
kafedengi
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
415 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf Kritikleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm Kritikleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
kafedengi tarafından postalanan herşey
-
Hz. Hatice: Mesajın ve Risaletin İlk Tanığı
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
tarıhı kayıtlar kanaatten ustundur. ınkarınızı surdurebılmek adına curutmeye calıstıgınız onca hakıkat sız yok sayıyorsunuz dıye yok olmuyor. ıste orda apacık duruyorlar. -
DİN OLMASA YANLIŞ İLE DOĞRUYU AYIRT EDEMEZDİK
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
musluman domuz yıyerek aya degıl yemeyerek cennete gıtmeyı amaclıyorsa, herkes amacına uygun davransın. herkes kendı ıstıkametını belırlesın, rotasını cızsın, geregını yapsın. -
DİN OLMASA YANLIŞ İLE DOĞRUYU AYIRT EDEMEZDİK
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
-
DİN OLMASA YANLIŞ İLE DOĞRUYU AYIRT EDEMEZDİK
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
mekkenın ılerı gelen aıle-kabılelerı arasında, hacerul esved tasının kabeye yerlestırılmesı konusu, savasa sebep olacak sevıyeye ulasmıs olmasına ragmen, boyle onemlı bır olayda dahı peygamberımız efendımızın as hakemlıgıne rıza gostermıs olmalarına bakıyorumda, emın olma durumu sadece cobanlık yaptıgı surulerle sınırlı degıl. O ıctımaı hayatın her alanında bu sıfata tam anlamıyla layıktır. rısaletı oncesı mekkede zuhur eden haksızlıkların onune gecmek ıcın kurulmus olan adalet cemıyetıne dahıl olup aktıf hızmetlerde bulunması bunun acık bır gostergesıdır. -
DİN OLMASA YANLIŞ İLE DOĞRUYU AYIRT EDEMEZDİK
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
kullanılan bır arguman degılde ınanılan oldugunu anlamanızı umar, ınanmanızı ısterım. Cenab-ı Hak, cennete layık bir duruma getirmek için, insanları imtihana tabi tutuyor. Bu sebeple, bazı emir ve yasaklar koymuştur. Esas olan da bu emir ve yasaklara uymaktır. Bu prensiplerin gerek insanın şahsi hayatına, gerekse cemiyet hayatına pek çok faydaları vardır. Dolayısıyla bunlar, o emir ve yasağa daha şuurlu olarak riayet etmemizi sağlıyor. Dinimizin yasakladığı hususlardan birisi de, domuz etidir. Bu yasaklamanın, pek çok hikmeti vardır. Biz, burada sadece birkaçına işaret etmeğe çalışacağız. - Domuz eti çok yağlıdır. Yenildiği takdirde, bu yağ kana geçer. Böylece kan, yağ tanecikleriyle dolmuş olur. Kandaki bu fazla miktardaki yağ atar damarların sertleşmesine, tansiyon yükselmesine ve kalb infaktüsüne sebep olur. - Ayrıca, domuz yağı içerisinde "sutoksin" denilen zehirli maddeler mevcuttur. Vücuda giren bu zehirli maddelerin dışarı atılması için, lenf bezlerinin fazla çalışmaları icap eder. Bu durum, bilhassa çocuklarda lenf düğümlerinin iltihaplanması ve şişmesi şeklinde kendini gösterir. Hasta çocuğun boğaz bölgesi anormal bir şekilde şişerek, adeta domuza benzer. Bu sebeple, bu hastalığa "domuz hastalığı" (skrofuloz) adı verilir. Hastalığın ilerlemesi halinde, bütün lenf bezleri cerahatlenerek şişer. Ateş yükselir, ağrı başlar ve tehlikeli bir durum ortaya çıkar. - Domuz etinde bol miktarda bulunan sümüksü bağ dokusu, kükürt yönünden çok zengindir. Bu sayede, vücuda fazla miktarda kükürt alınmış olur. Bu fazlalıksa; kıkırdak, kas ve sinirlere oturarak eklemlerde