Φ Dayı Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 mrh sayın Güldoğan ben sevgimden ve azap korkusundan aglayan bir kişiyim ama bildigimdende geri kalmıyorum. kitabımı bir kere türkçe okudum artık kim ne dese aklıma girmiyor.körü körüne degil düşüne düşüne ,gözlemleyerek sonuçlar elde ettim ve şu sonuçta karar kıldım .Allah dünyanın gelmiş geçmiş tüm sırlarını kücük bir kitaba öyle güzel , öylesine şiirsel olarak saklamış ki kalbi kendi sevdasıyla dolu olmayanlar tam anlayamıyor. bence gelmiş geçmiş tüm insanlık adına yapılmış ne kadar çalşma varsa her konuda, bunu kaynagı kitabımızdır . faydalananlardan bir kısmı açıklamıştır ama dünya nimetlerine doyumsuz insanlar bunu inkar etmişlerdir egoları müsade etmediginden ben buldum ben yaptım . o zat zaten biliyordu insanlık adına bukadar çalıştıktan sonra affa ugrayacagını .tanrım bak ben senin gösterdigin yolda insanlarına şu kolaylıgı sagladım affına sıgınarak bunu kendi üstüme aldım beni affet dediginde ortada kul hakkı olmadıgından ve yüce yaradanımın adaletli oldugundan emindir ben onlara minnettarım afları için dua aderim zaman zaman bak şimdi onların sayesinde evimizden dünyaya ulaşıyoruz degilmi. ve ben diyorumki herkezin dogrusu kendine. önemli olan ,varsa bildigin bir dogru ve bu birtek insanın bile kurtuluşu olacaksa ona odaklanın ve dehalarınızı hizmet olarak bize döndürün zaten on yaşından sonra insanlar sadece bilinçlenir degişmez son cümleler size gibi oldu ama degil genelleme konuyu dagıttım yine kendime dönmeliyim .ben dedigim gibi kendi dogrularımı yaşıyorum ibadet olarak yalnızca sonsuz hayranlık sevgi beslerken korkum bazen azalıp bazen çogalıyor .içimden ibadet etmek geliyor ama istemiyorum dünya işleri daha cazip geliyor.şunuda ifade edeyim zaman zaman eskisi kadar azap korkusu hisetmiyorum kendimi kurtuluşa ermiş gibi hissediyorum . bu hislerimin sebebi ne olabilir bilmeden isyanmı ediyorum sizce. çok karıştırdım degilmi cevabınızı bekliyorum esen kalın İÇ,indeki korku,şüphe ve telaşeleri çıkarıp atabildinse..Huzurlu telaşesiz ve Mutlusun..böyle hissediyorsan kendini sen Kurtulmuşsun Canımıncanı.. Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 İşte her zaman söylerim, İslamın bir böyle görünen ve sıradan kalıplara bürünmüş bir yönü var, Bir taraftan da ayrı bir Felsefesi var... Bu sıradan olmayan, farklı Felsefesine göre Hz. Muhammed'in namaz kılmasının nedeni Ölüm yada başka birşey değil... Ama neyse, anlatsam anlaşılacağını sanmam, farklı bir anlamı var işte... Bu farkı Fark ehli anlar dıgılmıgıl.. Namazın kazası olmaz..yaşadığınız her gün bir vakit namazdır..geri gelmeyecek bir günü iyi değerlendirin..güzel yaşayın..çünki bu kıldığınız HAYAT namazıdır asl olan.. yaşam içerisinde kılınan o beş vakit namaz namazda olduğunu unutmasınlar diye FARZ.. Teengring boşing yaklaştıkmı doğru cevaba.. Alıntı
Φ canımıncanı Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 İÇ,indeki korku,şüphe ve telaşeleri çıkarıp atabildinse..Huzurlu telaşesiz ve Mutlusun..böyle hissediyorsan kendini sen Kurtulmuşsun Canımıncanı.. tşk ederim inanırmısınız bilmem bende kurtuldugumu hissediyorum. ama yinede danışan şaşmazmış derler . inşallah dünya kaygılarındanda cümlemiz feraha ereriz. esen kalın. Alıntı
Φ birvarmışhiçyokmuş Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 forumda gezinirken rastladım. bu soruya çok önce yanıt verilmişti ama ben de birşey sormak istiyorum bu konuda. pek fazla bilgim olmamakla birlikte adme ile havva nın habil ve kabil adlı iki oğlu olduğunu biliyordum. kızları var mıydı, yoksa nasıl doğum oldu ? bu da Allah'ın mucizesiyle mi açıklanır yoksa ?? başka bir sorum daha var. islamiyet her zaman bize hoşgörülü bir din olarak anlatıldı. asla zorlamayla insanların müslüman yapılmasının savunulmadığı söylendi. ayrıca diğer dinden insanların inançlarına da saygı duyulması gerektiği söylendi. peki kuran da olduğu iddia edilen (!) " gayrimüslimlerle dost olmayınız, dost olanlardan da uzak durunuz " ayeti gerçek midir ? eğer bu