Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Tabanın sesine kulak vermişler (!)....


kgurleyen

Önerilen İletiler

Kapatılan DTP eski Gn.Bşk. Ahmet Türk ve diğer milletvekillerinin bir haftadır her zeminde gümbür gümbür dillendirdikleri ''sine-i millete döneriz...milletvekilliğinden istifa ederiz'' yaygarası...bugün yaptıkları açıklamayla tıss diye sönüverdi...

Gerekçeleri ise kargaları bile güldürecek cinsten;:stuart:

 

''Tabanımız...halkımız istifa etmemizi istemedi...biz de bu sese kulak verdik...''

 

Eğri oturup doğru bile konuşmuyorlar...hangi taban?...hangi halk?...

 

İmralı ve Kandil'den talimat almadan WC ye bile gidemeyenler Kürt kökenli vatandaşlardan ne zaman ''istifa etmeyin'' diye bir baskı görmüşler ve çağrı duymuşlar?...

 

Parti kapatıldığında Diyarbakır'da yaptıkları ''istifa ediyoruz...mecliste bulunmamızın bir anlamı kalmadı...mücadelemizi halkın içinde vereceğiz'' açıklamalarını yaparken onları çılgınca alkışlayanlar,destekleyenler sözünü ettikleri o halk değil mi?...

 

Ne oldu da o yığınlar birdenbire bilinçlendiler de sağduyuyu egemen kıldılar?...

 

Türkiye' de ''halk için siyaset yapmadığını''söyleyen siyasetçi var mı?...maaşallah tümü de ''halk için siyaset yaptığını'' söyler...ama bu kocaman bir yalandan başka birşey değildir...

 

TBMM nin olanaklarından...alışkanlıklarından...dokunulmazlıklarından vaz geçmek kolay değildir...

 

Şimdi BDP ye topluca geçecek olan eski DTP liler halkın değil...APO nun bu kararına...Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk dışında muhakkak ki çok sevinmişlerdir...

 

Aslında bu karara şahsen ben de sevindim...yanan sobaya dokunmanın insanı ''cıss'' diye yaktığını öğrenmişlerdir bir bakıma diye düşünüyorum...

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

DTP yani PKK'nin siyasi kolu,önce bir nabiz denemesi yapti.Baktilar ki istifa etmeleri kimseyi irgalamiyor bu sefer tükürdüklerini yaladilar.Yillardir ülkeyi bölmek icin mücadele vermekteler ve nihayet meclise girebilme olanagini buldular.Kürtleri temsile ediyoruz yalanlari ile PKK'yi tensil ettiklerini,Imralidaki bebek katilinin emrinde olduklarini son aylarda artik yüksek sesle dile getirmeye basladilar.AKP'nin basiretsiz siyasetleri onlari daha da ümitlendirip nihayet amacimiza ulasiyoruz gafletine düstüler.Habur'da iktidarin isbirligi ile gerceklestirilen kahraman terörist söleni halkta galeyan uyandirinca iktidar tirsti.Neye mal olursa olsun Türkiye'yi bölecegiz anlamindaki söylemleri halkin tepkisi ile son buldu.DTP kapatilinca,yeni bir taktik bulmalari gerekiyordu.Önce sine-i millet diye bir balon ucurdular.Yani sine-i pkk demek istemistiler.Bu onlar icin bir rizikoydu cünkü bir daha meclise girememe ihtimali vardi eger istifa ederlerse.Carsiya pirince giderken evdeki bulgurdan olma ihtimali onlari tükürdüklerini yalamaya yöneltti.Yoksa tabanin sesi falan bunlar masaldan öte degildir.Umalim ki bundan sonra adam gibi siyaset yaparak Türkiye'nin bir partisi olmaya calisirlar pkk'nin siyasi örgütü olmak ancak kapanmalarini gerceklestirir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Apoya ve DTP ye teşekkür edeceğimize hala onlarla alay edip, eleştiriyoruz üstüne..

 

Allah Muhammed aşkına 'bizim' derdimiz ne?

 

DTP nin meclisi şovenistlere, betonculara ve cemaatçilere bırakmaması birilerinin zoruna gidiyor heralde...!!

 

Alay filan yok....sadece acıtan gerçekler var...

 

Türkiye'de tüm siyasal partilerin kendilerine yön verecek bir tabanı yok aslında...çünkü 21.yy da bile Türk Milleti hala seçtiklerini ''Yönetecek'' kadar bilinçli değil...

 

Bunu yazdıklarınızdan bile anlamak mümkün...size göre DTP şovenist bir parti değilmiş...

