Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

katakuta

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.124
  • Katılım

  • Son Ziyaret

katakuta tarafından postalanan herşey

  1. Arkadaş bir şeyler yazıyorsnuz ama sırf cevap vermiş olmak için yazıyorsnuz.Yoksa yazdıklarımı çürütebilmiş değilsiniz. Bir tarafta beni münafık kelmesini bilmemekle suçlarken farkında olmadan çelişkiye düşerek beni haklı çıkartıyorsunuz. Ben nasıl tarif etmiştim münafıkları bakın sizde aynı şeyi söylüyorsunuz Kırmızı işaretlediğim ksma iyi dikkat edin.Bizler yani dinsizler neden cesaretliyiz? Niçin inanmadığımızı açıkça söyliyebliyoruz? Zira artık müslümanların, müslüman olmayanları zorla bu dini kabul etmek yada cizye talep edecek ne bir devletleri nede güçleri var. demişsiniz ki Tabiya. Müslümanların işgal ettiği ( size göre feth) tüm ülkeler can atıyorlardı müslüman vatandaşı olmak için, onun için ne olur bize savaş açın diye müslümanlara yalvarmışlardır herhalde. Mafyada, haraç topladığı insanlar için aynı argümanı öne sürüyor. Biz sizin can güvenliğni koruypruz diyorlar. Ne güzel değilmi ? Bu muhammedin mekke döneminde ve güçsüz olduğu zamanlarda taraftar toplamak için söylemek zorunda olduğu barışcıl bir söylemdir.Medineye gelip bir süre sonra yeterli taraftarı ve güçü bulduğunda artık kimsenin gözünün yaşına bile bakılmaz. Tevbe 29 hiç bir ayetin bağlamıana alınmayacak kadar kapsamlı ve müstakil ele alınması gereken, bir o kadarda muhammedin asıl düşüncesini ortaya koyan ayettir Ya haraç ya ****
  2. Hayvanlar niçin sapıktır, açıklayacak biri yokmu ?
  3. Bazen noktalama işareti yerine kullanılan ne? Neyin arapçada 5 işlevi vardır ? Varsayalım ki benim verdiğim anlam çıkmaz.Ancak hayvanların niçin sapık olduğu konusuna verdiğiniz cevap, cevap değil. Bir daha açıklayayım Hayvanların yemesi, içmesi,üremesi ve dinlenmesi, size göre Allahın hayvanlara verdiği içgüdü değilmi? Bunlar nasıl sapıklık olabilir ? Yani hayvanlar yememek, içmemek,dinlenmemek ve ürememek için yaratıldılar ama bunun aksine davrandıkları için sapık oluyorlar öylemi? Kusura bakmayın ama yada Allah, yarattığı hayvanların özelliklerini bilmiyor. Öyleya, Allah hayvanları hem bu içgüdülerle yaratacak,sonrada bu şeklide yarattığı hayvanları sapık diye niteleyecek.Mantığınıza sığıyormu ?
  4. Kimin malını, kime dağıtıyorsunuz kardeşim.Muhammed ve arkadaşları alın teriyle kazandıkları mallarımı fukaraya dapıtmışlar,yoksa babalarının çirftlğinden getirdiklerinimi? Mantığa bakarmısınız ? Ben gideyim, asayım, keseyim, çalayım, çırpayım, sonrada bana hesap soranlara; ben bunları fakirlere vermek için topluyorum diye kendimi haklı çıkarmaya çalışayım. Gözümde büyütüyormuşum. Aynı şey size yapılsa, akrabalarınız öldürülse ve malınıza el konusa,ya ne var bunda büyütülecek dermisiniz?
  5. Sayın azure, verdiğiniz ayetin ne sure adı nede no,su var. Böyle olmaz. Gizlemek, arapçada '' keteme''dir.Gizli olana da ''mektum denir, gayb değil. Verdiğiniz meal ise aslına uygun değil. Kendi arzunuza göre ayete anlam yükleyip ayeti çarpıtmışsınız. Nisa 34 DİYANET İŞLERİ Allah'ın kimini kimine üstün kılmasından ötürü ve erkeklerin, mallarından sarfetmelerinden dolayı erkekler kadınlar üzerine hakimdirler. İyi kadınlar, gönülden boyun eğenler ve Allah'ın korunmasını emrettiğini, kocasının olmadığı zaman da koruyanlardır. Serkeşlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarında onları yalnız bırakın, nihayet dövün. Size itaat ediyorlarsa aleyhlerine yol aramayın. Doğrusu Allah Yüce'dir, Büyük'tür. SUAT YILDIRIM 34 – Kocalar eşleri üzerinde yönetici ve koruyucudurlar.Bunun sebebi, Allah’ın bazı insanlara bazılarından daha fazla nimet vermesi ve bir de kocalarının mehir verme, evin masraflarını yüklenmeleri gibi malî yükümlülükleridir.O halde iyi kadınlar: itaatli olan ve Allah kendi haklarını nasıl korudu ise, kocalarının yokluğunda, onların hukuklarını koruyan kadınlardır. Dikbaşlılığından yıldığınız kadınlara gelince: Onlara evvela öğüt verin, vazgeçmezlerse yatakta yalnız bırakın ve bunlarla da yola gelmezlerse onları hafifçe dövün.Şayet size itaat ederlerse, onlara yüklenmek için bir sebep aramayın.Unutmayın ki üstünüzde çok yüce ve büyük olan Allah vardır. ELMALILI Erkekler, kadın üzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (aile fertlerine) harcamaktadırlar. İyi kadınlar, itaatkar olanlar ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine öğüt verin, yataklarından ayrılın. Bunlar da fayda vermezse dövün. Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür. GÖLPINARLI Erkekler, kadınlardan üstündür, çünkü Allah onları bir çok şeylerde kadınlardan üstün etmiştir, çünkü onlar, kadınları, mallarıyla geçindirirler, doyururlar; iyi kadınlar da itaatli olurlar ve Allah, onların hakkını nasıl korumuşsa onlar da, kocaları yanlarında olmasa bile, iffetlerini korurlar. Kadınlarınızın serkeşliğinden korkunca onlara öğüt verin, onları yatakta yalnız bırakın, dövün onları. Fakat itaat ettikleri takdirde de aleyhlerine bir sebep araştırmayın, şüphe yok ki Allah çok yüce ve büyüktür. Kuranda gayb, geçmiş ve gelecek te bilinmeyenler içinde kullanılır ama bu ayetteki gayb kocaların yokluğudur.Yani Allah; salih kadınlar kocaları yokken der iffetterini korurlar diyor.