ayet gerçekse bu bir çelişki değil midir ? bunda hoşgörü, saygı nerede ? bu bir dışlama değil midir ve dinde bu günah değil midir ? Sevgili Hakan Aytac ; İlk Sorunuzla İlgili Diyebilirim ki ; Lütfen Bize Daha Önce Bu Soruya Vermiş Olduğumuz Yanıtın Hangi Kısmını Kabul Etmediğinizi, Ya da, Yeterli Bir Cevap Olarak Görmediğinizi, ve/veya Bu Yanıtın Sizi Hangi Nedenle Tatmin Edemediğini Açıklayınız. Ancak Böylelikle, Siz e Tam Anlamıyla Yardımcı Olabileceğime İnanıyorum. İkinci Sorunuzu İncelediğimde Gözlemleyebiliyorum ki ; Konsantre ve Senkronize Bir Yaklaşıma Sahip. Çok Gerçekçi Bir ve Tutarlı Bir Soru Bu, Yani ; Hem İslamiyet Hoşgörü Dinidir, Barış ve Selamet Anlamlarını Taşır Diyeceksin, Hem de, GayriMüslim leri Dost Edinmeyiniz Hükmünü Benimseyecek ve Empoze Edeceksin. Bunun Adı İkiyüzlülük Değil mi dir ...? Sanırım Yukarıdaki Dizinde Sorunuzu Kendimce Anlaşılabilir Hale Getirmek İstemem Hoşgörülmektedir. Evet. Bu Soru Tam Manası İle Biz e Böyle Hitap Ediyor , ve Biz de Cevaben Deriz ki ; Kesinlikle ve Gururla Beyan Ederim ki, Bu İkiyüzlülük Değildir, Riya Değildir, ve Takiyye Değildir. İşte İzahatı ; Cenab ı Hakk ın Kelam ı Hükmünde ki Bu Ayet te, Diğer Tüm Ayetler de de, Sabit Olduğu Üzere, Yalnızca, Düşünen İnsanlar ın Anlayabileceği, Derin ve Mühim Manalar Taşımaktadır. Şöyleki ; Kesinlikle ve Kesinlikle Bilmeli ve Öğrenmeli, ve Anlamalıyız ki ; ''Dost Edinmeyiniz'' Demek ; ''Düşman Olun'' Demek Anlamına Gelmez, Bu Bir Demagoji dir. Kimse Bu Cümleden Bu Anlamı Çıkaramaz, Çıkarsa da Benim Huzurumda, Gerekçesini Açıklyamaz. Dost Edinmeyiniz Demek ; Onlar İle, İlim, Kültür, Medeniyet, Sanat, Siyaset, Ekonomi, Strateji, ,,,,, Gibi Ortaklık ve Dayanışma ve İşbirliği Gerektiren Durumlarda, Her Türlü Münasebet ve Diyalog, Siz Müslümanlar İçin, Helaldir, ve Bu Sizin İçin Hayırlı Olanıdır , Amma ve Lakin ; Onlar İle, Kesinlikle, Özel ini Paylaşmak, Başkalaşmak, Asimile Olmak, Onlara Benzemek, Onlar Gibi Yaşamak, Onlara İmrenmek, Onlara Gıpta Etmek, Kültür Dejenerasyon u Boyutunda İçiçine Girmek, Ahlak lar ını Benimsemek, Din ler i İle Farksızlaşmak, Vb... Yakıni Münasebet te Bulunmaktan Kaçınınız, ve Bu Sizin Üzerinizde Mekruh Kılınmıştır. Demektir. Umarım, Umuma Hitaben Kendimizi İfade Edebilmekte Başarılı Olabilmişizdir. ve Ümid Ederim, Sizin Adınıza Refik ve Kılavuz Olabilmişimdir. Saygılarımla. Doğan Gülbudak Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 Bu farkı Fark ehli anlar dıgılmıgıl.. Namazın kazası olmaz..yaşadığınız her gün bir vakit namazdır..geri gelmeyecek bir günü iyi değerlendirin..güzel yaşayın..çünki bu kıldığınız HAYAT namazıdır asl olan.. yaşam içerisinde kılınan o beş vakit namaz namazda olduğunu unutmasınlar diye FARZ.. Teengring boşing yaklaştıkmı doğru cevaba.. Sen dersin de yaklaşmaz mısın be Dayı? Namazda olan kimdir? Kul... Neden namaza durur? Miraç'a çıktığında Muhammed'e niçin namaz vakti emredildi? Valla bunu derinlemesine anlatmak için Miraç'ın aslında ne olduğunu da anlatmak gerekir ama o da çok uzun sürer ve anlaşılmaz... Ben şöyle özetleyeyim: Hakk'ta Hakk olan kul, kendi Tanrılığına kanıpta Kulluğunu unutmasın diye vardır namaz Tasavvufta... Avam bunu ölümden korktuğu için sanır, bende gülerim... Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 Miraç..yükselme..fikir ve düşünce katlarını bir bir çıkma..Cebrailde AKIL.. Alıntı
Φ reşha Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 soru : Adem ile Havvan'ın çocuklarının, nasıl çocukları olmuş ? saygılar ************** Zamanla inşaallah hepsine cevap vereceğim, ama önce evrim ve ademiyettten başlayalım.. Öncelikle kutsal kitaplar, gerek tevrat olsun gerek incil ve gerek Kur'an, indikleri toplum ve zamanın ortamın şartlarını, kendilerine elbise yapan hakikatlerdir..Ve dil yapısı olarak bulunduğu toplumun dili ve edebiyatını kullanır. O dildeki sembol ve istiareleri mecazı ve temsili kullanır ki, hakikatler temsil ile sembol ile anlatıldığında evrensellik kazanır.. Yoksa sadece bulunduğu zaman ve topluma münhasır kalırdı