 

Türk Milletinin Kürtler ve Türkler diye ulus bazında ayrışmasını ve iki uluslu bir devlet öngörüsü DTP nin açık politikası değil mi?...Neden kapatıldı bu parti?...

 

Yazdığınız içeriksiz sözcüklerin içini doldurmak durumundasınız...

 

Dünyanın hangi ülkesinde mecliste temsil edilen bir parti ve yönetimi...bir terör örgütünün mapushanede yatan lideri tarafından sevk ve idare edilir....ve buna hangi demokratik bir ülke müsamaha gösterir?...

 

Sizler gibi düşünenlerin; DTP nin sol jargonla sosladığı şoven politikayı kamuflaj etmesinin nedenlerini biliyoruz...

 

Ulus devlete vurulacak her darbede tuzunuz olsun istiyorsunuz...

 

Bu tür politik görüşlere... küresel güce hizmet etmekle görevlendirilmiş ''Türkiye tipi neoliberalizm''diyoruz...

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

25 ARALIK 2009 Sol Haber Portalı'nda yayımlanan Yurdakul Er'in şu yazısına da kulak vermek gerekiyor kanımca;

 

Herhalde istediklerine, en azından ana hatlarıyla, ulaştılar. Tüm isteklerinin

yerine getirilmesi, Anadolu’nun bir kan gölüne çevrilmesinden sonra olacak.

Peki... Kim mi? Nasıl mı? Sorulara yeniden döneriz, ama şimdi bir

hatırlatma: Dünyanın neresindeyseniz, eli yüzü düzgün, yani insanlığını tümüyle

yitirmemiş herhangi bir Arap’a sorun Kürtler için neler düşündüğünü... Talabani

ve Barzani’yi başa alarak tabii. Bakalım ne diyecek? Ne denildiğini biz

iyi biliyoruz. Bugün, yani Irak’tan sonra, dünyadaki her namuslu ve sıradan Arap

için Kürt, “hain” ve “arkadan hançerleyen kalleş” anlamına geliyor. Korkunç bir

kinle yüz yüze kalıyoruz. Amerikan ve Avrupa medyasındaki propagandaları

boşverin, sıradan sokaktaki insanlara sorun; çok acı yanıtlar alacağınız

kesindir. Ama anlaşılan, Arapların Kürt denince düşündükleri, bu satılmışlık

böyle sürerse, yakında sıradan Türklerin de egemen düşüncesi haline gelecek.

Trajedi burada değil. Trajedi, istenenin tam da bu olmasında: Yeni “Kürt

ulusallığı” yani... Başından beri Kürt zenginlerinin veya

milliyetçilerinin istedikleri şey budur. Arap dünyasında açıkça lanetlenen

Kürtlüğün, Türk halkınca da aynı şekilde damgalanmasının yakın sonucu: Böylece

dört tarafı düşmanlarla çevrili bir “Kürt ulusu”, daha doğrusu bir “Kürt

devleti” kurup yaşatmak mümkün olacaktır. Emperyalizmin yeni tetikçisi, her

türlü sola düşman bir hain siyasal kurum... Yeni bir “halk hapishanesi”...

İkinci İsrail... Piyasadaki “çağdaş ve demokrat” Kürt projesi, Türk ve Arap

düşmanı bir emperyalist ihanet senaryosu olarak sahnedeki yerini sağlamlaştırmış

bulunuyor. Buraya gidiliyor. Yalnızlaşmak ve Araplarla olduğu gibi

Türklerle de birlikte yaşamayı olanaksızlaştırmak, düşman denizinin ortasında

-tıpkı milliyetçi Türk paranoyası gibi- tam bir “delirium” üzerine kurulu,

elbette faşist, yeterince dinci ve sonuna kadar piyasacı bir Kürt devleti kurmak

eğer amaçlanıyorsa, iş bitmiş sayılabilir. Türkçü ve şeriatçı katillerle Kürt

demokratlar el ele Anadolu’ya kan ekiyorlar. Açıkça ilan ettiler.

Diyarbakır’daki Demokratik Toplum Kongresi’nden (DTK) çıkan açıklama, bir tür

atom bombasıdır Anadolu’nun orta yerine atılmış. DTK’nın “Özerk Kürdistan”

taleplerinin falan hiçbir önemi yok, o çok zayıf bir taleptir, gelinen noktada

pek etkisi de olmaz, asıl önemli olan, Kürt halkının yaşadığı Ortadoğu

coğrafyasında bütün Kürtlere yönelik bir “ulusal konferans” daha doğrusu bir

“ulusal kongre” çağrısıdır: Pankürdizm! Pantürkizmin başdüşmanı bizlere,

demokrasi diye pankürdizm sokuşturacaklar ve buradan barış çıkacağını

anlatacaklar. Herkesi kendileri gibi cahil mi sanıyor bunlar? Demek

hainin Türk’ü veya Kürt’ü olmuyor. Bunların hepsi birbirine benziyor.

