Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 12 Nisan , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Nisan , 2006 Seni İçimden Terkediyorum... Binmediğim hiç bir otobüs Beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde Gittikçe azalıyor hayat Neyi erken yaşadıysam Hep ona geç kalıyorum Sana göçüyorum her sonbahar Yolların çıkmıyor aşkıma Unuttuğun yağmurların adı saklımda Seni içimden terk ediyorum Susmaktan yoruldum Kuşlar ve şarkılar bu şehri terk edeli beri Efkar demliyorum gözlerimde yaşlarımı, yanağıma varmadan öldürüyorum Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp Seni içimden terkediyorum Ne unutacak kadar nefret ettin Ne hatırlayacak kadar sevdin Yıkık bir duvar kadar bile pişman değilsin biliyorum Beni hep bulmamak için aradın Yanılgımdın Yandığımdın Yangındın Sensizliğe yenilmek Sana yenilmekten zor olsada Ardımda bir sürü "belki"ler bırakarak Seni içimden terk ediyorum Şimdi İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan İki yarım kaldık Tamamlayamadık bizi Elinden tutamadık yanlızlığımın Saçlarımıda uzaklarına gömdün İçimin mavisi senin okyanusundandı Al! geri veriyorum. Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim Sana bensizliği terkediyorum "Yârime uzanmayan bütün dallarım kırılsın" demiştin Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi? Ne tuaf değil mi? İçimi acıtanda sendin Acımı dindirecek olanda "Ya öldür beni"dedim Ya da git benden İçi bulanık bir sevdanın ucunda Seni kaybettim Aldırmadın aldırmalarıma Bir gecede yakıp yârini Şafaklara sattın ihanetini Küllerime basanlar bile utandı yaptığından İşte soluk bir ömrün son nefesi Benden İçimden Terkediyorum ! Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2006 -------------------------------------------------------------------------------- Seni özlemenin Ne demek olduğunu sor bana, Yetmişiki dilde anlatabilirim Kitabını yazabilirim sayfalarca. Yalnızlığın rezilliğini Kokuşmuşluğunu Ve çıplaklığını da. Ama hiç kimse Kavuşmanın güzelliğini Sormasın bana anlatamam. Ben sana hiç kavuşmadım ki! Bilmiyorum Dudakların nasıldır. Sıcak mı ateş topu kadar, Yoksa soğuk mu Buza kesmiş bir bardak su gibi? Kıvrımlarına, Kırmızı karanfiller mi tutunmuş, Küle gizlenmiş kor mu var? Tenime değdiğinde dudakların Cemre mi düşer bedenime, Mızrap değen bir saz teli gibi Titrer mi yüreğim bilmiyorum. Ben hiç dudaklarına dokunmadım ki! Bir kadını sardığında kolların, Ürkek ceylânlar Nasıl kurtulur tuzağından? Dolu yemiş yaprak gibi Nasıl titrer bir yürek? Ellerin nasıl okşar bir bedeni, Goncalar Nasıl güle döner sıcaklığınla bilmiyorum. Hiç sana sarılıp yatmadım ki! Kısacası: Tatmadım kavuşmayı anlatamam. Ama, Seni özlemenin kitabını yazabilirim. Anlatabilirim daldaki kuşa topraktaki solucana. Yokluğunda yıllardır Özlemine dayanmayı öğrendim Yokluğuna katlanmayı Aşağılık avunmayı öğrendim nasılsa Ustası oldum beklemenin Tükenmek pahasına. Ama hiç kimse kavuşmayı, İki derenin birbirine karışıp Sarmaş dolaş aktığı yatağın yorgunluğunu Sormasın bana anlatamam. Çünkü senle ben, Ayrı kaynaktan doğmuş Sularında hasretleri taşıyan Başka denizlere koşan iki ırmağız. Birbirimize uzak topraklarda tüketirken yılları Aynamızda ayrı gökleri yansıtırız. İşte onun için İki dere nasıl karışır birbirine Nasıl sığar iki nehir bir yatağa bilmiyorum. Tanrı şahidimdir Kurda