Misafir şevval Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2005 BEN SENİ SEVDİM Mİ? Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne Tuttum, ta içime oturttum seni Aldım, okşadım saçlarını, öptüm İçtim yudum yudum güzelliğini Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette Bendeydi özlemlerin en korkuncu Çıldırırdım sen ne kadar uzaksan, Aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu Ben seni sevdim mi? Sevdim doğrusu Sevdikçe tamamlandım, bütünlendim Biri vardı ağlayan gecelerce Biri vardı sana tutkun; o bendim Ben seni sevdim mi? Sevdim en büyük En solmayan güller açtı içimde Ömrümü değerli kılan bir şeydin Sen benim bozbulanık gençliğimde Ben seni sevdim mi? Sevdim, öyle ya Bir çizgiye vardım seninle beraber Ve bir gün orada yitirdim seni Ben seni sevdim mi? Sevdim, ya sen beni ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN Alıntı
Φ askmiracle- Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2005 bunun üzerine birşey yazamam ki ben...çok güzeel çoooookkk.... Alıntı
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2005 GALİBA BEN BİŞİ YAZABİLİRİM BUNUN ÜSTÜNE İMKANSIZ ŞEYLER İmkansız olan şeyler vardır bilirsin Yaşlanmamak gibi, ölmemek gibi Ve seni sevmemek cigan gözlüm Mümkün değil ki Çıkarıp atamam içimden Neyleyim yer etmişin bir kere Ne zaman elime bir kağıt alsam Siner güzelliğin kelimelere Yumsam gözlerimi seni seyrederim Devamlı bir musiki kulaklarımda sesin Mevsimler seninle başlar, seninle biter Yıl oniki ay benimlesin Ne zaman bir gemi görsem limanda Alıp başımı seninle gitmek isterim Umurumda değil bu oyunlar, bu düzenler Anlasana; seni arıyor ellerim İmkansız düşünmemek gecelerce seni Ve sevmemek ömür boyunca, bir gün değil *Başka çaremiz yok, beni unut* demiştin Mümkün değil cigan gözlüm, mümkün değil ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN Alıntı
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2005 BEN SENİN EN ÇOK Ben senin en çok sesini sevdim Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi Önce aşka çağıran,sonra dinlendiren Bana her zaman dost, her zaman sevgili Ben senin en çok ellerini sevdim Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak Nice güzellikler gördüm yeryüzünde En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak Ben senin en çok gözlerini sevdim Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil Ben senin en çok gülüşünü sevdim Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran Unutturur bana birden acıları, güçlükleri Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman Ben senin en çok davranışlarını sevdim Güçsüze merhametini, zalime direnişini Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim Tüm çocuklara kanat geren anneliğini Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini Ben senin en çok bana yansımanı sevdim Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni... ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN Alıntı
Φ nefertitii Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2005 BEN SENİ SEVDİM Mİ? Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne Tuttum, ta içime oturttum seni Aldım, okşadım saçlarını, öptüm İçtim yudum yudum güzelliğini Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette Bendeydi özlemlerin en korkuncu Çıldırırdım sen ne kadar uzaksan, Aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu Ben seni sevdim mi? Sevdim doğrusu Sevdikçe tamamlandım, bütünlendim Biri vardı ağlayan gecelerce Biri vardı sana tutkun; o bendim Ben seni sevdim mi? Sevdim en büyük En solmayan güller açtı içimde Ömrümü değerli kılan bir şeydin Sen benim bozbulanık gençliğimde Ben seni sevdim mi? Sevdim, öyle ya Bir çizgiye vardım seninle beraber Ve bir gün orada yitirdim seni Ben seni sevdim mi? Sevdim, ya sen beni ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN vay be çoooook güzel Alıntı