Hatip, efendisi bir başka “hatip”ten, bir imam-hatipliden, iyi öğrenmiş

demek ki... Dicleli Hatip, Diyarbakır’da, Kasımpaşalı hatip ile arasında pek bir

fark kalmadığını ilan etmiş oldu. Birlikte bir oyun oynuyorlar. O noktadayız.

Korkunç bir noktadayız. Neden? Çünkü, DTK ve bu çağrı,

Hırvatistan ile Slovenya’nın bağımsızlık ilanı kadar vahimdir. 1991 haziranında

Yugoslavya’nın bitişini hazırlayan o referandum ve bağımsızlık ilanıyla, Türk ve

Kürt devrimcilerinin kanı üzerinde yükselen Diyarbakır’daki son çağrının

birbirinden farkı yoktur. Sonuçları itibariyle yoktur. O bağımsızlık

ilanlarından sonra Yugoslavya diye bir şey kalmamıştı. Ülke dümdüz ve paramparça

edilmişti. DTK’dan sonra da, Türkiye’nin, bu egemenleriyle birlikte varlığını

fazla koruyamayacağını söyleyebiliriz. Türkiye’nin ortadan kaldırıldığına ve

Türk halkının da düşman sayıldığına tanık oluyoruz. İfadeler (“halkların

kardeşliği”) kimseyi aldatmasın. Emekçi halklarımızın birbirine düşman edilmesi

temel politikadır. Türk ve Kürt halklarının kaderini gaspedenler, her türden

“hatip”, dinciler, demokratlar, liberaller ve milliyetçiler, çok açık

oynuyorlar. Eli kanlı Türk milliyetçilerinin bu provokasyonun hakkını vereceğini

ve her türlü rezalete şehvetle bulaşacağını en iyi bilenler, Türk ve Kürt

sosyalistleridir. O noktadayız. Hatip Dicle, artık bir Franjo Tudjman

veya Aliya İzzetbegoviç’in anakronik karikatürüdür. Ama bu karikatürün

Yugoslavya’yı yıkan diğer iki faşist katilden çok daha etkili olacağını

düşünmemek için maalesef ortada bir neden bulunmuyor. Geçen ay başlarında,

Berlin Duvarı yıkıldığı için, 20’inci yılında bile, bir zil takıp oynamadığı

kalan Hatip Dicle’den, daha başka ne beklenebilirdi? Kendi kendimize sormuş

olalım. Ama madem Yugoslav trajedisinden kimlikler sıralıyoruz, devam

edelim: Hatip Dicle’nin sırtını dayadığı Türk “sol” kanadını da, bir bütün

olarak, kanlı bir mafya hesaplaşmasında öldürülen Zoran Cinciç’in karikatürü

olarak çizebiliriz. Ufuk Uras’tan Murat Belge’ye, Ahmet Altan’dan Şahin Alpay’a,

özellikle CHP ve döküntüleriyle, çok geniş bir “Cinciçler ordusunun” da üzerine

düşeni yerine getirdiğini görüyoruz. Türk halkı, Türk gericiliğinin

elinde esirdir, artık Kürt halkının da Kürt gericiliğinin elinde esir olduğunu

rahatça söyleyebiliriz. Bu ikili esaret, Türkiye’nin bitişini hazırlayan

havuzdur. Böyle bir bitişte, Ekim Devrimi’nin rüzgarını arkasına almış tarihsel

bir ilerici-aydınlanmacı figür olarak Mustafa Kemal’in değil, ama Kenan

Evren-Bülent Ecevit kemalizminin vebali büyüktür. Türk milliyetçiliğinin ve

islamcılığının meydanı boş bulmasını ve Kürtlere de sıçramasını bu işkenceci ve

üniformalı kemalistler, 17 yaşındaki kardeşlerimizin yaşını büyütüp –yani

beslemeyip de- asarken hazırladı. AkParti-AsParti koalisyonu, 2002-2009,

Türkiye’nin bitişini bu verimli zemin üzerinde yönetti. Demek ki

Cinciçlerin, Tudjmanların, İzzetbegoviçlerin Türkiye versiyonları, Uraslar,

Öymenler, Belgeler, Hatip Dicleler, Ahmet Türkler vs Türk halkını Sırp

komünistlerinin kaderini yaşamaya itiyor. Çok milliyetli bir sol proje olan

Yugoslavya’nın bitişini de Sırp solu böyle çaresiz gözlerle izlemişti. Peki, ya

biz? Artık dönüşü olmayan yola girdik. Buradan ileriye doğru bir çıkış,

bir “huruç harekatı” dışında hiçbir şey bize yardımcı olamaz. İleri olan şey,

sosyalizm hedefi ve antiemperyalist bir hükümet kararlılığıdır. Bir yüksek

yoğunluklu iç savaşla, acılı Türkiyemizden iki kanlı, dinci, faşist Osmanlı

vilayeti (“cumhuriyeti”) çıkarma yoluna sokulduk. Bu “Türkî” ve “Kürdî”