  6. Ne oldu arkadaşlar niye kimseden bir cevap gelmedi ?
  7. Bravo azure kardeş tebrik ederim tam can alıcı yerinden yakalamışsın.Niye şimdiye kadar aklıma gelmedi bu gayb meselesi hayret etmemek elde değil.İşte kuran hurafesi burda çözülüyor. Gayba inanmak. Türkçede kullandığımız, ''kayıp'' kelimesi, arapçadaki ''gayb'' kelimesinden gelir. Kayıp kelimesinden ne anlarız ? Bir şeyin yok olduğu değilmi.Çantamı kaybettim, yani çantam yok oldu. 2/1- Elif, Lam, Mim, 2/2- Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici olan bir Kitap'tır. 2/3- Onlar, gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler. Şimdi kırmızı renkli yeri türkçe anlamıyla verelim Onlar yokluğa/olmayana inanırlar. Kuran kendini apaçık ele veriyor işte.Kuranda vaad edilen cennet ve cehennem aslı olmayan şeyler yani bunlar yok ama insanlardan bu olmayan şeylere inanması isteniyor. Böyle bir şey olabilrimi? İnsanlar bu kadar ***** yerine konulabilirmi ? Hem insanlara bazı şeyleri yok diye tarif edeceksin, hemde inanmalarını isteyeceksin.
  8. Araf 179 Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da sapıktırlar. İşte asıl gafiller onlardır 179. Ve le kad zera'na li cehenneme kesıram minel cinni vel insi lehüm kulubül la yefkahune biha ve lehüm a'yünül la yübsırune biha ve lehüm azanül la yesmeune biha ülaike kel en'ami bel hüm edall ülaike hümül ğafilun Furkan 44 Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten (söz) dinleyeceğini yahut düşüneceğini mi sanıyorsun? Hayır, onlar hayvanlar gibidir, hatta onlar yolca daha da sapıktırlar 44. Em tahsebü enne ekserahüm yesmeune ev ya'kılun in hüm illa kel en'ami bel hüm edallü sebıla Dalle,sapık kavramı,doğru yol üzerinde olmayanlara kuranın verdiği bir sıfattır. Doğru yol ise yine kurana göre, allah tarafından indirilen vahiylerdeki öğretilerin tamamıdır. Bu öğretilere uymayanlar ise doğru yolda olmadıkları için sapık olarak nitelendirilir Örnek olarak fatiha suresini verelim 1/5: Bizi doğru yola ilet; 1/6: Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna* 1/7: Gazaba uğrayanların ve sapıklarınkine değil. Kuran,ın tanrısının inanmayanları, sapık olarak nitelemesini kabul etmesek bile yinde de kendi içinde tutarlı. Çünkü insanlara gönderilen peygamberler ve bu peygamberlere indirilen ve ''doğru yol diye'' tanımlanan vahiyler var.Dolayısıyla bu vahiylere uymayanlar doğru yoldan sapmış oluyorlar. Peki hayvanlar nasıl sapık olabilir ? Çünkü ayetlerdeki ifade çok net. Hayvanlardan daha sapıktırlar diyor. Bu sorunun cevabını aşağıdaki ayetlerden öğreniyoruz. Meğerse hayvanlarında kafirleri varmış. Hac 18 Görmez misin ki, göklerde olanlar ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah'a secde ediyor; birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi hor ve hakir kılarsa, artık onu değerli kılacak bir kimse yoktur. Şüphesiz Allah dilediğini yapar Hayvanlardan ve insanlardan bir çoğu Allaha secde ettiğine göre demekki hayvanlardan da allaha isyan edenlerde var. Ve onlarda azap görecek. İyi ama ben şimdiye kadar 1450 senelik islami literatürde hayvanların da kulluk etmekle sorumlu olduğunu, inanan hayvan ve inanmayan hayvan olduğuna dair bir tek açıklama duymadım. Ya bu insanlar dinini bilmiyor, yada Allahtan daha çok merhametli olmalı ki hayvanları sorumluluğun dışında tutuyorlar. Acaba, hayvanlarada peygamberler ve kitaplar geldide, onlardan da allaha inanmayan veya dinini terkedenler varda bizim mi haberimiz yok? Niye olmasın çünkü onların dilini anlamıyoruz, iletişim kuramıyoruz ki işin aslını soralım. İsra 15 Kim hidayet yolunu seçerse, bunu ancak kendi iyiliği için seçmiş olur; kim de doğruluktan saparsa, kendi zararına sapmış olur. Hiçbir günahkar, başkasının günah yükünü üslenmez. Biz, bir peygamber göndermedikçe (kimseye) azap edecek değiliz. Bu ayete göre hayvanlarada peygamber gelmiş olması gerekiyor.Allah yalan söylemediğine göre mutlaka hayvanlarada peygamber gelmiştir Zariyat 56 Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. Ama bu ayete göre hayvanlar kulluk etmesi gerekenlere dahi değil. Benim iyice kafam karıştı.Bilgisine güvenen müslümanlardan açıklama bekliyorum
