Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

TRABZON CAMİLERİ

 

 

Trabzon camilerinin büyük çoğunluğu, çeşitli zamanlarda yapılan onarımlarla orijinalliklerinden uzaklaşmışlarsa da günümüze yine de iyi bir durumda gelebilmişlerdir. Trabzon ve ilçelerindeki camilerin yapımında taşa ağırlık verilmiş, bunlarda siyah-beyaz renkteki taşların birbirlerini izlemesiyle ilginç bir görünüm sağlanmıştır. Taş mimarisinin yanı sıra ahşap camilerle de Trabzon’da sık sık karşılaşılmaktadır. Gülbahar Hatun Camisi’nin ters T plânı istisna olarak kabul edilirse, genelde plân düzenleri kubbe ve düz tavanların örttüğü dikdörtgen mekânlardır. Bezeme elemanları, özellikle çini, kalem işi ve ştukoya pek az rastlanmaktadır. Ancak yörenin de etkisiyle ağaç işlerine bezemede büyük önem verilmiştir. İl merkezi dışındaki camiler ise ahşap tavanlı olup, mimari özellik göstermemektedirler.

 

 

Ayşe-Gülbahar Hatun Cami (Merkez)

 

00019722.jpg

 

Trabzon il merkezinde Ortahisar’ın batısında, Zağanos Köprüsü’nün yakınında bulunan bu topluluğu; cami, imaret, medrese, hamam, sıbyan mektebi ve türbeden meydana gelmiştir. Bu yapılardan günümüze yalnızca cami ile türbe gelebilmiştir. Sıbyan mektebinin yerine de 1899 yılında günümüzdeki Gülbahar Hatun İlköğretim Okulu yapılmıştır.

 

Trabzon’daki Türk eserleri arasında Gülbahar Hatun Camisi’nin ayrı bir yeri ve önemi vardır. Atapark diye isimlendirilen alanda yer alan bu camiyi Sultan II. Beyazıt’ın karısı ve Yavuz Sultan Selim’in annesi Ayşe-Gülbahar Hatun yaptırmıştır. Ancak caminin kitabesi günümüze ulaşamadığından yapım tarihi ve mimarı kesinlik kazanamamıştır. Bununla birlikte, caminin yanında bulunan Ayşe-Gülbahar Hatun Türbesi’nin h.911 (1505–1506) tarihi biraz ışık tutmaktadır. Büyük bir olasılıkla Gülbahar Hatun Camisi de aynı tarihlerde yapılmıştır. Yapı çeşitli devirlerde birçok onarım geçirmişse de orijinal durumundan pek fazla uzaklaşmamıştır. Caminin giriş kapısı üzerindeki h.1301 (1885) tarihli kitabe onarım kitabesidir.

 

Cami koyu gri ve sarımtrak beyaz taştan yapılmıştır. Caminin ters T veya zaviyeli camiler plan tipinde olduğu, onarımlar nedeniyle de geç devir özellikleri taşıdığı görülmektedir. İbadet mekânını örten ana kubbe 15.00x15.00 m. ölçüsünde olup, pandantiflerin yardımıyla dört duvar üzerine oturtulmuştur. Bu mekânın yanlarında ters T’nin kolları ise cemaate daha çok yer kazandırmak amacıyla son yıllarda yıkılarak ortadan kaldırılmıştır.

 

Evliya Çelebi bu camiden söz etmiştir:

 

“Aydınlık bir camidir. Çok sağlam vakfiyesi vardır. Polathane ismi ile anılan Akçaabat da bu caminin vakıflarındandır. Ayrıca daha başka vakıf köyleri vardır. Yekpare kubbesi içinde nice kandiller yanar. Duvarlarının bir sıra taşları cilalıdır. Bir sofa beyaz ve cilalı taşlarla yapılmıştır. Bu caminin bitirilmesinde ebcet hesabıyla h.920 (1514–1515) eder”.

 

00019729.jpg

 

Ayrıca cami avlusunun dört bir yanında yüksek odalarla süslenmiş bir medresesi olduğunu söyleyerek buradaki görevlilere de değinmiştir:

 

“İmam ve talebeye aydan aya vakıf tarafından belirli vazife, et ve mum parası verilirdi” Bugün bu medreseden günümüze hiçbir iz gelememiştir.

