Φ _asi_ Gönderi tarihi: 28 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 28 Eylül , 2009 Mevlâna Müzesi (Karatay) Mevlâna Müzesi 1926 yılında Konya Asar-ı Atika Müzesi ismi ile açılmış, Mevlâna ve Mevlevilik ile ilgili eserlerin yanı sıra Türk Sanat tarihi eserlerini de bir araya getirmiştir. Mevlâna Müzesi’nin 1954 yılında yeniden teşhir ve tanzimi yapılmış, ismi de Mevlâna Müzesi olarak değiştirilmiştir. Mevlâna Müzesi’nin bulunduğu yer Selçuklu Sarayı’nın gül bahçesi iken Konya’ya gelen Mevlâna’nın babası Sultan-ül Bahaeddin Veled’e Selçuklu Sultanı I.Alaaddin Keykubat tarafından hediye edilmiştir. Mevlâna Türbesi’nin bulunduğu yerin üzeri kutupların kubbeleri anlamında Kıbâb’ül-Aktâb denilen yeşil kubbe ile örtülüdür. Mevlâna’nın Türbesi ve Mevlevi Dergâhı külliyenin batısını, derviş hücreleri diğer üç yönünü çevirmiştir. Müzeye batıda meydana açılan Dervişhan Kapısı’ndan girilir. Türbe kapısından Tilavet Odası’na (Hat Dairesi) geçilir. Bu odada Osmanlı hattatlarından Rakım Mahmud Celaleddin İzzet, Hulusi, Hamit ve Yesarizade Mustafa İzzet Efendi gibi hataların yanı sıra Sultan II.Mahmut’un altın kabartmalı sülüs levhaları bulunmaktadır. Tilavet Odası’ndan Huzur-ı Pir’e gümüş bir kapıdan girilir. Gümüş kapı iki kanatlı ve ceviz ağacından yapılmış olup, gümüş levhalarla üzeri kaplanmıştır. Bu kapının üzerindeki kitabeden de anlaşılacağı gibi Sokulu Mehmet Paşa’nın oğlu Hasan Paşa tarafından 1597 yılında yaptırılmış ve türbeye hediye edilmiştir. Müzenin bu bölümünde iki vitrin içerisinde Mevlâna’nın ünlü eserlerinden Mesnevi ile Divan-ı Kebir’in eski nüshaları sergilenmiştir. Üzeri üç kubbe ile örtülü olan bu salonun sağ tarafında yüksek bir kısımda 65 mezar bulunmaktadır. Bu mezarlardan 55’i Mevlâna’nın soyundan gelen erkek ve kadınlara, 10 tanesi de Mevlevi büyüklerine aittir. Yeşil kubbenin tam altına rastlayan bölümde Mevlâna ve oğlu Sultan Veled için Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırmış olduğu gök mavisi renginde mermer bir sanduka bulunmaktadır. Bu sandukayı Sultan II.Abdülhamid 1894 yılında buraya hediye etmiş, üzeri de altın sırma tellerle Besmele ve Ayetlerin işlendiği kuşide ile örtülmüştür. Mevlâna’nın sandukasının ayak ucunda bu mermer sanduka yapılıncaya kadar Mevlâna’nın üzerinde duran, şimdi ise babası Sultan-ül Ulema Bahaeddin Veled’in üzerine konulan ceviz sanduka bulunuyordu. Selçuklu ağaç işçiliğinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilen bu sanduka üzerinde Ayetler ve Mesnevi’den seçilmiş beyitler oyma tekniği ile işlenmiştir. Sandukanın, Mimar Selimoğlu Abdülvahid tarafından planının çizilmiş, Konyalı Genakoğlu Hüsameddin Muhammed tarafından yapılmıştır. Bu sandukanın önünde gümüş bir kafes ve bir de eşik vardır. Kafesi Maraş Valisi Mahmut Paşa 1597 yılında yaptırarak türbeye hediye etmiştir. Bu kafesin üzerinde Şair Mani’nin 32 beyitlik Türkçe bir şiiri yazılıdır. Şiiri Kalemkâr İlyas isimli bir usta kapı üzerine işlemiştir. Şiirde devrin padişahı Sultan III.Mehmet ile Maraş Valisi Mahmut Paşa’ya övgüler yazılıdır. Türbe kısmındaki salonun sol kenarında da altı sanduka bulunmaktadır. Bunlar Sultan-ül Bahaeddin Veled ve Mevlâna ile birlikte Horasan’dan buraya gelen altı Horasan erinin mezarlarıdır. Horasan erlerinin ayak ucunda Nisan Tası bulunmaktadır. Bu tas bronz üzerine altın ve gümüş desenlerle bezenmiş ve yer yer de figürler işlenmiştir. Bu tasın üzerindeki Arapça kitabeden de İlhanlı Hükümdarı Ebu Said Bahadır Han (1305-1335) için yapıldığı, 1333 yılında da Emir Sungur Ağa