cumhuriyetler, Kosova’dan biraz daha irice şeyler olacaktır. Ama acılar

karşılaştırılamayacak kadar büyük olacaktır. Örneğin, çok önemli bir

şeyi İlker Belek hatırlattı: Batı illerindeki yaygın emekçi Kürt nüfus, o

korkunç acıları yaşayacak ve yaşatacaktır. Kanlı Türkçülerin arayıp da

bulamadığı bahane artık sahnede ve gerçektir. Türkiye, 86 yıllık ömründe

görmediği, ortadan kalkacağı için de bir daha göremeyeceği bir boğazlaşmanın

eşiğindedir. Bu kanlı senaryo, demokratların bir armağanıdır halklarımıza.

Gerçi bu demokratik katiller sürüsünün, bu Türkiye katillerin hedefe çok

yaklaştığını kabul etmek zorundayız. Ama küçük de olsa bir ihtimal yok değil: Ya

son anda, başka halkların ve aydınların yapamadığını biz yaparsak? “Biz”: Türk

ve Kürt devrimcileri! Ya bir huruç harekatı örgütlersek? Ya etnisite çemberini

kırarak, Türkleri ve Kürtleri sosyalist yönelimli bir “Doğu Cumhuriyetleri

Birliği”nin parçası kılabilirsek? Ya eşitlikçi bir Türkiye Cumhuriyeti kurarsak?

Emperyalizmin belini kırma olasılığımız, belki de sona bu kadar

yakınlaştırıldığımız için var. Ne yazık ki, Hatip Dicle türünün bugün en

büyük dostu Türk milliyetçileridir. Onur Öymen’den Devlet Bahçeli’ye bundan bol

bol var. Ama Hatip Dicle’nin en büyük düşmanı, hiç başka bir yerde aramasın,

Türk ve Kürt devrimcileridir. Taraf’tan, Radikal’den çare bekler durumdaki

“İmralı”, Aksu Bora’dan öğrenmeye çalışıyor, öğrenir, feminizmi ondan öğrenir,

futboldaki eksiklerini de Tanıl Bora tamamlar artık. Bora’lar kimin çömezi?

Belge-İnsel-Laçiner-Kıvanç-Bora çizgisinin, bu gerici çetenin başka kime ne

hayrı olacaktır ki? İyi. Zor durumdayız, doğru, ama aklımızın ve siyasal

kıvraklığımızın da aynı oranda keskinleştiğini düşünebiliriz. Bu kıvraklıktan,

oligarşiye unutamayacağı bir yenilgi çıkarabiliriz. Var öyle bir şans.

Örnek mi? Bu rezalete karşı bir Türk-Kürt sol cumhuriyet kongresi

toplayabiliriz. Bir sol cumhuriyet kongresiyle bu gerici akışın önünü kesmeyi

deneyebiliriz. İktidar alternatifi olduğumuzu bir acil sol program üzerinde

anlaşarak topluma haykırmamız mümkün. Devrimci bir solun başka ne zaman bir

araya geleceğini düşünüyoruz? Türkiye ortadan kalktıktan sonra mı? Konferans

veya kongre, artık adı her ne olacaksa, mutlaka toplanmalıdır. “Işık yetersiz”

diyenlere, bu karanlığın iyice yoğunlaşacağını ve böyle zifiri zamanlarda en

küçük bir kibrit alevinin bile tüm sahneyi aydınlatabileceğini hatırlatmak

zorundayız. Neyse... Büyük harfle veya küçük harfle, fark etmez,

biliyoruz ki, artık tüm “hatip”ler Türkiye emekçi halkının başdüşmanlığına terfi

etmiş bulunuyor ve Türkiye, artık Yugoslavya’dır. Soruyu, Metin

Çulhaoğlu’nun bir yazısındaki vurgu ışığında (“Balkanlar’dan, Kafkasya’yı da

içine alacak şekilde güneydoğuya, Basra Körfezi’ne uzanan bir coğrafyanın, şu

veya bu ulusal sınırlarla, ama kendi içinde sorun yaşamadan dünya kapitalist

sisteminden kopması, hiç abartı sayılmasın, sonuçta dünya kapitalizminin de

sonunu getirebilecektir”) tekrarlıyoruz o halde: Yugoslavya’daki devrimcilerin

yapamadığını ya biz yaparsak?.. Tarihin bu ters akışını geriye, yani ileriye

çevirmiş olmaz mıyız? Genç ve parlak kalemlerimizden Fatih Yaşlı’nın

analizinden hareketle bir de biz altını çizmiş olalım: Evet, Türkleri ve

Kürtleri bölmek zorundayız. Türkleri ve Kürtleri “ilericiler ve gericiler”

