Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

EMPATİ

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    213
  • Katılım

  • Son Ziyaret

EMPATİ tarafından postalanan herşey

  1. yine taşa vurdun baltayı ben onlara oy vermediğimi söylemiştim tabi tabi veto yetkisini kullanmış mı baktınız mı ?
  2. deme öyle önemli önemli gönül gözü herzaman iyi görür bi eksiği vardı işte teröristleri polis yakalıyo o affediyor bide 7 sene bi makamı işgal etti bide 7 sene bizi cumhurbaşkansız bıraktı bide....işte öyle
  3. EMPATİ

    ADD BİR KADIN ..

    seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm abla hem bu konu topice ters düşer ne yaparsın olumsuz bir bilgiye (!) sahip olmak olumlu olupta yanlış bilgiye sahip olmaktan her zaman iyidir..
  4. EMPATİ

    ADD BİR KADIN ..

    Kendileri ilgi alanımın dışındadır abla
  5. abla 180 dereceyi unutma
  6. valla ablacım o birileri beni hiç ilgilendirmiyor çünkü oy vermedim..oy verenler düşünsün.. ama cumhurbaşkanını hiç unutmayacağım!! ..
  7. EMPATİ

    ADD BİR KADIN ..

    ben öyle bir iddiada bulunmadım abla.. Vatan için çalışan kişiler takdiri hak eder tabiki Amerikan uşaklığını kabul eden kim varsa onun gibi olsun.. İstanbul Üniv. de yeterince tanıttı kendisini açıklamaya gerek yok..
  8. seni unutmayacağız cumhurbaşkanı seni hiç unutmayacağız cumhurbaşkanı nasıl Rahmetli Turgut Özalı unutmadıysak ama 180 derece farkla
  9. EMPATİ

    ADD BİR KADIN ..

    Ablacım bilirsiniz ki küfür tek millettir. Bugüne kadar bu söylemleri herkes söyledi Amerika bile ya bizdensiniz ya karşımızda demiyor mu? Kişinin Fikri neyse zikride odur..Kafasının içi farklı eylemleri ve söylemleri farklı olan bir insan ne derece topluma faydalı olur ortadadır...
  10. EMPATİ

    ADD BİR KADIN ..

