Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2017 Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2017 ikimizi de özgür bırakıyorumiki insan bu kadar tanımamalı kendinitanıyorsa da uzaklaşmalı bir yerden sonrakusursuz aşka henüz hazır değil bu toplumeksiklikleri kalmazsa birlikteliğinsorunları olmazsabirbirine sarar ya insansarıyordukson kullanma tarihini dikkate almadığımız için şimdizehirliyorduk birbirimizisenin nefes alman gerekiyordubenim durmamoldu iştetüm atmosferi senin dünyanıntüm yarımlar benimtamamlanacak mısralarımdaömrüm yeterse...ellerini bırakıyorumhayalindeki her anın kullanım hakkı seninyanına oturduğun adamın sıcaklığısesini duyduğun adamın özlemiaramasını beklediğin adamın sabırsızlığıiçin içine sığmıyorkenbuna ragmen aramadığındaiçindeki endişelerino şu an ne yapıyor?ne zaman cevap verecek?tedirginliğinondan gelen ilk mesajı okuduğundayüzünde değişen gülümseme hali seninmesaj yazdı şimdi arasa derkeniçinin içine sığmaması halinonunla konusurken rahatlığınertesi gün gelecek mi yanına?bakacak mı yine sana izleyecek mi ne yapıyorsan?dikkat edecek mi her ayrıntına?sabah kalkınca bugün güzel olmalıyım endişesi...yalnız kalırmısınız yine?yanında kalıp konusur mu seninle mahcup?çok isterken senikendine karsı koymak içintutulur mu öyle?nasıl da isterken seni öpmeyigözlerini kaçırır mı senden?anlama diye istediğini...yine çay alır mı sana veremese de,senin bakışların düştüğünde önünemeraklanır mı neyin var diye?bekler mi seni gelecek misin diye?gece uyumadan önceuyudun mu diyeuyumuşsan diyearamaktan vazgeçer mi?her gün gelmek zorunda olduğu yere artıksen varsın diyesen oradasın diye gelmeyi sever mi?ya sen gelmezsen?geçmez mi saatler onun için?ilk fırsatta aramaz mı seni?neredesin diye?özledimdemez mi?şakayla karışıkseviyorum senidemez mi?sesi titrer belki belli etmese deyanlışlıkla elini elinedeğdirmez mi?yanına oturduğu her saniyecennetten bahçe değil mi?hiç geçmese zaman dediği...kurmaz mı hayaliniseni ilk öptüğü anınilk sarıldığı, ilk dokunduğuyanında ilk uyuduğuyanında uyandığındavazgeçmez mi herşeyden?susamış gibisevmeyi yeniden keşfederkenhayyamın dizelerinden çıkmış sanki günahkarlıktanrının merhametine sığınıpbunun için yanacaksam deyipatmaz mı kendini ateşe?ve o bunları yapmayı göze alıyorkensenin hoşuna gitmez mi?en kutsalına tercih edilmekmutlu etmez mi seni..... Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2017 Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2017 üzerime yok bu konudabitmiş bir ilişkininama sürüncemede kalmışbir türlü son sözü söylenmemişüstlenmekte...bir hesaplaşma değil buüst mahkemeye de basvurulmayacak dava kaybedilincekamu davası prosedürüiki tarafta davacı değilsalak devletin işleri gibigiden giderkalan sağlar bir yolunu buluryaşamak için...bulamıyorlarsa zatenkimin umurunda?sen bu satırları okuduğundaöyle kızacaksın ki banahaketmiş olacağım zaten terkedilmeyi...nasıl bu kadar salak olabiliyorumöyle değil mi?nasıl anlamıyorum,nasıl bu kadar duygusuz bencil aşağılığım,değil mi?evet..işte tam da bu yüzden gitmelisin şimdi!her zamanki gibiherkes gibi belkianlamak yerine kolay olanı seçeceğimyaptığım hatalara bir yenisi eklenecekzaten bu beklenmedik bir durum değildibir süre mutluymuş gibi yaşayıpsonra o eski anların hazzıyla uyuşacağımbundan daha iyi uyuşturucu var mı ki?yıllar girecek arayabelki anımsayacaksınbelki saklayacaksın bu yazdıklarımıbelki bir kitabı vardı diyeceksinhiç yayınlanmadıbir sürü kadını vardı hayatındayine de yetmedi onayanımdaydı bir süreöptü benisarıldı hattaama geçtianımsayacak mısın?aslında o kadar önemli değil biliyor musun?yıllar sonraanımsayacaksın belkibelki bir yerlerde karşına çıkacak satırlarımdaha önce de okudum diyeceksindiyecek misin?demezsen de önemli değiltakıntı yaptıçok üzerime geldizaten sonra da kendi gitti diyeceksinher zaman yaptığı gibiyordu beni....bu yazdıklarımı silmek zorunda bırakma beni olur mu?senin için değil çünkübunları okuyup dayeniden geri dönme banakendi yoluna gityıllar sonraanımsamasanda oluro beklentisiz hayatındamutlu olben gittikten sonra Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2017 Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2017 uykunun mutluluk