olarak iki cepheye böler ve etnik sınırları etkisizleştirerek iki halkın

ilericilerini harekete geçirebilirsek, Türkiye’yi eşitlikçi ve bütünsel bir sol

cumhuriyet olarak yaşatmamız mümkün olur. Tekel işçilerinin serptiği umutları

boşa çıkarmamak için hemen harekete geçmeliyiz. Bunlar kararlı:

Halkımızı etnik ve dinci sınırlarla bölüp yok etmek istiyorlar, o zaman biz

politik olarak ilericiyi gericiden ayırarak antiemperyalizm zemininde

birleştirmek zorundayız. Bir kurtuluş ve kuruluş kongresi, evet. Hatip

Dicle’nin de gelip kendisini anlatabileceği bir büyük toplantı. Olur mu?

Üzerimize kapaklanan bu kan banyosuna “Hayır!” demek ve böyle umutlar

taşımaktan başka bir şansımız var mı?

 

-http://haber.sol.org.tr/yazarlar/yurdakul-er/hatip-dicle-nin-hirvatistan-i-veya-kosova-si-22004-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bazen düsünürüm,Kasimpasa'li basbakan neden Kosova'yi tanidi diye?Acaba Kosova'yi tanimakla Türkiye'de birilerine mesajmi verdi, Yoksa tanittilarmi?yani kafam baya karisiyor bazen düsünürken gercek cevabi bulurum korkusuyla.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

25 ARALIK 2009 Sol Haber Portalı'nda yayımlanan Yurdakul Er'in şu yazısına da kulak vermek gerekiyor kanımca;

 

 

 

-http://haber.sol.org.tr/yazarlar/yurdakul-er/hatip-dicle-nin-hirvatistan-i-veya-kosova-si-22004-

Yazidan anlasilan ülkenin bölünme durumuna nasil geldigi ve kimlerin rolünün oldugu. Basta uniformali yani Evren ve diger yardimcilari "Atatürkcüler" olmak üzere, irkci, fasit ve dinci zihniyete sahip olanlar. Bunlarin sayesinde Kürt halkida aynen Türk halkinin yasadigini yani irkci, gerici ve fasitlerin agirliginda yönetilmeleridir.

 

Bu durma son diyebilmek icin önce ülkedeki tüm fsist, irkci, isbirlikci, uniformali sahte "Atatürkcüleri" saf disi birakmamiz gerekli. Türk ve Kürt irkcilari birbirlerini karsilikli besliyorlar ve halklara zarar veriyorlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yazidan anlasilan ülkenin bölünme durumuna nasil geldigi ve kimlerin rolünün oldugu. Basta uniformali yani Evren ve diger yardimcilari "Atatürkcüler" olmak üzere, irkci, fasit ve dinci zihniyete sahip olanlar. Bunlarin sayesinde Kürt halkida aynen Türk halkinin yasadigini yani irkci, gerici ve fasitlerin agirliginda yönetilmeleridir.

 

Bu durma son diyebilmek icin önce ülkedeki tüm fsist, irkci, isbirlikci, uniformali sahte "Atatürkcüleri" saf disi birakmamiz gerekli. Türk ve Kürt irkcilari birbirlerini karsilikli besliyorlar ve halklara zarar veriyorlar.

Arkadasin yazisini anlayarak okursaniz hataya düsmezsiniz.Atatürk'cülerden bu ülkeye asla zarar gelmedi gelmezde.Siz Atatürk resimleri altinda oturanlarla Atatürkcüleri karistiriyorsunuz herhalde.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Siz Atatürk resimleri altinda oturanlarla Atatürkcüleri karistiriyorsunuz herhalde.

 

Bakin bu noktaya iyi dginmissiniz. Gelin hep beraber gercek Atatürkcüler ile Atatürkün resminin atinda oturanlari ve kendilerine kalkan yapanlari beraberce tesbit edelim.

