Φ Suheyla Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Sayin zkan, Kur'ana gelelim. Ey Peygamber! Hanımlarına de ki, "Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, gelin size mut'a vereyim ve sizi güzelce bırakayım." (33/28) Yahudilerin erkeklerini öldürüp, onlarin mallari müslümanların oldu. Allah bunu boyle istemis. Bir kısmını öldürüyordunuz derken bundan Yahudi erkek kastediliyor. Bir kısmını esir alırdınız derken kadınlar kastediliyor. Kadinlarida "mut'a nikahi" ile araplara veriyor, yahudi kadinlarin irzina gecmeleri icin. Muhammed ve onun savascilari boyle yapiyorlar. Allahin izini ile. Siz "mut'a nikahi" nin ne oldugunu biliyormusunuz. Iste esir aldiklari kadinlarla zina yapiyorlar. Bu "gecici" bir zaman icin yapilan nikah bahanesi ile kendi kendilerini zina yapmadiklarindan ikna ediyorlar. Siz "Mut'a" nin gecerli olduguna inanirmisiniz? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ muki Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 sayın yersoy demişsinizki Nur suresi 47. ayet Bir de: "Allah'a ve peygamberine inandık ve itaat ettik." diyorlar. Sonra onlardan bir kısmı bunun arkasından yan çiziyorlar. Onlar mü'min değillerdir. ayrıca diğer kardeşimin bahsetiği gibi dünyanı çoğunluğu inanıyor fakat sor bakiyim ceza evlerindekine kaçı namaz kılıyor kaçı kuran okumuş. ve sor işlediği suçları Kuranda okuyupda ordanmı teşvik alıp yapmış.. İslam dinini yeterince öğrenseydi ve uygulasaydı herkes ceza evi diye birşey olmazdı islam Ahlakında adam öldürmek vs yok dedim. e adam Kuran okuyup uymadıysa bunu sorumlusu bütün islam alemimi? Bir başka iletimde annemin arkadaşının eşinden alınan yüzüklerden bahsetmiştim, belki siz okumamışsınızdır. Anneme ve ailenin diğer bayanlarına beyaz altın diye gümüş satan bu zat Kuran okumuş, beş vakit namazında, oruç tutan ve hacca gitmiş bir kişiydi. Anlaşılan odur ki, Kuran okumak, namaz kılmak, oruç tutmak ve hacca gitmiş olmak insanı bazı kötülükleri yapmaktan alıkoymuyor. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Bir başka iletimde annemin arkadaşının eşinden alınan yüzüklerden bahsetmiştim, belki siz okumamışsınızdır. Anneme ve ailenin diğer bayanlarına beyaz altın diye gümüş satan bu zat Kuran okumuş, beş vakit namazında, oruç tutan ve hacca gitmiş bir kişiydi. Anlaşılan odur ki, Kuran okumak, namaz kılmak, oruç tutmak ve hacca gitmiş olmak insanı bazı kötülükleri yapmaktan alıkoymuyor. Vardır onun da güvendiği bir ayet, kurtarıcı hesabı... Sayın Suheyla'ya sormak lazım, o bilir. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ zkan Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Ahzap suresi 28. ayet Ey Peygamber, eşlerine şöyle söyle: "Eğer şu iğreti dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, haydi gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de sizi güzellikle serbest bırakayım." o ayetin meali öyle değil bendeki kitapda o senin elindeki kitap kimin çevirisi öğrenebilirmym? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ zkan Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 siz bulun Kuranda dolandırıcılıkla para kazanmanın sevap olduğunu gösteren bi ayet bende eşşekler gibi anırıp sonrada Allah yoktur diye bağıracam.... ayrıca o kuyumcu riyakardır. riya nedemek gösteriş için ibadet eden Allah onun giblilerin cezasını mutlak verir.... söylediğim ayetdeki gibi inandık derler fakat sonra yan çizerler o adamın terbiyesziliin Kuranın Hangi ayetinde haksız kazanç sağlmayı destekleyen bişe var. bulun gösterin bana Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ katran Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 yersoy sana sunu soyleyeyim. bizde musluman insan kur'an ı kendine gore uyarlamaz. hayatını ona gore duzenler. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Ahzap suresi 28. ayetEy Peygamber, eşlerine şöyle söyle: "Eğer şu iğreti dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, haydi gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de sizi güzellikle serbest bırakayım." o ayetin meali öyle değil bendeki kitapda o senin elindeki kitap kimin çevirisi öğrenebilirmym? TÜRKÇE KURAN-I KERİM ( DİYANET MEALİ ) http://www.kuran.gen.tr/?x=s_main&y=s_...id=1&sid=33 Eger butun sureyi okuyunca .. benim verdigim kaynagin dogru olmasi gerek.... cunku yahudi kadinlardan bahsediyor Kuran'in bu kisminda. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ hkndersim Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Ya sen sonuca bak... Öyle mi? değil mi? öyle deil tabi... ya okadar yazdım... sen hala öyle mi deilmi diye soruyosun sen böle sorduktan sonra,ben sana ne diyeyim söylediklerini okudum ve çok mantıksız buldum arkadaşa önce fikrini söyle demişsin sana fikrini iyice açıklamış örnek olsun die isim de vermiş onların bile allahın varlığını kabul ettiğini söylemiş sen hala kalkmış bana isimleri deil fikirleri söyle diosun nasıl bir fikir arıyosan,onu anlamadım!!! eğer fikir elde etmek istiyosan bence daha fazla şey bilmeli ve sana fikrini söyleyene gocunuyosun die hitap etmemelisin!! yazının altına atamızın resmini koymussun yoksa ben sana neler diyeceğimi bilirdim ama sır ataya saygımdan şimdilik bir şey demiyorum!!! Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 söylediklerini okudum ve çok mantıksız buldum Pardon ya! Fikir otoritesi olduğunuzu bilmiyordum... arkadaşa önce fikrini söyle demişsin sana fikrini iyice açıklamış örnek olsun die isim de vermiş onların bile allahın varlığını kabul ettiğini söylemiş sen hala kalkmış bana isimleri deil fikirleri söyle diosun Yahu diyorum ki, banane o isimden o adamdan. Gel fikir tartışalım... Daha açık nasıl söyleyeceğim? yazının altına atamızın resmini koymussun yoksa ben sana neler diyeceğimi bilirdim amasır ataya saygımdan şimdilik bir şey demiyorum!!! Bu tür polemiklere de bence girme! Herkes bilir bir şeyler demeyi... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Cengizhan212 Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Örneğin Tevbe süresine göre müslümanlar eğer bu sure ebediyen geçerli ve evrensel ise, müşrikleri gördükleri yerde İslam olmaya davet etmek, kabul etmezse öldürmek ve tüm ehl-i kitabı cizyeye bağlamak zorundalar. Dünyada bir tek müşrik kaldıkça nefes alan ve bir tek ehl-i kitap kaldıkça müslümanlara cizye vermeyen, müslümanların görevi sona ermez. Yahudi ve Hristiyanlar ehli kitaptır, geri kalan herkes müşriktir. Ne diyorsunuz? Yazılanlara biraz göz gezdirdim konular bir birine girmiş, başlığa istinaden bir kaç kelime etmek istiyorum. Sadece Yahudi ve Hristiyanlar değil, Müslümanlarda Ehl-i Kitaptır. Ayrıca Müslümanlardanda Müşrik vardır hatta maalesef bu gün İslam aleminin ekseri çoğunluğu müşriktir. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 siz bulun Kuranda dolandırıcılıkla para kazanmanın sevap olduğunu gösteren bi ayet .... Sayın zkan, böyle bir ayet olduğu zaten söylenmiyor. Tartışmalara dikkatli bakarsanız, arkadalar size şunu anlatmaya çalışıyor: İnsan ahlakını düzenlemede Kuran ve inanç bir yere kadar etkili oluyor. İnanan da inanmayan da aynı hataları yapabilir. Bunu Kuran'ı en ince ayrıntısına kadar okuyup bilen insan da yapabilir. Değil mi? E öyleyse, kişinin güzel ahlaka sahip olmasında her zaman etkili olamıyor inancı. Bu demek değildir ki "İslam dini dolandırıcılığı övüyor sizi oraya sevkediyor"... Öyle bir şey yok. Din de zaten, eksiğiyle fazlasıyla, toplum ahlakını düzenlemek misyonunu üstlenmiş bir olgudur. Ancak bu yeterli değildir. Umarım şimdi anlaşılmıştır konu... Saygılar Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ hkndersim Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 [/size]M' post='638509']Sayin zkan, Kur'ana gelelim. Ey Peygamber! Hanımlarına de ki, "Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, gelin size mut'a vereyim ve sizi güzelce bırakayım." (33/28) Yahudilerin erkeklerini öldürüp, onlarin mallari müslümanların oldu. Allah bunu boyle istemis. Bir kısmını öldürüyordunuz derken bundan Yahudi erkek kastediliyor. Bir kısmını esir alırdınız derken kadınlar kastediliyor. Kadinlarida "mut'a nikahi" ile araplara veriyor, yahudi kadinlarin irzina gecmeleri icin. Muhammed ve onun savascilari boyle yapiyorlar. Allahin izini ile. Siz "mut'a nikahi" nin ne oldugunu biliyormusunuz. Iste esir aldiklari kadinlarla zina yapiyorlar. Bu "gecici" bir zaman icin yapilan nikah bahanesi ile kendi kendilerini zina yapmadiklarindan ikna ediyorlar. Siz "Mut'a" nin gecerli olduguna inanirmisiniz? "ÖZET OLARAK MÜT’A NİKAHI Bugün dindar fakat dinini yeterince bilmeyen gençlerimiz arasında meşru bir akit gibi gösterilmeye çalışılan müt’a nikahı esas itibariyle, İİSLAM ÖNCESİ Arap cemiyetinde mevcut olan zina çeşitlerinden biridir. Hz. Peygamber (aleyhissalatuvesselam) pek çok içtimai reformlarla uyguladığı tedriç prensibi ile hareket ederek bunu birden yasaklamamıştır. Fakat, Mekke Fethi sırasında kesinlikle yasaklamış kıyamete kadar haram olduğunu belirtmiştir. Resulullah’ın yasağını duymamış olanlar arasında bazı nadir müt’a vakıaları vardır. Bunlar Hz. Peygamber (aleyhissalatuvesselam)’ın vefatından sonra da cereyan etmiştir. Durumdan haberdar olan İkinci Halife Ömer, bu hususta Resulullah’ın yasağını hatırlatarak kesin yasak koymuş ve yasağı ta’mim etmiştir. İkinci Halife Ömer’in bu yasağına tek bir sahabe itiraz etmemiş, ve böylece müt’a nikahının haram olduğu hususunda selef uleması arasında icma tahakkuk etmiştir. Şia’dan bir gurup, İkinci Halife Ömer’e muhalefet taassubunun da sevkiyle müt’ayı mubah addetmekten de öte, bir taabbüd, bir akide, uyulması gerekli bir doktrin haline sokmuş, Şiiliğin bir alemi, bir gereği haline getirmiştir. Şia, bu meselede objektif delillere dayanmaz, hissi yorumlara, temelsiz te’villere, peşin kabullere istinat eder. Gençlerimiz, meseleyi kaynaklara inerek değerlendirmek durumundadırlar. Dinin