iltihaplanma, kireçlenme ve bel fıtığı gibi çeşitli hastalıklara yol açar. Domuz eti devamlı yenirse, vücuttaki sert kıkırdak maddesinin yerini, domuzdan geçen sümüksü bağ dokusu alır. Bunun sonucu olarak, kıkırdak yumuşar; vücut ağırlığına tahammül edemeyerek altında ezilir. Böylece, eklemlerde bozulmalar meydana gelir. Domuz eti yiyenlerin elleri pelteleşir, yağ tabakaları teşekkül eder. Mesela yiyen kimse sporcuysa; yorgun, tembel ve az hareketli olur. - Domuzda, büyüme hormonu da çok fazladır. Doğduğu zaman birkaç yüz gram olan domuz yavrusu, altı ayda yüz kiloya erişir. Bu kadar süratli gelişme, büyüme hormonunun fazlalığı sebebiyledir. Domuz etiyle fazla miktarda alınan büyüme hormonu, vücutta doku şişliklerine ve iltihaplanmalara yol açar. Burun, çene, el ve ayak kemiklerinin anormal bir şekilde büyümesine ve vücudun yağlanmasına sebep olur. Büyüme hormonunun en etkili yönü, kanserin gelişmesine zemin hazırlamasıdır. Nitekim domuz kesim işiyle uğraşanlar, erkek domuzların belli bir yaştan sonra mutlaka kansere yakalandıklarını ifade ederler. - Domuz etinin ihtiva ettiği histamin ve imtidazol denilen maddeler, deride kaşıntı hissi uyandırır. Ekzama, dermatit, nörodermatit gibi iltihabi deri hastalıklarına zemin hazırlar. Bu maddeler ayrıca; kan çıbanı, apandisit, safra yolları hastalıkları, toplar damar iltihapları gibi hastalıklara yakalanma ihtimalini artırır. Bu sebeple doktorlar, kalp hastalarına kesinlikle domuz eti yememelerini tavsiye ederler. Alman hekimi Prof. Reckeweg, "Domuz Eti ve İnsan Sağlığı" adlı eserinde bir hatırasını şöyle anlatır: "Tedavi maksadıyla, bir çiftçi ailesinin biraz sapa yörede bulunan çiftliğine gitmiştim. Babada, müzmin antroz (dejeneratif eklem hastalığı) ve kalça eklemi iltihabı vardı. Ayrıca, karaciğerinden de rahatsız idi. Annenin, bacaklarında varis ve eziyet verici kaşıntısı olan ekzama vardı. Ailenin kızları ise, kalp yetmezliği ve romatizmadan şikayetçi idi. En sağlıklıları görünmesine rağmen oğulları da, anjin sonrası kalp yetmezliğinden ve kan çıbanından müşteki idi. Evin öbür kızı ise, müzmin bronşitten muzdarip idi. Oğullarından bir diğeri de, domuz kıllanması ve müzmin plörite yakalanmış olup, devamlı tekrar eden fistül ifrazatından şikayet etmekte idi. Yukarıda sakinlerin hastalıklarından uzun uzadıya bahsettiğim çiftlik içinde, muayene sırasında garip bir olaya şahit oldum. Ailenin arasında, iri cüsseli bir domuz hiç istifini bozmadan, aşağı doğru sarkan kalın bir ağaç dalına abanarak sırtını kaşıyordu. Hastalara, "Oradaki domuzu görüyor musunuz? Onun kaşınmasına ve iltihaplara yol açan maddeleri, etiyle beraber siz de yiyorsunuz. İşte bu maddeler, sizdeki hastalıkların yegane sebebidir" dedim. Yukarıda kendilerinden bahsettiğim, Kara Ormanlar havalisinde oturan benzeri çiftlik sahiplerinden verdiğim nasihati dinleyenler, domuz eti yemekten vazgeçerek hastalıklarının çoğundan kurtuldular. Şimdi o çiftliklerin etrafındaki otlaklarda, İslam ülkelerinde olduğu gibi küçük koyun sürüler yayılıyor." - Domuz eti ile insana bulaşan tehlikeli hastalıklardan birisi de, trişin hastalığıdır. Domuzlar bu hastalığı, trişinli fare yemek veya trişinli domuz eti ile beslenmekle alırlar. Fakat trişin, domuzlarda ağır bir hastalık yapmaz. Halbuki insanlarda, çok tehlikeli ve öldürücü bir hastalık meydana getirir. Domuz