    Hz. İsa'nın emriyle Tandoğan'da mı İstanbul'da, 1970 ve 80'li yıllarda Sevgi Birliği adlı bir grup vardı. Grupta yer alan ilginç isimler bugün dikkat çekici makamlarda. Tarihçi Murat Bardakçı bir şeyi merak ediyor: 16 Nisan 2007 09:06 Murat Bardakçı'nın makalesi Hazreti İsa'dan sonra sıra Tandoğan'da mı? İstanbul'da, 1970'li ve 80'li senelerde Sevgi Birliği isimli bir grup vardı. Grup parapsikoloji ile yani hipnotizma, manyetizma, ruh çağırma ve bedensiz varlıklarla temas etme gibisinden işlerle uğraşırdı. Başlarında Refet Kayserilioğlu adında bundan birkaç sene önce vefat eden röntgen mütehassısı bir doktor bulunuyordu. Mürid sayısı yüksekti ve müridler o yılların İstanbul'unun kalburüstü isimleriydi. Dr. Refet Kayserilioğlu "Beyti Dost" isimli bir "ruh" ile temas ettiklerini söyler, adı bir cins kebabı çağrıştıran Beyti Dost' tan medyum vasıtasıyla aldığı tebliğleri grup üyeleriyle paylaşır ve bunlarla ilgili kitaplar yayınlardı. O senelerde parapsikoloji konularına merak duyuyor fakat hiçbir gruba girmiyor, sadece bazı toplantılara dışarıdan katılıyordum. Ama açık söyleyeyim: İstanbul, o yıllarda ruhçu gruplar bakımından gayet zengindi ve sıradan manyetizmacısından Altın Şafak mensubuna, tapınakçısından Gül ve Haç Kardeşi' ne kadar ne ararsanız vardı. Refet Bey ile 1970'lerin sonunda ve 80'lerin başında, grubun Taksim'deki merkezinde iki defa röportaj yaptım. Hipnotizma işini Türkiye'de en iyi bilen birkaç kişiden biri olduğu söyleniyordu ama hakkında bir söylenti daha vardı: Hazreti İsa' nın ruhunu taşıdığını iddia ettiği, Beyti Dost' un da aslında Hazreti İsa olduğu ve talimatlarını Refet Bey vasıtasıyla yazdırdığı... SON ÜÇ PEYGAMBER Bu söylentileri Refet Bey' e açıkça sordum. "Ne reddederim, ne de kabul ederim" dedi ve şaşırtıcı bir başka söz söyledi: "Beyti Dost, son üç peygamberden birinin ruhudur". O senelerin meşhur sunucusu Cenk Koray da Sevgi Birliği grubunun üyelerindendi ve Beyti Dost'un son üç peygamberden biri olduğuna o da inanmıştı. "Ama, peygamberleri dünyadaki halleriyle düşünmemek gerekir. Ölümlerinden sonra çok daha yücelmişler ve Yüce Yönetici Varlıklar' ın arasına katılmışlardır" diyordu. Derken, ruhçu çevrelerde yeni bir söylenti çıktı. Bu defa Cenk Koray' ın da bir peygamberin, Şit Aleyhisselâm' ın reenkarnasyonu olduğu, yani peygamberin ruhunun Koray' ın bedenine girdiğine inanıldığı anlatılıyordu. Bu, her iki peygamberin haftanın birkaç günü Refet Bey' in Taksim'deki muayenehanesinde buluşup hâşâ mü'minlerini irşâd etmeleri demekti. Koca koca adamlar işte böyle "Ruh geldi, tebliğ verdi, yaratılışın sırrını anlattı" cinsinden işlerle uğraşıyor, üstelik kendilerinin kozmik görevli olduklarına inanıyorlardı. Durup dururken çeyrek asır öncesinin bu tuhaf grubunu neden yazdığımı merak etmiş olabilirsiniz, söyleyeyim: Dr. Refet Kayserilioğlu, "Sevgi Dünyası" adında aylık bir dergi çıkartırdı. Dergide Beyti Dost' un tebliğleriyle beraber diğer mâlum konularda yazılmış yazılar vardı. KİM BU YAZAR? Derginin yazarlarından birinin ismi, "Nur Serter" idi ve ruhçu Sevgi Dünyası' nda bilgelik, kehanet ve Nostradamus bahislerinde yazıları çıkıyordu. Yazar, Kemal Alemdaroğlu' nun İstanbul Üniversitesi Rektörü olduğu sırada yardımcılığında bulunan, sonra Atatürkçü Düşünce Derneği' nin başkan yardımcılığına gelen ve önceki gün Ankara'da yapılan Cumhuriyet Mitingi' nin düzenleyicilerinden olan Prof. Dr. Nur Serter ile aynı adı taşıyordu. Şimdi hiçbir yorumda bulunmadan, Sevgi Birliği isimli grubu yakından bilenlere, hattâ Prof. Dr. Nur Serter' e, müsaadeleriyle kısaca soruyorum: "Son üç peygamberden birinin", büyük bir ihtimalle de Hazreti İsa' nın ruhuyla yahut bizzat kendisiyle temas ettiklerine inananların çıkardığı Sevgi Dünyası dergisinin yazarı Nur Serter günümüz Türkiyesi'nin en sıkı Atatürkçülerinden olan Prof. Dr. Nur Serter midir, yoksa ortada sadece bir isim benzerliği mi vardır? Konuyu yakından bilenlerden, özellikle de Prof. Dr. Nur Serter' den tatmin edici bir cevap gelirse, açıklamasını burada yayınlamaya hazırım. Ama cevap alamadığım takdirde " Sükut, ıkrardan gelirmiş " diye düşünmeden edemeyeceğim. (Sabah)
  11. EMPATİ

    lütfen.......