ki, mevcut bulunan kutsal metinler bundan müberradır.. Başta tevrat olmak üzere Kur'an'dada peygamber kıssaları, ademiyet hakikati vs. küllilik kesbetmektedir.. Yoksa bazı aklı gözüne inmiş zaman ve mekan kaydından kurtulamayan materyalistlerin sandığı gibi tarihi olaylar değildir bunlar.. Nitekim tarihi yönleride inkar edilemez bazılarının. Ama amaç ve gaye tarihi bi olayı aktarmaktan ziyade içindeki evrensel mesajdır.. Adem insanlığın hayvanlıktan çıkıp özerk bilince eriştiği, medenileştiği ilk dönemin adıdır.. Oğlu kabil, şehirli insanı, çiftçilikle geçinen kesimi, Habil ise köylü insanı, hayvancılıkla geçinen kesimi temsil eder ayetlerden net bi şekilde anlaşılacağı gibi.. Yani olaylar semboliktir, ve biraz dikkatli olanlar görebilir.. Ve bu hakikati asr-ı saadetteki tüm sahabelerden tutalımda tüm ehl-i hakikat ehl-i tahkik biliyorlardı ve eserlerinde defaetle işlemişlerdi..Muhyiddin-i ibni arabi hz.den tutun Mevlanaya, erzurumlu ibrahim hakkıdan said nursiye, rene guenon dan filibeli ahmed hilmiye kadar ve daha kitaplarından istifade ettiğimiz doğulu batılı bir çok ehl-i ilim ve hakikat bu gerçeğe vakıf idi.. Ama öyle bi asra çattık ki, dinini özünü ruhunu asıl manasını kaybettiğimize yanarken birde bakmışız dilide kaybetmişiz.. Yani insanı insan yapan, Ademe öğretildiği söylenilen medeniyetin ilk basamağı dil tahrip olmuş, kutsal metinler anlaşılmaz olmuş hurafe sayılmış.. Daha geniş bi zamanda devam edeceğim inşaallah.. Şimdi ateist arkadaşların saldırıları dışında dindar kardeşlerimde saldıracak üzerime , evrimi bi türlü sindirememe durumu var, maymundan gelme fikri ağır geliyo, oysa bir damla meniden yaratıldıklarını unutuveriyolar Alıntı
Φ TAKLAMAKAN Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Sn Reşha Bir dine inanıpta evrimi kabul eden ilk türnüz. Bence literatüre geçebilirsiniz. Gerçi evrimi de maymundan gelmek diye adlandırmış sınız ya. Onu da ne kadar iyi bildiğiniz ortada. Evrime kadar gelipte , illa bir yaratıcı olduğuna inanmak adına , tüm hikayeyi ademden başlayarak reddetmek , daha zor olsa gerek. Şimdi Adem yok mu , Havva ile cinsel ilişkiye girmemiş mi , Nuh noolmuş , Yusufun gördüğü rüya ve tabilerine noolmuş , Sileymanın hüd hüd kuşu ile maceraları olmamış mı. Amaaaaannn bi sürü soru. Daha bu islam neleri kabul edecek bir bakın. Saygılar. Alıntı
Φ hakanaytac Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Sevgili Hakan Aytac ; İlk Sorunuzla İlgili Diyebilirim ki ; Lütfen Bize Daha Önce Bu Soruya Vermiş Olduğumuz Yanıtın Hangi Kısmını Kabul Etmediğinizi, Ya da, Yeterli Bir Cevap Olarak Görmediğinizi, ve/veya Bu Yanıtın Sizi Hangi Nedenle Tatmin Edemediğini Açıklayınız. Ancak Böylelikle, Siz e Tam Anlamıyla Yardımcı Olabileceğime İnanıyorum. İkinci Sorunuzu İncelediğimde Gözlemleyebiliyorum ki ; Konsantre ve Senkronize Bir Yaklaşıma Sahip. Çok Gerçekçi Bir ve Tutarlı Bir Soru Bu, Yani ; Hem İslamiyet Hoşgörü Dinidir, Barış ve Selamet Anlamlarını Taşır Diyeceksin, Hem de, GayriMüslim leri Dost Edinmeyiniz Hükmünü Benimseyecek ve Empoze Edeceksin. Bunun Adı İkiyüzlülük Değil mi dir ...? Sanırım Yukarıdaki Dizinde Sorunuzu Kendimce Anlaşılabilir Hale Getirmek İstemem Hoşgörülmektedir. Evet. Bu Soru Tam Manası İle Biz e Böyle Hitap Ediyor , ve Biz de Cevaben Deriz ki ; Kesinlikle ve Gururla Beyan Ederim ki, Bu İkiyüzlülük Değildir, Riya Değildir, ve Takiyye Değildir. İşte İzahatı ; Cenab ı Hakk ın Kelam ı Hükmünde ki Bu Ayet te, Diğer Tüm Ayetler de de, Sabit Olduğu Üzere, Yalnızca, Düşünen İnsanlar ın Anlayabileceği, Derin ve Mühim Manalar Taşımaktadır. Şöyleki ; Kesinlikle ve Kesinlikle Bilmeli ve Öğrenmeli, ve Anlamalıyız ki ; ''Dost Edinmeyiniz'' Demek ; ''Düşman Olun'' Demek Anlamına Gelmez, Bu Bir Demagoji dir. Kimse Bu Cümleden Bu Anlamı Çıkaramaz, Çıkarsa da Benim Huzurumda, Gerekçesini Açıklyamaz. Dost Edinmeyiniz Demek ; Onlar İle, İlim, Kültür, Medeniyet, Sanat, Siyaset, Ekonomi, Strateji, ,,,,, Gibi Ortaklık ve Dayanışma ve İşbirliği Gerektiren Durumlarda, Her Türlü Münasebet