etiyle alınan trişin kurtçuklar, mide-barsak yoluyla kana geçer. Böylece de, bütün vücuda yayılırlar. Trişin kurtçukları özellikle çene, dil, boyun, yutak ve göğüs bölgelerindeki kas dokularına yerleşirler. Çiğneme, konuşma ve yutma adalelerinde felçler meydana getirirler. Yine kan damarlarında tıkanıklığa, menenjit ve beyin iltihabına sebep olurlar. Bazı ağır vakalar, ölümle sonuçlanır. Bu hastalığın en kötü tarafıysa, kesin bir tedavi şeklinin olmamasıdır. Trişin hastalığı, bilhassa Avrupa ülkelerinde yaygındır. Sıkı veteriner kontrolleri yapılmasına rağmen, İsveç, İngiltere ve Plonya'da trişin salgınları görülmektedir. Yurdumuzdaysa, yerli Hıristiyanların dışında hiç bir müslümanda trişin hastalığı görülmemiştir. Çünkü, ülkemizde Hıristiyanlar dışında kimse domuz eti yememektedir. İnsan ve hayvanlar, yedikleri gıdaların az-çok tesirinde kalırlar. Mesela kedi, köpek, aslan gibi et yiyen hayvanların yırtıcı; koyun, keçi, deve gibi ot ile beslenen hayvanlarınsa daha uysal ve yumuşak huylu oldukları malumdur. Bu durum, insanlar için de geçerlidir. Nebati gıdalarla beslenenlerin, genellikle halim-selim; et ve et ürünleriyle beslenen insanların ise daha sert mizaçlı oldukları tespit edilmiştir. - Domuz, dişisini kıskanmayan bir hayvandır. Domuz eti ile beslenen insanlarda, kıskançlık hissinin zayıfladığı veya dumura uğradığı gözlenmiştir. Fransız filozoflarından Savorin de beslenmenin mizaç üzerindeki bu tesirine çok önem vererek, "Bana ne yediğini söyle, senin ne olduğunu haber vereyim" demiştir. ılmı acıdan bu delıller ortaya cıkmıs olsa yaut olmasada bızım acımızdan bı sorun yok. cunku bılıme degıl Allah'a ıman edılır. ıspatlanamamıs olana neden ıman edeyım demek ıman etmek olamayacagı ıcın ıstenenın karsılıgı sayılamaz. sız yınede ıman etmeyebılırsınız. bu sızın kararınız olacak. De ki: “Bana vahyolunan Kur’an’da bir kimsenin yiyecekleri arasında leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o şüphesiz necistir- ya da Allah’tan başkası adına kesilmiş bir (murdar) hayvandan başka, haram kılınmış bir şey bulamıyorum. Fakat istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın kim bunlardan yeme zorunda kalırsa yiyebilir.” Şüphesiz Rabbin çok bağışlayandır, çok merhametlidir.33 necıstır=pıslıktır dıyebılrısınız. ve bunda haksızda sayılmazsınız. fakat ıfadenın ıcınde farklı anlamlar kazanabılıyor. ıfade edılıs sekıllerının degısık oldugunu sızde goruyorsunuzdur emınım. sızın alıntıladıgınıza gore Allah domuza hakaret edıyor, benım alıntıladıgımda ıse pıs oldugunu belırtıyor. cok basıte ındırgeyerek ornekler verdıgım ıcın kusura bakmayın ama evde yapılan bır yıyecege temıs olmayan bısey karıssa ve o yıyecek ıcın '' yemeyın onu o pıs dense'' bu bı hakaret sayılabılırmı. sevgılı demırefe baktıgımız yerden ne gormek ıstedıgımıze ıyı karar vermemız lazım. aksı durumlarda gozunun ustunde kasın var der gene anlamaz gene begenmez gene sevmeyız. guzel bır yazı ıle karsılastım bıraz arastırma yaparken. paylasmak ıstedım. BUNDAN BİR hafta kadar önceydi. Bir firmanın teras katında oturuyordum. Parçalı bulutlu ve hafif rüzgarlı havada çay içmenin rehaveti içerisindeydim. Biraz ilerideki masalardan birinde oturan bir kaç kişinin konuşmalarını işitinceye kadar da aklım ve fikrim bulutlardaydı. Başka bir firmanın temsilcileri oldukları, iş görüşmesi