Misafir birce Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2005 Ümit Yaşar Oğuzcan'ın Hayatı (1926 - 1984) 22 Ağustos 1926 tarihinde Tarsus’ta doğdu. Eskişehir Ticaret Lisesi’nden mezun oldu. Otuz yıla yakın bankacılık sektöründe çalıştı. İstanbul’da kendi adını taşıyan sanat galerisi kurdu. Şiire 1940’da Yedigün şairleri arasında başlayan şairin toplam 50 eser yayınladı. Şiir plakları, şarkı sözleri ve yergileriyle tanınan Oğuzcan, günümüzün en popüler şairlerindendir. Genellikle Faruk Nafiz Çamlıbel duyarlılığında ve aşk, ayrılık, özlem temaları ekseninde çoğalttığı şiirini, 1973’te büyük oğlu Vedat’ın ölmesi üzerine, hayatın boşluğu, ölüm ve acı gibi derinliklere, öz ve biçim yoğunlaştırmalarına yöneltti. Şairlik başarısını, daha etkili, aruzla yazdığı rubailerinde gösterdi. 4 Kasım 1984 tarihinde öldü. Beyaz Güvercin süzülüp mavi göklerden yere doğru omzuma bir beyaz güvercin kondu aldım elime usul usul okşadım sevdim gençliğimi yeniden yaşadım bembeyazdı tüyleri öyle parlaktı, açsam ellerimi birden uçacaktı eğildim kulağına dur gitme dedim, hareli gözlerinden öpmek istedim duydum, avuçlarımda sıcaklığını duydum benden yıllarca uzaklığını çırpınan kalbini dinledim bir süre ve uçmak istedim onunla göklere ak güvercinin iri gözleri vardı, güzelliğinden fışkıran bir pınardı soğuk sularından içtim serinledim, çağlayan bir nehrin sesini dinledim belki buydu sevmek, hayat belki buydu, ışıl ışıldım, gözlerim dopdoluydu bir nağme yükseldi sevinçten ve hazdan, bir nağme yükseldi güzelden,beyazdan uzattı sevgiyle pembe gagasını birden öğrendim hayatın manasını kaderde sevgiyi sende bulmak varmış seninle bir çift güvercin olmak varmış ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN Acilar Denizi Ben acilar denizinde bogulmusum Isitmem vapur düdüklerini, marti çigliklarini Dalgalar hergün bir baska kiyiya atar beni Duyarim yosunlarin benim için agladiklarini Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime Gör, içindeki o kanli cam kiriklarini Bu ne karanlik, bu ne zindan gece böyle Bütün gemiler söndürmüs isiklarini Ben acilar denizi olmusum, yaklasma Sularim tuzlu, sularim zehir zemberek Baksana; herkes içime dökmüs artiklarini Bu karanlik bitse artik, bir ay dogsa Bir deli rüzgar çiksa; alip götürse Yillarin içimde biraktiklarini... Ümit Yasar Oguzcan DOSTLAR SENİ UNUTUR MU? Doldurulmaz yerin senin Dostlar seni unutur mu? Hiç sönmezdi nurun senin Dostlar seni unutur mu? Tertemiz bir özün vardı Apaydınlık yüzün vardı Söylenecek sözün vardı Dostlar seni unutur mu? Her gerçeği gören sendin Aşk sırrına eren sendin Gönüllere giren sendin Dostlar seni unutur mu? Çektin, yazdın ve söyledin Verdin, almak istemedin Sadık yarim toprak dedin Dostlar seni unutur mu? Hiç kimseyi incitmedin Kalp kırmadın, kin gütmedin Dostlarını unutmadın Dostlar senu unutur mu? Şiirde sağlam temeldin İnsanlıkta en güzeldin Biz bir Ümit, sen Veysel'din Dostlar seni unutur mu? Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2005 BEŞİNCİ MEKTUP Ayrılık diye bir şey yok. Bu bizim yalanımız. Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var. Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun? Güneş çoktan doğdu. Uyanmış olmalısın. Saçlarını tararken beni hatırladın değil mi..? Öyleyse ayrılmadık. Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz. Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum. Önce beklemekten. Ömür boyunca ya bekliyor, ya bekletiyor insan. Ikiside kötü, ikiside hazin tarafı yaşantımızın. Bir çocuğun önce doğmasını bekliyorlar, sonra yürümesini, konuşmasını, büyümesini. Zaman ilerliyor, bu defa para kazanmasını, kanunlara saygı göstermesini, insanları sevmesini, aldanmasını, aldatmasını bekliyorlar. Ve sonra ölümü bekleniyor insanoğlunun.. Ya o? Ya o? İnsanlardan dostluk bekliyor. Sevgilisinden sadakat, çocuklarından saygı ve bir parça huzur bekliyor, saadet bekliyor yaşamaktan. Zaman ilerliyor ve bir gün o da ölümü bekliyor artık. Aradıklarının çoğunu bulamamış, beklediklerinin çoğu gelmemiş bir insan olarak göçüp gidiyor bu dünyadan. İşte yaşamak maceramız bu.. Yasarken beklemeyi beklerken yaşamak ve yaşayıp beklerken ölmek. Özleme bir diyeceğim yok. O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası. O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı. O tek güzel yönü bekleyişlerimizin.. İnsanlığımız özleyişlerimizle alımlı, yaşantımız özlemlerle güzel. Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem. Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz. Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam; seni özlediğim içindir. Beklemenin korkunç zehiri öldürmüyorsa beni; seni özlediğim içindir. Yasıyorsam; içimde umut varsa, yine seni özlediğim içindir. Seni bunca özlemesem, bunca sevmezdim ki ! ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2005 Karada bir şey gördüm rüyalarımda gördüklerime benzer. Yaklaştım, içimde hem korku hem heyecan. Yaklaştıkça kafamda bir boşluk ama yüreğimde bir kıpırtı.ne oluyor bana ? ilk denize çıktığımda yaşadığım sarhoşluğa benzeyen bir hal. Gülüşü, yürüyüşü , sesi beni çekiyor. Girdapta dümenimi kaybetmiş gibiyim. Ne geleceğin kaygısı ne geçmişin acıları sadece o an , o gülüş , o bakış… offf şevvalim keder bastı ( Alıntı
Φ sebla Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2005 şimdi söyle bana bütün çirkinliğimi yalanlarımı kötülüklerimi yüzüme vur artık utandır beni yaşadığıma çeresizliği suratıma bir tokat gibi indir yanağımda beş parmağının izi kalmalı sonra geç karşıma olanları unutalım iki eski dost gibi herşeye yeniden başlayalım yeniden yaşayalım geçmiş gelecek bütün yılları bütün kederleri ve sevinçleri paylaşalım sana sevinç düşsün, bana keder benim ellerimde kanlı diken yaraları senin ellerinde kanlı güller ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2005 Karada bir şey gördüm rüyalarımda gördüklerime benzer. Yaklaştım, içimde hem korku hem heyecan. Yaklaştıkça kafamda bir boşluk ama yüreğimde bir kıpırtı.ne oluyor bana ? ilk denize çıktığımda yaşadığım sarhoşluğa benzeyen bir hal. Gülüşü, yürüyüşü , sesi beni çekiyor. Girdapta dümenimi kaybetmiş gibiyim. Ne geleceğin kaygısı ne geçmişin acıları sadece o an , o gülüş , o bakış… offf şevvalim keder bastı ( Pandoram keder de var yasamda dimi ama genede hayat güzeldir sevgiler Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2005 Ağıt Her şey güzeldi bir zaman, çok önce Şehirler, insanlar, güneş deniz Mutluluğumu görebilirdiniz Çökmeseydi içime bu son gece Her şey bir anda bitmeseydi, yazık Olmasaydı gençliğime aptalca Belki de o yerlere varırdık O uzak dağlara ulu: koskoca Orada her şey değişirdi belki Açardı umutlarımız bakarsın Ateş rengi, kan rengi güller gibi Toprağında kimbilir hangi aşkın Oysa şimdi nerdeyiz, neyiz bak Her umut belirtisinden uzağız O sevilmiş gözlerde saf ve berrak Bir ayna bile yok bakacağımız Her şey kurşuni bir renk almış, soğuk Bozkırlardır uzayan önümüzde Kime baksan o yüz: veremli, soluk Tek mavi kalmamış gökyüzümüzde Her yerde bitmişliği güzelliğin Kum kamyonları putreller betonlar Sonra ta beşikten mezara değin Sıfırlar, yüzler, binler ve milyonlar Hadi öl bakalım ölebilirsen Zincirlerle bağlıyken yaşamaya Omuzla yükünü, hadi yalnız sen İsterse gücün olmasın taşımaya Yenik düşmüşüz işte gerçek ortada Çökmüş boynumuza zulmün elleri Bir tutsak, bir dolap beygiri ya da Bir mahkum gibiyiz kaç yıldan beri Yargıç hükmünü çoktan vermiş oku Boynundaki yaşamak fermanını Yaşamak sonra ölmek; iki korku Geri getirmezken bir anını Terkedilmiş şehirleri bilirsin Bilirsin gömülmüş uygarlıkları Ve düşün ki; patlaması bilincin Yırtmaya yetmiyor karanlıkları Öyleyse çek sapla göğe bıçağını De ki; benim işim tanrılıktan güç Benim hem yüksek, hem en aşağı İşte ellerimde sonsuzluk ve hiç De ki; Ömür verdin; en büyük yalan De ki; Beden verdin; içi boş ve kof İşte! Yüce eserin, işte insan Ve yırt göğsünü, bağır: Of Tanrım of. Ümit Yaşar Oğuzcan | Ayrılık Günü Ben nice ayrılıklar gördüm ömrümce Kuşlar gördüm; kırılmış kolu, kanadı Ayrı düşmüş sevdiğinden kuşlar gördüm Hiç bir ayrılık bana bu kadar komadı Ayrılığın bir ağrıdır vurur şakaklarımda Ve büyür gözlerimde bir okyanus kadar Derinden ses verir içimde bir tel Sonra, birdenbire kırılır, kopar Yeryüzü çekilir altından ayaklarımın Geçer başıma çöken bir tavan gibi gökyüzü Durmadan çalınır kulaklarımda Şarkıların en hüzünlüsü Seni alıp uzaklara giden otobüs Benim üzerimden geçer hışımla Devrilir, bakakalırım ardından Bir sel gibi akan gözyaşımda... Artık ne yapsam boş, teselliler faydasız Karanlık gitgide en derinlere çeker beni Çaresiz, bütün sokaklarında bu şehrin Böyle perişan beklerim dönmeni Dolaşır birbirine yorgun ayaklarım Ellerimi koyacak bir yer bulamam Nereye gitsem, en koyusu