Admin ™ Admin Gönderi tarihi: 17 Aralık , 2007 Admin Gönderi tarihi: 17 Aralık , 2007 Kitap Özetleri ve Alıntılar (Kitap okurken altını çizdiğiniz satırları ve okuduğunuz kitapların özetlerini paylaşalım) Alıntı
Admin-- ™ Freyja Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2008 Admin-- Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2008 Paulo Coelho' nun "Zahir" isimli kitabından; "Seni kendimden bile daha çok seviyorum." Bunu söyleyebilirsem kendimle barış içinde yaşamayı sürdürebilirim; çünkü bu aşk beni rehin aldı. Alıntı
Φ Legendary Gönderi tarihi: 7 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 7 Kasım , 2009 The Secret (Sır) Yazarı:Rhonda Byrne Kitabın beni etkileyen, altını çizdiğim alıntılarım Büyük öğetmen Neville Goddard'ın 1954 yılında vermiş olduğu "Düzeltmenin budama makası"başlıklı konferansın alıntımı sizinle paylaşmak istedim. Neville, her günün sonunda, uykuya dalmadan önce, o gün yaşadıklarınızı düşünmeyi önerir ve istediğiniz gibi gitmeyen bir olay ya da an olduysa, bunu da zihninizin içinde sizi mutlu edecek biçimde gelişmiş gibi yeniden düşünmenizi söyler. Bu olayları beyninizde tam istediğiniz gibi yeniden yarattığınızda, o günün frekansını temizleyerek, ertesi gün için yeni bir frekans yaymaya başlarsınız. Böylece, geleceğiniz için kendi isteğiniz doğrultusunda yeni görüntüler oluşturmuş olursunuz. Resimleri değiştirmek için asla çok geç değildir. Kendinizi bir parça kötü hissettiğinizde, bundan bahsetmeyin; sıkıntınızın artmasını istemiyorsanız tabii. Bu durumdan, düşünme biçiminizin sorumlu olduğunu bilin ve elinizden geldiği kadar çok; "Kendimi harika hissediyorum. O kadar iyiyim ki" deyin ve bunu hissedin. Birisi size nasıl olduğunuzu sorduğunda kendinizi harika hissetmiyorsanız bile, kendinizi iyi hissetme düşüncesini aklınıza getirdiği için ona teşekkür edin ve cevap olarak; nasıl olmak istiyorsanız onu söyleyin. Yapmış olduğu küçük işler için eşi tarafından taktir edildiğini bilen bir koca ne yapmak ister? Daha fazlasını yapmak ister. Takdir edilmek her zaman aynı etkiyi verir; bir şeyleri harekete geçirir; ve daha çok onayı kendisine çeker Alıntı
Φ Aries Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2010 KARARLAR BİRER KİBRİTTİR... Adamın biri, Bilgeliğiyle ün salmış olan kralın yanına gider. Krala şunu sorar: 'Efendim söyleyin bana, hayatta özgürlük var mıdır? Kral: 'Elbette' der, 'Kaç bacağın var senin?' Adam soruya şaşırarak: 'İki' der. Kral: 'Pekala, tek bacağının üstünde durabilir misin? ' 'Elbette' diye cevap verir adam. Kral: 'O halde hangi bacağın üstünde duracağına karar ver'. Adam biraz düşünür ve sol bacağı üstünde durmaya karar verir. 'Tamam' der kral 'Şimdi öteki bacağını da kaldır.' Adam şaşırır: 'Bu imkansız kralım' der. 'Gördün mü? ' der kral 'Özgürlük budur. Sen sadece ilk kararı almakta özgürsün. Ondan sonrasında değil.' Tiziano Terzani'nin 'Atlı karıncada Bir Tur Daha'adlı kitabından Hayat gerçekten böyleydi. İlk kararı alıyordun ve gerisi o ilk karara bağlı olarak gerçekleşiyordu. Hayat hata kabul etmiyordu. İlk kararın doğruysa işler yolunda gidiyordu ama eğer yanlış bir karar aldıysan, her şey zincirleme yanlış gidiyordu. Mesela mesleğini seçerken... Hasbelkader, iyi düşünmeden, yeteneklerinin farkında olmaksızın bir meslek seçtiğinde ömür boyu