  9. Benimde kuran mantığıma yatmıyor, Allahın insanlardan bir kaçına vahiy indirip, diğer insanların buna inanmak zorunda olması mantığıma yatmıyor.Kendisine inanmadılar diye sonsuza değin tanrının insanları ateşte yakması yatmıyor, bu sebepten de kuranı eleştiriyorum. Kendinize tanıdığınız bu yetkiyi, başkalarına hangi hakla esirgiyorsnuz.********** Süleyman ateş ve diyanetten açıklamalar getirildiği halde, kabul etmemekte diretiyorsnuz.Onlarda mı islam düşmanı ? Hani alimlerin yorumları esas alınacaktı.Sizin kariyeriniz ne? Tüm dünyada islamın tek yetkili sözcüsü sizmisiniz ?
  10. Merhaba. Tasarım, tasarım diye tutturan arkadaşlar nedense madalyonun sadece bir yüzünü görüyorlar.Şu evrende elbetteki muhteşem denilebeilecek bir düzen var.İyi güzelde bir o kadarda güzel olmayan sel felaketleri,hortumlar, tsunamiler,depremler,volkan patlamaları,ve bir çok doğal afetler. Peki bunlardamı tanrının akıllı tasarımı? Tanrı herşeye gücü yettiğine göre tüm bu olumsuzluklar olmadanda evreni yaratabilirdi. Böyle olmadığına tanrının göre insanlara bir garazi,mi var ? Peki aşağıdaki linkteki bebekler kimin akıllı tasarımı ?Veya bunlar için akıllı tasarım diyebiliyormusunuz ? -http://library.med.utah.edu/WebPath/PEDHTML/PED031.html- Sayfa açıldıktan sonra sağ ve sol oklara basarak sayfa değiştirip resimlerin hepsine bakın lütfen
  11. Bakara 187.Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız, size helâl kılındı. Onlar, sizin için bir örtü, siz de onlar için bir örtü durumundasınız. Allah, nefsinize güvenemeyeceğinizi bildiği için müracaatınızı kabul buyurdu ve sizi bağışladı. Şimdi onlara yaklaşın ve Allah'ın sizler için yazdığını isteyin. Ta fecrin beyaz ipliği siyah iplikden size seçilinceye kadar yiyin, için. Sonra da ertesi geceye kadar orucu tam tutun. Bununla beraber siz mescitlerde îtikaf halinde iken onlara yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ınsınırlarıdır, sakın onlara yaklaşmayın. Allah, âyetlerini insanlara böyle açıklıyor ki sakınıp korunsunlar. Şimdi ayeti cümle cümle ele alalım Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız, size helâl kılındı. Bu cümleden anlaşıldığına göre, bu ayet gelmeden önce oruç geceleri kadınlarla ilişkinin haram olduğu anlaşılıyor. Zira ''helal kılındı'' demek,helalin zıddı olan haram,lığı ifade eder Onlar, sizin için bir örtü, siz de onlar için bir örtü durumundasınız. Burda bir sorun yok devam edelim Allah, nefsinize güvenemeyeceğinizi bildiği için müracaatınızı kabul buyurdu ve sizi bağışladı. Peki Allah önceden bu haramı koyerken kulllarının nefislerine güvenemeyeceğini bilmiyormuydu ?Eğer bilseydi ta baştan beri böyle bir haram koymazdı.Bunun başka türlü izahı olamaz. Demekki önceden bilmiyormuş Kullarını bir müddet test ediyor bakıyorki garibanlar bir ay boyunca buna güç yetiremiyorlar hadi size helal kıldım diyor. Peki işin aslı nedir? Burda allahın ne haram kılması nede helal kılması vardır.Zaten kuran inmeden öncede putperest arap geleneklerine göre ramazanda bir ay boyunca kadına yaklaşmak yasak idi. İyide o kadar çok hanımı olan muhammed bir ay boyunca eşleriyle ilişki kurmasın olacak şeymi ? En iyisi her konuda olduğu gibi, bu konudada ayet uydurup bu geleneği değiştirmek. Müslümanlar bu konuda muhammede ne kadar şükretseler azdır.Eğer o bu geleneği değiştirmemiş olsaydı, müslümanlar ramazanda bir ay boyunca ruhban hayatı yaşayacaktı.