 

Son cemaat yeri baklava başlıklı altı sütunun taşıdığı kemerler üzerine oturan beş kubbeden oluşmaktadır. Kubbelerin içleri 1905 yılında yapılan onarım sırasında kalem işleriyle bezenmiştir. Beyaz kesme taştan, 1.20 m. kalınlığındaki cami duvarları üzerine kubbe oturtulmuştur. Son derece güzel aydınlatılan caminin mihrabı mermerden beş bölümlüdür. Baklava motifleriyle sonuçlanan mihrabın boyanmış oluşu, onu doğal güzelliğinden uzaklaştırmıştır. Burada dolaşan yazı frizi caminin h.1301 (1803) yılında onarım geçirdiğine işaret etmektedir.

 

Sekizgen bir kaide üzerinde, caminin sağında yer alan minare iki sıra siyah, bir sıra beyaz taşların işlenmesiyle meydana gelmiş olup mukarnaslı, tek şerefelidir. Ayrıca caminin önündeki şadırvan önceden buradaki bir avluya işaret etmektedir. Günümüze oldukça iyi bir durumda gelen bu şadırvan, 1967 yılındaki onarım sırasında yenilenmiştir.

 

 

 

İskender Paşa Cami (Merkez)

 

 

p8190108.jpg

 

Trabzon Belediyesi’nin arkasında, Taksim Meydanı’nda olan İskender Paşa Camisi’nin giriş kapısı üzerinde h.936 (1529) tarihli kitabesi bulunmaktadır. Ayrıca burada 1882 yılında onarıldığını gösteren bir başka kitabe daha bulunmaktadır. XVI. Yüzyılda, 1512 yılında Trabzon Valiliğine getirilen İskender Paşa tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Caminin avlusunda bulunan medresesi yıkılmış, batı yönündeki haziresi de kaldırılmıştır. Cami değişik zamanlarda yapılan onarımlarla orijinalliğinden uzaklaşmıştır.

 

Evliya Çelebi bu yapıdan şöyle söz etmektedir:

 

“Kâfir meydanı diye bilinen meydanın doğu tarafında, yekpare mavi kubbeli bir camidir. İçeriden güzel bir minaresi vardır. Ayrıca cami avlusunun kuzeyinde birçok odalarla süslenmiş mamur bir okutma yeri vardır ki talebesinin belirli vazifeleri olduğu söylenir”.

 

Evliya Çelebi’nin külliye olarak sözünü ettiği bu yapı topluluğundan günümüze yalnızca camisi ile çeşmesi gelebilmiştir.

 

Kesme taştan yapılan İskender Paşa Camisi, Gülbahar Hatun Camisi ile birlikte h.1301 (1803) yılında onarım geçirmiş, ana kubbenin dayandığı kuzey duvarı kaldırılmış, bunun yerini iki sütun almış ve ağırlık buraya verilmiştir. Böylece kubbe duvarı geriye çekilmiş, ibadet yeri genişletilmiş ve ön bölüme de bir son cemaat yeri eklenmiştir. Geniş kemerli beş bölümlü son cemaat yeri XIX. yüzyıl özellikleri göstermekte olup, dış portal üzerindeki h.1301 (1803) tarihi konuya açıklık getirmiştir. Yanları kapalı olan son cemaat sütunlarının kare kaide ve başlıklı oluşlarının yanı sıra ahşap bir çatı ile örtülü oluşları buraya ilginç bir görünüm kazandırmıştır.

 

İbadet mekânı dıştan kiremit kaplı tek bir kubbenin örttüğü kare plânlıdır. Kuzey yönünden kubbenin örtemediği bölümler tromplu küçük kubbelerle tamamlanmıştır. Barok-ampir karışımı bezemeye sahip olan mihrap orijinal değildir. Konak Camisi, yeni Cuma Camisi ve Çarşı Camisi mihrapları ile benzerlik gösteren mihrabın bordürlerinde stilize bitki motifleri, helozoni şekiller ve asma yapraklarından oluşan bir bezemeye yer verilmiştir. Cami içerisindeki bezemelerde de geç devir özellikleri gösteren kalem işleri ile karşılaşılmaktadır. Mermer minberin her iki yanında yüksek kabartma motifleri ile rozetler dikkati çekmektedir.