kuşa Dağa taşa bile anlatabilirim. Demem o ki uzaktaki yakınım: Vuslatlara yabancıyım, Ama, Seni özlemenin kitabını yazabilirim. __________________ Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kriptex1000 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2006 Kelimeler Eksik Kelimeler eksik, kelimeler yarali. Kelimeler ciliz. Tasimiyor, anlatmiyor, tanimlamiyor bu duyguyu.Ben de... Çok baska bir sey. Sevginin ortasinda, derin acilar hisseder mi insan? Aydinlik gülümsemelerin içine, hüznü yerlestirir mi durup dururken? Gözlerine bugu,diline sitem, yüregine burukluk, çöreklenir kalir mi asirlarca? Gelmeyecegini bildigi mektup için, posta kutusunu hep ayni heyecanla açar mi? Dedim ya, baska bir sey bu. Ne kadar yalnizsam, o kadar seninleyim su günlerde. Belki de en basta, tutup seni en derinlere koydum diye oldu bunlar. Kimseler ulasmasin diye, kimselerin bilmedigi, bulamayacagi yollara götürdüm seni. En derinlerde tuttum. Bana sakladim. Derine, hep daha derine... Seni yapayalniz, bir tek bana biraktim. Paylasamadim Yanlis yaptim. Sana ulasan yollari kaybettim diye bütün bu saskinliklar. Kendimi oradan oraya vurmam. Sagimda, solumda, ne zaman dikildigini bilmedigim duvarlara çarpmam, hiç görmedigim çukurlarla bogusmam. Denizlerin, gürültüyle gelip vurdugu dehlizlerin, acili duvarlari gibiyim. Duvarlarim yosunlu, duvarlarim kaygan, duvarlarimdan hiç tükenmeyen sular siziyor. Tutunamiyorum. Renklerim, gün içinde degisiyor. Soluyorum, soguyorum. Günes ulasmiyor içerilerime. Küfleniyorum, yaslaniyorum. Yalnizliklar pesimde. Dokundugum her islak duvardan, pis kokulu bir yalnizlik bulasiyor üstüme. Yapis yapis, vicik vicik bir yalnizlik bu. Biliyorum, bütün bunlar, hep benim suçum. Seni sakladigim yere ulasamaz oldum. Yollar, gitgide uzadi ve karisti. Ümidimi isitacak, parlatacak, kimildatacak bir seylere ihtiyacim var. Ah onun ne oldugunu biliyorum. Sonu sana geliyor her cümlenin. Her seyin basinda, içinde ve sonundasin. Bu degismiyor. öyle içimsin ki. Birden aklima geldi, tuttum sana bir mektup yazdim dün. çok mutluydum... Gün içinde neler yaptigimi, nelere kizip, nelerle mutlu oldugumu, tek tek anlattim. Mevsimlerin ve insanlarin nasil karisik ve beklenmedik olduklarini yazdim. "Yine zamansiz yagmurlar" dedim, "Daha önce, hiç bu kadar zayif degildi günes isinlari" dedim, "Gerçekten buradaki sarkilari hiç ögrenmeyecek, bilmeyecek, söylemeyecek misin?" dedim. Çok uzun bir mektup oldu.. Basindan sonuna kadar okudum da. Neler yazmisim diye merakimdan. Sonra çekmecemden bir zarf çikarip, Adini yazdim. Büyük harflerle, yalnizca adini. Adresini bilsem gönderir miydim, bilmiyorum. Mektup cebimde. Cebim yüregime yakin. Yüregim sende. Sen yüregime yakin. Öyleyse mektup sende. Bu kadar içimdesin iste. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2006 gül kurusu sevdalara tutup yağmurlar yağarken gelip de kuşlar konmaz benim gönül bahçeme sen umrumda değil çeker giderim diyorsun git ozaman geriye kalan anılarla idare ederim bende çok türküler söyledim sen kaçını duydun ki şimdi ayrılık için ağıt istiyosun öldüreceğim seni demiştin ya hani birgün yapamaz demiştim ya bak işte gidiyorsun Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2006 AYRILIRKEN Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir. Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk, Erken içeceğimiz bir ilaç gibi. Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk. Bu saatte gözyaşları, yeminler, Boş bir tesellidir inandığımız. Perde kapanıyor, filim bitiyor işte, O hiç bitmeyecek sandığımız... Görüyorsun, konuşacak bir şeyimiz kalmadı. Sadece bakışlarımızda hüzün. İşte ayrılık bu; hiç beklemediğimiz... O ikiz kardeşi ölümün. Anlıyorum bir daha görüşemeyeceğiz Bu son buluşmamızdır seninle Yeni bir hayata başlayacaksın artık Onunla, o yeni sevgilinle. Anlıyorum artık o öpecek ellerini Kulağına aşkı o fısıldayacak İçinde bir pişmanlıktan başka Benden eser kalmayacak. Sigaranı söndür, kalkabiliriz On adım sonra yollarımız ayrılmalı Sakın ağlama ve bir şey söyleme bana İnsan ayrılırken bile büyük olmalı. . Ümit Yaşar Oğuzcan Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 16 Nisan , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 16 Nisan , 2006 Aşk Mıydı O? Aşk mıydı o, aşkımsı bir şey miydi Neydi çekip kendine, beni bağlayan Kanatan dudağımı, tenimi dağlayan Elleri ta içimde o dev miydi Etime bir alev değmişçesine Nasıl da yakardı öptüğü zaman Bir su gibi akıp gitti avuçlarımdan Yorgunum şimdi bin yıl sevmişçesine Hani o yalnız benim olan gül, kırmızı Gözlerimin önünde açılan sonsuz bahçe Hani, o var olmalarımız öpüştükçe O delice sürdürmeler yaşantımızı Hiç doymamak oysa, tene, kokuya, aşka Sarıldıkça güçlenmek, bütünlenmek Kudurmuş arzularla zamanı yenmek Ve en kuytularda buluşmak korka korka Kimi gün utanmak otlardan, çimenlerden Kimi gece mıhlamak gölgemizi duvara Varmak için o sevgiyle açılmış kollara Apansız düşmek yükseklerde bir yerden Oydu işte alıştığım, özlediğim şimdi de Sevgice bir tutku, aşkımsı bir yakınlık Avunmak... Kırık dökük anılarla artık Kimbilir? o geceler yaşanmadı belki de Ümit Yaşar Oğuzcan Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 16 Nisan , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 16 Nisan , 2006 Canan Sevdalı akşamlar tekin değildir, Pek dolaşma gönül viranesinde Gururlu güneşler boyun eğildir, Şaka yoktur aşkın efsanesinde. Çok mutlu yıldızlar çıktı çığırdan, Farkı yoktur aşıkların sağırdan, Önce dumanları başlar ağırdan, Bir cezbeyim aşkın pervanesinde. İhtimal vermezsin, hem inanmazsın, Ateşler sarmıştır, sen uyanmazsın, Mestolduktan sonra artık yanmazsın Gönlüm gibi hikmet peymanesinde. Taptığın mihraplar çöker bir anda, Her şey olmuş bitmiş gibi meydanda Tutuştu çırağlar, sevda devranda Yanıyorum sazın teranesinde. Bir serseriyim ki dur aman bilmem, Kalbinden başka bir mekan bilmem, Gök kandil olmuşum, asuman bilmem Bu mavi gözlerin meyhanesinde. Karanlık zülfünü bir görmek için, Gök kanat oldum cin melek için, Bana yeter artar buselik için Hatıra telleri dil sanesinde. Gönül rebabında olamaz düzen Aşkım bu yıldızı yüzünden süzen, Buluşuruz yarın, geceye Neyzen Cananın kalbinde, gam lanesinde. Neyzen Tevfik Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 16 Nisan , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 16 Nisan , 2006 AŞKA BAHAR YETMEZ kırlarda uçtuğumuz o ilk mevsim dalgalanan yeşil otlar, ekinler rüzgâr kaçırıyor seni ardından koşan kelebeğim kaç gün ki şu küçük ömrüm anlıyorum aşka bahar yetmez leylaklar öyle usul öyle deli mor kuytu bahçelerimde yine bir şarkı fışkırıyor pencerelerden bir perde benim için aralanıyor içimdeki küheylan kişnese de adımlarım ürkek