Bizim görüşümüze göre, Kur`an aşağıdaki nedenler dolayısıyla tahrife uğramamıştır:
- Kur`an, lâfız, nazım ve içeriği itibariyle bir mucizedir. Bu sebeple herhangi bir eksiltme, arttırma veya değiştirme olsa, deyim yerindeyse hemen sırıtıvermektedir.
- Rabbimiz sayesinde Müslümanlar, erken dönemde harekete geçerek Kur`an`ın kitaplaşmasını gerçekleştirmişlerdir. Böylece çok eski dönemlerdeki el yazması nüshalar ile bugünkü baskıların aynı olduğu görülebilmektedir.
- İlk günden itibaren pek çok insan büyük bir zevkle, aşkla, hazla… Kur`an`ı ezberine almak istemiş ve Kur`an`ın lâfzındaki senfonik özellik nedeniyle de bunu kolayca başarmıştır. Böylece tarihin her döneminde Kur`an`ı ezberinde tutan on binlerce hafız mevcut olmuş ve ne tahrif edilme riski ne de nüshaların kaybolma riski hiç doğmamıştır.
- Kur`an`ın inmeye başlamasıyla birlikte, Kur`an`ın eğitim ve öğretimi de başlamıştır. Diğer dinlerde dinî eğitimin ruhanîlerin tekelinde olmasına karşılık ruhban sınıfının olmadığı İslâm`da eğitim ve öğretim, köylü-kentli herkese yönelik olmuştur. Bir zümrenin, bir kurumun tekelinde ve birkaç nüshadan ibaret olmayan Kur`an, her Müslüman`ın evinde, iş yerinde, kütüphanelerde, kitap evlerinde bulunduğundan, herkes tarafından okunmuş, öğrenilmiştir. Böylece yaygın bir öğretim sağlanmış, kötü niyetli kişilerin kişisel boyuttaki tahrif çabaları sonuçsuz kalmıştır.
- Kur`an`ın inmeye başladığı Milâdî 610 yılı, diğer dinlerin ortaya çıkış zamanlarına göre, insanlık tarihinin aydınlık bir dönemidir. Bu dönemde bir çok eski medeniyet zirve noktasındadır ve olaylar artık kayda geçirilmeye başlanmıştır. Nitekim, Musa ve İsa peygamberlerin varlığını ve yaşamını bazı tarihçiler kabul etmezken, peygamberimizin varlığında, yaşamında ve kişiliğinde hiç tereddüt yoktur. Dolayısıyla peygamberimizin tek mucizesi olan Kur`an da, tereddüde yer vermeyen kayıtlarla günümüze gelmiştir.
- İslâmiyet, Musa ve İsa peygamberler zamanındaki gibi yönetilen, değişime uğratılan, mağdur, mazlum, zavallı, garip azınlıklar arasında değil, zengin, hâkim, özgür kentlerde doğmuş ve büyümüş, yöneten, değişime uğratan, güçlü toplumların dini olmuştur. İslâmiyet`in bu özelliği dolayısıyla da Kur`an`ın tahrife uğramış olması mantıklı değildir.