 

Caminin içerisinden çıkılan minare sekizgen bir kaide üzerine oturan bir sıra taş, beş sıra tuğladan meydana gelmiştir. Şerefe altlarında da tuğladan yapılmış bezemeler olup korkuluklarında taşa işlenmiş dairevi motifler ve rozetlerle süslenmiştir.

 

İskender Paşa’nın mezarı h.948 (1535–1536) caminin batısındadır.

 

 

 

Hızır Bey Cami (Merkez)

 

00019738.jpg

 

Trabzon Hızır Bey Mahallesi’ndeki bu camiyi fetihten sonra, burada valilik yapan Hızır Bey’in yaptırdığı sanılmaktadır. Ancak kitabesi bulunamadığından bu konu kesinlik kazanamamıştır.

 

Yapı üslubundan XVIII. yüzyılda yenilendiği anlaşılan cami kesme taş duvarlı, içten kubbe dıştan çatı örtülüdür. İki katlı son cemaat yeri, mihrap ve minber barok özellikleri göstermektedir. Mihrabın her iki yanındaki küçük sütunlar asma yaprakları ile bezenmiştir.

 

 

 

Ahi Evren Dede Cami (Merkez)

 

00019735.jpg

 

Trabzon’a hâkim Boztepe’de yapılan bu caminin yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla birlikte, Şemsettin Sami, Sultan Orhan zamanında Ahi Evren Dede’nin Trabzon’da bir tekke yaptırmış olduğunu kaydettirmiştir. Hiç kuşkusuz, bugünkü caminin yerinde dergâh, cami ve türbe bulunuyordu. Ancak şekilleri hakkında hiçbir bilgi olmayan bu yapı topluluğunun yerine, aynı ismi taşıyan cami yapılmıştır.

 

Günümüze ulaşan Ahi Evren Dede Camisi h.1305 (1887-1888) yılında Trabzon’un sevilen kişilerinden, Sultan Abdülaziz’in baş müezzinlerinden Hacı hakkı Baba tarafından onarılarak bugünkü şeklini almıştır.

 

Cami kare plânlı, taş duvarlı ve ahşap çatılı idi. Ancak 1976 yılında yapılan onarımda üzerine kubbe ilave edilmiştir. Mihrap ile minberi sade olup, minaresi küçük ve tek şerefelidir.

 

 

Çarşı Cami (Merkez)

 

00019734.jpg

 

Trabzon Kemeraltı Semtinde, Çarşı Mahallesi’nde, bedestenin karşısında yer alan Çarşı Camisi, Trabzon’un en büyük camisidir. Kuzey kapısı üzerindeki kitabesinden öğrenildiğine göre, Trabzon Valisi Hazinedarzade Osman Paşa tarafından h.1255 (1839) yılında yaptırılmıştır. Vakıf kayıtlarından öğrenildiğine göre de bu caminin yerinde XVI. yüzyılda yaptırılmış Hacı Kasım Mescidi bulunuyordu. Bu mescit harap olunca yıktırılmış, çevresindeki dükkânlar istimlâk edilmiş ve bu caminin yapımına başlanmıştır.

 

Kesme taştan, barok-ampir üsluplarının karışımı olan cami, kalın taş duvarlı, dikdörtgen plânlıdır. İbadet mekânı altı kalın sütunun taşıdığı büyük bir kubbe ile örtülmüştür. Kuzey ve güney yönlerinde üçerden altı kubbe, yanlarında bunun dışında kalan bölümler tonozlarla örtülmüştür. Kuzey yönü meyilli bir araziye rastladığından son cemaat yeri oldukça yüksek tutulmuş ve bunun sonucu olarak aşağıda meydana gelen boşluklara dükkânlar yerleştirilmiştir. Kare kaideli, kare başlıklı sütunlar ve kemerlerle son cemaat yeri üç bölüme ayrılmıştır.

 

Yapının kuzey, batı ve doğu yönündeki girişlerinden bugün yalnızca kuzey ve batı kapıları kullanılmaktadır. Bunlardan kuzey kapısı üzerinde, yazıtın iki yanında alçıdan cami maketleri ile Sultan Abdülhamit’in tuğraları yerleştirilmişti. Güzel bir mermer işçiliği olan mihrap, İskender Paşa, Konak ve Yeni Cuma camileri ile yakın benzerlikleri olduğundan aynı yıllarda yapılmış olabileceğini işaret etmektedir. Mermer minberin iki yanındaki çiçek motifleri Barok, Ampir üsluplarının özelliklerini yansıtmaktadır.

