniz özel ilgiden dininizi bu şekilde ifade etmekten bi kardeşiniz olarak onur duydum.Lakin bir konuda varki oda tartışmak. bir hadisi şerifimizi hatırlarsak;(Allahü teâlânın en çok buğzettiği kul, tartışmada ileri gidendir) hadisi şerifini unutmayalaım kardeşlerim bu güne kadar yaptığınız iyi niyetli çalışmalarınız şu ana kadar göreceksinizki kimseyi tatmin etmiş değil birde ayetimizi hatırlayalım; O kâfirlerin hali, sadece bir çağırma veya bağırmadan başkasını işitmeyerek haykıranın haline benzer; onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, akıl da etmezler.(bakara 171) değerli kardeşlerim ayetinde dediği gibi sağırlara biz duyuramayız görmek istemeyenlere biz hidayeti gösteremeyiz.biz burda ne kadar ayet tevil edersek edelim onlar diğer ayetleri yalanlayıp önümüze getirecektir.buda onların küfürlerini arttırmaktan başka bişey yapmayacak. saygıya sevgiye değer kardeşlerim; bizlerin yapması gereken tek şey allahu tealanın efendimiz sav e gönderdiği kafirün suresini uygulamaktır. De ki: "Ey kafirler tapmam o taptıklarınıza! Siz de benim kulluk ettiğime tapanlardan değilsiniz Hem ben tapıcı değilim sizin taptıklarınıza hem de siz, benim kulluk ettiğime tapıcılardan değilsiniz Size dininiz, bana dinim (sizin dininiz size, benim dinim bana)! müslüman olmayan arkadaşlarada göstereceğimiz sadece 3 ayetimiz olsun ZARİYAT 47 FURKAN6 BAKARA 23 yakında adaleti yağmurun yağması gibi savuracağız allah hidayete tabi olanlardan eylesin. değere değer kardeşlerim yazıma ilgi göstereceğinizi umarak allahtan cümlemize rahmet namaz niyaz dilerim. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 26 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 26 Mart , 2008 çok mutlu bir ifade olacak ! yanmaktan dolayı etlerimiz kaybolacak ve ortaya hiç durmadan sırıtan bir kuru kafa çıkacak ! Üzgünüm TARAFSIZ, Allah bunu da düşünüp tedbirini almış. " Şüphesiz ayetlerimizi inkar edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka derilerle değiştiririz ki acıyı duysunlar! Allah daima üstün ve hakimdir." (Kuran 4/56) Ha tabii, bu da mecaz. Deri dediği tulum, acı dediği biber, biberli tulum peynirinden bahsediyor olmalı. Pişme derken de peynirin olgunlaşmasını kastediyor. Daha insanlık bu tadı keşfedemedi. Kuranı derinlemesine anlasak, ne buluşlar yapacağız! Yıldızlara gidileceği bile var, anlayana... (Benim ninem de Kaf dağını bilirdi, ne allame kadındı, hey gidi hey! Allame olmasa, ne kimsenin gittiği, ne kimsenin gördüğü Kaf dağını nerden bilecekti? Meğer o, Kuzey Anadolu Fay hattı imiş!) Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 26 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 26 Mart , 2008 " Şüphesiz ayetlerimizi inkar edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka derilerle değiştiririz ki acıyı duysunlar! Allah daima üstün ve hakimdir." (Kuran 4/56) Bu işkenceyi ancak ruh sağlığı bozuk birisi tasavvur edebilir. Saygılar. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 26 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 26 Mart , 2008 Bu işkenceyi ancak ruh sağlığı bozuk birisi tasavvur edebilir. Bu işin bir yönü. Diğer yönü, bu cezanın hangi suça verildiği. "Ayetlerimizi inkar edenlere..." Yani şimdi mahkemede bir taraf bir erkeği, bir taraf bir kadını şahit getirmiş, "rıza göstereceğiniz şahitlerden bir erkek ile -biri yanılırsa diğerinin ona hatırlatması için- iki kadın olsun." (Kuran 2/282) ayetine göre kadının yanına bir kadın daha veya yerine bir erkek şahit getirmesi gerekirken "Yok canım, ne demek, kadının şahitliği de erkeğin şahitliği ile aynıdır" dedin mi, yandın. Dooğru derileri değişerek yanmaya! Çocukların ırzına geçene, seri katillere filan değil bu ceza... Alıntı
Φ halkalıyıldız Gönderi tarihi: 26 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 26 Mart , 2008 Bu işin bir yönü. Diğer yönü, bu cezanın hangi suça verildiği. "Ayetlerimizi inkar edenlere..." Yani şimdi mahkemede bir taraf bir erkeği, bir taraf bir kadını şahit getirmiş, "rıza göstereceğiniz şahitlerden bir erkek ile -biri yanılırsa diğerinin ona hatırlatması için- iki kadın olsun." (Kuran 2/282) ayetine göre kadının yanına bir kadın daha veya yerine bir erkek şahit getirmesi gerekirken "Yok canım, ne demek, kadının şahitliği de erkeğin şahitliği ile aynıdır" dedin mi, yandın. Dooğru derileri değişerek yanmaya! Çocukların ırzına geçene, seri katillere filan değil bu ceza... İşte bunlar akla ve mantığa uygun değil diyoruz. Bize kızıyorlar. Kutsala saygı diyorlar. Ama, kendileri inançsızlar için söylemediklerini bırakmıyorlar. Yok hepsi içermiş de..Yok kibirliymiş de... Yok hayattaki tek amacı karşı cinsi tavlamakmış da...vs...Hani saygı? Bizim yaptığımız saygısızlık değil, onların göremediklerini göstermeye çalışmak sadece. Alıntı
Φ i'tezele Gönderi tarihi: 30 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 30 Mart , 2008 SAYGIYA DEĞER MÜSLÜMAN KARDEŞLERİM;. . . yakında adaleti yağmurun yağması gibi savuracağız allah hidayete tabi olanlardan eylesin. değere değer kardeşlerim yazıma ilgi göstereceğinizi umarak allahtan cümlemize rahmet namaz niyaz dilerim. sevgili Salanat, Seyyid Kutub, yoldaki işaretler isimli kitabında bizlerin görevinin inzivaya çekilip, rüzgarın estiği yöne eğilmek olmadığını; o insanlarla her alanda birlikte hareket edip ancak her alandaki bilgimizle de onlardan bir adım önde olup örnek teşkil etmemizin ve iyiliği emredip kötülükten sakındırana kadar (Emr-i bi'l ma'rûf nehy-i anil münker) asıl görevimizin bu olduğunu en iyi şekilde aktarmıştır. Onlar bizleri anlayamıyorlarsa bu bizlerin sorunudur, hata bizdedir. Onlar yanlış yolda ilerledikçe benim en iyi, en doğru yolda başım dik yürümem mümkün olmayacaktır. Zira cennet, tüm insanlığı alacak kadar büyük değilse hiçbirimize yetmez. Yeryüzünde bile her zerrenin bütün için şart olacağını görüyorsak, cenneti eksik düşünmek kusursuzluğu kusurlu düşünmekle eş olacaktır. Cennet, cennet yolunu ''bilerek'' ya da ''bilmeyerek'' açan insanların ta kendisidir. Bilerek aşanlar ise evreni aşanlardır. Daha önce de belirttiğim gibi; onların yürüyüşü muhakkak güzel olur. Saygılar Alıntı