yürüdüğüm yolları dal basmış oysa biliyorum aşka bahar yetmez bülbüller çağırıyor çiyli şafağı usulca öpüyor gökyüzünü toprağın nemli dudağı tomurcuk açımı gülümsüyoruz bütün güller yediveren olsa da usulca solduklarını görüyorum aşka bahar yetmez ben bir delice şahanım uçsam, kanatlarım pervane dönerim bulutların arasında güneşin kamaştığı yerde keskindir, aldanmaz gözlerim uzaktan seçerim yalnızları yüreğin çoraksa boşuna bekleme yeşilime koş, karış bana aşka bahar yetmez o ırmak kiminle konuşur eski sevdaların yatağında uyurken büyük uykusunu kim dağıtır bulutlarını kim siler gözlerinin pusunu can usuldan akan o sudur bulur bir gün okyanusunu aşka bahar yetmez gecikmiş yolcular adına yana yana geliyorum tut elimden çek beni içimin kuytularında açan o çiçek o çiçek, öldürecek beni son bir yağmur yağsa da baharımız uzasa da güz yelleri kavurur tomurcukları aşka bahar yetmez HÜSEYİN YURTTAŞ Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 17 Nisan , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 17 Nisan , 2006 Ölmüş İçimde Hasret İçimde bir sıkıntı Bir kasvet... bir duman... Dünya dar gelir inan Seni düşündüğüm an Titreyen ellerimde Sevgimiz arap saçı Umrumda değil zaman Çalsa da bilmem kaçı Zincirlere vurulur Umutlar liman liman Dünya dar gelir inan Seni düşündüğüm an Koparsam zincirimi İlk koşacağım sensin Sen çaresizliğimin Çaresiz ümidisin Bir hayıra yenilmiş Yüreğimde bin evet Kavuşmayı unutmuş Ölmüş içimde hasret Bir de çökerse kasvet... Karanlık...duman duman... Dünya dar gelir inan İşte bana o zaman Dünya dar gelir inan Seni düşündüğüm an...... Sevgilim biz ikimiz Ay ve Güneş gibiyiz Alev alev yansak da Artık birleşemeyiz Hasretin tohumunu Çıkar at yüreğinden Bahar da yaz da geçti Artık yeşeremeyiz...... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2006 Gitmesem olmazmı** -------------------------------------------------------------------------------- Uykuyu gözlerde bırakaraktan.... Yürekte hasretin hep kalaraktan.. Dudakta tenimde kaldın bunu bil.. Gitmesen olmaz mı daha çok erken.. Tan ağardı dedin hani nerede.. İstemeden ayrıldık dediğin de.. Sardığın kolların gevşediğinde.. Gitmesen olmaz mı daha çok erken.. Susarak yaşadık günleri ayları Gözlerde bitirdik seneleri anları.. Kapalı kapılar simsiyah perde.. Gitmesen olmaz mı daha çok erken.. Eridi buzlarım güneş görmeden.. Sonbahar geldi bahar olmada.. Seni kaybettim.. günüm dolmadan.. Gitmesen olmaz mı..daha çok erken.. Pişmanlık gemisi limana geldi.. Gözüm arkada yüreğim sende.. Sen de kal artık olduğun yerde.. Gitmesen olmaz mı..daha çok erken Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 19 Nisan , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 19 Nisan , 2006 Ümitsiz Aşklar İçin Ben ümitsiz aşklar için yaratılmışım Ayrılıklar için, sonsuz kederler için Ne zaman ta derinden sevsem birini Ezilmeli yeni açmış gülleri kalbimin En güçlü zehir olmalı aşk dediğin Alkol gibi damarlarıma yürümeli Sarmalı her yanımı gece olunca İçimde bir çıbansa büyümeli İnsan sevince her gün bir kez ölmeli Her gün bir başka yerine saplanmalı o kurşun Yollara düşmeli, perişan deli divane Erimeli potasında o garip var oluşun Artık uzak bir anıdır huzur ve sukun O büyük yangın başlamışsa yürekte Bir gün gelir de bu çaresizliğin Aranır bütün tesellisi ölmekte Oyerde sevilmek de yalan sevmekte