halisenin dilemene bağlıymış gibinasıl beklentilere giriyorumdördüncü gece benden esirgediğinnasıl da önemsiyorum kendimisenin adınasanki bundan sonra her gece dilesen,içinden gelecekmiş gibiarsızca üzerine geliyorumiçinden gelmezse yapmazsın değil mi?yapma...'miş' gibi yapmaanlarım...bazen aptallığım tutarsasen tutmabırak uzaklaşayımcanım yanmasın diye her düştüğümdekollarına almaistediğini al...hasar tespit çalışması yapıyordun üzerimdeayrılalım sözlerini ilk defa diline getirdiğindene kadar kırıldığımıkırıldıktan sonranasıl ayağa kalkacağımı görmek içinbirden dökülüyordu sözler dilindensonra hemen sarılıp bedenimeburadayım diyorkengitmiyorum, hep benimlesin,hep yanımda kalacaksın derkensesimi dinliyordunne kadar derine düştüğümü hesaplarkençıkabilecek miydim?yoksa yine ellerime hakim olamayıpkendi başımda mı dövecektim?kan çanağına dönecek miydi gözlerim?sesim titrerkenkabullenmeye çalışırken gidişiniihtiyarlayacak mıydım karşında?sen bana bakarken....olmuyordu işte...hissettiğin tüm o yorgunluk,tüm o beklentisizlik hayattan,amaçsızlık,ne istediğini bilememek değil,çok istediğinin önünde,en büyük engeldim ben...seni buraya getiren,seni ayağa kaldıran ben!şimdi seni olduğun yerde tutarkenpranga gibi ilerlemek isterkenbileklerinde, ayaklarındatamamdı işte!buraya kadardı, geçti...bundan sonrası sende...sanki seni özgür bırakmamı istiyordunsöyleyemiyordun belkidilin varmıyorduyutkunuyordun,söyleyecek gibi olsan,kıyamıyordunkonuyu değiştirirkennelerden bahsediyordunikimizde farkındaydıkne kadar uzaklaşsak dasen anla diyordun içindenben anlıyordumgerisi hasar tesbit çalışmasıydıtüm önlemleri alınmış,eskimiş bir binanın yıkılmasıydı... Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 15 Haziran , 2017 Gönderi tarihi: 15 Haziran , 2017 kabullenmeyi öğrenmekanabilim dalının bir türlü sınavlarını veremeyenöğrencisi gibiyimbir yanım gece gündüz çalışsa da dersinediğer yanımda asilikgeçiyormuş gibi yapmalarıakşamın bir saatisokaklara çıkarak destekliyorumnereye gittiğimi bilmedengecenin yarısı yazmanın telaşıylakelimelerakıp gidiyorken parmaklarımın ucundanbu kabullenmek yüksek lisansınıbeceremiyor olmamdan muzdaripmadem beceremiyecektin neden seçtin?derken kendimegeçer güzelim bunlar da geçergirersin bir pasajayarım kilo rakı yanında oturursun masayaadrian ses verir uzaktaneşlik etsen olmaz, etmesen alınır belkiuyursun belki birazdanbu saatte aramak olmazuyumamışsındır belki şimdionla konuşursunyine aranmazdolar bir kadeh dahaadrian susar, müzeyyen abla başlargarson ikide bir gelip gidersanki yasakmış gibi yalnız oturmak oradaelin telefona gideralkol oranı yeterli gelmez hala aramak içinalkol yeterse zaten o istemez aramanızaten uyumadıysaonunla konusuyordurneresinden baksan yetmez alkolbir kadeh dahabir şarkı dahakelimelerden bol neyimiz var?kabullenmeyi öğrenmek makamından söylüyor bülent ablanasıl içten, nasıl içimeteker teker gelin üzerime erkekseniz!hoş bir kadın beklemek ne kadar saçma bu saattehepsi sevgilisinin koynundavakit mi geç oldu?ben mi geç kaldım yaşamaya bilmiyorum ama,soğumuş havameyhanenin kapısı açılıp kapandıkçabir serinlik işliyor iliklerimeayılır gibi oluyorumsonra aklıma sen geliyorsunkabullenmeyi öğrenmek finalinden kalmışım yineyaz okulu diyorlarkışın ortasındaunutur diyorum soğursa bendenısınmak, benim kollarımda değil artıkkabullendim desem deçalışmadığım yerden soruyorlar süreklibu kadarı da fazla değil mi?ne kadar çabuk bitti bu şişe!garson yok şimdi deadrian başladı söylemeyeolsun diyor...olsun...bırak, nasıl istiyorsa öyle olsun...hoş kadınlar yok bu gece.hepsi birden geliyorlar üzerimehepsi erkekmişkaptıyorum telefonuuyuyorsa da uyumuyorsa daonunla konusuyorsa dakonusmuyorsa daistese arar...bir seçim olmadığını anlamalı insanözleyip durmamalı her düştüğünde aklınakabullenmelihem kalanı,hem gideni... Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2017 Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2017 deniz bittikumsala bıraktı kendini kör balinayıllardır peşindeki balıkçı şaşkınküçük elleri büyük gövde detüm gücüyle ittirmeye çalıştıolmadıkadınlar toplandı başına kör balinanınkimileri şallarını ıslatıp serdiler üzerinekimileri kovalarıyla su taşıdılar durmadançocuklar uzaktan izlemekle görevlendirilmişler gibisıralanmışlar yanyanakimisi meraklı,kimisi diğerleri merakla bakıyor diyebakıyor kör balinayairi gövde daha dün kale yaptığı kumların üzerindeannesi de koşturuyor muhtemelbir denize bir gövdeye elinde yarım kova suylaboşaltıyor ardından yeniden dönüyor denizebalıkçı hala şaşkınel istiyorlar diğerlerindeneller toplanıyor büyük gövde üzerindenafilenasıl bırakmış kendinineden vazgeçmiş kör gözleriyle göremediği okyanuslardankimse bilmiyormartılar toplanıyorlarziyafetin abartılası büyüklüğüyle onlar da kararsızbelki de bu kadar kolay av olması balinanınonları da düşündürüyorya şu insanlara ne demeli?avlarken günlerini harcarlarşimdi ölmesin diye ayaklanmışlarbalina kapatmış kör gözlerinideniz bitmişnafile çabalarıyla insanlarfarkında bile değilken üstelikayrılmış bedeninden...bir süre yukarıdan bakmış koca gövdesineüzerine örtülmüş kefen gibiıslak eşarplar, havlular altındaoraya gömseler beni diye içinden geçmişoynasın üzerimde uzaktan bakan küçük çocuklarbalıkçı yorulup çökmüş baş ucunakadınlar bırakmış ellerindeki kovalarıkabullenmişler kaybetmeyideniz bitmişkör balinayla birlikte uzaklaşmışlar sahildençocukların meraklı bakışlarıanne seslerine yönelmişbirer ikişer yalnız bırakmışlar koca gövdeyidalgalar geri ister gibi kabarmıştutup geri çekmek için kör balinayısarılmak istedikçe her defasındakesilmiş nefesinasıl izin verdi gitmesine?neden gitme demedi?deniz bitti.kör bir balina bıraktı kendini kumların üzerinene görmüştü ki?bir daha açmamak üzere,kapattı gözlerini... Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2017 Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2017 ne zaman mutlu olsak,el freni çekilmiş gibibir yanımız tutuluyorbir yanımızbıraksan en yakın ağaca çarpacak!umurumda değilyaşayamadıktan sonra bilmenin ne anlamı var?dağların arasında da yaşayabilirdim ben,denizin kokusunu bilmeseydim eğero martı çığlığıyırtar gibi gecemikulaklarımda çınlamasaydısoğuk kaldırımların üzerindeki çalgıcıtanrı rızasını konuya katmasaydıbeklentileri beklediklerimin ötesine taşımasaydıçiçekçiler mevsimleri umursasaydıdonmuş gülleri satmasaydı tezgahlarındaöpmeseydin dudaklarımıseni düşürdüğümde aklımave sonrası olmayacaksadiye öncesini yutkunupgömseydik içimizenefesimize ses vermedenseviyorum'larher geçen gün artarkenve özlüyorum'larve istiyorum'lar....ve sen yanında uyanılasıyanında kahvaltı yapılasıbir bahaneyle yolda yürürkenelinden tutulasıparmakların parmaklarımın arasındaykenkendime çekip sarılası...o kokun,mezopatamyadan bu yanahangi kral varsa, var olduysa ya da olacaksaaklını başından alasıdağların arasında da yaşayabilirdim ben...denizin kokusunumartının sesini bilmeme rağmençünkü bilmeksensiz bir sabah yalnız uyandığımdabir halta yaramıyorken.... Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2019 Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2019 esmer teninin gölgesine sığınmışım öpsem kasırgalar kopacak kasıklarında nefesimi bıraksam meraktan ölecek gibisin değse düşüm döşüne cennet bahçesi tasviri az kalırdı kutsal kitaplarda inkardan korkan münafık gibi ne sana gelebiliyorum ne uzağımda tutuyorum alnım secdeden kalkmaz aklım senden nasıl bir ikilemdeyim, dursam sen durmasam gideceğim sen yumuşacık göğüslerine başımı yaslasam uyuduğum sen olacaksın, uyandığım hiç uyanmasam diyorum ya bazen tenin kokusu henüz bırakmamışken beni ıslanmış kasıkların alabildiğine arzuluyorken dokunsam diyorum bazen o narin teninin altında çağlayan kanın nasıl da kulaklarında uğulduyor şimdi bacaklarını aralıyorken cennet tasvirlerinin şaşası renk cümbüşleri, binbir şekli mutlulukların huzur öperken kasıklarını kıskanır seni kapattığında gözlerini başka dünya yok yalanları nasıl da çaresizce uzaktan izler bizi yeni bir dünya yaratırken başım ellerinin altında bastırıyorken içine dilimi nasıl da kendinden geçiyorsun dudaklarını ısırırken kaç çığlık daha gömeceksin içine? kaç iç çekiş boğazına düğümlenecek kaç defa tutacaksın kendini için bir yanardağ gibi patlarken... 