Biraz geç oldu ama sonunda anladım
İnsanın hayatını değiştirmek istemesi, hayatında köklü değişiklikler yapmak istemesi ve bu isteklerin üzerine üzerine gitmesi ne kadar da yorucuymuş meğer. Sen istiyorsun fakat sadece senin istemen yetmiyor. Etrafında olan onca insan da dahil oluyor değişikliklerine, yapmak istemelerine.Bazen çok gözü kara, güçlü veya dik olman da yetmiyor şu hayata karşı.Hep güçlü görmüş herkes seni çünkü. Bir kere bile olsun pes etmeye başlamanı görmeleri sana yüklenmelerine neden oluyor. Boğulmak nedir, beyin yorgunluğu nedir ben şu son 15 günde anladım. İnanın şimdiye yaşadığım süre boyunca böyle zorlu günler görmemişim ben, oysa çok zor günler geçirdim derdim. Ev değiştirmekle başladım ilk önce. Daha büyük ve güzel bir eve taşındım. Fakat nakliyeydi, elektrikti, suydu, aidattı, kablolu tv , internet, tamiratlar, eşyaları yerleştirmeler ne gıcık işlermiş. Unutmuşum tüm bunları. Yıllar önce sık sık ev değiştiren ben , 4 yıldır aynı evde oturmanın rahatlığına alışmışım meğersem. Bütün bu işler için giden paralar da işin cabası. Ve artık otobüs anılarımda olmayacak ne yazık ki. Bayanlar birde saçlarını değiştirir dimi hayatlarında ters giden bir şeyler olduğunda. Kıyamadım ama saçlarımı kestirmeye sadece boya ve biraz da kesim Yeterli geldi. Sevindim de ayrıca saçlarımda köklü değişiklik olmadığına. Dedim ki kendi kendime "depresyon hafif mi geçiyor ne"...
Bide hayatımdaki Ferit Öküzü yok artık Alışkanlıklardan kolay kolay vazgeçilmez biliyorum ama benim beynimin bir güzel formata ihtiyacı var onu biliyorum bir tek. Bağırmaların, çağırmaların, kıskançlıkların,hesap sormaların olmadığı günlerin başlaması bile benim için süper bir olay.
Kedim de yok artık. Kedi bana göre değilmiş onu anladım. Hep derim ya hayvanlarla aram pek iyi olmadı. Kendimle bile ilgilenmeyi unuttuğum şu dönemlerde ona zaten ilgi gösteremedim. Verdim gitti bir arkadaşa. Dönüp yüzüme bile bakmadı gıcık Gitmeye çoktan meraklıymış meğersem. Bende su kaplumbağası aldım kendime. Hemde 3 tane. Çok ama çok şirin şeyler bunlar yaaa. Sadece parmaklarımı ısırıyorlar arada ama olsun. Sakinlik ve sessizlik istediğim hayatımın bir parçası oldu onlar da artık. Sesleri çıkmıyor, çok sakinler ve yavaşlar. İstediğim bu işte.
Şimdi ise yarından itibaren yapacağım yürüyüşlerin, gideceğim sinemaların, alacağım albümlerin, deniz kenarında yapacağım kahvaltıların (hele ki şu yağmurlu günlerde) hayalini kuruyorum. Sadece bu küçük bir kaç hayal bile eminim beni çok mutlu edecek. Zaten önemli olan insanın yapmak istediklerini yapması ve bunun için önüne kesinlikle hiç bir engel çıkmaması için mücadele etmesi değilmidir. Evet bu bir kaç küçük hayali gerçekleştirebilmek için son zamanlarda çok mücadele ettim hayata karşı. Ama sanırım kazanan ben oluyorum. Çok mutluyum ve değiştirilmeye çalışıldığım bir aşk bana göre değilmiş onu anladım. Nelere mal oldu...Çok yıprattı ama olsun...
18 Yorum
Önerilen Yorumlar