için geldikleri hallerinden anlaşılan o üç kişiden biri, diğerlerine yediği bir yemeğin tarifini yapıyordu. Bir sürü şey sıralıyordu tarifinde. Ama iki malzeme vardı ki tarifin içerisinde, diğerlerinin hepsini bastırmıştı ve ben bu iki kelimenin özellikle ikincisine takılıp bulutlardan yere inmiş, rehavetten ayılmış bir halde buldum kendimi.Yemek tarifinde geçen malzemelerden biri şarap diğeri ise domuz pastırmasıydı.. Konuşanlar belki gayr-ı müslîmlerdi, günahlarını almayayım. Ama, onlar gayr-ı müslîm olsalar da, bu ülkede, müslüman kimliği ile dolaşan birilerinin domuz eti yemekten haz aldığı, hatta bir modernlik ölçüsü olarak mutlaka yenmesi gerektiği gibi bir saplantının yaşandığını da biliyoruz. Sahi domuz eti neden yenir? Bu sorunun izlerini sürmek için islâmın emir ve yasaklarını karşılaştıralım: Diğerlerine oranla emirlerin insan nefsine en zor geleni elbette ki her gün yapılması gerekenlerdir. Emrin uygulanma sıklığı düştükçe zorluk oranı azalacaktır. Bu bağlamda namaz, her gün en az beşer defa tekrar edilmesi nedeniyle en ince elek vazifesini görüyordu. Haydi bu elekte tutunamadınız, nefsiniz ağır bastı, düştünüz; doğrudan yere çakılmıyordunuz. İkinci bir elek sizi mutlak sukuttan, yani yere çakılmaktan kurtarıyordu: Yılda bir ay ramazan orucu ile sınanıyordunuz. Diyelim ki, nefsiniz buna da razı olmadı, açlığa ve susuzluğa sabır gösteremedi, bu sefer ömürde bir defa eleğine takılıyordunuz: Hac emri sizi tutuyor, çakılmaktan kurtarıyordu. Haydi diyelim ki, emirlerde nefsinizin sefilliği yüzünden gerekenleri yapamadınız, bu sefer haramlar sizi karşılıyordu. Şu ahirzaman şartlarında zina yapmadan yaşayabilmek dahi bir çaba ve Yaratıcıya dair bir çekince gerektiriyordu çünkü. Diyelim ki, bunda da sabredip tutunamadınız, nefsiniz, arzularınız galip geldi, düştünüz.. ve sizin olmayan bir meta nefsinize cazip geldi, ellerinizi hırsızca uzattınız.. ve hayatın şartlarını, yaşadığınız sıkıntıları bahane ettiniz, haydi diyelim ki unutmak için ellerinizi şaraba uzattınız… Peki, tüm bunlardan sonra elinizi domuz etine uzatır mıydınız?! Diğerlerinin tümünde, nefsin, sefilce de olsa bir faydalanması söz konusuydu gördüğüm kadarıyla. Bir mazeret üretme mekanizması çalışabiliyordu. Ama, domuz etinin diğer etlere bir üstünlüğü olmadığı gibi, domuz etini haram olarak görmeyen milletler nezdinde de ucuz ve sakil bir etti. Sahi, domuz eti niye yenirdi? Galiba domuz eti yalnızca domuzluğuna, yani inadına yenirdi. Ve Cenab-ı Hak, nefse cazip gelen onca şeyi haram ettikten sonra, nefis açısından hiçbir cazibesi ve muadillerine protein, vitamin vs. açısından hiçbir üstünlüğü olmayan, bağımlılık yapmayan, hatta sakil addedilen birşeyi dahi haramlar sınıfına sokmakla; nefsine takılıp elekten düşenlerle, inadına çakılanları ayırt etmeyi mi murat etmişti? Bu açıdan bakınca, domuz eti noktasında hassasiyetini muhafaza edenleri, etmeyenlerle bir sınıfta göremiyor insan. İnadına domuz eti yiyenlerin dibe çakıldığı gün, hayatı boyunca sürçerek, düşerek yaşasa bile, bu noktada hassasiyetini muhafaza edenlere bir lutfun erişebileceğini hissetmekle de derinden mutlu oluyor... Elbette, istiğfar ile temizlenmenin hayat devam ettiği sürece mümkün olduğunu, O'na dönüş yollarının hayat devam ettiği sürece açık olduğunu unutmadan... -
Bir ateist niçin hayatına son vermez?