acıların Ne yana baksam, çıldırtan bir akşam İstemem ben bu ömrü, bu talihi istemem Böyle durup durup senden ayrılmak varsa Orada bir mezar kazılır benim için Ayrılığın nerede başlarsa. Ümit Yaşar Oğuzcan Her Sabah Seninle Başlar Önce gözlerin girer odamdan içeri Sonra ellerin, saçların dudakların Bir bir hatırlarım Her sabah senin olan ne varsa Yüzüm aydınlanır Şarkılar söylemek gelir içimden Yakında bir kuş öter Uzaklarda bir tren sesi Sonra kornalar, çocuk ağlamaları Vapur düdükleri Sesler bir uğultu halinde yükselir büyük şehirlerden Ve alışılmış bir yaşamaktır çöker omuzlarıma Sarar benliğimi birden Büyük, devamlı dalgalar halinde duygularım Her sabah seninle başlar Ve ben her sabah Ta içimde bir ağrı gibi yokluğunu duyarım Her sabah Rezil insanlar bekler her köşebaşında beni Yüzleri, yürekleri kadar kirlidir Biri gider, biri gelir Biri gider, biri gelir Yakamda duygusuz ********* elleri Ve soğuk gözbebekleri gözlerimde O alışılmış yaşamak ki her sabah İğreti bir elbise gibi durur üzerimde Bir isyandır sarar içimi Her şeyi üzerimden çıkarıp atasım gelir Fakat insanlar, insanlar bırakmaz beni Biri gider, biri gelir Hep aynı ses, aynı şarkı Aynı sağır gökyüzü Dilsiz bir deniz Kör bir düzen Hep aynı kör döğüşü Yalancı yüzler, aptalca bakışlar O iki yüzlü selamlar Hep aynı tempoda geçen manasız bir gün Hep o değişmeyen puslu ikindi üstleri Ve hep aynı yorgun, zoraki akşamlar Ya o geceler satılmış, utanç dolu Büyük avizelerin aydınlattığı sefil yüzlerimiz Renkli kumaşlar, altın kol düğmeleri Kristal kadehlerde kral içkiler O hesaplı dostluklar Satın alınmış sevgiler Ben alışılmış şeyleri sevmem, bilirsin Yaşamaksa dilediğim gibi yaşamalıyım Sevmekse gönlümce sevmeliyim Kendi ellerimle yazmalıyım alın yazımı Ölmekse istediğim anda ölmeliyim ve yaşıyorsam Her şey bambaşka olmalı seninle Alışılmış şeylerden öte Yalanlardan, düzenlerden uzak Yeter, yeter artık Dönmesin o eski plak Her şey gölümüzce olsun Bulsun Dilediği zaman ellerim ellerini Paylaşalım seninle bütün geceleri Sabahları, akşam üzerlerini Görülmemişi görelim, tadılmamışı tadalım Şarkılar söyleyelim kimsenin bilmediği Yüzüm her zaman aydınlık olsun aydınlığında Her zaman sevgiyle gülsün gözlerimin içi Yeter artık, yeter Kırılsın o çemberler Sarsın her yanımızı bir yaşama sevinci Ayrılıklar, kederler, gözyaşları bitsin Bütün bir ömür boyunca Seninle başlayan sabahlarım Seninle sürüp gitsin. Ümit Yaşar Oğuzcan | Alıntı
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2005 TESBİH Sen giderken gözlerim dopdoluydu Ve yağan yağmurla caddeler ıslak Yokluğundan bir rüzgar esti hazin Teselliler döküldü yaprak yaprak Gökyüzünde bir bir söndü yıldızlar Bir karanlık geldi gittiğin yerden Ümitlerim vardı tesbih misali Sen giderken dağılıverdiler birden ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2005 Aşk başlamadan güzel, Kalplerde heyecan Bakışlarda korku olduğu zaman güzel... Birbirimize sezdirmemek için çırpınış, Başkaları görmesin diye çabalayış, Gözlerim gözlerinin mavisine değdiği zaman... Aşk başlamadan güzel.... ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN Kolay Gelsin Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2005 Bekleyenler İçin Bir ayak sesi duymayayım Kapıya koşuyorum Gelen sen misin diye Bir siyah saç görmeyeyim Yüreğim burkuluyor Ağlamaklı oluyorum Her şey bana seni hatırlatıyor Gökyüzüne baksam Gözlerinin binlercesini görürüm Bir rüzgar değse yüzüme Ellerini düşünmeden edemem Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer Tadı senden gelir Yediğim yemişlerin İçtiğim içkilerin Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı Bu emsalsiz hüzün Seni beklediğim içindir Resmine bakamaz oldum Uykulardan korkuyorum artık Utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan Şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor Şu ayna karşısında güzelliğini seyretmeni Şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada Ve şu saat geldiğin anda Durabilir sevincinden Zaman çıldırabilir Çünkü benim dünyamda Ölümsüzlük, seni sevmek demektir. Bir çocuk doğmayı bekler Bir ağır hasta ölmeyi Bitkiler yağmur ve güneşi bekler Yalnız bir kadın sevilmeyi Ve düşün ki bir adam İçinde bütün bekleyenlerin korkusu ve ümidi Seni bekler Asılmayı bekleyen bir idam mahkumu gibi Sen gelinceye kadar Pencerem kapalı duracak Rüzgar gelmesin diye Artık perdeleri açmayacağım Gün ışığı girmesin diye Sonra kahrolacağım Bu karanlıkta, bu derin yalnızlıkta Ve günlerce gecelerce haykıracağım Nerdesin diye, Nerdesin? Bir gün bu kapıdan sen gireceksin Biliyorum Ergeç bu bekleyişin bir sonu gelecek Yıllarca sonra Öldüğüm gün bile gelsen Bütün bu bekleyişimi ve öldüğümü unutup Çocuklar gibi sevineceğim Kalkıp sarılacağım ellerine Uzun uzun ağlıyacağım. ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2005 UNUTAMIYORUM Unut demek kolay gel bana sor bir de Unutamiyorum iste unutamiyorum Bir sey var suramda beni kahreden Suramda tam yuregimin ustunde Cakili duran bir sey var Elimde degil sokup atamiyorum Dalip dalip gidiyor gozlerim derinlere Kimi gorsem biraz sana benziyor Seni hatirlatiyor su bulut su gokyuzu Su kayalari doven deniz Su huzunlu melodi su napoliten sarki Bir zamanlar beraber dinledigimiz Boyuna seni dusunuyorum durmadan usanmadan Simdi diyorum o ne yapiyor acaba O guzelim gozleri kime bakiyor O canim elleri nerde Oysa gunler o gunler degil Aksamlar o aksamlar degil Ve kalan simdi sadece ozlemin gecelerde Durup durup seni buyutuyorum icimde Seninle acilar buyutuyorum Yeni yeni kederler buyutuyorum dayanilmaz Kirli sular yuruyor iliklerime Bir zehir karisiyor kanima anliyor musun Bir daha gorsem seni diyorum bir daha gorsem Bir gun olsun bir dakika olsun Unut demek kolay, gel bana sor bir de Hatirladikca gozyaslarimi tutamiyorum Dilimin ucunda sen Basimin icinde sen Kader misin, ecel misin nesin sen Unutamiyorum iste unutamiyorum... UMIT YASAR Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 14 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 14 Kasım , 2005 ü.yaşar oğuzcan şiirlerini okurken yaşarım adeta türk edebiyatının en değerli şairlerindendir Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 16 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 16 Kasım , 2005 unutma ki sen uykusuzluk nedir bilir misin tırnaklarınla yastığını parçaladın mı gözlerini tavana dikip düşündüğün oldu mu bütün gece ve bütün bir gün belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç gelmeyince seni aramayınca ölesiye ağladın mı sonra çekilip en koyusuna yalnızlıkların ona ait ne varsa bir bir hatırladın mı sen günden güne erimeyi bilir misin dev bir ağacın vakarı içinde ölmeyi bir teselli aramayı ıssız parklarda, tenha sokaklarda ve bütün bir şehir uyurken uzaklarda deli divane yollara düşüp yaşlanmış bir köpek gibi eskimiş bir gömlek gibi atılmışlığını hissettiğin oldu mu sevmekten günler geceler boyunca yürümekten elin ayağın yoruldu mu sen yalnızlığın acısını bilir misin unutulmak bir hançer gibi saplandı mı sırtına içinde kıskançlığın zehirli çiçekleri açtı mı bütün gururunu çiğneyip sevdiğinin geçtiği yollarda bastığı toprakları eğilip öptün mü sen çaresizlik nedir bilir misin sen yokluk nedir gördün mü yanan başını duvarlara vurup parçalamak geldi mi içinden sen her gün bin defa öldün mü böyleyim diye ayıplama beni bir gün kendimi sonsuzluğun koynuna bırakırsam yaralı ve yenik bir asker gibi darılma unutma ki her seven isimsiz bir kahramandır unutma ki insan; sevebildiği kadar insandır. Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2005 Gerçekten Sevmek O durmadan kaçıyor; sen ardından gitmiyorsan; o günün her saatinde saklanıyor, sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan; o sana acıların en büyüğünü tattırıyor sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan; boşuna aldatma kendini, onu sevmiyorsun demektir. Elindeki içki kadehinde, dudağındaki sigarada , okuduğun kitapta, mırıldandığın şarkıda, söylediğin şiirde, gördüğün rüyada ve yaşaman için ciğerlerine doldurduğun havada o yoksa; Onun vazgeçilmezliğini anlamamışsan; onu sevmiyorsun demektir. Renkler onunla değerlenmiyorsa, örneğin onsuz kırmızı kırmızılığının, mavi maviliğinin farkında değilse, beyaz yalnız o giydiği zaman güzelliğini haykırmıyorsa, sabahları onu görünceye kadar güneş doğmuyorsa ve onsuz gökyüzü geceleri aya, yıldızlara hasret değilse onu sevmiyorsun demektir. Sokakta gördüğün her