Nereye baksan dizboyu karanlık Boşuna bir ışık arama göklerde Her şeyinle aşkın içindesin artık Böyle gitgide derinlere çeker o bataklık Orada ölümsüz olur nice kara sevdalı Sevmek, hiç sevilmeden; korkunç güzel Aşk dediğin karşılıksız olmalı... Ümit Yaşar Oğuzcan Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2006 Son Çağrı Kan çok eski bir ırmak Bütün köprüler yıkık Sessizlikte ses korkak Ağ örüyor karanlık -Güneşin benim- derdin, Doğacaksan doğ artık! Aşk, çok eski bir bahçe Bıçak bıçak hıçkırık Gülleri ben suladım Ben'de kaldı kuraklık -Yağmurun benim- derdin, Yağacaksan yağ artık! Biz, o iki eski kuş Nedendir bu uzaklık? Tüm ormanlar kaybolmuş Kör kuyuda bir çıkrık -Kaderin benim- derdin, Güleceksen gül artık! Söz, çok eski bir çalgı Sularda titrer kayık Ben mızrapları kırdım Sen de kov gitsin, kıtlık... -Umudun benim- derdin, Geleceksen gel artık! Bahaettin Karakoç Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2006 SEN VE BEN (bir masaldık) Birgün (SEN) varmış birde (BEN) Evvel zamanların birinde Asırlar önce hüküm sürülmüş Ayrı ayrı kalerde.. (SEN) (BEN)e rastlamış bir vakit Senler benler karışmış Senler benler uzlaşmış Yada uzlaştı sanılmış Sonra birgün senler benler çalınmış Senler benler koparılmış Senler benler alınmış Derken bu masal hep anlatılmış.. Şimdi herşey çok farklı Sen nerde bilmiyor ben Ben nerde bilmiyor sen... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 22 Nisan , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 22 Nisan , 2006 Sen, hayatıma girmeden önce ben vardım. Sen, hayatıma girdiğinde ise ben yine vardım Ancak birbirinden farklı iki varlık İki kişilik, iki ruh, iki beden olarak... Yokluğunda ben; Geceleri oturur; Radyo dinlerdim. Aşıkların birbirine arğaman ettiği şarkıları, Ben de yalnızlığıma armağan ederdim. Herşey anlamsızlaşırdı çoğu kez. Ve çoğu zaman anlamsızlıklarda kaybolur giderdim. Yaşamak mı daha acı veriyor yoksa ölmek mi? gibi Acımasız sorularla kendimi irdelerdim. Varlığında ise herşey bambaşkaydı. Ben bir başkaydım. Gecelere seninle beraber veda eder. Günün ilk ışıklarına seninle Merhaba derdim. Ve anlamlı gelirdi herşey. Anlam karmaşaları bir bir terkedi beni. Sen de var olmayı, seninle birlikte yaşamayı Ve herşeyi seninle paylaşmayı severdim. Seni her geçen gün daha da çok severdim. Ancak nerden bilebilirdim ki masalın sona ereceğini Nerden bilebilirdim habersiz çekip gideceğini. Dün vardın bende vardım. Bugün yoksun; Bense varmıyım yokmuyum bilmiyorum. Dolmayacak cinsten bir boşluksun şimdi. Ne sana benzeyen biri bu boşluğu doldurabilir. Ne de yeniden çıkıp gelsen SEN doldurabilirsin. Öyle bir boşluk ki sorma gitsin. Boşver ve sevgili Alıştım ben yalnızlığa ayrılıklara Bırak artık böyle sürüp gitsin Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 22 Nisan , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 22 Nisan , 2006 YAŞADIKÇA Ah benim aşkla beslediğim sevgilim kalbimi zorlayan heyecanla sana savaşın gitgide yaklaşan uğultusuyum Günler sazlarla çevrili göl kıyısında suyun inanılmaz berraklığıyla çalkalanıp geçti serçeler karla yıkadı tüylerini taşların oyuklarına doluşan kertenkeleler düşlerimde zamanla silikleşti Bazan düşünmek acı veriyor bana içimde yırtılarak uzaklaşan çayırları Ah, benim aşkla beslediğim sevgilim bütün güzel şarkıları sanki ben bestelemişim üstelik merakla