1 Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 15 Ocak , 2019 Gönderi tarihi: 15 Ocak , 2019 bitiremedikleridir insanı en çok zorlayan yeni başlangıçlarda bir çeyrek altın alır giderdik evlilik merasimine arka planda ucuz iyi temenni sözleriyle görevini yerine getirmiş olmanın bilinciyle mutlu bir yuva kurulmuş olurdu toplum vicdanında herkes ne güzel de huzurlu girerken sen başkasının koynuna uyandığında bir yabancının yatağında daha çocuk sevecektik sanki çocuk üretme fabrikasında kalite kontrol şefinden indirim isterler gibi siz yaparsınız severiz biz yaparız biz de uzaktan sevmeniz zavallı vicdanlarınızın zekatı olacak sadece biz evlendirdik diyeceksiniz çocuğu kucağınıza aldığınızda sanki evlendirmek yetiyormuş gibi mutlu bir gelecek vermek için o çocuğa... yarın çıkıp protesto edeceğiz bir şeyleri meydanlarda neyi bilmiyorum zaten akşam unuturuz nasıl olsa her gün yeni bir isim veriyorum balığıma öncekini unutmuş nasıl olsa uyusam ben de unutur muyum? verdiğim adları... sakinliğime bakma ne olur etkisiz hale getirilemediği için patlatılan bomba gibiyim kontrollü bir o kadar korkutucu sen korkma emniyet şeridinin dışında dur eline telefonunu alıp çekim yapanların arasında... Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2019 Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2019 bir beklemektir tutulmuş hani uyuyunca geçer gibi oluyor ya sabah nasıl olsa katlanıyorsun o geçimsizliğe bir film daha açıyorsun sonra bildik sahneler replikler aklında bir kez daha izlesen ne olacak sanki diye diye tekrarlıyorsun hayatı aynı kadınlara sevdalanıp aynı yokluklarda tatmin ederken buluyorsun kendini son kullanma tarihimin okunamıyor olması benim suçum değil tüketmeseydiniz beni! hala yeterli değil alkol oranlarım kendimi kandırmaya çalışıyorken araya karışmayın n'olur ayıramıyorum sonra sizi yangın anında ilk kurtarılması gerekmeyenlerden.... ne çok kızıyorsunuz bana sevemiyordum diye sevsem bu kadar beklemezdiniz ya hiç girmeyelim o mevzuya uyusak geçer belki dediklerimiz uyanıkken geçmiyorsa cehennemin dibine girsek geçmez saçma sapan sosyal medya hesaplarımızla bir de buradan çek kankilerimizle aldığımız beğeni oranlarıyla geçmez ne senin beklediğin gelecek yanına ne benim özlediğim şimdi uyu uyuyabiliyorsan dibine kadar yalnızsın ağzınla kuş tutsan da, milyon tane beğeni alsan da o yatakta yalnız yatıyorsun! en az şimdi benim olduğum kadar... Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2019 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2019 saçındaki tokan düşmüş. nasıl da kıvrılmıştır şimdi çenene doğru. tenine gölgesi düşmüş, elinle alıp kulağının ardına götürmüşsündür. oturduğun yatakta dizlerini toplamışsın göğsüne, kollarını sarmışsın etrafına, güzel çeneni dizine dayayıp. bakıyorsun anlamaya çalışır gibi, saçmalıklarımı... sığdıramadıklarımla yargıla beni, mesela aklıma seni sığdıramıyorsam, hayatıma alamıyorsam hayalini, gerçeğime sığmıyorsa elini tutma heyecanı, öpmek krizantem çiçeği gibi, ne rengini ne kokusunu bilmiyorsam, bununla yargıla beni! nasıl gittiğimle değil, her defasında nasıl sana geldiğimle yargıla beni nasıl vazgeçip dizlerinin dibinde koynuna girme yüzsüzlüğümle suçla beni! uyandığında kokuma hasret uyandığımda tenin özgürlüğüm en son öptüğüm yerinden ayırsana beni yapabiliyorsan en yandığından uzak tut ne yapsam canını yakıyorum ya yapmadığımla yargıla beni! yatağına gelmediğimle hayaline girmediğimle ne çok dokunmak istedin uzandığın yerde olmadığımla yargıla beni! üstleneceğim çok sevdim o sevmedi beni de! gidişine bir kadeh daha dolduracağım... Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2019 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2019 dönüp durma başımda geldin diyorum, iki veledin koşturarak inme sesi geliyor apartman boşluğundan nereden biliyorlar beklediğimi gidip gelip benim zilimi çalıyorlar sokakta gülüp geçiyorlar yanımdan çok mu belli oluyor taşıyamadığım başım önümde yürüyorum diye mi yalnız diyorlar... uğultusunu da soğuğunu da gelmişini de geçmişini de geçmeyenini de geçer değil mi? kızmıyorum çocuklara bazen boş bulunuyorum işte ayakkabının tekini tutup fırlatıyorum arkalarından sonra inip alıyorum ama geçiyor öfkem hatta yine gelip çalsınlar zilimi yine sen gelmişsin gibi heyecanlanayım sığmasın kalbim göğsüm kafesine bu yüzden sevmiyorum akşamları hepsinin