tarafından buraya hediye edildiği öğrenilmektedir. Burada çeşitli levhaların yanında Mevlâna’nın Farsça Rubai’si, felsefesini açıklaması yönünden son derece önemli yazılar bulunmaktadır. Huzur’dan geniş bir kemerle Semahane bölümüne geçilmektedir. Bu bölüm XVI.yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmış geniş kubbeli bir salondur. Etrafı ahşap kafes ve demir parmaklıklarla çevrelenmiştir. Salonun ortasındaki vitrinlerde, Şems-i tebrizi’nin serpuşu, Mevlâna’nın oğlu Sultan Veled’in Deste Gül ismi verilen cepkeni sergilenmektedir. Ayrıca Mevlâna’ya ait sikkeler, cüppeler, omuzluk ve namaz seccadesi de burada bulunmaktadır. Vitrinlerde XVI.yüzyıl memluklu dönemi cam kandili vardır. Bu kandil cam işçiliğinin en güzel örneklerinden biridir. Buradaki vitrinlerde su, çorba, şifa tasları, Osmanlı-İran ve Musul işi kandil ve şamdanlar, çekmeceler, usturlaplar bulunmaktadır. Selçuklu ve Osmanlı dönemi rahlelerinin sergilendiği ahşap eserler bölümünün yanı sıra Mevlevi ayinleri ve notalarının, enstümanlarının, musıki ustalarının musiki aletlerini kapsayan vitrinler de diğer eserleri tamamlamaktadır. Kitap ciltlerinin bir araya getirildiği vitrinde XII.-XIX.yüzyıla tarihlendirilen çeşitli yazmaların meşin ve lake ciltleri görülmektedir. Ayrıca burada çeşitli boyutlarda Kuran’lar, teshipli yazmalar ve minyatür örnekleri de bulunmaktadır. Semâhâne'de yer alan Naat Kürsüsü ve Müzisyenlerin oturduklari Mutrib Hücresi ile erkekler ve hanimlara ait Mahfiller orjinal halleri ile korunmuştur. Semahane’nin türbe kısmından küçük bir kapı ile mescit kısmına geçilir. Bu bölümd e Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır. Mescitte Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine tarihlenen yazı örnekleri, teshipler ve ciltler sergilenmektedir. Ayrıca duvarlara eski halı ve kilim örnekleri de asılmıştır. Yine bu bölümde Sakal-ı Şerif ve kutusu, Mevlâna’nın torunu Ulu Arif Çelebi’ye ait 999’luk zikr tesbihleri de bulunmaktadır. Yapı topluluğunun derviş hücreleri olan bölümleri Sultan III.Murat tarafından yaptırılmıştır. Bu hücrelerden dördü dışındakilerin yan duvarları açılmış ve burası uzun dar bir salon haline getirilmiştir. Bu salonda Konya, Gördes, Uşak ve Selçuklu dönemi halı örnekleri sergilenmektedir. XV.yüzyıla ait Beyşehir Eşrefoğlu Camisi’nden getirilmiş kilim parçası, XVII.yüzyıla ait kandilli seccade, ipekli seccade, Mevlâna’nın seccadesi buradaki ünik eserler arasındadır. Müzenin kumaş bölümünde ise Bursa dokuma tezgahlarında dokunmuş kadife ve kumaşlar; Selimi ve Gürun şalları bulunmaktadır. Buradaki derviş hücrelerinden ikisi kütüphane olarak kullanılmaktadır. Bu kütüphanede Mevlâna ve Mevlevilik konusunda eserler bulunmaktadır. Diğer hücrelerden birisi Postniş’in odası, diğeri de Mesnevihan odası olarak düzenlenmiştir. Bu odaların düzenlenmesinde devrine uygun odalar, mankenler ile Mevlâna dönemi yaşatılmaya çalışılmıştır. Müzenin güneybatı köşesinde yer alan Matbah bölümünü Sultan III.Murat 1584 yılında yaptırmıştır. Bu bölüm 1990 yılında yapılan onarımlardan sonra mankenler ile yeniden düzenlenmiştir. Matbahın asıl işlevi olan yemek yapmak ve somat denilen sofrada Mevlevilerin yemek yeme adabı mankenlerle anlatılmıştır. Matbahın diğer işlevlerinden biri olan Nev-Niyaz olarak isimlendirilen Mevlevi adayları Saka Postu üzerinde otururken Sema Talim Tahtası üzerinde Mevlevi Sema Dedesinin Can denilen Mevlevi Derviş Adayları’na semayı öğretmesi mankenlerle anlatılmıştır. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.