yüzde ondan birşeyler aramıyorsan, güzel bir manzara, hüzünlü bir musiki onu hatırlatmıyorsa uykudan uyandığın zaman yaşamakta olduğundan önce onu hatırlamıyorsan, omuzlarına dökülmüş saçları, bir sis perdesinin ardında her zaman gülen, ışık saçan gözleri aklına gelmiyorsa, durup durup avuçlarının sıcaklığını özlemiyorsan; Onu sevmiyorsun demektir. Dünyada yaşayan öteki insanların senin için hala bir değeri varsa, ona karşı tutumunu toplumun köhne ve manasız kurallarına göre ayarlıyorsan ve açık açık sanki var olduğunu haykırırcasına sevgini söylemiyorsan; Onu sevmiyorsun demektir. Yok o senin için herşeyden değerliyse, gözünü yumduğun anda onu görebiliyorsan, o bütün şarkılarda, bütün şiirlerde, bütün resimlerde ise, ona muhtaç olduğunu söylemekten utanmıyorsan, senin içten ve büyük sevgine karşılık vermeyeceğinden korkmuyorsan, bütün bencil duygularından sıyrılabilmişsen onun için herşeyi, ama herşeyi yapacak gücü kendinde buluyorsan, her hali sana ayrı ayrı güzel geliyorsa, karşısında kendini bir çocuk gibi hissediyorsan, istediği anda onun için ölebileceksen, onun için yaşıyorsan ve yine onun için bildiğin bilmediğin bütün düşmanlıklara karşı koyabileceksen, o her geçen dakika sende biraz daha büyüyorsa ve kendi kendine bile çok sevdiğini bütün samimiyetinle, inanmışlığınla itiraf edebiliyorsan, bir gün o seni hiç, ama hiç sevmediğini söylese bile , senin sevginde azalma olmayacaksa ve ölünceye kadar onu aşkların en ölümsüzü ile sevebileceksen; işte o zaman onu seviyorsun demektir. O sana sevmeyi, gerçek aşkı öğretti. Sen onu hep sevecek ve sevilmenin mutluluğunu tattıracaksın. O, hiç sen olmasan bile, seni bir parça sevmese bile.... . Ümit Yaşar Oğuzcan Mektup - Iı Biliyor musun Senden ayrılalı sakal bıraktım Zamanının akışına koyuverdim kendimi Gömleklerim kolalı degil artık Pantolonum ütülü degil Ayakkabım boyalı degil Öylesime degiştim ki Görsen tanıyamazsın Sabahları gün dogarken kalkıyorum İlk işim bir sigara yakmak oluyor Ve bir süre denizin hışırtışını dinliyorum Sonra, apansız sen geliyorsun aklıma Gözlerin, dudakların, ellerin geliyor Şimdi nerdesin kimbilir Yatagında uyuyor olmalısın Artık beni görme ruyalarında Korkarsın. Mevsim sonbahar malum ya Sende de kör olası şairlik var Boyuna hüzünlü şeyler düşünüyorum Agaçların yaprakları dökülmege başladı Keskin poyrazlar esiyor kuzeyden Kuşlar durmadan göç ediyor Ara sıra düşenler oluyor yorgun ya da yaralı Tutup okşuyorum tüylerini, gagalarından öpüyorum Ve diyorum ki Sana kavuşmak için bir göçmen kuş olmalı İşte böyle Günler, haftalar geçip gidiveriyor Saçım, sakalım birbirine karıştı Yine de her geçen gün Kendime biraz daha alışıyorum Ve biliyor musun Unutamayacagımı bile bile Seni unutmaya çalışıyorum... . Ümit Yaşar Oğuzcan Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2005 Ben Orada Sen Burada Ben orada öldüm en çok orada bilmezsin Orada zaman buruşmuş bir eski resimdi Orada sen yoktun, gözlerin belli belirsiz Koptum oradan, bir kırık heykelim şimdi Bir kolum derin denizlerde tek başına Ayaklarım çöllerde kum tepelerinde gömülü Alıp götürür saçlarımı bir soğuk rüzgâr Ben orada öldüm, en çok orada bir başka türlü Hiç bende değilsin, burada yoksun ki Orada var mısın, ya da ben yok muyum Tek değiliz seninle, bütün olmadık hiç Şimdi nerdeyiz nasılız bilmiyorum Orada akşamlar daha çok serin Ben bu kadar değilim, bu kadar yıkık Sarhoşum, kederliyim, yoksulum, sensizim Orası sisler içinde orası karanlık. Bensiz olduğun yerde değil mi en güzelsin Bensiz olduğun yerde söyle şarkılarını aşkın Bir mermeri al, yont, şekil ver ona benden Bir günah işlercesine sessiz ve dalgın En iyisi sen burada kal, hep burada Ellerinle kal, dudaklarınla, gözlerinle Tut ki bütün renkler senin mavi kırmızı Burada her şey sen nasıl istersen öyle Bir büyük ayna duvarlar çok büyük Orayı düşünme hiç burada soyun Utandır duvarları pencereleri, kapıları İki yalnızız şimdi anlıyor musun Var sandığın sen sen değilsin bir başkası Benim anlasana benim o yok dediğin Sabahları bir serin havayım içine dolan Benim akşamları pencerende beklediğin Hiçbir şey bilmiyorum, sen anlıyorsun Senin bilmediklerini anladığım gibi Güzel, parmaklarının değdiği bir şey Sensizlikler içinde seninle olmak iyi Orada bulutlar yağıyor paramparça Orada ağlayan dağlardır göğe en yakın Orada sen yoksun, orada bir şey yok Orada kan ve ölüm, orada yangın Ümit Yaşar Oğuzcan Alıntı