ve Diyalog, Siz Müslümanlar İçin, Helaldir, ve Bu Sizin İçin Hayırlı Olanıdır , Amma ve Lakin ; Onlar İle, Kesinlikle, Özel ini Paylaşmak, Başkalaşmak, Asimile Olmak, Onlara Benzemek, Onlar Gibi Yaşamak, Onlara İmrenmek, Onlara Gıpta Etmek, Kültür Dejenerasyon u Boyutunda İçiçine Girmek, Ahlak lar ını Benimsemek, Din ler i İle Farksızlaşmak, Vb... Yakıni Münasebet te Bulunmaktan Kaçınınız, ve Bu Sizin Üzerinizde Mekruh Kılınmıştır. Demektir. Umarım, Umuma Hitaben Kendimizi İfade Edebilmekte Başarılı Olabilmişizdir. ve Ümid Ederim, Sizin Adınıza Refik ve Kılavuz Olabilmişimdir. Saygılarımla. Doğan Gülbudak öncelikle soruma yanıt verdiğin için teşekkür ederim ancak ben sorumu sorarken "dost" ve "düşman" kavramlarını düşünerek, hangisinin anlatılmak istenerek söylendiğini anlamıştım. benim sorumdaki asıl merak "neden?"olduğu. neden müslümanlar, inanan veya inanmayan gayrimüslimlerle (yani hristiyan, musevi, budist, deist, ateist )dost olmayacakmış. sonuçta (inanmayanlar ve semavi dinler dışındakiler hariç) Allah'ın gönderdiğin dinler değiller mi ? benim görüşüme göre her din insanların iyiye, doğruya daha yakın olmabilmesi ve kötülüklerden kaçınması için gönderilmiştir ve temelde aslında hepsi aynıdır. aynı amaçtadırlar. yalnızca çarpıtılan ve öyle olmadığı halde öyle gösterilen bazı şeyler var. peki ibadet şekilleri ve bazı örf adetler farklı diye o dinden insanlarla dost olmamanın sebebi nedir ? Kur'anda herşeyin mantıklı açılaması olduğuna inanarak bu soruyu soruyorum. bu söz konusu sözler hangi ayette geçmektedir ? yoksa bu da çarpıtılan ve olmadığı halde olmuş gösterilen ayetlerden biri midir ? bunu öğrenmek istiyorum... Alıntı
Φ hakanaytac Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 adem ile havvanın çocukları meselesinde de kabul etmediğim bir taraf yok çünkü bu konuda bilgim yok. yalnızca iki oğlu olduğunu biliyorum habil ile kabil adında. ben de soruyorum ; adem ile havvanın kızları var mıydı ??yoksa benim bildiğim gibi yalnızca iki oğlu mu var ? eğer öyleyse nasıl ürediler ? Alıntı
Φ birvarmışhiçyokmuş Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Sevgili Canımın Canı ; Bu Güzel, ve İçten ve Samimi ve Duygusal, ve Anlamlı, ve Kıymettar Beyanınız Adına ; Sonsuz Teşekkürlerimi Sunuyorum. Öyle Çok Sezgisel ve İçgüdüsel Cümle Barındırıyor ki Yazınız, Kesinlikle Okurken Sonunun Nereye Varabileceğini Tahmin Edemiyor İnsan. Evet Yazınız Sonunda, Bir Soru Cümlesi Barındırıyor, Ve Bu Değerli Soru, En Yalın Haliyle Bile Tamamıyla Soyutsal Niteliktedir. Bu Hali Gözönünde Bulundurulduğunuda Hak Verilecek, ve Takdir Edilecektir ki ; Bu Değerli ve Soyutsal Sorunuzun Cevabı da, Elbette Yine Soyutsal Olabilecektir. Sorunuza Gün İçerisinde, Yanıt Verilecektir, Gereksiz Uzatmalara Sebebiyet Vermemek Adına Şimdilik Tehir Edilecektir. Saygılarımla. Doğan Gülbudak Sevgili Canımın Canı ; Siz e Hitaben Dedik ki ; Sorunuza Gün İçerisinde, Yanıt Verilecektir, Gereksiz Uzatmalara Sebebiyet Vermemek Adına Şimdilik Tehir Edilecektir. Alıntı BirVarmışHiçYokmuş Lakin , Müteessirim ki, Sizin İçin, Özel İlgi, Emek Harcayarak Yetiştirmek İstediğimiz Yazımız, Aynı Gün İçerisinde, Yayına Yetiştirilemedi. ve Bir Kaç Saatlik Gecikmeye Maruz Kaldı. Gerçi Taramızca, Tehir Edileceğini Beyan, ve İzah Ettik, Yinede, Hususi Forum Üyeliğimiz Tarihinde, İlk Kez Verdiğimiz Bir Söz ü Yerine Getirememek Durumu İle Karşıya Karşıya Kalıyoruz. Üzgünüz, Müteessiriz. Sevgili Canımın Canı, Sizinle Elektronik Posta (ve Benzerleri) Yoluyla (Rıza i İlahi Namına) Kurduğumuz Kişisel İletişimler Doğrultusunda, Sorularınıza Vermiş Olduğumuz Yanıtlar ; Sanki, Bu Platformda da Yayınlanıyormuş Hissine Kapılarak, ve Sorularınıza Sanki Burada Yanıt Vermiş Olduğumu Düşünerek , Sorumluluğumu Yerine Getirmiş Olduğum Hissine Kapılmama, ve Gönül Rahatlığı İle Vazifemi Sonlandırmama Sebebiyet Vermiştir. Takdir iniz e Arz Edilir ... Saygılarımla. Doğan Gülbudak Alıntı