işini zorla yapmaya mahkum oluyordun.. İşinin başındayken başka bir iş yapmayı özlüyordun. Ama biliyordun ki; özgürlüğünü kullanmış, ilk kararı vermiştin ve yeniden başlamaya cesaretin yoktu. Bazı insanlar vardı hayatta... Onlar her şeyi ardlarında bırakıp, yeniden başlayacak kadar cesurlardı. Ama sen onlardan biri olamıyordun. Bunca emek, bunca çalışmayı, sanki çöpmüş gibi bir çırpıda atıveremiyordun. Oysa göz ardı ettiğin bir şey vardı. Hayat çok kısaydı ve mutsuz olduğun işlerle zaman öldürmek, aynı zamanda ruhunu öldürmekle eş anlamlıydı. Evlilik konusunda da iyi karar vermek gerekiyordu. Yanlış bir karar, aynı evde yaşayan iki düşman yaratabilirdi. Aşk zorunluluğa dönüşebilir ve hayatını cehenneme çevirebilirdi. İlk kararı alıyordun, bu konuda özgürdün ama devamında senin kararına bağlı olmayan pek çok şey gerçekleşiyordu. Hayat kararlardan ibaretti ve kararlar birer kibritti. Doğru yerde ateşlediğinde seni ısıtacak, çorbanı kaynatacak ateş oluyordu. Yanlış yerde ateşlediğinde ise, içinde bulunduğun evle birlikte seni de yakıyordu. Hayat öyle basite alınacak bir oyun değildi. Oyunun kurallarını bilmen ve ona göre oynaman gerekiyordu. Ama çoğu zaman oyunun kurallarını bilmek yetmiyordu. Çok daha önemli olan başka bir şey vardı. Kendini bilmek... Ne istediğini, neyin seni mutlu edeceğini ve kim olduğunu, neler yapabileceğini bilmek zorundaydın. Ancak o zaman doğru kararlar veriyor ve mutlu bir hayata sahip oluyordun. Ve kararlar birer kibritti... Kendini ya yakıyordun, Ya da ısıtıyordun... HAYAT SİLGİ KULLANMADAN RESİM YAPMA SANATIDIR... Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2010 Bir şeyi gerçekten istersen, onu gerçekleştirmek için bütün evren senin için işbirliği yapar. Paulo Coelho – Simyacı Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2010 "Ey can alemninin güneşi! Bize cemalini göster.Cihana değer melek yüzünden örtünü kaldırıver azıcık.Bize cefanı azalt!Çünkü seven dostlara yabancı gözüyle bakmak,sencileyin bir güzele yakışmaz." Şah & Sultan - İskender Pala Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2010 "Aşk iki kez geldiğinde ve iki kez yalan söylediğinde bir daha sevmemeye karar verdik. Böylesi adilaneydi. Bize ve aşkın kendisine... " Charles Bukowski - Yarım Kalan Cümleler Alıntı
Φ Radya Gönderi tarihi: 22 Kasım , 2010 Gönderi tarihi: 22 Kasım , 2010 "Satranç hayat gibidir David," demişti babası. "Her parçanın kendi işlevi vardır. Bazıları zayıftır, bazıları ise güçlü. Bazıları oyunun başında işe yarar, bazılarysa sonunda. Ama kazanmak için hepsini kullanmak zorundasın. Aynen hayatta olduğu gibi, satrançta da skor tutulmaz. On parçanı kaybedip, yine de kazanabilirsin oyunu. Satrancın güzelliği budur işte. İşler her an tersine dönebilir. Kazanmak için yapman gereken tek şey tahtanın üzerindeki olası hamleleri ve anlamlarını iyi bilmek ve karşındakinin ne yapacağını kestirebilmek." Adam Fawer / Olasılıksız Alıntı
Φ Radya Gönderi tarihi: 5 Aralık , 2010 Gönderi tarihi: 5 Aralık , 2010 Ben yalnızlığı istemekle suçlanıp yalnızlığa mahkum edildim. Bu karara bütün gücümle muhalefet ediyorum. Ben yalnızlığa dayanamıyorum, ben insanların arasında olmak istiyorum. İnsanların düşmana da ihtiyacı vardır. Oğuz ATAY, Korkuyu Beklerken(Sf.79) Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.