Φ hoppa Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2008 İşte bunlar akla ve mantığa uygun değil diyoruz. Bize kızıyorlar. Kutsala saygı diyorlar. Ama, kendileri inançsızlar için söylemediklerini bırakmıyorlar. Yok hepsi içermiş de..Yok kibirliymiş de... Yok hayattaki tek amacı karşı cinsi tavlamakmış da...vs...Hani saygı? Bizim yaptığımız saygısızlık değil, onların göremediklerini göstermeye çalışmak sadece. Sevgili halkalı yıldız,bu durumda; Gözleri vardır görmezler,kulakları vardır işitmezler kimler oluyor ? Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 3 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 3 Nisan , 2008 en çok neyi merak ediyorum biliyormusunuz; diğer taraftaki yüz ifadenizi... çok mutlu bir ifade olacak ! yanmaktan dolayı etlerimiz kaybolacak ve ortaya hiç durmadan sırıtan bir kuru kafa çıkacak ! hahaha masanın üstüne yattım valla gülmekten süpersiniz Alıntı
Φ Artropod Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2008 ''Eğri oturup doğru konuşmak gerek.'' demiş atalarımız.Buna kendilerinin ne kadar uydukları su götürür tabi. Ben Kuran'ı özellikle birkaç kere okumuş bir ateistim.Kuran ile ilgili aklıma takılan birçok sorunun cevabını belki birileri verir,diye düşünerek müslüman kardeşlerime çok basit bir soru sormak istiyorum: Allah tarafından görevlendirildiği iddia edilen zatın 611 yılında 40 yaşında olduğunu biliyoruz.Yani,Kuran 14 asır önce ortaya çıkma aşamasında.Malum,Tevrat ve İncil çok çok daha eskiye dayanıyor.Peki bu sözde peygamberler ve bunca alimler nasıl oluyor da bir türlü Dünya'nın Güneş etrafında döndüğünü,düz olmadığını söylemeden,bu kadar temel bir bilgiyi dahi insanlara açık bir şekilde bildirmeden göçüp gitmişlerdir.Dünya'nın uzayda asılı durduğundan,Güneş'in onun etrafında dönmediğinden hiç haberi olmamış,bundan bahsetmemiş birinin hangi peygamberliğinden ya da alimliğinden dem vurulabilir? Ayrıca bunu Lokman 29. ve Yasin 38-40. ayetler çerçevesinde açıklayabilecek birleri çıkarsa sevinirim. Alıntı
Φ NuRhaN Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2008 ''Eğri oturup doğru konuşmak gerek.'' demiş atalarımız.Buna kendilerinin ne kadar uydukları su götürür tabi.Ben Kuran'ı özellikle birkaç kere okumuş bir ateistim.Kuran ile ilgili aklıma takılan birçok sorunun cevabını belki birileri verir,diye düşünerek müslüman kardeşlerime çok basit bir soru sormak istiyorum: Allah tarafından görevlendirildiği iddia edilen zatın 611 yılında 40 yaşında olduğunu biliyoruz.Yani,Kuran 14 asır önce ortaya çıkma aşamasında.Malum,Tevrat ve İncil çok çok daha eskiye dayanıyor.Peki bu sözde peygamberler ve bunca alimler nasıl oluyor da bir türlü Dünya'nın Güneş etrafında döndüğünü,düz olmadığını söylemeden,bu kadar temel bir bilgiyi dahi insanlara açık bir şekilde bildirmeden göçüp gitmişlerdir.Dünya'nın uzayda asılı durduğundan,Güneş'in onun etrafında dönmediğinden hiç haberi olmamış,bundan bahsetmemiş birinin hangi peygamberliğinden ya da alimliğinden dem vurulabilir? Ayrıca bunu Lokman 29. ve Yasin 38-40. ayetler çerçevesinde açıklayabilecek birleri çıkarsa sevinirim. Peki sen bana söyle M.