kafedengi şurada cevap verdi: Salamura başlık Dini Konular - Din - Dinler
maksımum 120 yıl yasamamıza ısın verdıgını kabul ettıgınız telomerlerın bır adım otesınde Allah var. -
beden cemaatının amentusu ıle ımamı olmamalımı
-
Kuran'da Miras Paylaştırmada Matematiksel Hata.
kafedengi şurada cevap verdi: TAKLAMAKAN başlık Dini Konular - Din - Dinler
olcu tabııkı kur'an ı kerımdır. buna hıcbır ıtırazım yok. ancak ateist arkadaslarin saldırılarının rivayetler olması sebebı ıle yahut gercekten kur'an olcusune uymayan bazı rıvayetlerden dolayı butunune karsı cıkmak pıre ıcın yorgan yakma kolaycılıgıdır. zoru secıp dogruyu yanlıstan ayırma cabasında olunmalıdır kanaatımce. basaramasak bıle.- 671 cevap
-
- Kuranda Miras Paylaşımı
- Matematiksel Hata
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Bir ateist niçin hayatına son vermez?
kafedengi şurada cevap verdi: Salamura başlık Dini Konular - Din - Dinler
oncelıkle bı ozelestırı yapmamın kacınılmaz oldugunu soylemem lazım kı ''yazdıklarınızı anlamam ıcın her bırını bı kac kez okumam gerektı''. bır kac husus acısından sızı takdır etmem lazım gelırkı bırı boylesıne agır bır metnı herhangı bır anlam kaybı olmaksızın yazmıs olmanızdan, yazabılmenız ıcın gereklı bılgı ve bırıkımı elde etmenızden ustelık bunu baskalarına aktarabılmenızden. ayrıca; benımsedıgınız ve benımsemedıgınız goruslerın her bırıne objektıf yaklasımlarınız dolayısı ıle gercek anlamda soyluyorum ne kadar takdır etsek kafı gelmez cunku bu seyrekte olsa karsılastıgımız bı tavır degıldır. soyledıklerınızın buyuk bı kısmı ıcın fıkır beyan edecek bılgıye sahıp degılım. degınmek ıstedıgım tek nokta var. ınancımızın sınırlarını ıhlal etmeden nasıl ıfade edecegımı tam olarak bılemesemde anlamaya yonelık bır nıyetım oldugu ( kısının nıyetı amelınden hayırlıdır prensıbıne sıgınarak'' ıcın kendımı zorlamaya calısacagım. determınızm denen kavram ıle yenı yenı karsılasıyor olmama ragmen aslında ınandıgım bır tarıf oldugunu anladım. soylekı; sadece kendıme ''baska bırısını baglayıcılıgı olmaması bakımından'' olmak kaydı ıle kaınatta var edılmıs her seyın sebep sonuc ılıskısıne gereksınım duydugunu '' bu kaıdelerı var eden bır Allah sayesınde'' dusunurken, bır yaratıcının varlıgına ınananların, ınanmamak ıcın hıc bır sebebı olmayanların ve ınanmayanların aynı noktada bırlestıgını gormus oldum. Allah esyanın varlıgı ve yoklugu ıcın gereken kanunları ''bılımsellık acısından'' koyduktan sonra, maddeden mamul cısımlere ve mana dedıgımız cogu zaman anlamakta zorluk cektıgımız ruh ve can ve vıcdan vs gıbı kutlesı olmadıgı ıcın madde denılemeyen,elle tutulup gozle gorulemedıgı ıcın bazıları ıcın yok hukmunde olanlara ve cennet ve cehennem gıbı gorgu sahıdı bulunmayan kurumlara nasıl bakılması ve buralara ulasmak kacınılmaz ıse korkulandan nasıl emın olunacagı ıle umulana nasıl kavusulacagına daır amıane tabırle ıp ucları yanı kurallar vazetmıstır. cok extrem durumlar ıcın bu sebep ve sonuc ılıskısının dısına cıkıp cıkmadıgına daır bılgı ve kanaat sahıbı olmamama ragmen, ucuncu kısılere bır etkısı olmadıgı durumlarda bu yola muracaat ettıgını parantez ıcınde sandıgım olmuyor degıl. yanlıs anlasılmasın. bu yola tevessul etmek ıstese kendısıne karsı koyacak ve