AFFETMİYORUM
Annemlerin yatak odasında,gardolabın önünde yerde birşeyler yapıyordum...Aniden elinde elbise askısına asılı tişörtü sallayarak girdi içeri...
-"Bu tişörtü asacak temiz bir yer bulmalıyım"
Şaşkınlıktan donakaldım...Şaşırmıştım çünkü ilk kez yüzünü görüyordum...
-"Yandaki küçük odaya asalım onu"
-"Yok yok daha temiz bir yer olmalı"
Dikkatimi ilk dişleri çekmişti,çarpık yada üstüste binmiş dişleri vardı,ama öyle güzel gülüyordu ki bana dişleri bir kusur olarak görünmedi...
-"Sen ne kadar titizsin" diyerek bende güldüm...Konuşurken utanmıştım çünkü baştan aşağı süzüyordum onu bir yandan...Zayıf ve uzun boyluydu çok yakışıklı denemezdi ilk bakışta...Ama sıcak bir enerji yayıyordu...
Nasıl olmuştu da bana kendini göstermişti düşünüyordum bir yandan...Yıllarca onu görmüştüm ama sadece silüet olarak...Anneme gördüğüm zamanlar heyecanla anlatırdım kahvaltı sofrasında...O, ya benim koruyucu meleğimdi yada annemin bahsettiği prens... Anneme sorardım, hep aynı hayal kırıklığıyla;
- "İyi de anne niçin bir yüzü yok"?
Kardeşim masanın diğer tarafından atılır...sırıtarak:
-"Belkide çok çirkindir senin onu beğenmiyeceğini düşünüyordur"
Binlerce yüz oturtabilirdim yüzüne, her şekle sokabilirdim onu hayalimde,ama bende bunu yapmıyordum inatla...Gerçekten kendini görmeliydim...Yıllarca bıkmadan usanmadan bekledim...Ve nihayet iki gün önce sona erdi bekleyişim...
Yanıma oturup diz çöktü ve yine gözlerinin içi gülerek bana sarıldı...
-"Üşümüşsün sen" deyip askıdan tişörtü çıkarıp üzerime giydirmeye çalıştı...
Birden kollarımı gördüm,kirliydiler..."Hayır ben kir pas içindeyim sen çok titizsin bunu bana giydirme"!
İtirazıma aldırış etmeden üzerime geçirdi tişörtü, yine o sıcacık gülümsemeyle...Sonrasında uyandım...Hiç bitsin istemediğim halde uyandım.Bir düş görmüştüm,ama gerçek olan bir şey vardı...O da benim sahiden üşüdüğümdü...
Bilemiyorum belkide aşağıda linkini verdiğim yazının tesirinde kalmıştım,Çünkü okuduğumdan beri aynı şeyler dönüp duruyor kafamda...
Benim hiç maskem olmadı hayatımda,hep çıplaktım...Silahım, kalkanım da olmadı...Çünkü olması gerektiği gibi olmak istedim daima...Tek kalkanım beni yaratana olan inancım oldu...Onun koruyuculuğuna güvendim...Yalınlığım ve çıplaklığım belayı mıknatıs gibi üzerime çekti belkide...Hakikaten çok eğrildim büküldüm ama yılmadım,üzerime sıçrayan çamuru temizleyip bildiğimden şaşmamaya devam ettim...Hiçbirşey yıkamadı beni,güçlüydüm yinede güçlüyüm...Ben kendime değil yanlış olan insanlara acıdım çünkü,zavallı olduklarını düşündüm...Peki ama kara bulutların ardından beyaz bulutlar gelipte güneş çıkana kadar niçin üşüyorum ben artık...İnsanlar mı gitgide kötüleşiyor yoksa ben mi yaşlanıyorum bilmiyorum...Fakat emin olduğum birşey var;
Yalancılar,ikiyüzlü düzenbazlar,işi gücü fitne fesat olanlar,dedikoducu insanlar,erdemden bahsedip erdemin ne anlama geldiğini bilmeyenler,yaşadığı dünyayı kirletenler,savaşa sürükleyenler,hayvanlara kötü davrananlar,özellikle dün kapıma gelip kuşlarıma yem verdiğim için bağırıp çağıran komşum,hiçbirinizi ama hiçbirinizi affetmiyorum...!
Rüyama gelince;evet yıllardır gördüğüm,gördüğümde yüreğimi ısıtan,ellerimden tutup beni ayağa kaldıran,başımı okşayıp şevkat gösteren, bana sevgiyle bakan o insan hakikaten benim koruyucu meleğim olmalı...(Anneeee ne prensi,daha öncede söylemiştim sana prens mrens diye birşey yok... )
sen, ey çalan, gözlerin masum mu sanırsın
aşırdığın bir tek düşünce mi, aldanırsın!
kim ki böyle hem şerefli ve namussuz
yemlen avuç dolusu sana verilenden sonsuz
al benden olan herşeyi
ye kalan masumluğu da temizlen ey domuz!
Nietzsche
6 Yorum
Önerilen Yorumlar