    60 saniye sanki bi film adı gibi geliyo evet 60 saniye olmasın saniyelere özgürlük
  12. abla bunlara dikkat edersen rejim tartışmaları falan çıktığı zaman ortaya çıkıyor ve mütedeyyin çevreyi kullanmaya çalışıyorlar tıpkı 28 şubatta olduğu gibi..
  13. Frozenin belirtmiş olduğu linkinden alıntı..(yorumsuz) Ankara'da Başbakan Erdoğan'ın Çankaya'ya aday olmaması için darbe dahil her türlü engelin konulmasını isteyen bu grubun 14 Nisan'da gerçekleştireceği mitingden bir gün önce, bir başka grup da onların Aksine Başbakan Erdoğan'a destek için herkesi camilerde eyleme çağırıyor.. abla kendi kendi tekzibledin..senin söyleminle dini siyasete alet ettin..ama sen söyleyince bu olmuyor mu yoksa belki ben yanlış anlamışımdır!!!
  14. CHP kılıf buldu, Özkan reddediyor! CHP Kanalturk'e para verdiğini itiraf edip, 'belgesel çektirme' kılıfına sığınırken, Tuncay Özkan hâlâ "ispat etsinler, intihar ederim" diye şov yapmayı sürdürüyor.... 11 Nisan 2007 08:51 Yazı boyutunu büyütmek için Vatan gatezesi yazarı Mustafa Mutlu'ya konuşan Tuncay Özkan, "Ben veya Kanaltürk, CHP de dahil olmak üzere hiçbir kurumdan ya da kişiden bir kuruş hibe almadık. Eğer bir kişi çıkıp da âBiz reklam dışında Kanaltürkâe para verdik der ve bunu belgelerse, intihar ederim! Ben o kadar ******, namussuz, onursuz bir insan mıyım? Maliye Bakanlığı elemanları aylardır bütün hesaplarımızı didik didik ediyor: Soruyorum onlara: Bir kuruşluk vergi kaçırdığımızı mı tespit edebildiniz? Bir tane naylon fatura mı gösterebilecek durumdasınız? Kanaltürk olarak Bugün Gazetesi ve Maliye Bakanlığı hakkında ceza ve tazminat davaları açacağız. Yalan ve iftiraya başvurmak zavallılıktır. Biz bir yayın kuruluşuyuz. Siyasi partilerden sadece reklam karşılığı para alırız. Bugüne kadar DYPâden de DSPâden de MHPâden de reklam aldık ve yayınladık. CHPâyle de geçmişte reklam ilişkimiz oldu. Ama bu partiden ne haberde iddia edildiği gibi 3 milyon dolarlık hibe aldık, ne de reklam... Belgeler Maliyeânin elinde. Doğruyu açıklasınlar... Bu tür haberlerle kamuoyunun kafasını karıştırarak bizi sindirebileceklerini, susturabileceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar!" diye savunma yaptı. Her ne kadar bu sözlere inanan yazar Mustafa Mutlu, "Bakalım Maliye Bakanlığı yetkilileri ve haberi yayınlayan gazetenin yöneticileri bu sözlere ne yanıt verecek?" diye Özkan'a destek olsa da CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, Kanaltürk'e 3 milyon dolar para aktarıldığını doğruladı. CHP parayı kanala hibe olarak değil, belgesel film için avans olarak verdiğini açıkladı. Tabi bu kadar büyük bir avans verilen belgeselin Dıscovery belgesellerinden daha iyi olması gerektiği de ortada! Haber7.com
  15. üzüldüğümü söyleyemem aksine sevincimi belli bile ediyorum rahmetli özal dan sonra çankaya millete kapanmıştı..inşallah açılır..
  16. vermiş olduğun cevapların çoğunda "demekki korku büyüyor" diye eklemeler yapıyorsun kimden korkuluyor Atatürkçü laik vb. gibi sıralamalar yapacaksan yorulma ok..darbeci başkanınla mitinge git çünkü bu ülkede sizin taraf darbe yapmaya kalktımı meşru oluyor gibi bi havanız var
  17. abla küçümsediğin olay bir devletin temel prensiplerine derinden aykırı..ödenek bile almışlar vay beee ne güzel Türkiye.. Siyahx kardeş bende AMİNNN diyebilirim demi
  18. güldürdünüz beni veto rekortmeni cumhurbaşkanı neden veto hakkını bunlarda kullanmıyor acaba :stuart :
  19. başkanı ülkeyi karanlıklara götürecek darbe planları yapmış ve bu konu hakkında kendisi için soruşturma açılmış bir derneğe üye olmak eğer vatandaşlık görevinizse geç bile kaldınız ablacımm... Cumhurbaşkanlığının bu derneklere ödenek ayırması ne manaya geldiğini artık anlamıyacak bir insan düşünemiyorum..