  12. Kardeşim, söyliye söyliye dilimizde tüy bitti.Sizin o çoook güvendiğiniz mealciler zaten kuranı, nasreddin hocanın kuşuna çevirmişler. Onlar zaten bu tür makyajları yapmasa kimse kolay kolay müslüman kalamaz.Kuranın onlarca ayette apaçık katliam emrettiği anlaşılmasın diye yumuşatmışlar. Katil ne anlama gelir ? öldüren değilmi ? Zaten türkçenin % 40 ı arapça kökenlidir Tevbe 29. Katilü llezıne la yü'minune billahi ve la bil yevmil ahıri ve la yühürrimune ma harremallahü ve rasulühu ve la yedınune dınel hakkı minellezıne utül kitübe hatta yu'tul cizyete ay yediv vehüm sağırun Tevbe/29- Kendilerine kitap verilenlerden, Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resûlü’nün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini (İslam'ı) din edinmeyenleri, küçük düşürülüp cizyeyi kendi elleriyle verinceye kadar öldürün Nisa 74. Fel yükatil fı sebılillahillezıne yeşrunel hayated dünya bil ahırah ve men yükatil fı sebılillahi fe yuktel ev yağlib fe sevfe nü'tıhi ecran azıyma Nisa 74 O halde, dünya hayatını ahiret karşılığında satanlar, Allah yolunda öldürsün. Kim Allah yolunda öldürür, öldürülür veya galip gelirse biz ona yakında büyük bir mükafat vereceğiz Nisa 84. Fe katil fı sebılillah la tükellefü illa nefseke ve harridıl mü'minınv asellahü ey yeküffe be'sellezıne keferu vallahü eşddü be'sev ve eşeddü tenkıla Nisa 84- Allah yolunda öldür! Sen ancak kendi yaptığından sorumlusun. Müminleri kışkırt. Umulur ki, Allah kâfirlerin gücünü kırar. Hiç şüphesiz ki Allah kuvvet ve kudretçe çok daha güçlü, ve cezası daha çetindir. Tevbe 111. İnnellaheştera minel mü'minıne enfüshehüm ve emvalehüm bi enne lehümül cenneh yükatilune fı sebılillahi fe yaktülune ve yuktelune va'den aleyhi hakkan fit tevrati vel incıli vel kur'an ve men evfa bi ahdihı festebşiru bi bey'ıkümlezı bay'tüm bih ve zalike hümvel fevzül azıym Tevbe Tevbe 111 Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında Allah yolunda katliam yapmak üzere satın almıştır. Çünkü , öldürürler, ölürler. (Bu), Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da Allah üzerine hak bir vaaddir. Allah'tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır! O halde O'nunla yapmış olduğunuz bu alış verişinizden dolayı sevinin. İşte bu, (gerçekten) büyük kazançtır
  13. katakuta

    Ateist?

    Allah Teâla hazretleri Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'i hak (din ile) gönderdi ve O'na Kitab'ı indirdi. Bu indirilenler arasında recm âyeti de vardı! Biz bu âyeti okuduk ve ezberledik. Ayrıca, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) zinâ yapana recm cezasını tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben şu endişeyi taşıyorum: Aradan uzun zaman geçince, bazıları çıkıp: "Biz Kitabullah'da recm cezasını görmüyoruz (deyip inkâra sapabilecek ve) Allah'ın kitabında indirdiği bir farzı terkederek dalâlete düşebilecektir. Bilesiniz, recm, kadın ve erkekten muhsan olanların zinâları, -delil veya hamilelik veya itiraf yoluyla- süb-t bulduğu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah'da mevcut bir haktır. Allah'a kasemle söylüyorum, eğer insanlar: "Ömer Allah Teâla' nın kitabına ilâvede bulundu" demeyecek olsalar, recm âyetini (Kitabullah'a) yazardım." Buhârî, Hudud 31, 30, Mezâlim 19, Menâkibu'l-Ensar 46, Megâzi 21, İ'tisâm 16; Müslim, Hudud 15, (1691); Muvatta, Hudud 8, 10, (, 823, 824); Tirmizî, Hudud 7, (1431); Ebu Dâvud, Hudud 23, (4418). Elimizde ki mushafta böyle bir ayet yok. Bu ayetin akıbetini aşağıdaki hadisten öğreniyoruz "... Âişe (Radtyallâhü anhâ)'âan; Şöyle demiştir : Andolsun ki recm etme âyeti ve yetişkin kişiyi on defa emzirme (sebebi ile nikahlamanın haramlıgı) ayeti indi ve andolsun ki bu âyetler yatağımın altındaki bir yaprakta (yazılı) idi. Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vefat edip biz O'nun Ölümü ile meşgul olunca, evde beslenen bir koyun (veya keçi odaya) girip o yaprağı yedi."(İnbi Mace 1944) Müslüman arkadaşlar yine kızacak ama ben yinede yorum yapacağım. Düşünmek lazım.Bu recm ayeti neden başkasının odasında değilde aişenin yatağının altındadır. Hele hele tesadüfe kesinlikle inanmayan müslüman arkadaşlar bir keçinin gidipte tesadüfen o ayeti yemiş olmasını zaten kabul etmezler.Yani burdada akıllı bir tasarım vardır .Aişe zina ile suçlandığında recm edilmemek için bu ayeti saklamış, sonrada bir daha bulunmaması için keçiye yedirmiştir. Evet sayın kıral gördüğün gibi kuran değişmiştir.
