Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

AED'nin Blogu

  • başlık
    7
  • yorum
    57
  • görüntü
    14.013

BİR ETEK GELİNCİK..


Telefonun mesaj uyarısı çalınca mesajı açtı:

<unutma , VOİLA açık kestane no.5.0>

Karısıydı..saç boyası istiyordu…Of bu kadın hep böyleydi,ne anlardı kendisi saç boyasından..

Bu neyse de bazen ekmek için bile mesaj atıyordu..Üç marketin ortasındaydı halbuki evleri..

Bir keresinde kızmış ama kadın <canım gelirken alıver yolunun üstü hem açılmış olursun >

diye yumuşatmıştı..Tam çıkmak için iş arkadaşlarına tek tek <iyi akşamlar >dağıtıyordu ki,

Tokgöz Mustafa nın sesi duyuldu :

<Nuri şu cipi ticariye çevirirsek vergi muafiyetimiz olur mu ?

< bakayım Mustafa bey yeni bir tebliğ var mı,yarın bilgilendiririm ben sizi,iyi akşamlar>

dedi ezik bir sesle.

Bu cevaptan hoşlanmayan patron tepkisini hiçbir şey söylemeyerek gösterdi..

Tokgöz Mustafa inşaat şirketinin sahibiydi ama pek de tokgöz sayılmazdı..

Adam ellisindeydi her gün bir inşaat ihalesine giriyor Nuri ye karşı firmanın verebileceği

teklifler hakkında tahminler soruyordu..

Adam paraya doymuyor kazandıkça daha da acıkıyordu..

Para tokgöze hükmediyor diye düşündü Nuri..

Terbiyesiz adam bir keresinde Nuri yi başka bir firmanın sahibi rolünde ihaleye teklif attırmıştı..

Adına <çantacılık> denen bu sistemde gerçek teklifin altında fiyat yazıyordu;

güya Nuri nin temsil ettiği firma..

O ihaleyi de tokgöz inşaat almamışıydı,tokgöz Mustafa ağzı kulaklarında muhasebecisi

Nuri ye bir kilo baklava getirmişti ..

 

Belediye otobüsünde insan yüzlerine baktı Nuri..Kimse mutlu değildi..

İki üç liseli kız gülerek konuşuyorlar onun dışındakilerin mutsuzluğu haykırıyordu..

Yorgunluk,bezginlik insanlara yapışmıştı..

İndi otobüsten markete yakın..Yürüyen merdivenlerde, tam önünde bir genç kız

popo sunun yakın plan gözünün önünü kapattığını gördü..Çok hoştu..

Dikkati çekmeden odaklandı..Kumaş parçasının altındakini

hissetmek çok zor değildi; çünkü kız hem dar hem ince giyinmişti..

Bu genç bedene dokunabilmesi onu yaşayabilmesi imkansıza yakındı.

Hem neden kendisi ile olsundu ki bu kız?..Hangi sebeple?..

Zengin değildi..Yaşı elliydi, karısı belliydi..Öyle bir karizma,yakışıklılık falan da olmadığına göre..

Bazen şehrin ücra yerlerde lüks arabalar içinde genç kızlarla, domuz gibi besili,vücut diliyle

<bende para var> diyen kırk yaş kuşağından domuzcukları görüyordu..

Piyasa belliydi,genç bedene karşı para..

Ama Nuri, hakkını yemeyeyim, kim bilir bu kızın da gizemli bir dünyası vardır dedi kendine..

Bu dünyada Nuri nin olamayacağı kesindi ama ..

Otuzlu yaşlardaki yasak aşkı ne demişti onu yüzüstü bırakıp giderken:

<Mademki evlisin,yuvana dönmelisin>; <O zaman neden bu ilişkiyi yaşadın> diye bağıran

Nuri ye kadın <bir arayış içindeydim, bir çeşit bunalım,kendime geldim,doğrusu bu > demiş

Nuri kendisiyle oyuncak gibi gönül eğlendirildiğini düşünmüş, günlerce sersem gibi gezmişti.,

 

İşte her şey sona doğru geliyordu artık,evliliği hiç bir şeyin sorgulanmadığı rutine girmişti;

yaş elli iki olmuş,kırışıklıklar yüzüne dolmuştu..Hayatta her şey boşmuş diye düşündü..

Neredeydi tüm dostlar,tokuşan rakı kadehleri,üç beş arkadaşla yapılan nataşa kaçamakları,

daha yeni bir arkadaşının kalp krizinden ölüm haberini almamış mıydı?