son derece hassas olduğu kadın-erkek münasebetlerinde umursamazlık ve laubaliliğin dünyevi ve uhrevi cezasının şiddetli olacağı akıllardan çıkartılmamalıdır. ESSELAMU ALA MENİTTEBEAL HÜDA VELMELAMU ALA MENİTTEBEAL HEVA" Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Cengizhan212 Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Eger butun sureyi okuyunca .. benim verdigim kaynagin dogru olmasi gerek.... cunku yahudi kadinlardan bahsediyor Kuran'in bu kisminda. Hayır o surede öyle bir bahis yoktur. Her duyduğunuza inanmamanızı tavsiye ederim. Siz "mut'a nikahi" nin ne oldugunu biliyormusunuz. Iste esir aldiklari kadinlarla zina yapiyorlar. Bu "gecici" bir zaman icin yapilan nikah bahanesi ile kendi kendilerini zina yapmadiklarindan ikna ediyorlar. Soru her ne kadar bana sorulmamış olsada. Peki siz Mut'a nikahının ne olduğunu bildiğinizden EMİNMİSİNİZ? Sizin söylediğiniz İranda yapıldığı söylenen birşeydir ve bunun Kur'an ile en ufak bir ilgisi yoktur. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Hayır o surede öyle bir bahis yoktur. Her duyduğunuza inanmamanızı tavsiye ederim. Soru her ne kadar bana sorulmamış olsada. Peki siz Mut'a nikahının ne olduğunu bildiğinizden EMİNMİSİNİZ? Sizin söylediğiniz İranda yapıldığı söylenen birşeydir ve bunun Kur'an ile en ufak bir ilgisi yoktur. Ben sizin sorunuza cevap verdim... diyer yorumunuzda.. gidin onu okuyun veya yukarda verdigim kaynagi okuyun. Mut'a dan bahsediyor. Eger Diyanet Meali de sizin icin gecerli degilse o zaman tartisacak bir sey yok. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ zkan Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 ben araştırana kadar gerekli cvb verilmiş o surede yahudi kadınlardan bahsedilmiyor doğru Ey Peygamber! Hanımlarına de ki, "Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, gelin size mut'a vereyim ve sizi güzelce bırakayım." Ey Peygamber, eşlerine şöyle söyle: "Eğer şu iğreti dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, haydi gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de sizi güzellikle serbest bırakayım." şimdi elimizde 2 tane tabir var. arapça bilmedimden kesin bi şey diemicem senin gösterdiğin mealin üstünde yorum yapcak olursak. "Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, gelin size mut'a vereyim ve sizi güzelce bırakayım." deniyor muta ney arkdaşım açıklamış eline sağlık eğer diyor o süsülü hayatı istiyorsanız muta vereyim size gidin napıosanız yapın yani mutanın ii bişe olmadını sölüyor çünkü süslü hayatı istiosan diyor ancak böyle bi mantğı olablir bu mealin bendeki mealde böyle değil çünkü.... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Ahzab 33 (28) Çevirileri: Abdülbaki Gölpınarlı: Ey Peygamber, eşlerine söyle: Dünya yaşayışını ve ziynetini diliyorsanız hadi gelin, size nikah paralarınızı vereyim de güzellikle bırakayım sizi. Ali Bulaç Meali Ey peygamber, eşlerine söyle: 'Eğer dünya hayatını ve onun süslü-çekiciliğini istiyorsanız, gelin sizi yararlandırayım ve güzel bir tarzda sizi salıvereyim.' Diyanet İşleri Meali Ey Peygamber! Eşlerine şöyle söyle: "Eğer dünya hayatını ve süslerini istiyorsanız gelin size bağışta bulunayım ve güzellikle salıvereyim." Diyanet Vakfı Meali Ey Peygamber! Eşlerine şöyle söyle: Eğer dünya