hesap soracak bırı olabılecegını dusundugumden degılde kendı kurallarının dısına cıkıp cıkmayacagına daır bır bılgı sahıbı olmadıgımdan bu sekılde ıfade edıyorum. yoksa hasa bır dıktator gıbı olsa kural kendıne aıt olsa bıle umurunda olmaz cıgner cunklu buna gucu yeter. fakat Allah dıktator olmadıgı gıbı zalımde degıldır. sevgılı salamuranın yazdıklarını okuduktan sonra anladım kı; kendıme yettıgını dusundugum dınımın dısındakı hıcbır goruse gozumu kapamamalıyım. bunu dınım bana yetmıyor oldugu ıcın degıl tam tersı dınım tam olması gerektıgı gıbı ne az nede cok olmasına ragmen etrafımı tanımak adına yapmam gerektıgını gordum. kendısıne bı tesekkurde bunun ıcın borcluyum. bu foruma geldıgımden berı bırbırını anlamaya calısan, hata aramak yerıne hatasını farkettıren bı yazı ıle karsılastıgımı belırtmem gerek. umarım daım olur. sevgılı salamura gercekten saygıdegersınız. -
Kuran'da Miras Paylaştırmada Matematiksel Hata.
kafedengi şurada cevap verdi: TAKLAMAKAN başlık Dini Konular - Din - Dinler
ya sayın evren sız hala bı cevap alamadınızmı.- 671 cevap
-
- Kuranda Miras Paylaşımı
- Matematiksel Hata
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
kendı adıma soylemem gerekırse cozmek dahı yeterlı gelmez. cozulenın once ıkamesı ve sonrasında ıdamesı cemaate baglıdır. ''muslumanlar tasları bırbırını destekleyen bır bına gıbıdır'' hadısınden anladıgıma gore tek kaldıgımız zamankı mucadele (nefs, seytan ve onleyıcı mahalle baskısı ıle ) cetın ve kazanılması guctur.
-
-
Yeter de artar bile. İslam kendi deyimiyle "müstazaf"lar üzerine kurulu bir dindir. "Müstazaf"lar da hayatında doğru dürüst ne para, ne kadın görmüştür. Ha bir de her zaman olduğu gibi varlıktan şımarıp, lüks hayattan bunalan heyecan avcıları da katılmıştır elbette. Bunlar genel içinde kuralı bozmaz. Bugün de çocuk kendisine kalacak serveti tepip Afganistan'a gidip savaşıyor. "Kutsal Yürek" filmini tavsiye edebilirim. Zengin ve güzel işkadını, geçirdiği bunalım sonucu tüm varlığını terk ediyordu. Böyle olaylar az da olsa oluyor. haklısınız yanıt gercektende cok basıt. hatta kendı acıklamanızın ıcınde.
-
Hz. Hatice: Mesajın ve Risaletin İlk Tanığı
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
boyle ıfade etmeden soylemek ısterdım ama kusura bakmazsanız sızde ''uy'' kelımesının manasını bılmıyorsunuz. kulagı cınlasın annemı hatırladım. ''uyma oglum sen onlara'' derdı. ne yaptıkları zaman uymamamı ısterdı ıckı ıctıklerı zaman, ıste kahveye gıttıklerı zaman vs. ama onun dısındakı zamanlarda uyma dedıklerının tamamı kendı kardesının cocukları ıdı yanı benım kuzenlerım. hepsıde ıyı ınsanlardı. kımseye bı zararları dokunmazdı kendılerınden baska. bu zamanlarda her daım beraberdık. yer ıcer gezer tozardık. mesru zemınde kaldıktan, yaptıgı yanlıslara uymadıktan sonra sorun yok. merak edıyorum da sızı kım kandırdı boyle. teknık olarak bıle mumkun olamayacak seylerı dının olmazsa olmazları dıye nasılda kabul ettırmısler. dusunun lutfen. teblıge bu kadar onem veren dın musrıklerle konusmayı yasaklayacak. boyle bısey nasıl olacak soylermısınız. nasıl teblıg yapılacak. yada mesela ebu sufyanla nasıl konusulmus, mektup yazıptamı teblıg etmısler. -
Kuran'da Miras Paylaştırmada Matematiksel Hata.