Oğlu bile evlenince kirişi kırmış ziyaretleri seyrekleşmişti..

Karısı süpürge-gün-yemek üçgenindeydi..

Mekik dokuyordu adeta..Küçük kavgalarında <hadi oradan süpürgeci> derdi karısına..

Beraber yatma ihtiyacı bile duyulmuyordu artık…Üzerine kitaplar yazılan hayat bu muydu..?

Hepsi bu kadarcık mıydı? Birileri kandırıyordu insanları..Hayat bu kadar basitti aslında...

Olağanüstü güzelliklerin gerçekleşmesi mucizeyken,herhangi bir bela ve rezilliğin seni bulması

işten bile değildi ..Bütün şenlikler dağılmış, bağbozumu başlamıştı işte ..

 

Markette insanlara baktı; hepsi böcekler gibi reyonları iğdiş ediyorlardı..hep alıyorlardı,

sepetler kırmızı etlerle, makarnalarla, biralarla doluydu..En üste de koca paket tuvalet kağıdı

koymayı unutmuyorlardı insansılar..Yani önce yiyip sonra boşaltmak için tam donanımlıydılar..

Hepsi tüketim hayvanı olmuştu.

.<hoş geldiniz clup kart var mıydı efendim>

Başını kaldırdığında genç bir kızın gülümseyen bir çift tatlı gözü ile karşılaştı..

<Siz yenisiniz galiba,ilk kez gördüm sizi> diye kekeledi Nuri..

<Evet efendim stajım yeni bitti>..

Görürsün gülümsemeyi tatlı kız ,defterin dürülür bir on yılda,belki de sinir sitemi bozulmuş,

koca arama kervanında mutsuz biri olacaksın ; bakalım doğal gülümsemen ne kadar sonra

sahteleşecek göreceğiz..

Kızdı kendine sonra,sana neydi,ne ararsa arasındı..

Sanki kendi aramıyordu..

 

Atıştırdı gergin gergin hazır bir şeyler evde..

Karısı komşuya inmiş gevezelik ediyordu..

Bilgisayarı açtı..<07 Nuri Koçak> < muhasebe-hukuk forum yönlendiriliyorsunuz.>

Ciple ilgili vergi muafiyetini soru olarak bıraktı foruma..Çıkarken gördü iki kişi kavga etmişti

forumda.Sen mi doğru biliyorsun yoksa ben mi gibisinden..Fakat küfür olmasa da ona yakın

sertlikte laflar söyleyip sonunda <saygılar> yazıyorlardı..Diğeri de en ağır laflar söyledikten

sonra <sevgiler> yazıyordu..

Demek böyleydi..İkiyüzlü hayat..İşte buydu.<ananı…..saygılar..> <bilmukabele ..sevgiler>..

Hayatın kuralları <admin> di işte..Kimse birbirini sevip anlamıyor,ama öyle gözüküyordu..

Öyle ki bu maskeleri taşımaktan kendileri de yorgundular…

Uyuyamadı yatakta..Kalktı..

Dolaba baktı..Bir aydır içilmeyen rakı kalmıştı biraz..Aldı onu..

Biraz da meyve ile peynir buldu..

Salona geçti..Açmadı ışığı..İlk kadehi aldı..Kafası takılmıştı:

<siz kim oluyorsunuz da benim uzmanım oldu…saygılar>

<terbiyesizleşme,görgüsüz,eğitimsiz forumdaş..sevgiler>

 

İkinci kadehi onu kırk yıl geriye götürdü..Şehir merkezinden iki yüz elli km uzaktaki köye..

Babası bu köyde öğretmenlik yapmış,Nuri de okulun gedikli öğrencisiydi..

Tek ve en önemli kare,Zahide idi..Nuri çelimsiz birinci sınıfken Zahide son sınıftı

on üç yaşında..

Onu dersten sonra göle götürürdü..Köy dışındaki göle patikadan gidilir, Nuri,

Zahide nin adımlarını takip eder onun bastığı yere basardı.Bu ikisine ait bir oyundu.

Zahide bir süre sonra coşar Nuri yi kucağına alır göğsüne bastırır öper de öperdi..

Küçük bedeni Zahide ye sokulan Nuri,huzur içinde

onun saçlarının kokusunu duyar, inmek istemezdi.,onu çeker kendine

<örtmenin oğluuu,gurbanım benim>diyerek sarıp sarmalardı Zahide..