 

Simdi birincisi malesef ülkemizde herkes Atatürkün resminin altinda oturdugu icin kiminkim oldugunu ayirmamiz hicte o kadar rahat olmuyor. Ben yaptiklariyla karsilastiriyorum. Mesela TSK sadece Atatürkün resminin altinda kararlar almiyor birde her aldigi karari Atatürke bagliyor. O halde simdi sormak gerek yazidada belirtildigi gibi kim kast ediyliyor "uniformali Atatürkcülerden"? 12 Eylülcüler Atatürkcümü yoksa Atatürk karsitlarimi veya sadece Atatürkün resmininaltinda oturanlarmi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bakin bu noktaya iyi dginmissiniz. Gelin hep beraber gercek Atatürkcüler ile Atatürkün resminin atinda oturanlari ve kendilerine kalkan yapanlari beraberce tesbit edelim.

 

Simdi birincisi malesef ülkemizde herkes Atatürkün resminin altinda oturdugu icin kiminkim oldugunu ayirmamiz hicte o kadar rahat olmuyor. Ben yaptiklariyla karsilastiriyorum. Mesela TSK sadece Atatürkün resminin altinda kararlar almiyor birde her aldigi karari Atatürke bagliyor. O halde simdi sormak gerek yazidada belirtildigi gibi kim kast ediyliyor "uniformali Atatürkcülerden"? 12 Eylülcüler Atatürkcümü yoksa Atatürk karsitlarimi veya sadece Atatürkün resmininaltinda oturanlarmi?

Gercek Atatürk'cüleri aramaniza gerek yok.Atatürk'ü taniyan gercek Atatürkcü'yüde tanimakta zorlanmaz.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gercek Atatürk'cüleri aramaniza gerek yok.Atatürk'ü taniyan gercek Atatürkcü'yüde tanimakta zorlanmaz.

 

saygilarla

 

Unutmamak gerekirki bu ülkede Atatürk'ün ismi üzerinden rant elde etmeye çalışanlarda var,tıpkı şehit cenazelerinden rant sağlamaya çalışanlar gibi,Atatürk'ün ülkenin kurtuluşu için çabalarına ve çalışmalarına halkın saygı ve sevgini kullanarak oy devşirmeye çalışanlar var,neyseki son zamanlarda gerçekleştirilen oparesyonlarla silivri cezaevine kapatıldılarda ülke insanları kendi özgür iradeleriyle bir nebze olsun düşünme noktasına geldi,bunların siyasi uzantıları her nekadar mecliste onların avukatlığına soyunsada bu onların terör yanlısı oldukları gerçekliğini ortadan kaldırmaz....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gercek Atatürk'cüleri aramaniza gerek yok.Atatürk'ü taniyan gercek Atatürkcü'yüde tanimakta zorlanmaz.

 

saygilarla

Herkez sizin sectiginiz yoldan gercek Atatürkcüleri bulamayabilir. Dolayisiyla siz cevap verdiginiz yorumdaki soruya bir cevap verirseniz daha saglikli olur. Yani 12 eylülcü TSK mensuplari "gercek Atatürkcümü" yoksa sizin bahsettiginiz "Atatürk posterinin altinda oturan" Atatürkcülermi?

 

ne söylemek istedigimizi dogrudan yazarsak daha iyi ve dogru anlasiliriz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Herkez sizin sectiginiz yoldan gercek Atatürkcüleri bulamayabilir. Dolayisiyla siz cevap verdiginiz yorumdaki soruya bir cevap verirseniz daha saglikli olur. Yani 12 eylülcü TSK mensuplari "gercek Atatürkcümü" yoksa sizin bahsettiginiz "Atatürk posterinin altinda oturan" Atatürkcülermi?

 

ne söylemek istedigimizi dogrudan yazarsak daha iyi ve dogru anlasiliriz.

 

12 Eylül'ün bu ülkede nelere yol actigini bilip ve görüpte hala onlar Atatürkcümü diye sormak bence gereksizdir.Bugün yasanan olumsuzluklarin temelinde 12 Eylül vardir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Unutmamak gerekirki bu ülkede Atatürk'ün ismi üzerinden rant elde etmeye çalışanlarda var,tıpkı şehit cenazelerinden rant sağlamaya çalışanlar gibi,Atatürk'ün ülkenin kurtuluşu için çabalarına ve çalışmalarına halkın saygı ve sevgini kullanarak oy devşirmeye çalışanlar var,neyseki son zamanlarda gerçekleştirilen oparesyonlarla silivri cezaevine kapatıldılarda ülke insanları kendi özgür iradeleriyle bir nebze olsun düşünme noktasına geldi,bunların siyasi uzantıları her nekadar mecliste onların avukatlığına soyunsada bu onların terör yanlısı oldukları gerçekliğini ortadan kaldırmaz....