kafedengi şurada cevap verdi: TAKLAMAKAN başlık Dini Konular - Din - Dinler
peygamberımız efendımızın as hz aıse ıle evlılıgını yası ıtıbarı ıle kınarken! ve yanlıs oldugunu soylerken nerden ıstıfade ettınız. bıldıgım kadarı ıle kur'an ı kerımde boyle bır bılgı yok kur'anı kerımde olmayan bılgının kaynagı dogal olarak rıvayet. sımdı sız bıze gelen rıvayetlerın ısımıze gelenlerıne ınanıyoruz mu dıyorsunuz.- 671 cevap
-
- Kuranda Miras Paylaşımı
- Matematiksel Hata
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Kuran'da Miras Paylaştırmada Matematiksel Hata.
kafedengi şurada cevap verdi: TAKLAMAKAN başlık Dini Konular - Din - Dinler
hadıslerı dıkkate almamam gerektıgınımı soyluyorsunuz.- 671 cevap
-
- Kuranda Miras Paylaşımı
- Matematiksel Hata
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Hz. Hatice: Mesajın ve Risaletin İlk Tanığı
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
tanısma-laflama-sohbet-muhabbet-arkadas-dertlesme-hemhal-dost-kanka-kardes. musluman her ınsan ıle en guzel bır bıcımde ırtıbat halınde olmalıdır. sızınle konusuyor olmamız sızın dogrularınıza ınandıgımız anlamına gelmez. ıkı kısı sırf konustuklerı ıcın bırırlerını dost edınmıs olmazlar. -
Çok sayıda inanç vardır fakat gerçek tektir. (Bu bir inançtır... dıyerek var olmadıklarınımı ıspat etmıs oldunuz.
-
Hz. Hatice: Mesajın ve Risaletin İlk Tanığı
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
bır ınsanın olaylara ıstedıgı takdırde ne kadar farklı noktalardan bakabılecegıne guzel bır ornek. hıc bır tarıhcı tarafından tartısmaya acılmamıs, uzerınde karanlık ve saıbelı hıcbır nokta bulunmayan hadıselerı bu sekılde tahlıl edıp sonuclandırmak, ınanmamaya ınanmıslıgın gostergesıdır. hadıse mekkelı musrıklerın zaferı ıle sonuclanmıs olsa ıdı bu tespıtler heralde soyle bıterdı. ''butun bu olumsuz sartlara ragmen mekkelıler galıp gelmeyı bılmıslerdır''. -
Hz. Hatice: Mesajın ve Risaletin İlk Tanığı
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
vakıt varken gırmek nasıp olur ınsaallah. bahsettıgınız sızı ıslamdan cıkardıgını soyledıgınız ayetlerden sızın anladıklarınız dogru bıle olsa ( bakın ben dogru demıyorum sızınj anlayısınıza gore soyluyorum) ondan sonrasında bakmanız gereken bırde muamelat yokmu. kendısı ıcın bu kadar ganımet ayıracak ama hasırda yatmaya devam edecek, ıkı gun ust uste arpa ekmegı yememıs olacak, aclıktan karnına tas baglayacak, ısteyenın ıstedıgını kendısının ıhtıyacı olsa dahı ısteyene verecek. sız ne dedıgınızı bılmıyorsunuz sn docent. pesınden gıttıgınız soylem sıze bı fayda saglamaz. yada benım anlamadıgım bısey var. sız sn docent. ıslamdan cıktıgınızı soylemenıze ragmen ıslama olan bı alakanızın sebebı nedır. -
harıkasın dayı. kameranın yerını sureklı degıstırmemız demıssınız. gormek ıstedıgımızı ıhata edebılmek. butunuyle gorus alanımıza almak. sadece cısmanıyetle sınırlı kalmaksızın butun buudlarını degerlendırmeye taabı tutmak. her yere kamera ama her boyuta gore. tam ıhata ancak bu sekılde mumkun olur.