Ergenleşmenin başındaki bedeninde göğüsleri patlamış,saçları her iki tarafta

örgülüydü Zahide nin;güneşten yanmış yüzünde dişleri her güldüğünde parlardı...

Beraber göle dizkapaklarına kadar girerler,her tarafları ıslanınca dışarıda

güneşe yatarlardı birbirlerine bakarak..Nuri topladığı gelincikleri Zahide nin

eteğine bırakır, her geliş seferinde, yanağına okşardı Zahide.

Bazen Zahide Nuri nin ıslanmış pantolonunu çıkarır çalılara asardı kuruması

için..İç çamaşırı ile kalan Nuri de Zahide de rahatsız olmazlardı..

Okulda gözleriyle onu arardı Nuri,eğer bir gün görmezse..

Zahide onu oyun kalabalığının dışında yakalar,

elinden tutar patikaya düşerlerdi..İki kişilik bu dünyada yalnızca sevgi vardı..

Hele kar yağdığında Zahide nin bastığı izlerin takibi Nuri için en güzel oyundu..

Nuri Zahide yi düşünde gördüğü bir sabah yatağından hemen kalkamamış,

bedenindeki ilk uyanışını,Zahide yi düşünerek yaşamış,eli küçük bedeninde

dolaşmış bacakları arasına inmişti..Sadece Zahide ve kendisi..

Ne güzel bir dünya olurdu..Bir keresinde annesi yorgandaki küçük hareketlenmeyi

görünce Nuri kaskatı heykel gibi hareketsiz kalmıştı..

 

Kadeh ve yiyecekler ortada uyuyakaldı..

 

Otobüs ağır ağır yol alıyordu Anadolu bozkırında..Tokgöz ticariye çevrilen cip muafiyetini

duyunca cumartesi izin isteğine bir şey dememişti Nuri nin....Heyecanlıydı biraz...

Nuri otobüsten inerken kendini çok farklı hissediyordu.. Muhtarlığa doğru yürüdü;

hiç bir şey hafızasındaki gibi değildi Nuri nin köy meydanı hariç..Her taraf hayvan

pisliği kokuyordu,burada nasıl yaşanmıştı onca sene..

Muhtar okulun yıkıldığını ,yenisinin yapıldığını,gölün suyunun biraz çekildiğini söyledi..

Zahide diye birinin bilinmediğini ancak o tarihlerde Almanya ya çalışmak için bir çok köy

delikanlısının gittiğini muhtemelen de birisinin babası olabileceğinden dem vurdu ..

Yemeğe buyur ettiyse de kabul ettiremedi...Nuri yalnız adımlarla patikayı buldu..

O değişmemişti..

Önünde yürüyen Zahide yi hissetti biran; yürüyüş temposunu altı yaşındaki

Nuri gibi yaptı..Kimseler yoktu ortalarda..Göle ulaştığında biraz heyecanlandı..

Gölün berraklığı azalmış suyun bir kısmı çekilmişti,ama yine de yüzeli metrekare lik

bir göldü işte..

Oturdu göl kenarındaki toprağa .Kurbağalar kıyıdan suya zıplıyorlardı..

Çevredeki hayvan pislikleri üzerinde sineklerin vızıltısı doğanın sessizliğinde duyuluyordu..

Gökyüzüne baktı..

Zahide nin siluetini gördü;.<beni unuttun mu>

diye soruyordu..<Her şeyimsin, unutamam ,unutamam Zahide m..>

Nuri nin boğazı düğümlendi..

Ayağa kalktı ; çıkarmadan üstünden hiçbir şeyini göle adım attı..

Birkaç adım sonra çamurumsu göl suyu dizkapağındaydı..Çömeldi suyun içinde..

<Neden gittin Zahide,neden bıraktın beni?>

cümlesi döküldü ağzından.. Suyun yüzeyini kucakladı..Birden hıçkırmaya başladı..

Akan gözyaşları gölün suyuna karışıyordu...

Köy camisinden akşam ezanı yankılanıyor,köy hayvanlarının silueti ufukla birleşiyordu.

13 Yorum


Önerilen Yorumlar

Misafir gun.dem

Gönderi tarihi:

çok güzel.. yazı içine aldı sanki..

 

harikaydı..

 

:clover:

rina

Gönderi tarihi:

Sevgilii AED;

 

Yazıyı okumaya başladım sonu gelmiş ..aynı yaşadığımız yıllarımız gibi..adım takip oyunu ne çok oynardık..nerde kaldı o yıllar..