Φ birvarmışhiçyokmuş Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 öncelikle soruma yanıt verdiğin için teşekkür ederim ancak ben sorumu sorarken "dost" ve "düşman" kavramlarını düşünerek, hangisinin anlatılmak istenerek söylendiğini anlamıştım.benim sorumdaki asıl merak "neden?"olduğu. neden müslümanlar, inanan veya inanmayan gayrimüslimlerle (yani hristiyan, musevi, budist, deist, ateist )dost olmayacakmış. sonuçta (inanmayanlar ve semavi dinler dışındakiler hariç) Allah'ın gönderdiğin dinler değiller mi ? benim görüşüme göre her din insanların iyiye, doğruya daha yakın olmabilmesi ve kötülüklerden kaçınması için gönderilmiştir ve temelde aslında hepsi aynıdır. aynı amaçtadırlar. yalnızca çarpıtılan ve öyle olmadığı halde öyle gösterilen bazı şeyler var. peki ibadet şekilleri ve bazı örf adetler farklı diye o dinden insanlarla dost olmamanın sebebi nedir ? Kur'anda herşeyin mantıklı açılaması olduğuna inanarak bu soruyu soruyorum. bu söz konusu sözler hangi ayette geçmektedir ? yoksa bu da çarpıtılan ve olmadığı halde olmuş gösterilen ayetlerden biri midir ? bunu öğrenmek istiyorum... Sevgili Hakan Aytaç ; Kesinlikle Haklısınız. Bu Ayet Kuran ı Kerim in Eşşiz Belagat ine Erişemeyen, ve El Süremeyen, Kirletemeyen, Hem Gururlu, ve Ateşli ve Heyecanlı, ve Ama Hemde Yetenek ve Kabiliyet Cihetinden, Sade ve Mütevazi Sayılabilecek Kişilikler Tarafından, Gölgelenmek İstenmekte, ve Çarpıtılmak Durumundadır. Hiç Mümkün mü dür ki ; ARŞ (Semavat) I , FERŞ (Küre i Arz) E Bağlayan, NURANİ Bir Zincir, Ve Alem i Şehadet ve Alem i Nihayet i, Yazan ve Çizen, Bir Kalem, Ve Umman ı Kainat ta, Bir Katre i Zerre Olan Beşer i, Okuyan, ve Okutturan Bir Muallim, Ve Mevcudat ı Süzen Bir GözBebeği , Hükmünde Olan KUR AN I AZİM İ MUCİZÜL NÜMA, Kirletilebilsin ...? Değil ki Surelerine, Değil ki Ayetlerine, Değil ki Kelimelerine, Değil ki Harflerine, Nokta ve Virgül ü Hükmünde Olan Harekeler ine Dahi El Sürelemez. DEĞİŞTİRİLEMEZ. İşte Bir Mümin Olarak Tüm Benliğim İle Huzurunuzdayım, ve İlan Ediyor, ve Haykırıyorum ; Bir Tek Beşer dahi, Bırakınız Kuran ın Tahrif Edilemeyeceği Gerçeğini, Yalnızca Harekeleri nin Değiştirilebileceğini, ve Değiştirilebildiğini, İspat Edebilirse, Söz Veriyorum ki, Biz Bu Saygın Forumdaki Üyeliğimizi Sonlandıracağız. İspat Edemez İse , Kendisinden Hiçbir Şey İstemeyeceğiz ; Zaten Bu İftira ve Yaşayacağı Mağlubiyet Kendi Üzerinde Bir Hak Olarak Tarihe Geçecektir. Cesaret Edebilen İddia Etsin... Sevgili Hakan Aytaç Sorunuzu, Yinelemek Sureti ile Yeniden Yanıtlandıracak, ve Size Hitap Ederken, Bir Daha Kişisel İletişimin Dışına Çıkılmayacaktır. Saygılarımla. Doğan Gülbudak Alıntı
Φ TAKLAMAKAN Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Bir Tek Beşer dahi, Bırakınız Kuran ın Tahrif Edilemeyeceği Gerçeğini, Yalnızca Harekeleri nin Değiştirilebileceğini, ve Değiştirilebildiğini,İspat Edebilirse, Söz Veriyorum ki, Biz Bu Saygın Forumdaki Üyeliğimizi Sonlandıracağız. Bu yazınızı bır kenara not ettım. Harekesiz olarak yazılmış bir Kuran dan bahsediyoruz. Harekeler sonradan kondu. Muhammedin ekibi tarafından... Ben de bu konuya eğileceğim. daha önce eğilmemiştim. Umarım sonunda sözünüzde durur sunuz. Saygılar. Alıntı
Φ birvarmışhiçyokmuş Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Bu yazınızı bır kenara not ettım. Harekesiz olarak yazılmış bir Kuran dan bahsediyoruz. Harekeler sonradan kondu. Muhammedin ekibi tarafından... Ben de bu konuya eğileceğim. daha önce eğilmemiştim. Umarım sonunda sözünüzde durur sunuz. Saygılar. Sevgili Taklamakan ; Henüz Dün Hatırlattığımız Bir Hakikat Vardı, Bilmem Siz de Hatırlayabiliyor mu su nuz ; Üç Çeşit İnsan Vardır Derler ; Son dan Baş a Doğru Değer Sırasıyla Sayılabilir ; İnsanları Konuşan Minik ve Sevimli İnsanlar, Olayları Konuşan Ortanca ve Rutin İnsanlar , Fikirleri Konuşan Büyük ve Saygın İnsanlar , Alıntı BirVarmışHiçYokmuş Sizde, Tam Bu Sözümün Üzerine , Hemen Gösterdiniz Kendinizi, ve Ayrıcalıklarınızı , Kişiliğim ve Şahsiyetim Adına, Bize Diyorsunuz ki ; Umarım sonunda sözünüzde durur sunuz. Alıntı Taklamakan Teşekkürler. Sizi Tebrik Ediyorum ; Yukarıdaki Üç Çeşit İnsan Katogorisinden Kendinize Yakışacak Olanı Seçtiniz. Ve Bir de Temennim Var Sizin İçin ; HEP BÖYLE KALIN... Saygılarımla. Doğan Gülbudak Alıntı