Ö. 2560 yılında Firavun Khufu (Keops) tarafından yaptırılan ve yüksekliği tam 145,75 m olan ve günümüze kadar ayakta duran Keops piramiti nasıl inşa edilmiştir? ve biliyorsun Eski Mısırda bir yılı 12 ay ve 365 gün olan güneş takvimi kullanılırdı.Aylar 30 gün idi ve sonuncusuna 5 gün eklenirdi.Her gün de 12şer saatlik iki kısma ayrılmıştı.Astronomide çok ileri olan Mezopotamyada da ay-güneş takvimi kullanılırdı.12 aydan müteşekkil 354 günlük yıla onbir günlük kısa bir ay eklenirdi Evet soruma cevap ver..NASIL???Bu hesaplamalar,bu mimarlıklar nasıl yapılıyordu? Alıntı
Φ Artropod Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2008 Yazdıklarınızı Musa yaptırmış ve bulmuş olsa bir mantğt olacaktı gerçekten.Ama ne yazık ki sürekli lanetlenen Firavun'dan örnek vermişsiniz.Tabi bu anlayış insanlık yararına yapılan her işte insanın kendi beynini kullanma iradesine ve varlıkların en üstünü haline kendi yaşam çabası ve kavgasıyla gelmiş olması onuruna gölge düşüremez.Siz Ra ile Allah'ın da aslında aynı varlık olduğunu iddia ederseniz şaşırmamak gerekir. Aklıma gelmişken,3 büyük dine inananların kuşkusuz hepsi Musa'nın Kızıldeniz'i ortadan yardığına inanırlar.Belki de peygamberlerin elinde böylesine akıl alır mucizeler olunca bilim pek bir umursanmaz konuma düşmüş de olabilir. Mesela akıl rehberliğinde,bilimsel düşünen biri,Sina Dağı'nda Musa'nın Tanrısı'nın 10 emri vahiyle değil de taştan tabletler halinde vermesine,yani Tanrı'nın o günün teknolojisine uygun hareket etmesine güzel bir fıkra gözüyle bakabilir.Oysa milyarlarca insanın bunlara inanıyor olması Tanrı'nın başlı başına bir mucizesidir.Öyle değil mi? Alıntı
Φ günışığı Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2008 çok mutlu bir ifade olacak ! yanmaktan dolayı etlerimiz kaybolacak ve ortaya hiç durmadan sırıtan bir kuru kafa çıkacak ! sizde cennete gideceğinize çok emin görünüyorsunuz, öyleyse, inanılmaz bir vahşet içinde yanan milyarlarca insanı görüp Allah'ın ne denli merhamet ve ilim sahibi olduğunu, kendi yarattığı ve yönettiği varlıkları ne denli işkencelere maruz bıraktığını görünce, bende sizin yüz ifadenizi merak edeceğim ! saygılar cevaba bayıldım...süper bir zeka..kutlarım. herkes gibi bende düşünürüm bu konuyu Allah var mı yok mu? cennet cehennem var mı? yok mu?..ne kadar bilimsel yaklaşılırsa yaklaşılsın, hani mantığıma ters gelen bir sürü nokta var.Büyük bir güç var evet..yaradılanlar insanlar ,börtü böcekler çok olağanüstü...profosyonel bir programcı var evet (bu programcının insanları yarattıktan sonra çok pişman olduğundan da eminim ) ölümden sonrası için bazen şöyle düşünürüm ; doğmadan önce nasılki nereden geldiğimizi bilmiyorsak, ölümden sonra da sanırım aynı şey olacak, yani bir hiç..cennetlik ne kadar insan vardır ki? hiç hata yapmamış olağanüstü..ne deriz hep "hatasız kul olmaz "..ne kadar iyi olursan ol herkesin bir negatif yanı vardır..biz cenneti de cehennemi de sürekli yaşamıyormuyuz zaten?görmediğimiz ne kaldıki? bu kadar kafayı takmayın ya.. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2008 hahaha masanın üstüne yattım valla gülmekten süpersiniz cevaba bayıldım...süper bir zeka..kutlarım. saygılar ölümden sonrası için bazen şöyle düşünürüm ; doğmadan önce nasılki nereden geldiğimizi bilmiyorsak, ölümden sonra da sanırım aynı şey olacak, yani bir hiç, bende öyle sanıyorum, ki ölenler buna bir delildir aslında ! saygılar Alıntı
