editor Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2005 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2005 BAŞBAKANIN AMERİKA ZİYARETİ Amerika’ya gelişimden birkaç yıl sonra, abimden gelen bir mektup başbakanımızın Amerika’da nasıl karşılandığını soruyordu. Başbakanımızın buralara geldiğini ilk kez o zaman duymuştum. Zamanla iletişim çok ilerlemiş, hergün Türk gazetelerini okumamızı sağlayan Internet gelişmişti. Bu sefer Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Amerika’ya geleceğini Internet’ten okuduğum Türk gazetelerinden birkaç hafta önce öğrenmiştim. Başbakanın ziyaretiyle ilgili bol haber beklerken, ne 250.000 tirajlı yerel gazetemizde (Minneapolis StarTribune), ne de Internet’ten hergün okuduğum New York Times’da Tayyip Erdoğan’ın Washington ziyaretiyle ilgili bir haber vardı. İzlediğim televizyon kanallarında da durum aynıydı. Sayılarında büyük artış gören televizyon ve radyo kanallarından birkaçının Erdoğan’la ilgili haberler vereceği garanti idi. Nitekim eşim, Erdoğan’ın basın toplantısının bir bülümünü radyodan dinlediğini söyledi. Eskiye nazaran, ülkemize gösterilen ilgi çok artmış olmasına rağmen, başbakanımızın son ziyaretine gösterilen ilgisizliğin bir anlamı varmıy dı? Bu ülkeyi yönetenler, son aylarda Türkiye’de olup bitenlerden rahatsız olduklarını açıkça belirtmişlerdi. Yaklaşık dört ay önce Amerika’da sağ kanadın İncili olarak bilinen Wall Street Journal gazetesi, Türkiye’yi ağır bir şekilde eleştirmişti. Ondan daha öncede, sağcı William Safire Türkiye’ye göz dağı vermeyi amaçlayan bir köşe yazısı yayınlamıştı. (Yönetime çok yakın olan bu gazete ve bu yazarın, yönetimden habersiz böyle yazmaları olanaksızdır.) Irak savaşı ve sonrasında yüzde 99’u Müslüman Türkiye’yi kullabileceklerini zan ederek yola çıkan sağcı yönetim, son zamanlarda bu düşüncenin saçmalığını anlamış, fakat kabahati kendileirnde bulacaklarına Türkiye’yi suçlamaya başlamışlardır. Zaten ülkesini teokratik bir yöne çekmek isteyen Hiristiyan Bush’un, ülkesini daha “koyu” bir İslam’a boyamak isteyen Erdoğan’la olan ilişkisinin eninde sonunda çatlak vereceği belliydi. Dini politik amaçla kullandığı için Bush’a çok kızan solcu basının, dini aynı şekilde kullanan Erdoğan’a ılımlı bakmasını beklemek olanaksızdır. Dolayısıyla, Erdoğan’ın bu ziyareti Amerika’nın hem sağcı ve hem de solcu kesimi tarafından pek önemsenmemiştir. Tayyip Erdoğan’ın İngiliz başbakanı Tony Blair’den hemen sonra gelmesi belki bir talihsizliktir. Çünkü Amerikan basın ve televizyonu, Blair’in ziyaretine geniş yer vermiş ve Amerika’nın İngiltere ve Türkiye’ye verdiği zıt değerleri açık bir şekilde sergilemiştir. Fakat, benim kanaatımca, Erdoğan’ın Amerika’ya gelişinin zamanlaması o kadar önemli olmayıp, Amerika’nın Türkiye’ye bakışını değiştirecek bir unsur değildir. Son zamanlarda gittikçe “Hiristiyanlaşan” Amerika yönetiminin, Müslüman Tayyip Erdoğan’a soğuk bakmaya başlaması doğaldır ve inanca bağlı bir kutuluplaşmanın gittikçe belirlendiğinin bir işaretidir. Bu kutuplaşmanın dünya için hayırlı olmayacağı da bellidir. Amerika’daki biz Türkler, dini polikaya alet ettiği için Bush’a çok kızgınken, kendi başbakanımızın aynı oyunu oynamasına elbette iyi bir gözle bakamayız. Gönül isterdiki başbakanımız, çocuklarını dini kuralları uygulamak için (sıkma baş) Amerika’ya gönderdiğini söyleyeceğine, Bush’a tuttuğu yolun saçmalığını söylesin. Amerika’daki basın toplantısında dinsel bir kutuplaşmanın felaketini anlatan bir Erdoğan’ın, değil Amerika’da, bütün dünyadaki göreceği ilgiyi tahmin edebilirsiniz Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.