Φ canımıncanı Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Sevgili Canımın Canı ; Siz e Hitaben Dedik ki ; Sorunuza Gün İçerisinde, Yanıt Verilecektir, Gereksiz Uzatmalara Sebebiyet Vermemek Adına Şimdilik Tehir Edilecektir. Alıntı BirVarmışHiçYokmuş Lakin , Müteessirim ki, Sizin İçin, Özel İlgi, Emek Harcayarak Yetiştirmek İstediğimiz Yazımız, Aynı Gün İçerisinde, Yayına Yetiştirilemedi. ve Bir Kaç Saatlik Gecikmeye Maruz Kaldı. Gerçi Taramızca, Tehir Edileceğini Beyan, ve İzah Ettik, Yinede, Hususi Forum Üyeliğimiz Tarihinde, İlk Kez Verdiğimiz Bir Söz ü Yerine Getirememek Durumu İle Karşıya Karşıya Kalıyoruz. Üzgünüz, Müteessiriz. Sevgili Canımın Canı, Sizinle Elektronik Posta (ve Benzerleri) Yoluyla (Rıza i İlahi Namına) Kurduğumuz Kişisel İletişimler Doğrultusunda, Sorularınıza Vermiş Olduğumuz Yanıtlar ; Sanki, Bu Platformda da Yayınlanıyormuş Hissine Kapılarak, ve Sorularınıza Sanki Burada Yanıt Vermiş Olduğumu Düşünerek , Sorumluluğumu Yerine Getirmiş Olduğum Hissine Kapılmama, ve Gönül Rahatlığı İle Vazifemi Sonlandırmama Sebebiyet Vermiştir. Takdir iniz e Arz Edilir ... Saygılarımla. Doğan Gülbudak vallahi ben birşey anlamadım cümlelerinizden baştan sona. demekki ne kadar karmakarışık yazdımki sizide kendim gibi karışıklıga ittim o yüzden anlamadım herhalde Alıntı
Φ TAKLAMAKAN Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Din FİKRİ ile uğraşıyorum , Dinlerin olmaması yönünde fikir geliştiriyorum bu bir. İslam dininde ki akıl mantık dışı OLAY larla ilgileniyorum. Bu gibi OLAY ların bidaha yaşanmaması için , bu iki, İslam dinindeki akıl ve mantık dışı olayları savunan KİŞİLER le yazışıyorum. Belki küçük te olsa faydam olur diye. Bu üç. Umarım bu açıkalamyı anlayabilirsiniz. Benim rehberim BİLİM dir. Saidi kurdi değil. Selamlar. Alıntı
Φ birvarmışhiçyokmuş Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 vallahi ben birşey anlamadım cümlelerinizden baştan sona. demekki ne kadar karmakarışık yazdımki sizide kendim gibi karışıklıga ittim o yüzden anlamadım herhalde Sevgili Canımın Canı ; Hata Bizimdir. Affediniz. Zor Olan ; Biz i Anlayabilmektir. Oysa Siz, Öyle İçten ve Samimi Bir İnsansınız ki, Sizi Anlayamayan İnsan ın ''Bakışı Sığ'' Demektir. İnanınız, Mübalağa Yapmıyorum, Siz e Karşı, Büyük Saygı Duyuyorum, ve Derin Hisler Besliyorum. Siz ki ; Evlatlarınızı, Herşeye Rağmen Şefkat ve Merhamet ile Kucaklayabilen Bir ANNE si niz. Siz ki ; Engelli Evladınıza, Sağlıklı Olan Diğer İkizinden Ayırmadan, ve İlgi ve Sevgi nizi Fark Gözetmeden Sunabilen, Dünyanın En Fedakar İnsanısınız. Siz ki ; Hepimizin ANNE leri Adına , Duası Alınması ve Elleri Öpülmesi Gereken, Yüce Rabbimizin, Ayaklarınızın Altına Cennet lerin Serileceğini Vaad Ettiği , Muhterem, ve Sevgili Valide miz si niz... Dualarınız da, Biz i de Unutmayınız. Önünüzde Saygıyla Eğiliyorum... Saygılarımla. Doğan Gülbudak Alıntı
Φ canımıncanı Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 nerdesiniz birvarmış biryokmuş sizi merak etmekteyim (keşke bülen ersoyu biraz fazla dinleseydim) şimdi size ne güzel şeyler söylerdim ama elimden gelen bu siz farz edin ki öyle ve hemen formun başına geçin sizin gibi bir üstat' tan mahrum bırakmayın bizi. Alıntı
Φ reşha Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Sn Reşha Bir dine inanıpta evrimi kabul eden ilk türnüz. Bence literatüre geçebilirsiniz. Gerçi evrimi de maymundan gelmek diye adlandırmış sınız ya. Onu da ne kadar iyi bildiğiniz ortada. Evrime kadar gelipte , illa bir yaratıcı olduğuna inanmak adına , tüm hikayeyi ademden başlayarak reddetmek , daha zor olsa gerek. Şimdi Adem yok mu , Havva ile cinsel ilişkiye girmemiş mi , Nuh noolmuş , Yusufun gördüğü rüya ve tabilerine noolmuş , Sileymanın hüd hüd kuşu ile maceraları olmamış mı. Amaaaaannn bi sürü soru. Daha bu islam neleri kabul edecek bir bakın. Saygılar. Evrimin,nasıl