Şimdi hayat mucadelesinden adımlarımız değil günlerimizi takıp edemez olduk...Çocukluğun verdiği o saf ve temiz duygular ahhh...yalın ve doğal bir yazıdı..

 

Kaleminize sağlık efendim..

Aries

Gönderi tarihi:

Tam filmin gelişme bölümüne geçiyordum bitti..

 

İşte bunu seviyorum,okurken hayal edebiliyorsun..gözünde canlanıyor..O kadar içine dalmışım ki birden sonlandığını gördüm..

 

Harika bir yazı olmuş Sayın AED..

 

Sonu olmaması dileklerimle..:clover:

 

 

 

 

AED

Gönderi tarihi:

çok güzel.. yazı içine aldı sanki..

 

harikaydı..

 

:clover:

teşekkür ederim..

siz keyif aldıkça daha bir emek sarfediyorum..

sevgiler @gün.dem

AED

Gönderi tarihi:

Sevgilii AED;

 

Yazıyı okumaya başladım sonu gelmiş ..aynı yaşadığımız yıllarımız gibi..adım takip oyunu ne çok oynardık..nerde kaldı o yıllar..

Şimdi hayat mucadelesinden adımlarımız değil günlerimizi takıp edemez olduk...Çocukluğun verdiği o saf ve temiz duygular ahhh...yalın ve doğal bir yazıdı..

 

Kaleminize sağlık efendim..

 

sevgili @rina

 

bu öyküye 2 günde yoğunlaştım ama 3 günde yazabildim..

<küçük aşklar,büyük dünyalar> dan daha çok emek istedi..

fragmanlar bir kaç kez değişti,taslak tema ve mesaj aynı kaldı..

gözlemlerime göre 40 ve üstü yaş kuşağında <geçmişe özlem > çok yoğun yaşanıyor..

kimbilir belki de geçmişte daha mutluyduk ..

incelemenize teşekkür..

AED

Gönderi tarihi:

Tam filmin gelişme bölümüne geçiyordum bitti..

 

İşte bunu seviyorum,okurken hayal edebiliyorsun..gözünde canlanıyor..O kadar içine dalmışım ki birden sonlandığını gördüm..

 

Harika bir yazı olmuş Sayın AED..

 

Sonu olmaması dileklerimle..:clover:

 

 

 

değerli @Aries,

 

öykünün kahramanı <Nuri> günlük insan ilişkilerindeki yabancılaşmayı,

sevgisizleşmeyi,alışkanlıklara tutsak olmayı,herşeyin maddileşmesini

şakağında birden hissedince geçmişe sığınmakta..aynı zamanda çok

unutulan fakat çok ihtiyacımız olan o <doğal sevgi>nin yaşamın en büyük anlamı

olduğunu temalandırıyor.yazım tekniğinde virginia wolf,dostoyevski,amin maalouf

beni en çok etkileyen yazarlar..kısaca demem o ki gelişme bölümü de sonuç bölümü de

öykünün içinde var...Nuri günlük yaşamını bir an için yüzüstü bırakıp köye gitmesi,

Zahideyi bulmak için değil kendini aramak için..onun 52 yaşında bir çamurlu

suda ağlaması gerçek sevginin yitirilişine isyandır; yani öykünün sonucudur,

incelemen için teşekkür ederim,sevgiler..

Radya

Gönderi tarihi:

Ben bu yaşıma kadar kıskanç bir insan olmadığımı sanırdım...

 

Fakat farkettim de böyle güzel öyküler okuduğumda biraz kıskançlık hissediyorum galiba kendi adıma...:stuart:

 

Çok güzeldi tebrikler...:)

AED

Gönderi tarihi:

Ben bu yaşıma kadar kıskanç bir insan olmadığımı sanırdım...

 

Fakat farkettim de böyle güzel öyküler okuduğumda biraz kıskançlık hissediyorum galiba kendi adıma...:stuart:

 

Çok güzeldi tebrikler...:)

 

 

teşekkürler sevgili @Radya,

 

sanatçı kıskançlığı iyidir,verimli ürün vermeye zorlar insanı,,

 

şaka bir yana yazmak iyi bir eylemdir, ve günü gelince eyleme geçmeli..

 

sevgiler..