 

Silivri cezaevinin bu baslikla bir ilgisi olmadigi halde bunu bilincli olarak yazinizin son bölümüne eklemis olmaniz sizin objektif olamadiginizi olaylara ideolojik yaklastiginizi gösteriyor.Silivri Cezaevini ve orada yatanlarin meclisteki savunucularini yargisiz infazla suclarken onlarin hala yargic karsisina cikmayanlarinin ve hala hicbir sucla cezalandirilmadiklarini görmezden gelmektesiniz.Halbuki siz DTP-PKK ile ilgili tutuklamalara daha farkli yaklasan birisiniz yani onlari sucsuz olarak savunurken nedense Silivridekileri yargictan önce Taraf'gillik yaparak yargilamissiniz.Biraz yargiya saygiiz olsun eger saygi bekliyorsaniz.Ayrica ülke insanlarinin özgür iradeleri dediginiz hangi iradedir.Müslüman Cumhurbaskani müslüman basbakan manipülasyonlarindanm ibahsediyorsunuz yoksa ABD'nin koruyucu melekligindenmi.Gercekten yazdiklarinizi okuyarakm iyaziyorsunuz?Halk asla özgür iradesi ile oy kullanmaz bunu böyle bilin.Halka oy kullandirilir aynen asiret agalarinin emrettigi sekilde.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

12 Eylül'ün bu ülkede nelere yol actigini bilip ve görüpte hala onlar Atatürkcümü diye sormak bence gereksizdir.Bugün yasanan olumsuzluklarin temelinde 12 Eylül vardir.

 

saygilarla

hala kacamak cevaplar veriyorsunuz. 12 eylülün geli sebebiniden bahsetmiyoruz. 12 Eylülün mimarlari "gercek Atatürkcümü" yoksa sizin bahsettiginiz "Atatürkün resminin altinda oturan" Atatürkcülerdenmi?

 

Madem Atatürkü iyi okuyunca gercek Atatürkcüleri taniyabiliyorsak 12 eylülcülerin de ne kadar Atatürkcü olduklarin tesbit etmek o kadar zor olmamasi gerekli.

 

Madem bugünkü yasadiklarimizin temelinde 12 eylül var ise, dönemin 12 eylülcüleri Yunan silahli kuvvetlerindenmiydi, yoksa Iran silahli kuvetlerindenmiydi?

 

Sartlanmisliklara karsi cikiyorsak önce kendi sartlanmisligimiza bakmamiz gerekli.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

hala kacamak cevaplar veriyorsunuz. 12 eylülün geli sebebiniden bahsetmiyoruz. 12 Eylülün mimarlari "gercek Atatürkcümü" yoksa sizin bahsettiginiz "Atatürkün resminin altinda oturan" Atatürkcülerdenmi?

 

Madem Atatürkü iyi okuyunca gercek Atatürkcüleri taniyabiliyorsak 12 eylülcülerin de ne kadar Atatürkcü olduklarin tesbit etmek o kadar zor olmamasi gerekli.

 

Madem bugünkü yasadiklarimizin temelinde 12 eylül var ise, dönemin 12 eylülcüleri Yunan silahli kuvvetlerindenmiydi, yoksa Iran silahli kuvetlerindenmiydi?

 

Sartlanmisliklara karsi cikiyorsak önce kendi sartlanmisligimiza bakmamiz gerekli.

 

Bana neyi söyletmeye calisiyorsunuz ki?12 Eylül'ün ülkeyi getirdigi bugünkü durumu görüpte hala onlar hangi Atatürkcülerdendi diye bir sorunun sorulmasi,aslinda Atatürkcü olmanin söylesi böylesi yoktur anlamini icerir.Atatürk'ü taniyan birinin 12 Eylül'ü hangileri yapti diye sormasi Atatürk'ü tanimamasi Atatürk hakkinda saglam hicbir bilgisinin olmamasi demektir.

Sizin yaklasim tarziniza göre düsünürsek varacagimiz sonuc Türk Silahli Kuvvetlerinin antidemokratik oldugu sonucudur.Böyle düsünmek ise aslinda sizin amaclarinizida ortaya koymaktadir.Yani mantiga bakin 12 Eylül'ü yapanlar Yunan Silahli Kuvvetlerindenmiydi yoksa Iran'mi?Bu nasil bir yaklasim nasil bir mantiktir.Koca bir Silahli Kuvvetleri,darbeci mantigi ile yargilamak kimin hesabinadir?Türk Milletinin hesabina olmadigi acik.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bana neyi söyletmeye calisiyorsunuz ki?12 Eylül'ün ülkeyi getirdigi bugünkü durumu görüpte hala onlar hangi Atatürkcülerdendi diye bir sorunun sorulmasi,aslinda Atatürkcü olmanin söylesi böylesi yoktur anlamini icerir.Atatürk'ü taniyan birinin 12 Eylül'ü hangileri yapti diye sormasi Atatürk'ü tanimamasi Atatürk hakkinda saglam hicbir bilgisinin olmamasi demektir.