dirliğini ve süsünü (refahını) istiyorsanız, gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de, sizi güzellikle salıvereyim. Edip Yüksel Meali Peygamber, hanımlarına de ki, "Siz dünya hayatının süsünü istiyorsanız, gelin size bağışta bulunayım ve sizi güzellikle bırakayım." Elmalılı Hamdi Yazır Ey peygamber! Hanımlarına şöyle söyle: "Eğer dünya hayatını ve zinetini istiyorsanız, haydi gelin, sizi donatayım ve güzellikle bırakıp salıvereyim. Ömer Nasuhi Bilmen Ey Peygamber! Zevcelerine de ki: «Eğer siz dünya hayatını ve ziynetini diliyorsanız haydi geliniz, size müt'anızı vereyim ve sizi bir güzelce salıvermekle salıvereyim.» Muhammed Esed EY PEYGAMBER! Eşlerine söyle: “Eğer siz [yalnız] bu dünya hayatını ve onun cazibesini istiyorsanız, gelin size istediğinizi vereyim ve (sonra da) sizi uygun bir şekilde salayım. Suat Yıldırım Ey Peygamber, eşlerine de ki: “Eğer dünya hayatını ve süsünü istiyorsanız, gelin size boşanma bedellerinizi vereyim ve sizi güzelce boşayayım.” Süleyman Ateş Meali Ey peygamber! Eşlerine söyle: "Eğer siz, dünya hayatını ve süsünü istiyorsanız, gelin size müt'a (boşanma bedeli) vereyim ve sizi güzellikle salayım." Şaban Piriş Meali Ey peygamber, eşlerine de ki:-Eğer, dünya hayatını ve süsünü diliyorsanız, gelin size dilediğiniz dünyalığı vereyim ve sizi güzellikle boşayayım. Ümit Şimşek Meali Ey Peygamber, hanımlarına de ki: “Eğer dünya hayatını ve onun ziynetini istiyorsanız, gelin, boşanma bedellerinizi verip sizi güzellikle boşayayım. Yaşar Nuri Öztürk Ey Peygamber, eşlerine şöyle söyle: "Eğer şu iğreti dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, haydi gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de sizi güzellikle serbest bırakayım." Kaynak: http://www.kuranmeali.com/ayetkarsilastirm...=33&ayet=28 Saygılar Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Hz. Peygamber (aleyhissalatuvesselam) pek çok içtimai reformlarla uyguladığı tedriç prensibi ile hareket ederek bunu birden yasaklamamıştır. Fakat, Mekke Fethi sırasında kesinlikle yasaklamış kıyamete kadar haram olduğunu belirtmiştir. Yani siz Allahin sozunu (Kuranda ki ayeti) haram ettiniz... Hayret oldum. Farkindamisiniz ne dediniz siz? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ zkan Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 13 tane meal var 2snde muta var şimdi bize Arapça bilen biri lazım. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ hkndersim Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Yani siz Allahin sozunu (Kuranda ki ayeti) haram ettiniz... Hayret oldum. Farkindamisiniz ne dediniz siz? ben ne dediğim farkındayım kuranda öle bir şey yok sen hala anlamamışsın(yok derken bahsi geçio ama mut'a nikahı tavsiye edilmemiş) eğer tam okuduysan İSLAM ÖNCESİ arap cemiyetinde var olan bir şeyden bahsediyoruz... peygamber efendimiz de bunu yasaklamış (allahın emriyle)bundan daha doğru,daha güzel ne olabilir!! sen anlamamak için kendini zorluyosun sanırım kuranda ne güzel diyor ya; ne kadar az düşünüyosunuz die... sen çok az düşünüyosun,hadi az düşünmene bir şey demiyorum da birde üstüne yanlış düşünüyosun... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ zkan Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 eğer diyor o süsülü hayatı istiyorsanız muta vereyim size gidin napıosanız yapın yani mutanın ii bişe olmadını sölüyor çünkü süslü hayatı istiosan diyor ancak böyle bi mantğı olablir bu mealin bendeki mealde böyle değil çünkü. Tefsiri Bu ayetin nazil olduğu dönemde Müslümanlar Hayber'in zengin tarımsal topraklarını fethetmişlerdi ve İslam toplumu daha rahat bir safhaya ulaşmıştı. Fakat toplumun büyük bölümünün hayatına yansıyan rahatlık ve kolaylık, Hz. Peygamber'in evini etkilememişti. Hz. Peygamber, her zaman olduğu gibi, kendisi ve ailesinin en sade hayatı sürdürmeleri için gerekli olan asgarî ihtiyaçlardan fazlasına izin vermiyordu. Ama, değişen şartlar karşısında eşlerinin, öteki Müslüman hanımların yaşadığı nisbî rahatlıktan pay almak istemeleri normaldi: Fakat Muhammed'in onların bu taleplerine rıza göstermesi, o'nun bütün hayatı boyunca gözettiği prensibe, yani Allah'ın Rasûlü'nün ve ailesinin hayat standardının yoksul müminlerinkinden yüksek olmaması gerektiği prensibine ters düşerdi. tefsirindede muta değil boşanma bedeli kast edilior mealde yalnış var bence Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Cengizhan212 Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Ben sizin sorunuza cevap verdim... diyer yorumunuzda.. gidin onu okuyun veya yukarda verdigim kaynagi okuyun. Mut'a dan bahsediyor. Eger Diyanet Meali de sizin icin gecerli degilse o zaman tartisacak bir sey yok. Okudum ve yazdım diğer yorumda. İlgili Ayette Mut'adan falan bahsetmiyor orada, oraya yazan geri zekalı öyle yazmış sizde öyle sanıyorsunuz. Yani siz Allahin sozunu (Kuranda ki ayeti) haram ettiniz... Hayret oldum. Farkindamisiniz ne dediniz siz? Sizi tebrik ederim Dalga geçmiyorum, ciddi söylüyorum. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 ben araştırana kadar gerekli cvb verilmiş o surede yahudi kadınlardan bahsedilmiyor doğru Ey Peygamber! Hanımlarına de ki, "Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, gelin size mut'a vereyim ve sizi güzelce bırakayım." Ey Peygamber, eşlerine şöyle söyle: "Eğer şu iğreti dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, haydi gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de sizi güzellikle serbest bırakayım." şimdi elimizde 2 tane tabir var. arapça bilmedimden kesin bi şey diemicem senin gösterdiğin mealin üstünde yorum yapcak olursak. "Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, gelin size mut'a vereyim ve sizi güzelce bırakayım." deniyor muta ney arkdaşım açıklamış eline sağlık eğer diyor o süsülü hayatı istiyorsanız muta vereyim size gidin napıosanız yapın yani mutanın ii bişe olmadını sölüyor çünkü süslü hayatı istiosan diyor ancak böyle bi mantğı olablir bu mealin bendeki mealde böyle değil çünkü.... Sayin zkan, goruyoruz ki, Kuranda bir kac ayetlerde "apaçık" ayetler indirdik demesine... insanlar degisik anliyor. Ben bunlari anlamak icin, hadis kitaplarina bas vuruyorum ve Kurani ve Hadis kitablarini beraber goruyorum anlamak icin. Bu sekilde karar veriyorum. Niye "apaçık" degil, peki? Cunku, uydurma bir Kitap. Ayetlerde hic bir siralama yok. Basi yok, sonu yok. Kuranin orijinali goren yok. Delil yok. Derlemesi Muhammed vefat ettikten sonra yapilmis. Nasil yapilmis, bilen yok. Ama "Kuran" degismemis diyen cok. Nerden biliyorlar bunu... Yok yahu sormasi ayip! Siz namazın nasıl kılınacağını yada abdestin nasıl alınacağını gördün mü Muhammed in kendisinden? Nerede bu tarif ediliyor, Kuranda. Nerden gelmis Islama bunu bile bilmiyorsunuz galiba. Araplar, Kuranda ki ayetlerin cogunu Tevrattan almislar ve gerisini uydurup toplumlari idare etmisler. Simdi biz, 2008 yilina geliyoruz, halan 7inci asirda yasiyor gibi bir toplumuz. Iste mucize olan bu! NAMAZI Bile hintlilerden kopya etmisler. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ zkan Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 mealde hata var. sayın süheyla size göre araplar kuranı değiştirdimi? tevratanmı aldı? Kuranın bir orjinalı varmıydı değişmeden önce? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir 4mevsim Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 MUTA:Yararlanılan şey; umre ile haccı birleştirme; boşanan kadına verilen elbise ve baş örtüsü gibi eşya; Çoğulu "muteun" dur. Aynı kökten metâ'; yararlanma, yiyecek giyecek gibi yararlı olan her şey demektir. Çoğulu "emtia"dır. "Temettu" ve "istimtâ" ise; bir şeyden uzunca süre yararlanmak, onu lezzetli bulmak, zevk almak anlamlarına gelir. Yararlanılacak şey anlamında, metâ' ve mut'a eş anlamlı kelimelerdir. . Boşanan kadına iddet süresince yararlanması için verilen şey 1. Mehir miktarı belirlenmeksizin yapılan nikâh akdinden sonra, henüz cinsel birleşme olmadan boşanma veya fesih yoluyla evlilik sona ererse kadına mut'a denilen elbise ve baş örtüsü gibi bazı şeyler verilir. Bunlar mehir yerine geçen bir çeşit "teselli hediyesi" dir. Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurulur: "Kadınlara yaklaşmadan ve onlara mehir takdir etmeden boşarsanız,"sizin için bir sorumluluk yoktur. Bu durumda zengin kendi imkânına göre, yoksul da kendi imkânına göre, usûlüne uygun bir Şekilde onlara, yararlanacakları bir şeyler verin. Bu, iyilikte bulunanların üzerine bir borç"tur" (el-Bakara, 2/236); "Boşanan kadınların örfe göre bir takım eşyalar alma hakkı vardır" (el-Bakara, 2/241); "Ey iman edenler! Mü'min kadınları nikâhlar, sonra da cinsel birleşmeden önce onları boşarsanız, artık sizin, onların üzerinde iddet sayma hakkınız yoktur. Onlara hemen mut'alarını (yararlanacakları bazı şeyleri) verin ve onları güzellikle serbest bırakın" (el-Ahzâb, 33/49). Bu âyetlerde yer alan "metea" veya "emtea" fiilleri; birisini bir şeyden yararlandırmak, boşanan kadınlara mut'a vermek anlamlarına gelir (Rağıb el-Isfehânî, el-Müfredât, s. 461). 2. Mut'a evliliği anlamında kullanılır. İslâm'ın ilk devirlerinde zaruret gereği izin verilmiş olan bu evlilik şekli, sonradan neshedilerek ebedî olarak yasaklanmış ve belli bir süreyi kapsayan nikâh akitleri batıl kılınmıştır. Çünkü bu çeşit bir nikâh akdiyle, evlilikten beklenen amaçlar elde edilemez (Muhammed Ali es-Sâbûnî, Tefsîru Âyâti'l-Ahkâm, I, 457). Kur'an-ı Kerim'de mut'a nikâhının esaslarını belirleyen açık bir âyet yoktur. Konu ile bağlantı kurulabilen şu âyettir: "Evli kadınlarla evlenmeniz de haram kılındı. Sahibi bulunduğunuz cariyeler müstesna. Bunlar Allah'ın üzerinize farz kıldığı hükümlerdir. Bunların dışında iffetli olarak zina etmeksizin mallarınızla evlenmek istemeniz size helâl kılındı. Onlarla cinsel temasta bulunduğunuzda, ücretlerini (mehir-mut'a) verin. Mehir takdir edildikten