Φ jhonywalker Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2005 Aşk Okudum - Aşk Dokudum Ben bu gönül tezgahinda Ask dokudum, ask okudum Erenlerin dergahinda Ask okudum, ask dokudum Her güçlügü bile bile Göznuruyla, sabir ile Yumak, yumak, çile çile Ask dokudum, ask okudum Bir ömür yana yakila Yazdigim sigmaz akla Acimadim kirkdört yila .......... .......... Ümit Yaşar Oğuzcan Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2005 Andıkça Ne zaman seni düşünsem içim ürperir Seninle geçen her saat, her gün gelir aklıma Bir akşam vakti gelir bir deniz kıyısı gelir O eşsiz hatıralar bütün gelir aklıma Ne yapsam unutamam yaşadığımızı Sevgindi sevgilerin en yalansızı Şimdi nemde bir gül görsem kırmızı Dudaklarımı uzun uzun öptüğün gelir aklıma Bir çıban büyürcesine ortasında gecenin Dolar yüreğime hüznü seni sevmenin Dünyada ne benim yerim var artık ne senin Ağlarım başucunda ölümün gelir aklıma. Ümit Yaşar OĞUZCAN Alıntı
Φ CILGIN Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2005 Dalgalar nasil taslara carpipözür dilemiyorsa, nasil günes batarken ve dogarken dogadan izin almiyorsa bende seni senden izinsiz SEVIYORUM ve ÖZÜR DILEMIYORUM... Ismini günese yazdim her safakta dogsun diye yüregini yüregime yazdim canin yandigi zaman benimde yansin diye adini CANIM koydum sen ölünce bende öleyim diye! Kimi zaman uzaklarda duran sevginin kimi zaman gece uykularin adidir hasret sen yildizlarin getirdigi özlem degil ölümün bile silemeyecegi bir tutkusun... Sen cölde yagan yagmur kadar degerli dalinda acmis cicek kadar güzel kaybedilmeyecek kadar vazgecilmez kaybedilince bulunmayacak kadar ÖZELSIN bende... Gökyüzü yerle birlesip gözyaslarim yagmur oldugunda esen bir rüzgar bedenimi dondurdugunda kalbimi sicak tutan tek bir sey var o da senin VARLIGINDIR... Unutmayi kumlara yazdim deniz alip götürsün diye Ayriligi bulutlara yazdim yagmur yagsin yok olsun diye Seni kalbime yazdim ne olursa olsun silinmesin diye... Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2005 ALIŞKANLIK Gitgide alışıyorum sana.... Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz... Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin... Yanımda olduğun zamanlar; sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor, alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun... Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan... Alışkanlıklar daima korkutur beni... Düşün ki ben yaşamaya bile alışkın değilim... Kendimi kendime alıştıramadım yıllardır... Fakat şimdi sana alışıyorum... Alıştıkça özlemim artıyor, daha yoğunlaşıyor. Yalnız içimde garip bir korku var. Sana alışmaktan değil seni kendime alıştırmaktan korkuyorum... Bir gün sana şimdi verdiklerimden daha güzelini daha değerlisini verememekten korkuyorum... Bir gün ansızın ölmekten ve seni, bana olan alışkanlığınla yapayalnız bırakmaktan korkuyorum... Oysaki her zaman ve günün her saatinde yanında olmalıyım senin... Bana alışmış olmaktan pişmanlık duyacağın bir dakikan bile olmamalı... Bütün zamanlarını zamanlarımla karıştırıp emsalsiz bir zaman bileşiminde yaşatmalıyım seni... Uykularda bile aynı rüyayı görmeliyiz. Her şeyin ve her zevkin yarısı senin olmalı, yarısı benim... "Bana alış" demeyeceğim... Nasıl olsa alışacaksın bir gün... Şimdi çirkinliğimde güzellikler bulan gözlerin, o zaman en güzeli görecek bende! Alışkanlığınla, sevginle yepyeni bir "ben" yaratacaksın benden! İlk defa sevilmenin ürpertileri içindeyim inan. Sevgimle mukayese edebileceğim tek şeyi beni sevmende buldum... Ömrümde kimse bana sevmenin gerekliliğini öğretmedi. Kimseden sevgisini istemedim, verdiler almadım. Bencildim bir zamanlar, sevmek benim hakkım diyordum. Oysaki şimdi bir zamanlar hiç sevmemiş olduğumu kendi kendime biraz da utanarak itiraf ediyorum. Asıl büyük sevgiyi seni sevmekte buldum ve sevgim senin sevginle değerleniyor, ayrı bir anlam kazanıyor... Sevgin olmasaydı değersiz bir cam parçasıydım. Sevginle bir aynayım şimdi. Bana bakanlar baştanbaşa seni görecekler içimde... Bir