  14. Bu foruma her gelen kişilere arapça dersi vermek zorunda olmadığımı hatırlatırım. Bu konu burda kaç defa tartışıldı.Arapça biliyor olsa idiniz böyle bir soru sormazdınız.Benim verdiğim şekli doğrudur.Mealciler makyajcıdır.
  15. Kardeşim;yazdıklarınım nesine itiraz etttiniz anlamak mmkün değil. Senin islam kaynaklarınıdan haberin yoksa benim ne suçum var ?Birde bilmeden çok komik yaa gibi alaycı bir uslup takınmışsınız. Ünlü müfessir el-Kurtubî (Ö. 671/1273) cilbab ayetinin iniş sebebi ve cilbab terimi ile ilgili olarak şöyle der: "Arap kadınlarında erkeklerden sakınmamak bir adet halinde idi. Onlar cariyeler gibi yüzlerini de açık tutuyorlardı. Bu durum, erkeklerin onlara bakmalarına neden oluyordu. Bu konuda çeşitli düşünceler de ortayaçıkmıştı. Bunun üzerine Yüce Allah, elçisine; ihtiyaçları için evden dışarı çıkmak istediklerinde dış elbiselerini (cilbab) üstlerine almalarını emretmesini bildirdi. Çünkü o dönemde henüz evlerde tuvalet edinilmediği için, kadınlar tuva-et ihtiyacı için sahraya çıkıyorlardı. Böylece hür bir kadınla cariyenin arası ayrılmış olacaktı. Çünkü hürler örtünmesi ile biliniyordu. Bununla bekar veya genç erkeklerin sarkıntılık etmesinden de korunmuş oluyorlardı. Yukarıdaki ayet inmezden önce, mü'min erkeklerin eşlerinden birisi, ihtiyacı için evden dışarı çıkınca, bazı zayıf ahlaklı erkekler, cariye sanarak kendisine sarkıntılık edebiliyordu. Bu konuda Hz. Peygamber'e çeşitli şikayetler ulaşınca cilbab ayeti inmiştir". İslamda hür ve cariyenin tesettürü farklıdır ve bu ayete dayanır.Açın bakın fıkıh kitaplarının namaz bölümüne. Cariyenin örtünmesi gereken yerler aynen erkekler gibidir.Yani diz kapağı ve göbek arasıdır.geri kalan kısmı avret sayılmaz. Tüm bunları benmi uydurdum? Merak etmeyin Ömerle iilgili rivayet buluncada buraya nakledeceğim. Ömerin yaptığı yanlış değildir.Allahın hükmünü uygulamıştır
  16. Hay hay bacım, elbette bulur getiririm. Ama üzgününüm yinede sizin aleyhinize o ayetler. Ahzab 58- Mümin erkeklere ve mümin kadınlara yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler de bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir. 59- Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına hep söyle de cilbablarından (dış elbiselerinden) üzerlerini sımsıkı örtsünler. Bu onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. 60- Andolsun ki, eğer münafıklar ve kalblerinde bir hastalık olanlar ve, bu yaptıklarından vaz geçmezlerse, mutlaka seni onlara musallat ederiz. Sonra seninle orada az bir zamandan fazla komşu kalamazlar. 61- Melun olarak nerede bulunurlarsa yakalanırlar ve öldürülürler. Şimdi bakalım bu ayetlerin iniş sebebi ile ilgili rivayetlere.Rivayetleri bulamadım ama kaldığı kadar ile şöyle O dönemde bugünkü gibi tuvalatler evde olmadığından, ihtiyacını gidermek için dışarı çıkan mümin kadınlara bir takım kişiler tacizde bulunur. Bu olay peygambere intikal ettiğinde o kişiler kendilerini saavunmak için şöyle bir bahane ortaya atarlar Gece karanlığında biz onların hür kadınlar olduğunu farkedemedik,cariye zannetmiştik Bunun üzerine hür ve cariye olan kadınların ayırd edilebilmesi için ahzap 59 da görüldüğü gibi mümin kadınlara cilbab giyme önerisi getirilir.Gariban cariyeler ise yine korumasızdır. Öyleki bu uygulamdan faydalanmak ve tacizden korunmak için örtünen bir cariyenin başından O adalet timsali ömer başörtüsünü çeker ve Hür kadınalara mı benzemek istiyorsun der. Bu ayetlerde yine muhammedin adam kayırıcı tavrını açıkça göremeteyiz. Zira ahzap 58 inanç ayrımı yapmaksızın tüm insanlara veya kadınlara şeklinde evrensel bir ifade ile değil, Mümin erkeklere ve mümin