annesi çağırıyor yarına kadar gelmeyecekler geriye... sanki biri çalıp gitmiş zilimi yeri boş sen gelirsen diye gecenin yarısı duymam geldiğini duyayım diye sandalyemi kapının önüne koydum bekliyorum bazen üst komşuya geliyor biri ayak sesleri yabancı senin ayaklarının sesi usul usul susar kapımın önüne gelince açmamı beklersin belki duymam diye ardında bekliyorum bazen akşam iş dönüşlerinde kapının önünde durup çantanda ararken anahtarlarını hissederdim yorulmuşsundur koşarak gelir öteki odadan açar, elindeki çantayı alır botlarını çıkarırdım bağcıklarını çözüp bir elin omzumda diz çökmüşken önünde küçük ayakların şair yanılmış sadece ellerin değil hiç kimsenin böyle küçük ayakları yoktu yağmurun bile... avucuma alırdım nasıl da üşümüş sonra gelmemeye başladın ne anahtar sesi ne küçük ayaklarının avucumdaki yeri sanki aynı anda gittiler şimdi çocuklar var unutturmamak ister gibi tamam bazen sinirleniyorum ama hep o kapıyı açınca göremediğim için seni onların suçu yok... evlerine sığmayan insanlara öyle şaşırıyorum ki nasıl dolduruyorlar oturma odası, yatak odası, mutfak, banyo arada bir hol bir başka misafir odası hatta balkon bir oda daha kullanılmayan eşyalar ofisi zor zamanda açılıp yatak olan koltuklar hepsi ne kadar kalabalık hepsi rahat şimdi istedikleri gibi yayılsınlar ben dolduramıyorum artık kapımın ardındaki o küçük boşluğu ayakkabı dolabının canımı bu kadar yakacağını bilseydim o dolabı yakardım sen gittiğinde otuzaltı numara ayakkabılarınla dolmuş yazlık babetlerin, parmak arası terliklerin yürüyüş ayakkabıların, kışlık botların uzun diye bileklerinin üst tarafını kestiğimiz çizmelerin kestiğimiz... o küçük ayakların giyerken yine omzuma tutunurdun ya sakallarım eline değerdi elin sakallarıma avucuna alırdın yüzümü tutup kaldırırdın öperken dudaklarını sarılırdın ya ayakların yerden kesilirdi kalbim yerinden o akşam gelmedin sonraki akşamda ne çok kızdım o dolaba çabuk geçti ama çocukların da suçu yok anneleri çağırdı yoksa mutlaka gelirlerdi geri ya sen neden gelmedin? kim çağırdı seni... Alıntı
Φ zorlubey Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2019 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2019 Evden eve nakliyat sektörü içerisinde bulunan ve bütün hizmetlerini de eksikliksuz bir biçimde gerçekleştiren firmamız ile artık nakliyat işlerinizi de en kısa süre zarfı içerisinde başarıyla gerçekleştirmeniz de mümkün olacak. Genelde nakliyat sektörü içerisinde en fazla ihtiyaç duyulan alanlardan biri olmayı da başarmış olan Evden Eve Nakliyat ile bütün gününüzü de daha eğlenceli bir biçimde geçirme imkanına da sahip olacaksınız. Evinizde bulunan bütün eşyalarınız da özel olarak paketlenecektir. Buna göre kaliteli ambalaj sistemi eşyalarınıza uygulanmakta ve güvenilir kanallar vasıtasıyla yüksek performans hacmine sahip olan araç filolarına taşınmaktadır. Şehirlerarası evden eve nakliyat Gerek ofisten ofise, gerek işyerinden işyerine taşımacılık hizmetleri verilirken bir yandan da evden eve nakliyat konusu ile ilgili da gerekli bütün hizmetlerde en uygun şekilde verilmeye başlanacaktır. Buna göre aradığınız bütün taşıma hizmetlerini firmamıza müracaat ederek güvenle karşılayabilirsiniz. Üstelik üst düzey hizmetler vasıtasıyla müşterilerin de beklentilerine karşılık verilerek kısa zaman içerisinde de müşteri memnuniyetlerinin ortaya çıkmasına da yardımcı olunmaktadır. Parça eşya taşıma Nakliye konusu ile ilgili gerekli bütün hizmetler her an her saniye problemsiz bir biçimde de yerine getirilmektedir. Sizler de Evden Eve Nakliyatkonusu ile ilgili gerekli bütün hizmetlerden de vakit kaybetmeden faydalanmaya başlayabilir ve taşınacak eşyalarınızın orijinalliği bozulmadan bir diğer semte güvenle teslim edilmesini de sağlayabilirsiniz. Üstelik sigortalı taşımacılık hizmetleri de devreye girmektedir. Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2019 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2019 senin yapacak işlerin vardı benim sabrım yokken seni beklemek için yorulurdun çok uykun gelirdi benimki deliler gibi kaçarken giderdin görüşürüz deyip aklım görüşmede kalırdı bir milyon tane hayal peydahlardım yasak sevişmelerden hepsi ölü doğar sen uyur ben sabaha kadar dört film iki şiir bir ayyaş çıkarken... Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2019 Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2019 beklediği yerde üzeri toz tutacak kadar uzun süre geçmiş. o gelecek bir gün diye gelmeden önce alınır diye o tozlar kimse ellememiş alınmamış uzaktan bakılmış beklenen gelmedikçe akıldan çıkarılmış toz tuttukça takvim geriye sardıkça unutur sanmış insan bir başkasının kollarında nasıl da çabuk ihtiyarlarken toz vazgeçmemiş kaplamış üzerini kadın kaç defa sevişmiş adam kaç defa düşünmüş akıl yetmemiş ama yaşamışlar işte adam köşesinde odanın kadın uğramamış yanına kimse tozunu almamış gelmemiş çünkü kadının çocuğu büyümüş adamın tozu gel zaman git zaman zaman bu ne isteyince geri geliyor ne istemeyince gitmem diyor kadın mutlu ikinci oğlu da büyümüş adamın ikinci kitabı yaşıtlar adamın beklediğiyle kadının oğluyla kitabın sayfasıyla yaşıtlar yeni bir yıl daha diyorlar ya şimdi sanki mutlu olmaya yetermiş gibi yeni olması kadın gelmemiş izleyecek filmleri sevişecek geceleri sabahında uyanıp alınacak tozuyla evi varmış iki oğluyla mutlu mesut zaten hep mutlu mesut tekelindeymiş gibi adama mutsuz tozlarıyla bir hayat düşmüş elmaların canı cehenneme bir elmasını yedik diye cennetinden kovuyorsak tanrı biz zaten doğuştan kaybetmişiz Alıntı
Φ Melih Demirtaş Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2019 Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2019 şiir denemesi kötü aklından bence daha duygusal iyi ve güzel şeyler geçirirsen daha iyisini yazabilirsin Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 3 Nisan , 2020 Gönderi tarihi: 3 Nisan , 2020 bir hayalimiz vardı ve ben buna tutunmayı bile beceremiyorum geceden geceye geliyorum koynuna gündüz kabus gibi geçsin dediklerinden bir an önce hava kararır yağmur yağıyorsa üstelik pencereler kapalı tek kişilik odada yaşamak nasıl da zordur bazen uyanmak istemezsin bazen konuşmak söylemediklerin birikir içinde duymak isteyenin acısı yankılanır kayalıklarında her şey geçer her şeye alışabilir de insan özlemek nasıl ağır susmak erteler belki gitmeyeceğine güvenirken nereye kadar? tek başına bırakırken seni içindeki savaşında sarılmak istediğin adam nerede? uyuyordur şimdi aklına gelirse sarılır sana gelmezse sevişmek isteyecek nasıl olsa gece olunca... bir hayalimiz vardı ben buna tutunmayı bile beceremedim bitmeyecek sandığım ne varsa harcarken farkına bile varamazken nasıl bir özgüven bu öpüyorum dediğimde girecek ya koynuma ama içini kanata kanata ama seviyor ya gitmeyeyim diye başka bir kadının kollarına ısıracak dudaklarını sevişirken istemiyorum demek yerine... bir hayalimiz vardı gittiğin yere gelecektim uyanacaktık birlikte bir kahvaltı belki akşam üzeri birlikte yürümek sokaklarında ve uyumak nasıl güzel yüzüm boynunda kokun ... ne kadar olabilirdi ki zaten böyle ben o hayale tutunmayı bile beceremezken... 1 Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2020 Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2020 kapının kapatıldığını duymuş en son gözleri kapalı bilinci kaybolurken karanlığın içinde sabah hatırlamış üşümeyi yatağın diğer yarısına kolunu uzattığında üzerindeki örtünün inceliği sabah sokulduğu kollarının arasına nerede şimdi? nasıl da kırılmış kırmam dediği alıp başını gitmiş nasıl da haklı uyanmak tek başına akıllandırmıyor mu beni? çıplak ayaklarımla basıyorum soğuk zemine soğuk, senin içinde olmadığın odalar soğuk üzerime alıp sarıldığım battaniye bir sigara daha yakıyorum titreyen parmaklarımla bir masala dönüşüyor hissettiklerim uzaklaşırken gerçeklikten beklemek ne kadar ağırmış yoruldum daha şimdiden gelirsen diye umutlarımı hayatta tutuyorum mesela anahtarı bırakmıyorum kapının üzerinde geldiğinde kapıda kalma diye mesela iki kişilik kahve pişiriyorum kahvaltı tabağı koyuyorum masanın diğer tarafına senin de sevdiğin bir filmi açıyorum tek başıma izlesemde ve iki yastık koyuyorum yatağımın başına yalnız uyumaktan korkuyorum bunu zaten biliyorsun ayak seslerin yaklaşıyor sanki hissetmiş gibi aralıyorsun kapıyı usulca bıraktığın yerde buluyorsun beni nereye gidecektim ki... başını hafifçe eğip kapatıyorsun gözlerini aralarken dudaklarını dudaklarımı özledin mi? Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2020 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2020 saatli bombalar yerleştirilmiş içime imha ekiplerinin beceriksizliği çevreyi güvenceye almış benden başkasına zarar gelmesin diye elleri titremiş midir? keserken mavi kabloyu kırmızı yerine en sevdiği renk miydi? o gün şanslı mıydı yükseleni? köşesinde bir gazetenin söylediği gibi bu defa aşkta mı kazanacaktı? kaybederken beni... saatli bombalar yerleştirilmiş yollarıma zamanı beklenmedik anlara kurulu tehlike geçti derken patlayanlardan sevdiğini sanarken çoktan değişenlerden... çatışmaya girerken kendi içimde yenmeye çalıştığım kim? kazanacağim belki kime rağmen? saatli bombalar yerleştirilmiş gecenin körüne kurulu uyusan olmuyor yapmak istediklerin iğrendiriyor kendini lanet ediyorsun kendine aşağılık varlığın için uzun zamandır armağan da edilmemiş başka birine... Alıntı
Admin ™ Admin Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2020 Admin Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2020 Tarih 06.04.2020 at 16:22 , Johnydoe dedi: saatli bombalar yerleştirilmiş gecenin körüne kurulu uyusan olmuyor yapmak istediklerin iğrendiriyor kendini lanet ediyorsun kendine aşağılık varlığın için uzun zamandır armağan da edilmemiş başka birine... Bu paragraf çok güzel... 1 Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 17 Nisan , 2020 Gönderi tarihi: 17 Nisan , 2020 ince asma yapraklarına sarılmış sarma kadar mutlu edemedim seni heybesinde kelime kalmamış gezgin ozanlar gibi tekrardan sıkılmış kendini susmak düşmeye başlayınca gökten elmalar yerine ne dinleyeni kalmış ne merak edeni yaşadıklarını toplasan ince asma yapraklarına sarılmış sarma kadar ela avuca gelmemiş ne tadı damağında kalır söylesem ne acısı oturur içine öyle yavan tuz bassan neye yarar tam da kalkıp gidecekken dile gelir ozan ince asma yapraklarına sarılmış sarma kadar mutlu edemedim seni... yine ıskalanmış zaman etkisini yitirirken üzerindeki büyü ne hayaller kalmış geriye yaşamak özlemiyle kurulan üzerinden geçerken gerçekler kimi kandırıyorduk biz? artık kanmıyorlar... kimi inandırıyorduk? şimdi ince asma yapraklarına sarılan sarmayla mutlu oluyorlar... Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2020 Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2020 buz tuttu demir kilise sahiline vurdu en soğuk dalgası denizinin bir otobüs durağında üşümüş elleri beklerken bir arka sokağında yürürken avucunda ısıtmıştı oysa oturmuş kaldırımın kenarına nasıl da mutlu çekilen fotoğraflarda yorulmamış çıkarken galata kulesinin merdivenlerini manzarasını bile hatırlamıyor şimdi güzelliğinden başka nasıl da gülümsüyordun gözlerimin içine bakarken akşam olup battığında güneş nasıl yorgun sarıldığında bana kokun alırdı yorgunluğumu ve yarın canlanırdı aklımın köşelerinde geleceksin yanıma nasıl heyecanlı göstereceğim seni arkadaşlarıma gözüm kapıda beklerken buz tutmuş demir kilise üşümüş ellerim beklerken otobüs durağında şimdi anımsarken günah çıkarıyor gibiyim taksimdeki büyük kilisenin sıralarında otururken çıksak oradan yanımda yürürken tamamlanıyordu hayatımın eksiği ne varsa sen giderken bu kadar yorulacağımı tahmin edemezken sonra çok zaman geçti senin tahammülünü götürdü benim sabrımı ben sustukça sen konuşmayı bıraktın anlatmadıklarını taşımak zor geldi sonra ben boşlukları doldurdum ne sen aynı kaldın ne ben tanıdığın zaman geçti çok vazgeçtim yaşamaktan uyanmam sandım her gece uzandığımda uyandım ne yapsam gitmezsin sandım buz tuttu demir kilise beklerken otobüs durağında ellerim ısınmadı bir türlü oysa daha dün gibiydi arka sokağında avuçlarının arasında ellerim. şimdi yalnız uyuyor yine de uyanıyorum ya yaşanıyormuş demek ki umutsuz da... Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 19 Nisan , 2020 Gönderi tarihi: 19 Nisan , 2020 kanımdaki oksijen seviyesi düştükçe biraz daha yaklaşıyorum dönen başım değil karıncalanan ellerim ayaklarım yetmiyor içime çektiğim nefes daha derine bir yolculuk başlıyor uyuyorsun şimdi duyamadıkların ağır geliyor sana söylesem de dayanamazsın öyle işte uyumak nasıl konforlu uyanmak bir sahil kasabasında kapıdan çıksan değecek ayakların sıcak sahilin kumlarına özlemek yerine konabilir mi sevilmemelerin... kıyılarımda seyredip duruyorsun ne yanaşabiliyorsun kırılmayı göze alıp ne uzaklaşıyor kıracaksın diye nasıl da üzgünsün uyandığında yanımda olmamak değil bu yanında olmadığımda ne kadar canım yandığını bilmek başımın çaresine bakarım ben geç uyurum belki belki uyumam sabahın zamanı ıskalar akşam üzerime çöker kimisi evine gider kimisi yeni kurulmuş içki masasına meyler karışacak birazdan kanlarına bu şehrin sokaklarına seninle yürümek bırakılmış yalnızlığıma şerh konulmuş şahidim var artık inandıramazsınız beni yalnız öleceğime ardımdan ağıtlar yakılmayacağı yalanına... Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2020 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2020 zaman ağır ihtiyorlarken üstelik ne çok hayat sığmış şimdi düşününce neresinden dönmüşüm hayatın neresinden dönememiş aynı çıkmazlarda aynı kayboluşlarla derin bir iç çekip eyvallah etmişim otel odalarına sığmış hayallerim penceresinden başımı uzatıp derin bir nefes alamamışım uyanmışım oysa izleri kalmış sırtımda önceki gecenin kimi kandırıyorum kandığım kim? geöecek bunlar diye avuttuğum kim çığlığım içimde yankılanıyor sustuğum zaman yolunda her şey süsü veriliyor sessizliğime konuşsam felsefi yaklaşımlarım mastürbasyonlarımla etkisiz hale geliyor kandırdığım kim? bana katlanacak kadar yanımda kalan kim? sen misin? şimdi kim yok diye yazıyorum? Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2020 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2020 yanında uyanacağım başka bir sabah daha olmayacak hatırlayıp ne güzeldi diyeceğimiz bu yüzden bıraktım hayal kurmayı sonra konuşmayı aramalar kesildi mesajlar tekdüze iyi olduğumuzu bilmek bile yeterdi yettirdik heyecanla anlattıklarımız bitti önce yoksa heyecanımız mı? susmak kolaydı basmakalıp cümlelerin ardına saklanıp zaman kazanma çabalarımız sahi en son ne zaman konuştuk biz? zamanın yetmediği kelimelerin sığmadığı içimize sığmayan heyecanı hangi ara kaybettik? koca bir boşluk düşmeye başlayınca tutunmak bile gelmiyor insanın içinden kimi kandırıyoruzu soruyoruz kendimize uyanınca yanında olmasını istediğini uyanınca aramıyorsan kalkıp tek kişilik odanda pencere açıp gece boyu içtiğin sigaranın kokusu çıksın diye onu düşünürken gün boyu oyalanmak için yeniden izliyorsan yıllar önce izlediğin filmleri onu aramak yerine arasan ne diyeceksin ki zaten... yanında uyanacağın başka bir sabah daha olmayacak hatırlayıp ne güzeldi diyebileceğin... Alıntı
Φ Johnydoe Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2020 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2020 sana sarılmayı özledim uyanınca ansızın sabah olmuş çarparken pencereler rüzgardan fırtına mı kopmuş? uçuşan perdeler odanın içinde nasıl da yorgunum önceki geceden kalma doymamış kanım alkole ne ayık ne sarhoşum bir güne daha başlayacak kadar dört metrekare yaşam alanımda yarım kişinin sığacağı bir odaya sığdırdım kendimi aklımı daha azına bir mum daha tükenip eritmiş kendini ahşap içki masasında gecenin dördüydü son hatırladığım bıraktım kendimi sabah bulmak umuduyla bir fahişenin kollarına ağzımın kuruluğu geçmeyecek sanki içsem mezopatamyanın bütün nehirlerini yine de mutluyum lan aptalca bir gün daha yaşamaktan bilirsin çok olmaz bu her gece uyurum da uyanmak sığmaz aklıma işte böyle bir sabahtı saçma sapan gülümserken uyandırdım kendimi yokluğun cehenneme gidebilir dediğim keşke olsan yanımda umuduna yatırdım son bahsimi yazarken sana sarılmayı çok özledim iletildi mesajım ben de özledim... geldi mesajın. soğudu hava yeniden uyusam kesildi rüzgar durdu zaman uyanmak için iyi bir gün değil dedi içimdeki ses yeniden uyumak için çok mu geç? diye sordum... ayılmıştım artık soğudu hava buz tuttu saçma sapan gülümsemelerim dudaklarımda hazırlıksız yakalanmıştım sarılmak istediğim başka birinin kollarında yazmıştı ben de... hangisi daha çok canımı yaktı hala bilmiyorum başkasının kollarında olması mı? yoksa ben üzülmeyeyim diye acıyıp ben de... yazması mı? size hiç oldu mu? çok özlediğiniz, sarılmak istediğiniz biri başkasının kollarından özledim yazdı mı? Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.