Φ günışığı Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2008 Saygı bizden , teşekkür ediyorum. Alıntı
Φ akadir Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2008 SAYGIYA DEĞER MÜSLÜMAN KARDEŞLERİM; bu güne kadar gösterdiğiniz özel ilgiden dininizi bu şekilde ifade etmekten bi kardeşiniz olarak onur duydum.Lakin bir konuda varki oda tartışmak. bir hadisi şerifimizi hatırlarsak;(Allahü teâlânın en çok buğzettiği kul, tartışmada ileri gidendir) hadisi şerifini unutmayalaım kardeşlerim bu güne kadar yaptığınız iyi niyetli çalışmalarınız şu ana kadar göreceksinizki kimseyi tatmin etmiş değil birde ayetimizi hatırlayalım; . . . yakında adaleti yağmurun yağması gibi savuracağız allah hidayete tabi olanlardan eylesin. değere değer kardeşlerim yazıma ilgi göstereceğinizi umarak allahtan cümlemize rahmet namaz niyaz dilerim. saltanat kardeşime katılıyorum inansaydılar bu güne kadar yaklaşık 1 yıl geçmiş inanan inanırdı allah kalblerini karartmışsa biz bişey yapamayız... Alıntı
Φ arjwen Gönderi tarihi: 22 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 22 Nisan , 2008 haksöz ithafen allah bizleri sizin gibilerle deniyor nedenmi sana yine kendinden örnekleyerek ve bilmiyorum yazarken farkındamıydın? kendini ele verdiğin yazınlan cevap vericem Şimdi bu tanrı denen yaratıcı peygamberlerıne inanmayan insanlara bir sürü mucıze gosterıyor ve insanlar akın akın peygamberlerın yoluna gırmeye baslıyor.Hersey mukemmel.Fakat nedense peygamber oldukten sonra bozguncu bır kavım gelerek dini yokedıyor. Tanrı yine bır insan seçip ona yenı bır kitap verıyor bozguncuları helak edıyor.Herkez yıne dogru yolu bulup allahın ıstedıklerını yapıyor.Hemde bu sefer daha saglam sekılde cunku oncekı kavımlerın sapkınlastıktan sonra nasıl helak edildiği bu yenı dınde anlatıyor ve ınsanlarda bılıyor zaten bır kavım nasıl yokoldu. Fakat bu insanlar nasıl maldır ben cozemedım bu peygamber oldukten sonra yıne sapkınlasıp puta okuze inege tapıyolar.**** bunlar ne ******.Apacık mucızelr gormelerıne ragmen tanrı apacık kıtap ındırmesıne ragmen hangı cesaretle bu kıtabı değiştırıyolar. işte senin gibi gözü var ama göremeyen kullar için herdefasında mucizeler len peygamberler göndererek kullarının bu gün gibi aydınlık gerçeği artık gör kulum yeter bu halin de bana dön demeleri için bak aradan 1400 yıl geçmiş olmasına rağmen demekki aramızda hala sizin gibi gözü olup göremeyen kullar olduğundan dır ki biz hala allah varmıdır yokmudur diye tartışıp duruyoruz gerçeği şüpe ile arayıp bulacağına yine gün gibi açık ve net olan ıspatlara bi bak etrafına kendine bi bak yada ve deki ben kendi kendimimi var ettim e madem ben kendimi var ettiysem neden varlık ve bolluk içinde biri olmadım ? diye bi sorarsan ozaman şu cevabı istesen de istemesen de kendine vermiş olucaksın ben kendimi var etmedimki kaderimi kendim belirleyeyim düşünen insanlar için Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.