 

Siyah-beyaz taştan çokgen gövdeli minaresi tek şerefeli olup, son cemaat yerinin sağında yer almaktadır.

 

Caminin doğusunda bulunan medrese ile bugünkü şadırvanın olduğu yerde, 1847 yılında yaptırılmış olan muvakkithane yıkılmış ve günümüze gelememiştir. Bu muvakkithanenin kitabesi Trabzon Müzesi’ndedir.

 

 

Tavanlı Cami (Merkez)

 

Tekke Mahallesi'nde Nemlioğlu Konağı yanında yer alan bu cami Trabzon Vakıflar Müdürlüğü’ndeki bir belgeye göre h.1060 (1650) yılında yapılmıştır. Giriş kapısı üzerindeki h.1291 (1874) ve h.1308 (1890) tarihli kitabelerinden onarıldığı yıllar öğrenilmiştir.

 

Kesme taştan, dikdörtgen planlı ahşap çatılı orijinal durumundan, geçirdiği onarımlar nedeniyle çok uzaklaştırılmıştır. Son cemaat yerinin doğusunda çeşme, batısında da ona bitişik olarak minaresi bulunmaktadır. Bunlarla birlikte son cemaat yerinin cephesi ortaya çıkmaktadır. Son cemaat yeri ahşap bir tavanla örtülü olup, ortasında barok kıvrımlı bir göbek bulunmaktadır. Son cemaat yerinden ibadet mekânına giriş kapısı üzerinde ahşap mahfil bulunmaktadır. Caminin içerisi çok sayıdaki pencerelerle aydınlatılmıştır. Mihrap ve minber sade olup, batı köşesinde yer alan taştan tek şerefeli minareye iki katlı son cemaat yerinden çıkılmaktadır.

 

 

Müftü Cami (Merkez)

 

Trabzon Maraş Caddesi’nde Küçük Ayvasıl Kilisesi’nin karşısında yer alan bu caminin yerinde Trabzon Müftüsü Elhaç İsmail Efendi’nin h.1167 (1753) yılında yaptırdığı bir cami vardır. Dikdörtgen plânlı, barok üsluptaki bu cami 1970 yılında yıktırılmış ve yerine bugünkü cami yaptırılmıştır.

 

Kesme taştan, kare plânlı kubbeli caminin mermer mihrap ve minberi İstanbul’da yapılarak buraya getirilmiştir. Pencere camlarındaki bezemeler ve kalem işleri ile dikkati çekmektedir. Batısındaki mezarlar camiyi yaptıran Hacı İsmail Efendi ile oğlu Seyit Mahmut Efendi’ye aittir.

 

 

Semerciler Cami (Merkez)

 

Trabzon Çarşı Mahallesi’nde, Semerciler Yokuşu’nda evler arasına sıkışmış olarak günümüze gelebilmiştir. Kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber h.1173 (1759) tarihli vakfiyesi bulunmaktadır. Y.Mimar Sedat Çetintaş XVIII. yüzyılda yapılmış olabileceğini belirtmiştir. Caminin ana giriş kapısı üzerindeki onarım yazıtı ise h.1236 (1820) tarihine işaret etmektedir.

 

Kesme taş duvarlı cami kare planlı olup, onarım öncesi tek kubbe ile örtülü bulunuyordu. Onarımdan sonra kubbe yerine ahşap bir tavan ve çatı yapılmıştır. Kuzey ve batı yönündeki iki kapıdan içerisine girilen caminin kapısının ana portali üzerindeki kitabenin Yavuz Sultan Selim’in annesine ait olduğu söylenirse de günümüze gelememiştir.

 

Eski kaynaklarda yok olan bu kitabe ilgili bazı bilgiler bulunmaktadır:

 

“Sultan Selim’i sinesinde taşıyan sevgili anası o büyük Anadolu Türk Hatunu fâni dünyadan yüz çevirdi. Ebedi ahiret hayatına yöneldi. Vefat tarihi rahmet-i dayım beru.”