Sizin yaklasim tarziniza göre düsünürsek varacagimiz sonuc Türk Silahli Kuvvetlerinin antidemokratik oldugu sonucudur.Böyle düsünmek ise aslinda sizin amaclarinizida ortaya koymaktadir.Yani mantiga bakin 12 Eylül'ü yapanlar Yunan Silahli Kuvvetlerindenmiydi yoksa Iran'mi?Bu nasil bir yaklasim nasil bir mantiktir.Koca bir Silahli Kuvvetleri,darbeci mantigi ile yargilamak kimin hesabinadir?Türk Milletinin hesabina olmadigi acik.

 

 

saygilarla

Gercek atatrükcüler ile Atatürkün posterinin altinda oturan Ataürkcüleri karistiriyorsunuz diye soran kimdi acaba?

 

12 Eylül cuntasinin bas rollerindeilerin hicbirisinin gercek Atatürkcü olamadigini yillarca haykiriyoruz, ama TSK hala kendisini bu cuntacilardan soyutlamamistir, bilakis sahip cikmaktadir. 12 Eylül cuntasini yapanlar tabiiki Yunan silahli kuvvetleri degildi, Iran'in kiside degildi. Bunuda biliyoruz, sorunun arkasinda yatan sadece madem bu fasist cuntayi yapan TSK ise nasil Atatürkcü olarak lanse edebiliriz?

 

Diyeceksinizki, her olayi tümüyle TSK'ne mal edemeyiz. Evet dogru edeemyiz, ancaaakkkk TSK'de kendisini bu tip fasist eylemcilerden soyutlamali, yapilanlari kinamali ve bir daha olmamasi icin gereken önlemi almali. Bunu disinda tabiiki dönemin TSK mensuplari ne derecede bu fasist cuntaya karsi koydular evya desteklediler, bunuda iyi irdelemek gerek. Bilinen bir gercek var, o da dönemin TSK komutanlari Evren ile beraber hareket etmislerdir ve simdiilerde onlari sonuna kadar desteklemektedir. Madem gercek Atatürkcü bir TSK arzuluyoruz o halde Atatrükcü karsiti tüm eylemleri masaya yatirarak sorumlulardan hesap sorup koltuga gercek Atatrükcüleri getirmemiz gerekli.

Bana göre TSK'nin komutanlari gercek Atatürkcü degiller, sizin bahsettiginiz sadece posterini duvarlara asanlardanlar. 12 Eylül ülkeyi seriatcilarin kucagina atmistir ve RTE'in basimiza basbakan olmasini saglamislardir. ben buun böyle oldugunu acikca söylüyorum ve kacamak cevaplardan kaciniyorum.

 

12 Eylülcülerin gercek atatürkcü olmadiklarini ve günümüzdeki yasananlarin sorumlusu oldugunu dolayli yoldanda olsa söylüyorsunuz. Ama o günden günümüze hangi degisimler olduki TSK'nde simdi onlari gercek Atatürkcü olarak kabul edelim? Umarim dolaylida olsa bir cevap alabiliriz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Benim dolayli olarak cevap verdigim kanisina nereden vardiniz?Halbuki benim verdigim cevap gayet net ve de direkti.Ha siz beni sizin düsündügünüz yönde söyletmeye calisiyorsaniz bu benim sorunum degil.Hele de 12 Eylül'cüler üzerinden serefli bir orduya hakaret ettirme sansiniz pek yok sayilir.12 Eylül darbesini yapanlarin bir kismi hala hayattadir,ülkeyi tek parti yönetmektedir yani istedigi yasayi cikartabilir,Neden yasa cikartip darbecileri yargilamiyor bunu bana degil,darbecileri yasalarin arkasina siginarak koruyanlara sorun.Sizin TSK'yi istediginiz gibi görme özgürlügünüz var ama bu da sizi baglar,sizin bu özgürlügünüz ulusun ordusuna hakaret etme hakkini size vermez.Ayrica TSK koca bir kurumdur icersinde cürüklerin olmasida dogaldir,bu cürükleri ileri sürerek bir kurumu yaftalayamazsiniz.Ha sizlerin TSK olmasada daha iyi olur,ülke cabuk bölünür rüyalariniz ise hicbirzaman gerceklesmeyecektir.TSK görevini yerine getirecektir bu size uysada uymasada böyle olacaktir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.