kadınlara diye başlar. Aynen şu ayette olduğu gibi Nisa 93 Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır. Kurandaki iyilikler sadece müminler içindir. Başkaları ise insan bile değildir.Onlar ancak öldürülmesi gereken pisliklerdir Tevbe 28 Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir pisliktir. Onun için bu yıllarından sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluktan korkarsanız, (biliniz ki) Allah dilerse sizi kendi lütfundan zengin edecektir. Şüphesiz Allah iyi bilendir, hikmet sahibidir. Tevbe 5- Şu haram aylar bir çıktı mı artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün, yakalayın, hapsedin ve bütün geçit başlarını tutun. Eğer tevbe ederler ve namaz kılıp zekatı verirlerse onları serbest bırakın. Muhakkak ki, Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
  17. Kuranı anlamak için alimlerin tefsirine bakmanız gerekir diye ısrarla çırpınan sizler değilmisiniz. Bize bu asılsız yakıştırmayı yaparken bir kere bile olsun, bu konuda turan dursun,un tefsirine bakmanız lazım şeklinde bir söz duydunuz mu ? Sonuç itibarıyla mekkeli putperstlerde suçlu olabilriler, medinedeki yahudilerde.Dolayısıyla olayı kan davasına döndürmeye, asıl suçlu kimdi diye dedektifliğe soyunmanın anlamı yok. Onların bazı konularda haksız olması muahmmed ve arkadaşlarının haklı olmasını gerektirmez Tarihte nice halk kahramanları çıktı ve mevcut sisteme karşı mücadele verdiler.Eğer muhammed de Allah adına değilde kendi adına ortaya çıkarak mevcut sistemdeki yanlışlara karşı bir takım mücadele verse idi, iyi veya kötü, hiç bir sorun olmaz ve bizlerde bunları hala tartışıyor olmazdık. Böylece kedi zamanına ait bir halk kahramanı olarak tarihe geçerdi. Bizler haksızlık kimden olursa olsun karşı geliriz ve reddederizi taraf tutmayız. Ancak müslümanlar bu konuda taraflı davranıyorlar.Muhammed ve arkadaşları için, kuranın allahtan olduğu yalanının arkasına sığınarak yapılan tüm haksızlıkları örtbas etmeye, haklı göstermeye çalışıyorlar. Mantık şu! Allah hata yapmayacağına göre, muhammed de onun elçisi olduğuna göre, muhammed ve arkadaşlarının yaptığı her şey doğrudur. İşte biz bu anlayışı eleştiriyoruz. Yapılan haksızlıkların Allaha yamanarak evrensel bir din haline getirilmesine itiraz ediyoruz.
  18. Kıraldan daha çok kıralcı olmanın hiç bir anlamı ve mantığı yoktur.Adam kalkmış allahın ceza öngörmediği bir şeye kendi kafasına göre azap ve nefret yağdırıyor. Nur 4- Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup, sonra (bunu ispat için) dört şahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artık onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkardırlar. Namuslu kadınlara, zina isnad edenlere 80 değnek sopa cezası ve şahitlikliklerinin kabul edilmemesini söyleyen allah/muhammed istese idi cariyeleri fuhşa zorlayanlar için de bir ceza öngörürdü.Kimse kalkıpta kafasından ayetlere şirinlikler yüklemesin.Şimdi denilebilriki; Zina isnadına bile böyle ceza varken, ondan daha ağır bir suç olan fuhşa zolmak nasıl günahsız olur.Hangi akılı bir insan bunu kabul eder? Evet bu itiraz yerden göğe kadar haklıdır ve doğrudur. Ancak doğru olmayan ise, muhammedin; aişe zina ile suçlandığında heyecandan olsa gerek, hem onu aklamak hemde zina isnadında bulunanları çezalandırmak için kurguladığı ayetleri nereye varacağını hesaplamadan kurana koymasıdır. Her konuda olduğu gibi yine burdada muhammedin adam kayırıcı tavrını görüyoruz. Yani; savaş esiri kadınlar fuhşa zorlanırken aldırmayan muhammed,söz konusu kendi ailesi olunca birden ahlak timsali kesilivermiştir. Kesinlikle alim zannedilen makyajcıların tefsirlerini kabul etmiyoruz.