 

Bu yazıt ebcet hesabıyla h.911 (1505–1506) tarihleri ortaya çıkmaktadır. Bu durumda yapının ilk şeklinin XVI. yüzyıla ait olduğu ortaya çıkmaktadır.

 

Caminin içerisini aydınlatan pencereler dışarıdan basit görünüşlü olmalarına rağmen içten yuvarlak kemerlidir. Onarım sonrası yapılan ahşap tavan iç içe sekizgenlerle bezenmiş yer yer de ayetlere yer verilmiş, birbirini kesen yıldızlarla kompozisyona hareketli bir görünüm kazandırılmıştır. Güney duvarının ortasında, derin bir niş görünümündeki taş mihrap sade olup, yarım silindirik yivlerle bezenmiştir. Ahşap minber kündekâri (geçme tekniği) taklidindedir. Çeşitli geometrik parçalar, altıgenler ve bunların içlerindeki ziyaretlerle süslenmiştir. Yapının kuzey-batı köşesinde taş minaresi küçük ve şerefelidir.

 

 

Konak Camisi (Merkez)

 

Trabzon Uzun Sokak’ta yer alan bu cami, çevresindeki evler arasında sıkışıp kalmıştır. Bu caminin de kitabesi günümüze gelemediğinden, yapım tarihi ve yaptıran ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadır. Kasım Ağa isminde bir kişiden söz edilse de bu bilgi kesinlik kazanamamıştır.

 

Son cemaat yeri üzerindeki h.1301 (1803) tarihli yazıt onarımını belirtmektedir. Barok özellikleri, sütunlar üzerindeki kıvrık dal ve yıldız motifleri yapının XVIII. yüzyılda yapılmış olabileceğine işaret etmektedir.

 

Caminin ön cephesi kesme taş, diğer duvarları kesme moloz taştan meydana gelmiş olup, üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Mihrap ve minber barok üsluptadır. Taş mihrabın her iki yanında asma dallarıyla bezeli küçük taş sütunlar vardır. Ahşap minberin hiçbir özelliği bulunmamaktadır. Batı yönündeki taş minaresi tek şerefelidir.

 

 

Musa Paşa Cami (Merkez)

 

Trabzon Musa Paşa Mahallesi’nde bulunan bu caminin kitabesinden öğrenildiğine göre; h.1079 (1668) yılında Musa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Orijinal özelliklerini koruyarak günümüze ulaşan bu yapı Erken Osmanlı Devri tek kubbeli camilerinin Trabzon’daki tek örneğidir.

 

Kesme taştan kare plânlı küçük bir yapıdır. Oldukça kalın olan duvarların üzerindeki izlerden bazı onarımlar geçirmiş olduğu anlaşılırsa da bunlar yapının bütünlüğünü etkilememiştir. Kuzey yönündeki son cemaat yeri küçük olup, devşirme sütunlar ve kornişler kullanılmış içten tonoz, dıştan eğimli bir çatı ile üzeri örtülmüştür. Stalaktitli mihrap ve yeni yapılan minberi sade olup, minaresi tek şerefelidir.

 

 

Hoca Halil Cami (Hatip Cami, Kalvanoğlu Cami) (Merkez)

 

Trabzon’da Pazarkapı Mahallesi’nde, Hoca Halil Sokağı’nda, Kanuni Sultan Süleyman’ın hocası Hoca Halil Efendi tarafından yaptırılmıştır. XVI. yüzyıl eseri olan bu yapı, bir deprem sonucunda h.1312 (1896) yılında yıkılmış ve semt sakinleri tarafından yeniden yaptırılmıştır. Semtin hatırı sayılır kişilerinden Hatipzade Emin Efendi eski yapıya uygun olarak plânları çizmiş, yapımıyla da ilgilenmiştir. Aynı zamanda camide hatiplik yapmış, bundan ötürü de camiye Hatip Camisi ismi yakıştırılmıştır. Bunun yanı sıra kırk iki yıl imamlık yapan Kalkanoğlu Hafız Ahmet Efendi’nin anısına Kalkanoğlu Camisi de denilmiştir.