bakıyorum tanıdık her yüze Çayırları düşün anamdan emdiğim sütün tadı yırtarak uzaklaşan çayırları Artık tek afiş kan kokusu şehrin sokaklarında gerisi düşmanın kurduğu pusu kan kokusu diyorsam ah, benim aşkla beslediğim sevgilim kalbimi zorlayan heyecanla sana savaşın gitgide yaklaşan uğultusuyum Nihat Behram Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 23 Nisan , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 23 Nisan , 2006 NEDEN gülüşünden bir nebze pay alamayışım, sana hep uzaklardan bakma zorunda kalışım, sevdamı yalnız gecelerde yıldızlara haykırışım, sesimi bir türlü sana duyuramayışım, neden sana karşı hep böyle çaresiz kalışım. yok mu doya doya sevmeye benim de hakkım, neden hep sende kaldı benim aklım, uzaklara kaçıyorsun hep senden uzağım, sana bir türlü kalbimi nedense açamadım, neden peşimi bırakmaz şu çileli bahtım. neden bakamam yüzüne biliyor musun, neden gözlerimdeki bu sonsuz hüzün, nedir ifade ettiği bu utangaç yüzün, nedir sana anlatmaya çalıştığı, nedir yetmediği milyonlarca sözün. aşktır bir tanem sana ulaşamayışımın, sana derdimi asla anlatamayışımın, dahası sana en yakınında kavuşamayışımın, nedeni tarif edilemez, satırlara asırlara sığmaz, yüce sevgimdir bil ki bir tanem Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 25 Nisan , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 25 Nisan , 2006 Sitem -------------------------------------------------------------------------------- Gitmek istiyorum usulca kaçarcasına Bu gaflet diyarlarından göçmek istiyorum Sigaram hayallerim ve çıkarsız sevgim yeter bana diyorum Usulca gitmek istiyorum Ne annem ağıt yaksın arkamdan ne de sahte dostlarım timsah gözyaşları döksün Dolunay kadar yalnız ölüm kadar sessiz Usulca gitmek istiyorum İnsanların sahte kahkahalara boğulmadığı, birbiri ile yarışırcasına kuyularını kazmadığı yerler bulmak istiyorum Ne kadar bulamayacağımı bilsem de ! Usulca gitmek istiyorum Sevginin ve değerin anlamını bile bilmeyen insanların,sahte sevgi sözcüklerini duymak istemiyorum İsyan edercesine, usulca gitmek istiyorum Gözünü yükseklere dikip hırsları için şerefini ayaklar altına alan,eşya niyetine onurunu satan insanlar görmek istemiyorum Tiksinircesine , usulca gitmek istiyorum Değer verdiğim ve güvendiğim insanları sahtelikleri ile baş başa bırakıp Yazıklar olsun dercesine! Usulca gitmek istiyorum Ey Ölüm ey gerçeğin ta kendisi Beklide ben seni arıyor seni tarif ediyor seni istiyorum Çünkü sen de ne sahtelikler var ne de nankörlükler var. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 26 Nisan , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 26 Nisan , 2006 Bana Aşkı Anlat yusuf'u andıran leyla'yı kıskandıran mecnun gözlerinle gel.. gel ve sevgiyi anlat bana vuslatı anlat, kor akşamlarda kavrulduğun beyaz bir martıyı andıran özgürlüğünden uzak, sevgilinin kalbinde hapsolmuş hüznünle gel.. gel ve okşa saçlarımı bir bebek gibi bak bana sonra dünyayı anlat karmaşasıyla, aldatmacasıyla gözlerimdeki isyandan kurtar bedenimi, ayaklanmadan isyanım... hakim kırmadan elindeki kalemi vermeden şu emaneti ben, gel ve bana aşkı anlat olağanca doğrusuyla, yanlışıyla.. bir bebek gibi sev beni, bir bebek gibi kucakla... mecnun'daki leyla'yı yusuf'taki züleyha'yı kerem'deki aslı'yı anlat bana.. sonra her delikanlının bir mecnun ve her genç kızın aslında bir leyla olduğunu; yarin içimde bir yerlerde durduğunu ve uyanmak için geceyi bulduğunu anlat. bir bebek gibi sev beni, bir bebek gibi kucakla... ... sonra bırak kırılırsa kırılsın kalem martı kessin ümidini yeniden uçabilmekten ve isyanım ayaklansın.. aşkın tarifini bile yapamadığım hayata elveda dedikten sonra ben, bırak herşey yeniden durağanlaşsın... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2006 Uykuyu gözlerde bırakaraktan.... Yürekte hasretin hep kalaraktan.. Dudakta tenimde kaldın bunu bil.. Gitmesen olmaz mı daha çok erken.. Tan ağardı dedin hani nerede.. İstemeden ayrıldık dediğin de.. Sardığın kolların gevşediğinde.. Gitmesen olmaz mı daha çok erken.. Susarak yaşadık günleri ayları Gözlerde bitirdik seneleri anları.. Kapalı kapılar simsiyah perde.. Gitmesen olmaz mı daha çok erken.. Eridi buzlarım güneş görmeden.. Sonbahar geldi bahar olmada.. Seni kaybettim.. günüm dolmadan.. Gitmesen olmaz mı..daha çok erken.. Pişmanlık gemisi limana geldi.. Gözüm arkada yüreğim sende.. Sen de kal artık olduğun yerde.. Gitmesen olmaz mı..daha çok erken.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2006 Gönül Kuşu Şakısın hep gönül kuşun Düze dönsün dik yokuşun Aklımdadır mis kokuşun Sevgi dolu dokunuşun Geldim sana koşa koşa Sevincimden coşa coşa Gönlümü de aşkla okşa Aşkı benle çokça yaşa Sevdim seni tâ yürekten Vurdun beni en derinden Kalbim fırlar ki yerinden Tut düşmesin elllerinden Canım sana doyum olmaz Yüreğim hiç senle solmaz Sensiz ruhum aşkla dolmaz Gönlüm rahat huzur bulmaz Koştum geldim ben yanına Hayrân kaldım her tavrına Güller taktım saçlarına Sevdâ saçtım yollarına Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2006 Unutursun! deyişine Unutmak, yıldızların ciğerine saplanan Bir lâle yaprağına gömmektir sevgiliyi Unutmak, bir kaktüsün küllerinde ansızın Alevli bir tapınak eylemektir sevgiyi Unutmak, semendere zehir sunmaktır, gülüm Taş dolu yüreklerin lügatinde bulursun Unutmak, sessizliğe yine kanmaktır, gülüm Unutulursa şair, sen de unutulursun Bir dağın bir kuyuya tohum ektiği yerde Balığın yüzgecinden irin döktüğü yerde Kralın, kölelerin emrinde yürüdüğü Geminin bir köpükte okyanus aradığı Ay ın arzı terkedip gökte durduğu ânda Serseri bir kurşunun ay ı vurduğu ânda Başını ellerinin arasına al ve dur İşte o lahza gülüm, bu can seni unutur Unutmak, bir saatin kırılan camlarında Zamanı çürüterek öldürmektir sevgiyi Unutmak, bayramlığı giydirilen çocuğun Aldatılan göğsünde vurmaktır sevgiliyi Unutmak, bir ülkenin tozlu kaldırımlarında Taşlara boğdurmaktır yağız atlı yiğidi Unutmak, susturmaktır yolların ayrımında Şairlere can veren muhteşem bir ağıdı Unutmak, koparmaktır çiçekleri dalından Sisli bir yalnızlığın ekseninde bulursun Unutmak, ayırmaktır arıları balından Unutulursa ŞAİR, SEN De UNUTULURSUN! Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 2 Mayıs , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 2 Mayıs , 2006 Kaderimsin benim yarinlarimda Aglamaktayim bu mevsim sonbaharlarda Senin yoklugunda alamadigim solugumla birlikte Demir attim senin düsüncelerine ve... Kac mevsimler gecti, biktim artik üzüntülerinden Kelimeler ifadesiz ve anlamsiz kalmakta Yasamaktayim sensizligin soguk karanliginda Anilaranlatmakta hüzün dolusu mutsuzlugumu Yagmur damlalarinda islanmakmiydi, bumu Sevgi Sevgi yasayip da terketmek mi ansizin ve ansizin Nefrete dönüsmek mi icinde sakli olan duygular Hayat ile mücadele icerisinde kalmak ve cikamamak Duvarlara seni yazdim, sensizigi yüregime kazidim Senle olan yasantilarimi bir kenara biraktim Ve lanetler yagdirmaya basladim, bogulmaktaydim Kimseler de sesimi duymadi, bu satirlar haric.... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ marti_name Gönderi tarihi: 2 Mayıs , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 2 Mayıs , 2006 2 sene bil fiil aynı kişiye platonik duygular besliyorum.walla pek bi zararı yok en azından terk edilme korkum yok iyi oluyo böyle... kim demiş aşıklar hep mutlu olurlar diye hesapsız seveceksin, canın ağzına gelse de vururken yalnızlık yüzüne sen pay edersin gönlünü onlarca hüzüne Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2006 War es ein Fehler,an dich zu denken? War es ein Fehler,dir mein Herz zu schenken? War es ein Fehler,dich zu sehen? War es ein Fehler,mit dir zu gehen? War es ein Fehler,dich zu lieben? Ich habe das geschrieben, weil es ein Fehler war,dich loszulassen! Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2006 yagmur askina kal. Seni nasıl unuturum usul boylum, nazlı huylum yeşil gözlüm aybakışlım, bal sözlüm gülnakışlım nasıl unuturum seni deniz yeşili gözlerini, ipek sarısı saçlarını kalbim kalbine düğümken ben seni sevdiğim zaman yağmur yağıyordu alanlara yeşil gözlüm sokaklar ağlıyordu kar yağıyor şimdi dağlara gitme kal yağmur aşkına kal gidersen gecenin siyahı çöker yüreğime göç eder kelebekleri ömrümün boynunu büker gelincikler dağlar ceylansız nehirler türküsüz kalır Gidersen tarlalar susuz çocuklar uykusuz kalır bahar gözlüm ben senin yürekkırgını gülüşünü sevdim en çok umutsuzluğa umudu sürüşünü acılara sevda yazışını sevdim kendinle barışını yeşil gözlüm seni seviyorum deyişini sevdim en çok tüm sevgiler sürgünken yaşamak bir türkü seninle bahar bakışlım yediveren tomurcuk gidersen boynu bükük kalır bu şehir ölür kahrından bu içli çocuk yokluğuna nasıl alışırım dudağın dudağıma mühürken ben senin en çok ince kırgın gülüşünü sevdim seni seviyorum deyişini bir ekmeği bölüşünü düşkünlerle öksüzleri sevişini sevdim ve yüzündeki hüznü yeşil gözlüm bakınca insan gibi bakışını ağlayınca çağlayanlar gibi akışını sevdim insanı sevişini sevdim en çok yeşil gözlüm omuzuna dayanmayı efkarlıyken ve affedişini sevdim düşmanını bile düşkünlere el uzatışını hayatın bu kirli sahnesinde temiz kalışını sevdim en çok bir umut gibi, bir türkü gibi, bir şiir gibi duruşunu bin bahar tazeliğinde saçlarına günün vuruşunu sevdim ben senin bir gülü koparmasınlar diye günlerce gül düşmanlarına yalvarışını sevdim bir annenin acısına ağlayışını tüm kavramları ve kuralları çiğneyip küflenmiş törelere ve haksızlıklara karşı çıkışını sevdim ben seni beyaz beyaz sevdim yeşil gözlüm mavi mavi, yeşil yeşil, al al seninle sokaklar dolusu çığlık, acılar dolusu yalnızlık çiçekler dolusu sevgi ektik dağların doruklarına maviler boyunca beyaz güvercinler uçurduk meydanlara sınırlar çiçek açmaz dikenli teller içinde bahar gözlüm gitme kal gidersen mutluluğumdan sızılar kalır yüreğimde yarım elvedalar kalır, soğuk odalar, karanlık geceler sensiz koma yüreğimi yağmur aşkına seninle başlayan hikayem seninle son bulsun yağmur gözlüm elveda demek zor şeydir bilirsin Nuri CAN Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.