  19. Ne münasebet.Matrix,i çözüyoruz.
  20. Hiç bir savaş esiri kadın kendi rızası ile düşmanının yatağına yatmaz. ************. İslamda ganimet,cariye edinmek varmı yokmu? Konu sadece cüveyriye ile ilgili değil, genel olarak islamda savaşta ele geçirilen kadınların cariye olarak kullanılmalarından bahsediyoruz. Sanki bir tek cüveyriye esir alınmış gibi asıl konuyu gündemden uzaklaştıramazsınız Bakın şu hadis sizin makyajlamaya çalıştığınızın aslını çok güzel anlatıyor Ebu Said el Hudrî anlatıyor: - "Peygamberle birlikte Benû Mustalık Gazası'na çıktık. Ve Arap tutsaklarından tutsaklar elde ettik. O sırada kadınlar iştahımızı çekti. Bekarlık çok güç gelmişti bize o günlerde. Ve azil yapmak istedik. İstiyorduk azil yapmayı. Ancak, 'Peygamber aramızdayken ona sormadan nasıl azil yapacağız?' dedik ve gidip peygambere sorduk. Peygamber de azil yapmamakta sizin için bir sakınca yoktur. (Yapabilirsiniz de. Yapmaya bilirsiniz de.) Ama bilin ki, kıyamet gününe değin meydana gelecek bir yavru, ne olursa olsun meydana gelir." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Itk/13; Tecrîd, hadis no: 1596; Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n-Nikâh/127, hadis no: 1438; Ebu Davud, Sünen, Kitabu'n- Nikâh/49, hadis no: 2170.) Peygamber kadınlara ilişmeyinbu yaptığınız doğru değil demiyor. Ya ne diyor.O dönemim şartlarına göre doğum kontrolünü tavsiye ediyor Kimileri, "azl"in ne demek öldüğünü bilmedikleri için bu hadisin anlamını tam olarak anlamamışlardır. "Azl" (azil), cinsel ilişki sırasında, erkeğin, meniyi, kadının cinsel organına boşaltmadan çekmesidir. Yani, meniyi kadınlık organının dışına boşaltmak. Hadiste anlatılanın özeti şu: Müslümanlar, ellerindeki "tutsak kadınlar"la cinsel ilişkide bulunmak istiyorlardı. Ama bir sorunları vardı: Ya çocukları olursa? İlişki kuracakları bu kadınlardan çocuk olsun istemiyorlardı. Tecrit "mütercim"i Kamil Miras, bu istememeyi, şöyle açıklıyor: "Bu suretle (yani meniyi dışa boşaltmak biçiminde) esir kadınlara yaklaşmak istemeleri (şu yüzdendir): Yüklü (gebe) veya evlat anası kadınlar satılamazdı. Halbuki gazilerin paraya ihtiyaçları bulunduğundan satmak istiyorlardı." (Bkz. Diyanet yayınlarından Tecrid, 1596 numaralı hadis, not: 1.) Kısacası: Tutsak kadınların ırzına geçebilirlerdi "gaziler". Ama bu işi yaptıktan sonra da "çocuk sorunuyla" karşılaşmak isteniyorlardı. Çünkü gerektiğinde bu tutsak kadınları satabilirlerdi. Buna bir engel çıkmamalıydı. "Azl"i bunun için istemiş ve "Peygamber"e danışmışlardı. Peygamber de temelde bu kadınların ırzlarına geçilmesinde bir sakınca görmüyordu, buna izin veriyordu. "Azl"e gelince. Bunda da bir sakınca bulunmadığını dolaylı olarak belirtiyordu Eğer bunları normal görüyorsanız,ırakta ırzına tecavüz edilen kadınlara yapılanları da normal kabul edeceksiniz. bunu kendi rızaları ile yaptıklarını kabul edeceksiniz İslam hakkında bir şey bilmediğim konusuna gelince buda sizin kuruntunuz.**************************.
  21. Buzağıya tapmak allahı kızıdırıyorsa niye kendisi buzağı üzerine yemin eder? Sina kelimesi samicedir ve "Sin'e ait" demektir.Ve anlam itibariyle "Sin'e ait olan yer/Sin'in yeri" demektir. Oyleyse,"Sin" kimdir? Eski sami topluluklarca, Sina Yarimadasi neden Sin'e atfedilmistir? Antik Kenan panteonunun bas tanrisi "EL"(harfiyen,ulu olan ilah demektir)"EL"genel bir isim ve unvan olmakla beraber,ayni zamanda,"Yerah(ay) ve "Sin" olarakta anilirdi.Yerel kabilelerce "Ay Tanrisi Sin".Sin kultune bagli kabileler,Sin'in Sina Yarimadasi'nda oturduguna inanirlardi. Sina yani Sin'e ait olan yer,Sin'in yeri. Tevrat'ta,Misir'dan cikisi gerceklestiren Israilogullarinin,Sina'nin hemen bitiminde Erden/Urdun Nehri'ni gectikleri ve Eriha sehrini gordukleri anlatilir.Eriha,ayni zamanda Yeriho,"Ay Sehri" demektir.Sehir,Ay Tanrisi Sin'e adanmisti.Yani,Yerah/Sin'in bolgesine dahildi.Tipki Sina gibi. Daha once isledigimiz gibi,bolgesel isimleriyle Yerah/Sin,genel ismiyle El idi ve panteonun bas tanrisin unvaniydi:El=Ulu olan ilah,bas ilah. Sin olarak anildigi bolgelerde sembolu AY idi.Ama bastanri olarak kult hayvani boga idi.Betimlemelerde boganin ustunde duran bir tanri olarak gosterilir.Bastanri olarak EL'in oldugu gibi,oglu Baal'in de sembol hayvani boga idi.El,boga ile okadar ozdeslestirilmisti ki,O'nu anmak icin sadece "Tur" demek yeterliydi.Tur,yine semitik dillerde "boga" anlamindadir. Acin haritalari bakin! En buyuk teologlara gidin sorun! Tarih ve cografya uzmanlarina gidin sorun! Imkaniniz varsa gidin yerinde arayin! "SINA DAGI" adinda bir dag bulamayacaksiniz! Cunku o isimde bir dag YOK! Hic kimse de size,"sina dagi suradadir, su dagdir" diyemeyecektir! Cünkü; Tur-i Sina/Siniine,"Sina'nin Bogasi\ilahi"/"Sina'daki Boga El/ilah" demektir! Tamlamanin original ve kadim anlami budur!