olduğunu batibiyus mu neydi denilen tek hücreden ,yavaş yavaş canlılığa geçildiğini, suda yüzerkenki balık dönemimizi, karaya çıkışımızı,doğal seleksiyonu, güçlü olanın hayatta kaldığını hepsini biliyorum, ama daha derinlemesine araştırırm.. Bu sizin (kendinizce!) beni Allah'a inanıyorum diye kücük düşürmenize bir nedense buyrun yapın! ************.. Ben sürekli araştırıyor, her gün ilmime ilim katmaya çalışıyorum,ama yokluğuna dair hiç bir delilimin olmadığı bir şeyi reddetme inadına düşmedim.. Körler ve sağırlardır,vb. ayetleri anlamak nasip oluyor, yaşadıkça, duydukça, gördükçe! Neyse! Nuh,Yusuf, Süleyman (a.s) hepsi yerinde duruyor, zaman içinde yerleri var, ama asıl önemli olan onların şahsında sunulan evrensel mesajlar.. Bunları anlayabilmek için biraz akıl yeterli, ama samimiyet sonuna kadar.. Tüm ehl-i hakikat, isterseniz bakın kitaplarına, daha Lamarc, Darwin dünyada yokken eserlerinde bu konuya çok doğal bi şekilde ,ispatlama lüzumu görmeksizin yer vermişlerdi.. Onlar bir yana, tevrat'ın tekvin kitabı, Kur'anın adem ile olan bahsi bunları sembolik bi şekilde fevkalade güzel açıklamış.. Aklıma Kaygusuz Abdal'ın mısraları geldi, Bu adem dedikleri el ayakla baş değil, Adem manaya derler suret ile kaş değil.. İçinde bulunduğumuz materyalizm deccalından, fikri ve sosyal anarşiden ADEM olup çıkabilmemiz temennisiyle.. Alıntı
Φ reşha Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Bir varmış bir yokmuş hocam Uzayın sonu varmıdır? Son neye göre, baş neye göre? Zaman mevhumu içindeki bir soru.. Sonsuzluk içinde varolan tek şey devr-i daimidir.. Geri kalış yok, daima ileri,daima yeni,biliç tabakalarını bir bir aşış var.. Alıntı
Φ reşha Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Cevabınızda ne demek istediğinizi anlıyorum fakat bu benim istediğim tarzda bir cevap değil. Benim tarzım bu olsaydı zaten bu soruyu soran değil cevaplamaya çalışan statüsünde olurdum.neden diye sorarsanız allah diyelimki ol dedi peki gerisini koyuverdi galiba. Şuan uzay boşluğu gitgide dahada büyüyor bize göre sonsuz demişti bazıları. İş bize göreye kalırsa herşey mümkündür. Bu şıkkı geçelim ben bize göre olanı değil gerçeği istiyorum. Uzay haala yapım aşamasındaysa bunun yapımının sürdüğü bir nokta bir çizgi bir sınır vardır. Bakın ben zamanı falan sormuyorum bizzat hacmi soruyorum. Şuan inşaa halinde olan hacim aynı anda nasıl sonsuz olabilir? Yani bir çubuk aynı anda hem 1 metre hemde sonsuz uzunlukta olabilirmi? Şu an yapım aşamasında ne demek yahu? Dünyada yapıldı bittimi sanki? Her an oluşumlar devam etmekte enfüste ve afakta.. Zaten kainat demek oluşumlar demektir.. Sorun nerde biliyor musunuz? İnananlar kainattaki iradeden, külli bilinçten ayrı uzaklarda çookk uzaklarda mahiyeti bilinmez bir tanrıya inanıyorlar (böyle olmayanları tenzih ederim) teistçe bir mantık, tevhidden kopuk bir mantık.. İnkar edenlerde adı üstünde bu teistik mantığı inkar ediyor a-teist oluyor ,haliyle kabul edilesi bişey değil.. Uzaklarda bi yerde senin iradenden bilincinden kudretinden sendeki ilmi varlıktan ayrı bir tanrı, adeta sen bi güçsün, bi enerji yığınısın, oda senden çok çok daha büyük bi güç,ama nerde ne yapar bilinmez.. Ya şu yy.da sibernetik keşfolunduktan sonra hâlâ böyle düşünülüyor ya şaşıyorum.. Kainatta herşey herşey ile alakadardır, kainat mekanik değil, zaman ve mekan mevhumundan çok ala ,adeta büyük bi bilgi işlem hacmine sahip bir bilgisayar gibi, madde bu bilgisayardaki bilgilerin zahir olması için varolan klavye,monitör,mause, gibi donanım.. Ama asıl olan yazılmdır vesselam.. Alıntı
Φ reşha Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 senin aziz üstadın neyi gerçekleştirmiş.Hangi açıklamalarda bulunmuş.O da mı ağzından altın tavuk yumurtası çıkarmışda sen hayretlere düşüp aziz üstadının kulu olmuşsun.risalelerden bahsediyorsun,okuduğunu ve çok iyi anladığını söylüyorsun ve dolayısıyla tanrının izni ile her soruya cevap verebileceğini iddia ediyorsun.****************** ilk öğrenmen gereken şu: Ateist tanrının yokluğunu tartışmaz.Tanrının varlığını ispat etmek ile her nedense metafizikçiler uğraşıyor. Şu anda varız, herşey var, yaşıyoruz nefes alıyoruz herşey olağan, herşey varlığa dair, var var var.. O halde birileri bişeylerin yokluğuna inanıyorsa asıl onlar neden yok olduğunu ispatlamalıdır kanımca.. Var olan zaten vardır, iyilik güzellik sorgulanır mı? Mantıklı olmalıyız.. Alıntı