  20. RADİKAL/ 260 mahkûmu affeden Sezer rekor kırdı Cumhurbaşkanı Sezer'e af için 269 dosya gitti. 01/01/2007 (345 kişi okudu) BEHZAT MİSER (Arşivi) ANKARA - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, bugüne değin 260 kişiyi 'sürekli hastalık' ve 'yaşlılık' gerekçesiyle affetti. Anayasa'nın 104. maddesine göre mahkûmları affeden Sezer'in, özgürlüğüne kavuşturduğu mahkûmların çoğunluğunu, cezaevlerindeki açlık grevleri sonrasında 'Wernicke Korsakoff' hastalığına yakalananlar oluşturuyor. Anayasa'nın kendisine tanıdığı hakkı kullanarak, Adalet Bakanlığı tarafından kendisine gönderilen 269 af dosyasısından 260 kişiyi özgürlüğüne kavuşturan Sezer'in yanı sıra eski cumhurbaşkanlarından Kenan Evren 27 ve Süleyman Demirel 100 mahkûmun cezaevinden çıkmasını sağlamıştı. Turgut Özal da görevde kaldığı dört yıllık süre içinde 21 mahkûmu affetmişti. Sezer, af yetkisini, Anayasa'nın 104. maddesine göre, "Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak..." hükmü uyarınca kullandı. Adalet Bakanlığı istiyor Mahkûmların affedilmelerine ilişkin prosedür avukatların Adli Tıp Kurumu'ndan aldıkları raporla başlıyor. Adli Tıp Kurumu bünyesinde görev yapan bilirkişi heyeti, hasta mahkûmları kapsamlı bir sağlık kontrolünden geçiriyor. Bunun ardından hazırlanan rapor Çankaya Köşkü'ne gönderiliyor. Cumhurbaşkanı önüne gelen dosyayı Adalet Bakanlığı'nın incelemesine sunuyor ve inceleme sonucunda, Anayasa'nın 104. maddesinin verdiği yetkiyle mahkûmun cezasını kaldırabiliyor. Karar Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra yürürlüğe giriyor. İbrahim Şahin de listede Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, aralarında uyuşturucu satıcısı, katil, Orman Yasası'na Muhalefet, ırza geçme ve terör suçlarından birçok mahkumu affettiği gibi, Özel Harekâtçı ve Susurluk sanığı İbrahim Şahin'i de affetmişti. Sezer, bu yetkisini çete hükümlüsü Şahin için de kullanmış ve 15 Temmuz 2003 tarihinde af yürürlüğe girmişti. RADİKAL/1 OCAK 2007 **************** Vakit, Sezer'in af listesini yayınladı Vakit gazetesi, Cumhurbaşkanı Sezer'in göreve geldiği 2000 yılından bu yana affettiği 190 mahkumu araştırarak affedilenleri bağlı oldukları fraksiyonlara göre sıraladı. 26 Mart 2006 00:45 Yazı boyutunu büyütmek için İşte Vakit gazetesinin Cumhurbaşkanı Sezer'in affettiği mahkumlarla ilgili haberi: Göreve geldiği 2000 yılından bu yana toplam 190 teröristi affeden Cumhurbaşkanı Sezer’in, toplumun içine salıverdiği bu mahkûmların hangi terör örgütlerine mensup olduklarını belirledik. Sezer’in affettiği mahkûmların sayısı ve bağlı bulundukları örgütler şöyle: 39 DHKP-C, 5 PKK, 28 TKP-ML TİKKO, 28 TİKB, 19 Dev-Sol, 17 MLKP, 15 THKP-C, 3 TDP, 2 TKİP, 2 TEKP Leninist Gerillaları, 1 DHP ve 1 Dev-Yol. 7 KATİL, 3 TECAVÜZCÜ Sezer’in affettiği adi suçlular arasında ise; 7 katil, 3 tecavüzcü, 1 gaspçı, 5 çete mensubu, 4 de uyuşturucu kaçakçısı bulunuyor. Sezer’in, aralarında polis katili Bekir Sıtkı Keçeci’nin de bulunduğu teröristleri af gerekçesi ise, açlık grevine bağlı olarak oluşan Wernicke-korsakof adlı bir tür hafıza kaybı hastalığı. KUTLU VE DEMİR’İN GÖRÜŞLERİ Cumhurbaşkanı Sezer’in, af yetkisini oldukça geniş şekilde kullandığını belirten AK Parti Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın af yetkisini kullanarak, cezasını kaldırdığı mahkûmların çoğunluğu, daha sonra çatışmalarda ölü ya da yaralı olarak tekrar yakalanıyor. Bunların çoğu da DHKP-C’li olunca insan düşünmeden edemiyor” dedi. TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Kutlu, Cumhurbaşkanı Sezer’in bu kadar olaydan sonra bu mahkûmlara rapor veren görevliler hakkında işlem yapması gerektiğini kaydetti. AK Parti Samsun Milletvekili Cemal Yılmaz Demir de,“Cumhurbaşkanı Sezer, devleti yıkmaya yönelik faaliyetlerde bulunan başta PKK olmak üzere eli kanlı terör örgütlerine karşı af yetkisini rahatlıkla kullanıp, bu teröristlerin cezasını ömür boyu kaldırıyor; ama eski Başbakan Erbakan yararlanacak diye evde ceza çekmeyi düzenleyen kanunu veto ediyor” dedi. VAKİT/ 26 MART 2006 Görünen Çankaya....
  21. çok fena dolaplar çeviriliyor halimiz ne olacak kestiremiyorum...
  22. anlaşamasaydılar cem uzan gibi olurlardı sanırım
  23. abla ben hürriyetten bahsediyorum sen ise hükümetten ikiside hü ile başladığından kelime anlam ve manaları karışıyor
  24. ablacım o zaman sana meşhur Nasreddin Hocamızın sözü ile sesleniyorum "hırsızın hiç mi suçu yok"
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.