zincirin iki halkasıyız seninle anlıyor musun? Aynı kadehte karışmış iki içkiyiz. İki kelimeyiz seninle birbirini tamamlayan. Her yerde iki olduğumuz için bir bütün haline geliyoruz durmadan... Alışkanlığım devamlı sana çekiyor beni... Durup durup dudaklarını öpmek geliyor içimden... Saçlarını okşamak geliyor, ellerini tutmak geliyor... Kokunun tenime sindiğini hissediyorum geceleri... Teninin dudaklarımda eridiğini hissediyorum... Boynunun en güzel yerini benden başkası bilemez artık... Seni kimse benim kadar benimle bir bütün olduğuna inandıramaz.... Gitgide bu alışkanlığın içinde kaybolduğumu hissediyorum... Beni yaşadığım zamanın dışına çıkarıyorsun. Bir gün tarih öncesinde yaşıyoruz , bir gün bulutların üstünde... Uzun süren bir baygınlık sonrasının o anlatılmaz baş dönmesi içindeyim... Bütün merdivenler birbirine eklendiği zaman seninle vardığım yüksekliğe erişemez... Açılmış bütün kuyuların derinliği içimde seni bulduğum yer kadar derin değil... Alışkanlık kozasını ören bir ipekböceği gibi gitgide tamamlıyor bizi. Emsalsiz bir oluşun içinde yuvarlanıyoruz. Korkunç bir yangın başladı yüreklerimizde. Özlem, kıskançlık, arzu ne varsa içimizde hepsi birdenbire tutuştu. Alev almayan bir yerimiz kalmadı. Alevlerimiz muhteşem bir kızıllığın içinde yıldızlara kadar uzanıyor. Hiç bir su, bu ateşi söndüremez artık. Nehirle, denizler boşalsa üstümüze hiç sönmeyeceğimizi biliyorum. Bu yangın biz birer kor haline gelinceye kadar sürecek. Önce bakışlarımız alıştı birbirine, sonra parmak uçlarımız... Bu oluş tamamlandığı anda yeryüzünde bizden güçlüsü olmayacak! En mutlu olduğumuz yerde en güçlü de olacağız seninle... Bu bir sonun değil bir varoluşun başlangıcıdır. Geçmişteki tüm alışkanlıkların bana alışmanı önleyemez artık... Ümit Yaşar OĞUZCAN Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2005 Ya Sensizlik Ölmekse Bir zamanlar sen vardın ya ben böyle yok değildim Düşünürdüm neyi mi? Hep seni odalarda Kimdi bana benziyen baktığım aynalarda Senden başkası mıydı o sessiz beklediğim Bir zamanlar sen vardın ya ben böyle değildim Kim bilir ağlamayı ölüp kendi kabrinde Sensizligi bu türlü benim kadar kim bilir Akşam karanlıgında herkes gider o gelir En sevdigim çiçekler çürümüş ellerinde Kim bilir ağlamayı ölüp kendi kabrinde Ya sensizlik ölmekse her gün bir başka türlü Ya bir şey olmamaksa sen olmak o yerlerde Yaşamak nerde hani yaşamak gücü nerde Bilinmez sensiz kalan yaşıyor mu ölü mü Ya sensizlik ölmekse her gün bir başka türlü. . Ümit Yaşar Oğuzcan Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2006 Birgün Seni Sevdiğimi Anlarsın Uykuların kaçar geceleri Bir türlü sabah olmayı bilmez Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında Ne çarşaf halden anlar, ne yastık Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın Onun unutamadığın hayali Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine Sevmek neymiş bir gün anlarsın Bir gün anlarsın aslında herşeyin boş olduğunu Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin Gün gelirde sesini bir kerecik duymak için Vurursun başını soğuk taş duvarlara Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın Duyarsın Ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın Sevmek neymiş bir gün anlarsın Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin Niçin yaratıldığını Bu ********* dünyaya neden geldiğini Uzun uzun seyredersinde aynalarda güzelliğini Boşuna geçip giden yıllarına yanarsın Dolar gözlerin için burkulur Sevmek neymiş bir gün anlarsın Bir gün anlarsın sevilen dudakların Sevilen gözlerin erişilmezliğini O hiç beklenmeyen saat geldi mi Düşer saçların önüne ama bembeyaz Uzanır gökyüzüne ellerin Ama çaresiz Ama yorgun Ama bitkin Bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın Sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı Sevmek neymiş bir gün anlarsın Bir gün anlarsın hayal kurmayı Beklemeyi Ümit etmeyi Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi Lanet edersin yaşadığına Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın O zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden Bir Gün Seni Sevdiğimi Anlarsın Ümit Yaşar Oğuzcan Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.