Φ reşha Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Tartışmaları tam olarak okumadım ama, madem her soruya cevap veriliyor benim de bir sorum var... Bu kader meselesi... Şimdi kader var ise Allah her şeyi bastan biliyor demektir. Bu durumda insanın özel iradesi yoktur. İnsanın özel iradesi var ise Allah bunu baştan bilemez. Biliyor ise irade diyemezsin. Bu durumda kader var mıdır yok mudur??? Kader vardır, çekirdekteki ilmi programın gelişip ağaç olmasıdır, yaşananlar.. Ama Allah biliyor muydu, zamanla ilgili bir soru.. Di-li geçmiş zaman.. Allah her an biliyor,Çok uzaklarda yükseklerde biliyordu yazdı çizdi hadi yaşayın dedi.. yok böyle bir şey.. Kur'an'da da anlatıldığı gibi 'O her an bir şe'n dedir' sürekli faaliyet halinde, zaman maddenin yer değiştirmesinden ibaret, bizim vehmettiğimiz bir durum.. Ama zaman olmadan düşünemediğimiz için beynimiz zaman algısından çıkamadığı için o bilince erişmek için belki çok büyük yollar kat etmek gerektiği için, kader konusuna çok dalmamak tavsiye olunmuştur islamda.. Ama biz iman ederiz ki, herşey takdir üzredir, takdir ,ölçü demektir.. Ağacın çekirdekte, insanın da dna daki ölçüsü.. vesselam Alıntı
Φ reşha Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Adem ve Havva'dan ürediysek,zenciler, kızılderililer, solukbenizliler ve beyazlar..vs insan ırkları nasıl ortaya çıktı? Sizce, Allahın, dünyanın çeşitli yerlerinde birden fazla çift yaratmış olması, daha mantıklı değil midir? Tevratın tekvin kitabında, hz. nuhun 3 oğlu olduğundan bahsedilir, yani medeni vahye namzet insanlığın 3 kolu,sam ham ve yafet.. bu üç koldan biri, bedevi ve göç etmeyen ön asya kabileleridir ki, göç etmediklerinden ham (durgun ve kokuşmuş) kalmışlar, Ham'ın çocukları denilmiştir.. İkinci kol güneyde gelişen sami ırklardır.. Bu kelime kök olarak som kelimesini çağrıştırmakla, kaliteli ırlar demektir diyebiliriz.. Birde uzak doğudan sürekli nüfus püskürten yafes ırkları vardır, yafes kelime olarak sürekli püskürten yani dünyaya nüfus dağıtan demektir.. İşte insanlık vahye mazhar olduktan sonra ön asyada düzenli bir şekilde yerleşik düzene geçtiler,bir bağ diktiler, şehirciliğe ve şarap üretimine geçtiler.. BİR MÜDDEET SONRA ŞEHİRCİLİĞİN GETİRDİĞİ REHAVETTEN DOLAYI KENDİLERİNİ BOŞVERMİŞLİĞE VE SARHOŞLUĞA SALDILAR, ÇIPLAK OLDULAR,( YANİ DİNİ VE SOSYAL DEĞERLERDEN SOYUNDULAR..) Burada Nuh vahye mazhar olduktan sonra, dini değerleri bırakan insanlar cemaatlerini temsil ediyor.. İşte göç etmemekle ham kalan bu kabileler, güneyden sami kabilelerini ve doğudan yafes kabilelerini imdada çağırdılar.. Batıda o zaman medeni bi gelişme yoktu.. Evet arapların ilk göçü olan AKADLARIN ve yafes ırklarının ilk göçü olan SÜMERLERİN güneyden ve doğudan medeniyetin ilk beşiği olan ön asyaya el atmalarıyla insanlığın bu merkezinin ayıbını ve eksikliklerini kapattılar.. insanlığa zarar vermeden omuzlarında taşıdır. Fakat bu kuvvetli göçlerin bölgeyi işgal etmesinden sonra gçö etmeyen yerli kabileler,lanetli yani mahrum kaldılar.. ********** Alıntı
Φ reşha Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 En geçerli tanrı paradoksu, "tanrının gücü sonsuzsa, aynı kendisi gibi gücü sonsuz ikinci bir tanrı daha yaratabilir mi?" şeklindedir. VAR olan TEK tir.. Bir şey tekse gayra müsaade etmez.. Yapısı itibariyle.. Paradoks falan değil varlığı bilmemek, Allah'ı, kendi çok çok büyütülmüş bir putu zannedip, varlıktan kainattan insandan herşeyden ayrı görmek.. Farketmesede insanlar yine ona tapıyor, paraya yani kudrete tapanlar Ona, güzelliğe cemale meftun olanlar O'na.. Anlamak lazım.. Vesselam.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.