sonra birbirinizi razı etmenizde bir sakınca yoktur. Şüphesiz ki Allah, herşeyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir" (en-Nisâ, 4/24). Ayetteki "ücret", mehir* olarak değerlendirilmiştir. Bununla, mehirden sözeden diğer âyetler arasında benzerlik vardır. "Birbirinizle kaynaşıp başbaşa kalmışken ve onlar (karınız) sizden kuvvetli bir ahid almışken, verdiğinizi (mehri) nasıl geri alabilirsiniz?" (en-Nisâ, 4/21), "Kadınların mehirlerini gönül hoşluğu ile verin. Eğer kendi istekleriyle mehrin bir bölümünü size bağışlarsa onu âfiyetle yeyin" (en-Nisâ, 4/4). "Kadınlara verdiklerinizden (mehir) herhangi bir şeyi geri almanız size helâl değildir" (el-Bakara, 2/229). İslâm hukukçuları mut'a evliliğinin haram olduğu konusunda görüş birliği içindedir. Şiîlerden başka, cumhurun görüşüne karşı çıkan olmamıştır.( Hamdi döndüren ilmihal) Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ katran Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2007 Bizim görüşümüze göre, Kur`an aşağıdaki nedenler dolayısıyla tahrife uğramamıştır: - Kur`an, lâfız, nazım ve içeriği itibariyle bir mucizedir. Bu sebeple herhangi bir eksiltme, arttırma veya değiştirme olsa, deyim yerindeyse hemen sırıtıvermektedir. - Rabbimiz sayesinde Müslümanlar, erken dönemde harekete geçerek Kur`an`ın kitaplaşmasını gerçekleştirmişlerdir. Böylece çok eski dönemlerdeki el yazması nüshalar ile bugünkü baskıların aynı olduğu görülebilmektedir. - İlk günden itibaren pek çok insan büyük bir zevkle, aşkla, hazla… Kur`an`ı ezberine almak istemiş ve Kur`an`ın lâfzındaki senfonik özellik nedeniyle de bunu kolayca başarmıştır. Böylece tarihin her döneminde Kur`an`ı ezberinde tutan on binlerce hafız mevcut olmuş ve ne tahrif edilme riski ne de nüshaların kaybolma riski hiç doğmamıştır. - Kur`an`ın inmeye başlamasıyla birlikte, Kur`an`ın eğitim ve öğretimi de başlamıştır. Diğer dinlerde dinî eğitimin ruhanîlerin tekelinde olmasına karşılık ruhban sınıfının olmadığı İslâm`da eğitim ve öğretim, köylü-kentli herkese yönelik olmuştur. Bir zümrenin, bir kurumun tekelinde ve birkaç nüshadan ibaret olmayan Kur`an, her Müslüman`ın evinde, iş yerinde, kütüphanelerde, kitap evlerinde bulunduğundan, herkes tarafından okunmuş, öğrenilmiştir. Böylece yaygın bir öğretim sağlanmış, kötü niyetli kişilerin kişisel boyuttaki tahrif çabaları sonuçsuz kalmıştır. - Kur`an`ın inmeye başladığı Milâdî 610 yılı, diğer dinlerin ortaya çıkış zamanlarına göre, insanlık tarihinin aydınlık bir dönemidir. Bu dönemde bir çok eski medeniyet zirve noktasındadır ve olaylar artık kayda geçirilmeye başlanmıştır. Nitekim, Musa ve İsa peygamberlerin varlığını ve yaşamını bazı tarihçiler kabul etmezken, peygamberimizin varlığında, yaşamında ve kişiliğinde hiç tereddüt yoktur. Dolayısıyla peygamberimizin tek mucizesi olan Kur`an da, tereddüde yer vermeyen kayıtlarla günümüze gelmiştir. - İslâmiyet, Musa ve İsa peygamberler zamanındaki gibi yönetilen, değişime uğratılan, mağdur, mazlum, zavallı, garip azınlıklar arasında değil, zengin, hâkim, özgür kentlerde doğmuş ve büyümüş, yöneten, değişime uğratan, güçlü toplumların dini olmuştur. İslâmiyet`in bu özelliği dolayısıyla da Kur`an`ın tahrife uğramış olması mantıklı değildir. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.