  22. Evet devam edelim Kuran/muhammed neden bazı insanları münafık olarak niteler. Cizye ayetinin geçtiği tevbe suresinden devam edelim 73- Ey Peygamber, kâfirlerle ve münafıklarla savaş. Onlara karşı katı ol. Onların varacakları yer cehennemdir ve orası ne kötü bir yerdir. 74- Onlar, kötü bir şey söylemedik, diyerek Allah'a yemin ederler. Onlar o küfür kelimesini kesinlikle söylediler. İslâm'a girdikten sonra yine kâfirlik ettiler. Ve o başaramadıkları cinayeti tasarladılar. Halbuki intikam almaları için Allah'ın, Resulü ile onları lütfundan zenginleştirmiş olmasından başka bir sebep yoktu. Eğer tevbe ederlerse haklarında hayırlı olur. Yok yanaşmazlarsa Allah onları dünyada da, ahirette de acıklı bir azaba uğratır. Yeryüzünde onları koruyacak veya onlara yardım edecek bir kimse de bulunmaz. 75. Yine onlardan kimi de Allah'a şöyle ahdetmişlerdi: "Eğer bize lütuf ve kereminden ihsan ederse biz de elbette zekâtı veririz ve kesinlikle salihlerden oluruz." diye söz vermişlerdi. 76. Ne zaman ki, Allah lutfedip onlara ihsanda bulundu, onlar da cimrilik edip yüz çevirdiler ve zaten yan çizip duruyorlardı. 77. Allah'a verdikleri sözü tutmadıkları ve yalan söyledikleri için, O da bu yaptıklarının sonucunu kıyamet gününe kadar yüreklerinde sürüp gidecek bir münafıklığa çevirdi. 78. Allah'ın, onların sırlarını da, fısıltılarını da bilip durduğunu ve Allah'ın bütün bilinmeyenleri bildiğini hâlâ öğrenemediler mi? 79. Müminlerden zekâttan fazla olarak kendi gönülleriyle bağışta bulunanlara, bir de güçlerinin yettiğinden fazlasını bulamayanlara bakıp da onlarla alay edenleri Allah, maskaraya çevirmiştir. Onlara pek acıklı bir azap vardır. 80. Onlar için Allah'dan ister mağfiret dile, ister dileme. Onlar için yetmiş kere mağfiret dilesen de yine Allah onları affetmeyecektir. Bu, onların Allah'ı ve Resulünü inkâr etmelerinden dolayı böyledir. Allah, böylesine baştan çıkmış fasıklar güruhuna hidayet etmez. 81- Savaştan geri kalan münafıklar, Resulullah'ın hilafına, onun savaşa gitmesine karşılık, oturup kalmalarıyla ferahladılar ve mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihad etmekten hoşlanmadılar, üstelik "Bu sıcakta savaşa gitmeyin." dediler. De ki: "Cehennem ateşi daha sıcaktır." Keşke anlayabilselerdi. 82- Kazandıkları günahın cezası olarak, artık az gülsünler, çok ağlasınlar. 83- Eğer Allah, seni onlardan bir kısmının yanına döndürür de onlar başka bir cihada seninle birlikte çıkmak için senden izin isterlerse, de ki; "Artık siz hiçbir zaman benimle çıkamayacaksınız. Daha önce oturup kalmaktan hoşlanıyordunuz. Bundan böyle artık geride kalanlarla beraber oturup kalın." 84- Ve onlardan biri ölürse asla namazını kılma ve kabirinin başına gidip durma. Çünkü onlar Allah'ı ve Resulünü tanımadılar. Ve fasık olarak can verdiler. 85- Onların ne malları, ne de evlatları seni imrendirmesin. Allah, onları dünyada bunlarla cezalandırmayı ve canlarının kâfir olarak çıkmasını murad ediyor, başka değil. 86- "Allah'a iman edin ve Resulü ile birlikte cihada gidin." diye bir sûre indirildiği zaman, içlerinden mal mülk sahibi olanlar senden izin istediler ve "Bırak bizi oturanlarla beraber oturalım." dediler. 87- Onlar, oturanlarla beraber oturmaktan hoşlandılar. Kalblerine mühür vuruldu. Bundan dolayı onlar anlayışsızdırlar. Bu ayetlerde islama giren fakat samimi olmayan,,85 te görüldüğü gibi zengin olduklarından,müslümanlarla savaşa katılmayan insanlardan bahsediyor ve münafıklıkla suçlanıyorlar Ya islam ya ölüm gibi tehdidin gayet tabii sonucu olarak, gerçekte samimi olarak müslüman olmamış ama hayatta kalabilmek için müslüman görünmek isteyen bu insanlar ne kadar uğraşsalarda elbet bir gün açık vereceklerdir. Bu gayet doğaldır.O insanlar inanmadıkları bir din için neden savaş yapsınlarki, neden bile bile kendilerini ölüme atsınlar ki ? Doğal olmayan ise, Hayatta kalabilmek için ya kafa parası vermek yada müslüman olmaktan başka seçenek bırakılmayan bu insanlara sonra bir açığını yakaladığında münafık suçlamasınin yapılmasıdır. Nahl 106- Kalbi iman ile sükûnet bulduğu halde (dinden dönmeye) zorlananlar dışında, her kim imanından sonra küfre kalbini açarsa, mutlaka onların üzerine Allah'tan bir gazab gelir ve kendilerine çok büyük bir azab vardır. Aynı durum,yani ölüm tehdidi müslümanlar için söz konusu olunca normal olacak,ancak başkalarına gelince münafık damgasını vuracaksın. Yeryüzünde böyle ********* adaletsiz bir sistem görülmüşmüdür acaba ?
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.