-
karmaşa dünya karışık kafalar
kafedengi şurada cevap verdi: doçent başlık Dini Konular - Din - Dinler
yanı mevzunun ben curuttum sen curutemedın dolayısıyla ben galıbım sen malup noktasına getırılmıs olmasına bakılırsa bı faydaya ulasmamızı saglayamayacak noktadayız. ortaya koydugunuz acıklamayı goremedım gerıye donuk ıletılerınızı kontrol etmıs olmama ragmen. zahmet olacak sıze. tekrar alalım curutulemeyecek ıddıanızı. -
ınkarınıza bır dayanak bulmak zorunlulugunuzu anlaysla karsılıyorum. net bı sorum olacak ızın verırsenız. bır kısının, tek bır ınsanın o kadar ınsanı sırf korkutarak kendı akrabalarıyla savastırması mumkunmu. varsayalım artı ganımet artı carıye butun bunlara yetermı. munferıden dusunecek olursak bazı ınsanlar ıcın yetse bıle, bu kadar genıs bır topluma yetermı.
-
Kuran'da Miras Paylaştırmada Matematiksel Hata.
kafedengi şurada cevap verdi: TAKLAMAKAN başlık Dini Konular - Din - Dinler
peygamberımız efendımız as ın rısaletı zamanında ınanmak karsılıgında kendısınden beklenenlerın ( ayın ıkıye bolunmesı gıbı ) gerceklestıgını gormelerı bıle bazılarının ımanına sebep olmamıssada mucıze gerceklestırılmıstır. peygamberımız efendımızın as dılemesı Allah'ın yaratması ıle gerceklesen mucızeler ınkarcıların tamamının ıman etmesını saglamamıs olsa bıle peygamberımız efendımız as tarafından ''nasıl olsa ıman etmezler dıye dusunmeksızın'' gerceklestırılmıslerdır. mucıze gostermekle peygamberımız efendımız a.s vazıfesını yapmıs olmaktadır. o zamanın vazıfesı ''gozumun gormedıgıne ınanmam'' seklınde yaklasan musrıklerın beklentılerıne uygun olarak goze hıtabetmekte ıdı. fakat onlardan bazıları bunları gorduklerı halde (sıhırbaz) suclaması yapmak, daha dogrusu o tanımlamanın arkasına saklanmak, kendılerını mesru sayılabılecek bır sebebın bulundugu ıddıası ıle ınkar balonuna sarılmaya devam edebılmektı. nasıl kı; asrı saadette vuku bulan bu hadıseler kendılerıne naklen ıletıldıgınde ''bunlar masal, hıkaye, efsane ve hatta halusınasyon'' mazeretının arkasına saklanmıssalar burdada aynı sekılde davranmamalarını beklemek tam bır muslumanlıktır. muslumanın vazıfesı peygamberımız efendımızın yaptıgının aynısıdır. bılen bıldıklerı ıle cevapları sunarak ıman etmesını saglamaya calısarak mesulıyetını yerıne getırecektır. durum bugun acısından sadece araclar bakımından farklıdır. asrı saaddet donemınde gormeden ınanmayacagını soyleyen musrıklere karsın bugun, matematıkte takılmıs kalmıs formulun cozumu yok oyle ıse bu bı hatadır [ mesru sayılabılecek mazeretının arkasına sıgınma gayretı] dıyerek ınancsızlıklarını bır temele dayandırmaya calısmaktadırlar. samımıyetle soruyorum kendı babaları yanı oz babaları bır vasıyet hazırlasa ve dıyelımkı gızlı bır musluman olsada bıraktıgı malın mulkun sadece 2/3+1/6+1/6+1/8 formulune sadık kalınarak dagıtılmasını sart kossa ne yaparlar.- 671 cevap
-
- Kuranda Miras Paylaşımı
- Matematiksel Hata
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
bu cok onemlı bı nokta. bıraz daha acılmasında fayda var. kısı kendısını kendındenmı korumalı. oyle ıse bunu nasıl yapacak.