 

Tamamen evlerle çevrili bir alanda olduğundan, cephe görünümü özellik göstermemektedir. Kare plânlı kesme taş caminin iki katlı ahşap son cemaat yerine dört basamaklı bir merdivenle çıkılmaktadır. Kuzeyden girilen ana mekân oldukça aydınlık ve üzeri çatı ile örtülüdür. Mihrap ve minber gösterişsizdir.

 

Minare son cemaat yerinin kuzey-batı köşesine kesme taştan stalaktitli şerefeli olarak yerleştirilmiştir.

 

 

Tabakhane Cami (Merkez)

 

Trabzon Tabakhane Semtinde, Tabakhane Yokuşu’nun hemen yanı başında, Yavuz Selim’in Babüssade ağalarından Mahmut Ağa Ettavaşi tarafından h.940 (1533) yılında yaptırılmıştır. Bu cami günümüze orijinal durumunda gelememiş, Hacı Mahmut Ağa tarafından h.1030 (1618)’da onarılmıştır. Bunu h.1306 (1888) tarihli onarım izlemiştir.

 

Cami kalın kesme ve moloz taş duvarlı, kare planlı bir yapı olup, üzeri çatı ile örtülü idi. Kuzey girişinde iki katlı camekânlı bir son cemaat yeri, bunun sağında tek şerefeli minare yer alıyordu. Ancak cami bu durumu ile günümüze gelememiş, 1978 yılında Cami Koruma Derneği tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün onayı ile yıktırılmış ve yeniden yapılmıştır.

 

 

Akmescit Köyü Camisi (Maçka)

 

Trabzon ili Maçka ilçesi Akmescit Köyü’nde bulunan bu caminin kitabesinden öğrenildiğine göre; h.1290 (1873) yılında yaptırılmıştır. Banisi bilinmediğinden, yöre halkı tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır.

 

Kesme taştan dikdörtgen planlı olarak yapılan caminin önünde dört ahşap sütunun taşıdığı, ahşap çatılı dışa açık son cemaat yeri bulunmaktadır. Buradaki yuvarlak kemerli bir kapıdan ibadet mekânına geçilmektedir. Giriş kapısı iki kanatlı olup, üzerinde kabartma şeklinde vazodan çıkan üzüm salkımları ve yaprakları bulunmaktadır.

 

İbadet mekânının üzeri ahşap bir tavanla örtülmüştür. Bu tavanın üzerinde iç içe geçmiş sekizgenlerden oluşan bir göbeği vardır. Mihrap kesme taştan oldukça sadedir. Yan yüzeylerinde dört sıra halinde bordürler içerisine baklava dilimleri yerleştirilmiştir. Mihrabın sağındaki minber ahşap olup, burada palmet motiflerine ve bir vazodan çıkan bitkisel motiflere yer verilmiştir.

 

 

Bahçekaya Köyü Merkez Camisi (Maçka)

 

Trabzon ili Maçka ilçesi, Bahçekaya Köyü’nde bulunan bu cami, kitabesinden öğrenildiğine göre h.1302 (1885) yılında yaptırılmıştır. Banisi bilinmemektedir.

 

Kesme ve moloz taştan yapılan cami dikdörtgen planlı olup, üzeri kırma bir çatı ile örtülmüştür. Kuzey yönünde dört taş sütunun taşıdığı son cemaat yeri bulunmaktadır. Dışa açık olan son cemaat yeri yakın tarihlerde camekânla kapatılmıştır. Son cemaat yerinden yuvarlak kemerli bir kapı ile ibadet mekânına geçilmektedir. Bu kapı kesme taş lentolu, iki kanatlıdır. Kapının üzerinde örgü şeklinde motifler görülmektedir.

 

İbadet mekânı mihrap yönünde altlı üstlü ikişer, doğu ve batı yönünde altlı üstlü üçer pencere ile aydınlatılmıştır. Bu pencerelerden üsttekiler, alttakilere göre daha küçük ölçüdedir. Pencerelerin sövelerinde, kilit taşlarında palmet ve nar gibi kabartma motiflere yer verilmiştir.

 

Mihrap yuvarlak bir niş şeklinde olup, oldukça basittir. Üzerinde h. 1310 (1885) tarihli on satırlık bir kitabesi bulunmaktadır. Minber ahşaptan olup, yan yüzlerinde bitkisel bezemeye yer verilmiştir.

 

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.