Dayı

Gönderi tarihi:

 

Sn.AED.. :)

 

Yazınızı ve incelemeleri okudum..insanlara YAZARAK FİLM seyrettirmek harikulade bir beceri.. :)

 

Şu yazdıklarınızı,eminimki önce kafanızda FİLM gibi izlediniz..yalanmı.. :D ve bizede seyrettirme becerisini gösterdiniz.. :):clover:

AED

Gönderi tarihi:

 

Sn.AED.. :)

 

Yazınızı ve incelemeleri okudum..insanlara YAZARAK FİLM seyrettirmek harikulade bir beceri.. :)

 

Şu yazdıklarınızı,eminimki önce kafanızda FİLM gibi izlediniz..yalanmı.. :D ve bizede seyrettirme becerisini gösterdiniz.. :):clover:

 

 

 

evet gerçek payı var sevgili @Dayı,

 

film gibi demesek de her bir fragman (örneğin Nurinin

 

foruma girme sahnesi, örneğin süpermarket alışverinde

 

insanların gözlemi,örneğin herkesin yaşamında

 

Zahide benzeri nostaljik bir bir aşkının bulunması..)gün içinde

 

değişik zamanlarda beyninizde ürüyor birden.Şanssız tarafı bu

 

üreme sırasında yazma imkanı bulunmayan ortamların olması,

 

araba kullanmak gibi yada çalışma ortamında bulunmak gibi..

 

kısaca yoğunlaştığınz saatler yazabileceğiniz saatler olmayabiliyor.

 

vermek istediğiniz mesaj ile tüm fragmanları birleştirdiğinizde olay

 

örülmüş oluyor zaten..yalnız benimsediğiniz yazma tekniği çok

 

önemli burada..MAUPUSSANT,FRANZ KAFKA, ÖMER SEYFETTİN

 

SAİT FAİK,bunların hepsi öykünün ustalarıdır ve yazma teknikleri

 

birbirinden çok ayrıdır..

 

bu noktada yazma tarzınızın tüm okuduklarınızın içinde

 

etikilendiklerinizin <bir tutamı>

 

olduğunu söyleyebilirim.incelemeye teşekkürler..

Aries

Gönderi tarihi:

 

değerli @Aries,

 

öykünün kahramanı <Nuri> günlük insan ilişkilerindeki yabancılaşmayı,

sevgisizleşmeyi,alışkanlıklara tutsak olmayı,herşeyin maddileşmesini

şakağında birden hissedince geçmişe sığınmakta..aynı zamanda çok

unutulan fakat çok ihtiyacımız olan o <doğal sevgi>nin yaşamın en büyük anlamı

olduğunu temalandırıyor.yazım tekniğinde virginia wolf,dostoyevski,amin maalouf

beni en çok etkileyen yazarlar..kısaca demem o ki gelişme bölümü de sonuç bölümü de

öykünün içinde var...Nuri günlük yaşamını bir an için yüzüstü bırakıp köye gitmesi,

Zahideyi bulmak için değil kendini aramak için..onun 52 yaşında bir çamurlu

suda ağlaması gerçek sevginin yitirilişine isyandır; yani öykünün sonucudur,

incelemen için teşekkür ederim,sevgiler..

Yazınızı Çok iyi anladım...:)

 

anlatmak istediğim yazınızın ne kadar sürükleyici ve içine alan olması..sonunun gelmesini istemedim..

 

"yazının devamı" olarak da yeni yazılarınızı merakla bekliyorum..;)

 

[quote name='AED' date='27 Ekim 2009 - 20:54'

 

kısaca demem o ki gelişme bölümü de sonuç bölümü de

öykünün içinde var..

 

Biliyorum :)

kgurleyen

Gönderi tarihi:

Sevdim bu öyküyü...sonu çok ani bitirilmişse de...

Kahramanın ayakkabılarını çıkarmadan göle girip yürümesi intihar edebileceği duygusunu uyandırıyor okurda...

Selamlar...başarılar...

AED

Gönderi tarihi:

Sevdim bu öyküyü...sonu çok ani bitirilmişse de...

Kahramanın ayakkabılarını çıkarmadan göle girip yürümesi intihar edebileceği duygusunu uyandırıyor okurda...

Selamlar...başarılar...

 

@sevgili kgürleyen,

 

yazar, insanın kapitalizmin yabancılaşmış dünyasında, nesneleşmesine

isyan halinde..ve adeta çıkar dünyasının çarklarından kurtulup geçmişe

üstelik herşeyin saf olarak kaldığı çocukluğa sığınıyor...orada kalabileceğine

inansa idim intihar ettirirdim..

maalesef oraya ulaşmak bir başka bahara,,

küçük ve çıkarcı dünyamızla yetinmeliyiz,başka bir güzelliği kurana kadar..

sevgiler..

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.